Başbakan Erdoğan: 'Kimi Kurumlar Yetkilerini Aşarak Hukuku Zorluyor'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de bazı kurumların yetkilerini aşarak hukuku zorladıklarına dikkat çekerek, 'Eğer siyaseti çok seviyorsanız hodri meydan, çıkın meydana
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de bazı kurumların yetkilerini aşarak hukuku zorladıklarına dikkat çekerek, "Eğer siyaseti çok seviyorsanız hodri meydan, çıkın meydana. Neden çekiniyorsunuz? Bu konuda bir yasak yok" dedi.
Başbakan Erdoğan, AK Parti Rize İl Başkanlığı'nın Balmumcu Point Otel'de düzenlediği yemeğe katıldı. Yemekte Erdoğan'ın yanı sıra eşi Emine Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İl Başkanı Aziz Babuşcu, AK Parti Rize İl Başkanı Hasan Karal ile Rizeli işadamları hazır bulundu.
Yemekte ilk olarak konuşan Bakan Yazıcı, Türkiye'nin içinde bulunduğu çalkantılı dönemin sona ermesi için Rize'nin büyük katkıları olduğunu ifade ederek, "Kimse hukukun atlında veya üstünde değildir. Amacımız hukuk devleti kurmak ve yaşatmaktır. Bu yaşanan sancılardır" şeklinde konuştu.
Yazıcı'nın ardından kürsüye çıkan Başbakan Erdoğan, AK Parti'yi diğer partilerden, diğer hareketlerden ayıran en önemli vasfının gönüllere hitap ediyor olması olduğunu belirterek, "Biz İstanbul'da ayrı bir dil, Rize'de ayrı, Diyarbakır'da farklı konuşanlardan olmadık, olmayacağız. Türkiye'yi bir bütün olarak kucakladık. 72.5 milyonun her birine aynı nazarla, aynı bakışla baktık. Kimseyi ötelemedik, ikinci üçüncü sınıf ayrımı yapmadık. AK Parti'yi konjonktürel bir yapıda sananlar ne olduğumuzu gördüler.
Biz bu ülkeye siyaseten hizmet etmenin çok ötesinde, bu ülkenin ruhunu dirilmenin, umudunu çoğaltmanın mücadelesi içinde olduk" şeklinde konuştu.
"Başkalarının ne yaptıkları, nasıl yaptıkları, ne gaye ile siyaset ürettiği bize misal teşkil edemez" diyen Erdoğan, "Biz ne yaptığımıza bakıyoruz. Başkaları çıkar örgütlenmesi kurmuş olabilir, şahsi menfaat peşinde koşabilir, gözlerini makam ve mevki bürümüş olabilir. Ama biz olmayacağız. Arada sızmalar olabilir mi? Evet olabilir? Millet için yola çıkanlar milleti arkasına alarak, milletin hayır duasını arkasına alıp yola çıkanlar asla ve asla hiçbir şeyden korkmazlar. Bizim Allah'tan başka kimseye can
borcumuz yok. O verdi, o alır. Demokratik yaşam içersinde tek hesabımız halkımızadır. Bizim ölçümüz, 'egemenlik kayıtsız şartız milletindir' ilkesidir. Bunu duvarlara yazarak yapamazsınız. Bunu egemen kılmak gerekir. Millet adına karar verdiklerini söyleyenler buna dikkat etmelidir. Bizim ölçümüz evrensel, standartları yüksek demokrasidir. Türkiye'ye hukuk ve demokrasi dışında bir rota çizmeye çalışanlara fırsat vermedik. Dik duracağız, ama dikleşmeyeceğiz" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'ye gönül verenlere ve Türk milletine omurgalı duruşun yakışacağını söyledi. Türkiye'nin adeta damarlarına, sinirlerine sirayet etmiş mafya belası ile kararlılıkla mücadele ettiklerini belirten Erdoğan, "Hukukun dışına çıkarak üzerimize gelenlere eyvallah demedik. Çünkü emanet namustur, emanet şereftir. Bu milletin emanetine el uzattırmadık. Uzanan elleri geri itme konusunda en küçük bir tereddüt yaşamadık" dedi.
Türkiye'nin şuanda dünyada örnek gösterildiğini kaydeden Erdoğan, demokratik haklar askıya alındığında ekonominin küçüleceğini, demokrasiye müdahale edildiğinde ekonomi ve ekmeğin doğrudan etkileneceğini söyledi. "Durumumuzu kötü göstermeye gayret edenlerin aslında dertleri başka" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sorun onlara geçmişte ne yaptınız, nasıl bir Türkiye bıraktınız, yarın ne yapacaksınız? Söyledikleri 'biz şimdi ne yapacağımızı söylemeyiz'. Söyleyecek bir şeyin varsa pazarla kendini. Senin tanıtacak ne malın, ne düşüncen var. Onun için konuşamıyor. Çevremiz dostlarla değil, birbirine nefretle bakan ülkelerle doluydu. 7.5 sene öncesine kadar birbirimize selam dahi vermiyorduk, Suriye ile neredeyse savaş konumuna geldik. Vizeler kalktı. Şuanda Gaziantep'ten trene binip Musul'a, Halep'e kadar
gidebiliyorsunuz. Dünyanın neresine giderseniz gidin Türkiye'nin duruşu, barış çağrılarına olan katkılarını göreceksiniz."
Erdoğan, Türkiye'nin geldiği şu anki süreçten geriye dönüş olamayacağının altını çizerek, hiç kimsenin bu ülkeye yeni bedeller ödetemeyeceğini, buna da kimsenin haddi olamayacağını vurguladı. Türkiye'nin demokratikleşme alanında, dış politika alanında yakaladığı seviyeyi milletle paylaşmayanlar olduğunun altını çizen Erdoğan, "O kesimler ortaçağ zihniyeti ile hareket ederek Türkiye'nin bu ilerleyişini durdurmak için her türlü senaryoyu uygulamaya çalışıyorlar. Üzülerek söylüyorum milletin oyu ile meclise
gelmiş bazı siyasi partiler bu senaryoya omuz veriyor. 'Kurumlar yandaş, candaş, yoldaş' diyerek, Türkiye'yi bölmeye, koordinasyonunu bozmaya yönelik son derece sorumsuz açıklamalar var. Kimi kurumlar yetkilerini aşarak hukuku zorluyor. Eğer siyaseti çok seviyorsanız hodri meydan, çıkın meydana. Neden çekiniyorsunuz? Bu konuda bir yasak yok. Türkiye'de karanlık meselelerin, gizli kapaklı işlerin, çete ve mafyaların ortaya çıkmasından rahatsız oluyorlar. Süreci engellemek için her yolu kendilerine mubah
görüyorlar" ifadelerini kullandı.
Bir başbakan olarak yüreğini sızlatan, vicdanını yaralayan bir hadise olduğunu belirten Erdoğan, yakınları suikasta kurban gidenlerin durumuna değindi. Erdoğan, "Bu ülkede babası öldürülen, suikasta kurban giden çocuklar bir araya gelerek bir platform oluşturuyor. 'Babamızın katillerini bulun, tetikçilerinin arkasındaki kirli güçleri ortaya çıkarın' diyorlar. Türkiye bu yakıcı sorundan bir sorun olmanın ötesinde bu ağır ayıptan bir an önce kurtulmalıdır. Bizden önce işlenmiş, hatta 30-50 yıl önce
işlenmidpamazsınız. Bunu egemen kış cinayetleri aydınlatmak istiyoruz. 'Ben babamın geri gelmeyeceğini, annemin geri gelmeyeceğini, amcamın, dayımın geri gelmeyeceğini biliyorum ama onun faillerinin ortaya çıkmasını istiyorum' diyor. Bunun öğrenilmesi bu ülkeye kaybettirmez, kazandırır. Bu konuları aydınlatması beklenenler tam tersine süreci engellemenin mücadelesi içine giriyor. Bu ben tutarsızlığı milletimin ferasetine havale ediyorum. Aziz milletim gerektiği zaman en güzel cevabı verecektir" dedi.
Başbakan Erdoğan, yemeğe katılan işadamlarına da seslenerek, doğdukları toprakları unutmamalarını ve oralara yatırım yapmalarını söyledi. Konuşmasının ardından AK Parti Rize İl Başkanı Hasan Karal, Erdoğan'a organik çay hediye etti.
Başbakan Erdoğan, AK Parti Rize İl Başkanlığı'nın Balmumcu Point Otel'de düzenlediği yemeğe katıldı. Yemekte Erdoğan'ın yanı sıra eşi Emine Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İl Başkanı Aziz Babuşcu, AK Parti Rize İl Başkanı Hasan Karal ile Rizeli işadamları hazır bulundu.
Yemekte ilk olarak konuşan Bakan Yazıcı, Türkiye'nin içinde bulunduğu çalkantılı dönemin sona ermesi için Rize'nin büyük katkıları olduğunu ifade ederek, "Kimse hukukun atlında veya üstünde değildir. Amacımız hukuk devleti kurmak ve yaşatmaktır. Bu yaşanan sancılardır" şeklinde konuştu.
Yazıcı'nın ardından kürsüye çıkan Başbakan Erdoğan, AK Parti'yi diğer partilerden, diğer hareketlerden ayıran en önemli vasfının gönüllere hitap ediyor olması olduğunu belirterek, "Biz İstanbul'da ayrı bir dil, Rize'de ayrı, Diyarbakır'da farklı konuşanlardan olmadık, olmayacağız. Türkiye'yi bir bütün olarak kucakladık. 72.5 milyonun her birine aynı nazarla, aynı bakışla baktık. Kimseyi ötelemedik, ikinci üçüncü sınıf ayrımı yapmadık. AK Parti'yi konjonktürel bir yapıda sananlar ne olduğumuzu gördüler.
Biz bu ülkeye siyaseten hizmet etmenin çok ötesinde, bu ülkenin ruhunu dirilmenin, umudunu çoğaltmanın mücadelesi içinde olduk" şeklinde konuştu.
"Başkalarının ne yaptıkları, nasıl yaptıkları, ne gaye ile siyaset ürettiği bize misal teşkil edemez" diyen Erdoğan, "Biz ne yaptığımıza bakıyoruz. Başkaları çıkar örgütlenmesi kurmuş olabilir, şahsi menfaat peşinde koşabilir, gözlerini makam ve mevki bürümüş olabilir. Ama biz olmayacağız. Arada sızmalar olabilir mi? Evet olabilir? Millet için yola çıkanlar milleti arkasına alarak, milletin hayır duasını arkasına alıp yola çıkanlar asla ve asla hiçbir şeyden korkmazlar. Bizim Allah'tan başka kimseye can
borcumuz yok. O verdi, o alır. Demokratik yaşam içersinde tek hesabımız halkımızadır. Bizim ölçümüz, 'egemenlik kayıtsız şartız milletindir' ilkesidir. Bunu duvarlara yazarak yapamazsınız. Bunu egemen kılmak gerekir. Millet adına karar verdiklerini söyleyenler buna dikkat etmelidir. Bizim ölçümüz evrensel, standartları yüksek demokrasidir. Türkiye'ye hukuk ve demokrasi dışında bir rota çizmeye çalışanlara fırsat vermedik. Dik duracağız, ama dikleşmeyeceğiz" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'ye gönül verenlere ve Türk milletine omurgalı duruşun yakışacağını söyledi. Türkiye'nin adeta damarlarına, sinirlerine sirayet etmiş mafya belası ile kararlılıkla mücadele ettiklerini belirten Erdoğan, "Hukukun dışına çıkarak üzerimize gelenlere eyvallah demedik. Çünkü emanet namustur, emanet şereftir. Bu milletin emanetine el uzattırmadık. Uzanan elleri geri itme konusunda en küçük bir tereddüt yaşamadık" dedi.
Türkiye'nin şuanda dünyada örnek gösterildiğini kaydeden Erdoğan, demokratik haklar askıya alındığında ekonominin küçüleceğini, demokrasiye müdahale edildiğinde ekonomi ve ekmeğin doğrudan etkileneceğini söyledi. "Durumumuzu kötü göstermeye gayret edenlerin aslında dertleri başka" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sorun onlara geçmişte ne yaptınız, nasıl bir Türkiye bıraktınız, yarın ne yapacaksınız? Söyledikleri 'biz şimdi ne yapacağımızı söylemeyiz'. Söyleyecek bir şeyin varsa pazarla kendini. Senin tanıtacak ne malın, ne düşüncen var. Onun için konuşamıyor. Çevremiz dostlarla değil, birbirine nefretle bakan ülkelerle doluydu. 7.5 sene öncesine kadar birbirimize selam dahi vermiyorduk, Suriye ile neredeyse savaş konumuna geldik. Vizeler kalktı. Şuanda Gaziantep'ten trene binip Musul'a, Halep'e kadar
gidebiliyorsunuz. Dünyanın neresine giderseniz gidin Türkiye'nin duruşu, barış çağrılarına olan katkılarını göreceksiniz."
Erdoğan, Türkiye'nin geldiği şu anki süreçten geriye dönüş olamayacağının altını çizerek, hiç kimsenin bu ülkeye yeni bedeller ödetemeyeceğini, buna da kimsenin haddi olamayacağını vurguladı. Türkiye'nin demokratikleşme alanında, dış politika alanında yakaladığı seviyeyi milletle paylaşmayanlar olduğunun altını çizen Erdoğan, "O kesimler ortaçağ zihniyeti ile hareket ederek Türkiye'nin bu ilerleyişini durdurmak için her türlü senaryoyu uygulamaya çalışıyorlar. Üzülerek söylüyorum milletin oyu ile meclise
gelmiş bazı siyasi partiler bu senaryoya omuz veriyor. 'Kurumlar yandaş, candaş, yoldaş' diyerek, Türkiye'yi bölmeye, koordinasyonunu bozmaya yönelik son derece sorumsuz açıklamalar var. Kimi kurumlar yetkilerini aşarak hukuku zorluyor. Eğer siyaseti çok seviyorsanız hodri meydan, çıkın meydana. Neden çekiniyorsunuz? Bu konuda bir yasak yok. Türkiye'de karanlık meselelerin, gizli kapaklı işlerin, çete ve mafyaların ortaya çıkmasından rahatsız oluyorlar. Süreci engellemek için her yolu kendilerine mubah
görüyorlar" ifadelerini kullandı.
Bir başbakan olarak yüreğini sızlatan, vicdanını yaralayan bir hadise olduğunu belirten Erdoğan, yakınları suikasta kurban gidenlerin durumuna değindi. Erdoğan, "Bu ülkede babası öldürülen, suikasta kurban giden çocuklar bir araya gelerek bir platform oluşturuyor. 'Babamızın katillerini bulun, tetikçilerinin arkasındaki kirli güçleri ortaya çıkarın' diyorlar. Türkiye bu yakıcı sorundan bir sorun olmanın ötesinde bu ağır ayıptan bir an önce kurtulmalıdır. Bizden önce işlenmiş, hatta 30-50 yıl önce
işlenmidpamazsınız. Bunu egemen kış cinayetleri aydınlatmak istiyoruz. 'Ben babamın geri gelmeyeceğini, annemin geri gelmeyeceğini, amcamın, dayımın geri gelmeyeceğini biliyorum ama onun faillerinin ortaya çıkmasını istiyorum' diyor. Bunun öğrenilmesi bu ülkeye kaybettirmez, kazandırır. Bu konuları aydınlatması beklenenler tam tersine süreci engellemenin mücadelesi içine giriyor. Bu ben tutarsızlığı milletimin ferasetine havale ediyorum. Aziz milletim gerektiği zaman en güzel cevabı verecektir" dedi.
Başbakan Erdoğan, yemeğe katılan işadamlarına da seslenerek, doğdukları toprakları unutmamalarını ve oralara yatırım yapmalarını söyledi. Konuşmasının ardından AK Parti Rize İl Başkanı Hasan Karal, Erdoğan'a organik çay hediye etti.