Eğitim-sen'den 'Her Okula Bir Polis' Açıklaması

Eğitim-Sen Şanlıurfa Şube Sekreteri Halit Şahin, 'Her okula bir polis' konusu ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.

2007 yılında Milli Eğitim Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında "Okullarda Güvenli Ortamın Sağlanmasına Yönelik Koruyucu ve Önleyici Tedbirlerin Arttırılmasına İlişkin İşbirliği Protokolü" imzalandığını hatırlatan Eğitim-Sen Şanlıurfa Şube Sekreteri Halit Şahin, "Bu protokol, öğretim yılı başında ülke genelinde yaygınlaştırılarak 'her okula bir polis' biçiminde uygulanmaya başlamıştır. Çocuklarımızın güvenli eğitim ortamlarında eğitim almalarının sağlanacağı bahanesiyle okullarımız birer karakola
dönüştürülmek istenmektedir. Oysaki okul bir eğitim kurumudur. Eğitim, 'bireyde istendik davranış değişikliği meydana getirme süreci' olarak tanımlanmakta, okul ortamında ise bilimsel yöntemler kullanarak yanlış kabul edilen davranışın yerine yenisini koymak olarak düşünülmektedir. Ayrıca okul, sadece öğretim yapan bir kurum değil, öğrenciyi davranışsal olarak da içinde yaşadığı topluma hazırlamayı, içinde yaşadığı toplumu değiştirip dönüştürecek bir birey olarak yetiştirmeyi hedefleyen bir
kurumdur. Okulda kazandırılmak istenen davranışlar bireyin kendisine ve çevresine faydalı, akademik, sosyal, kültürel, psikolojik ve toplumsal gelişimini sağlayacak davranışlar olarak algılanmaktadır. Okul, bu yönlerden gelişimlerini olumsuz yönde etkileyen unsurlarla baş edebilecek bireyler yetiştirmeyi hedeflemektedir" dedi.
Bu uygulamanın Haziran 2007'de yürürlüğe konulan, topluma polis devleti anlayışını iyice dayatan yeni Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu (PVSK) ardından gelmesi rastlantı olmadığını kaydeden Şahin, "Okulun polis denetimi gerektirebileceği iddiası aslında kamusal alanın polise teslim edilmesi anlayışının bir uzantısıdır. Asıl olan tam anlamıyla bir polis devleti oluşturmanın etüdü olarak okullarımızın öncelikle seçildiği gerçeğidir. Zira güvenliği sağlama bahanesiyle okullara sokulan polislerin Terörle
Mücadele Biriminden seçilmesi, başlı başına manidarlık taşımaktadır. Eğitim yönetimi açısından okul iklimi: 'Bir örgüt yada grubun bütün duygusal sistemi, bir örgütün iç çevresinin doğası, yarattığı etki, etkinin algılanması ve algılayanların örgütsel davranışları üzerindeki etkisi' olarak tanımlanmıştır. Okul iklimi, okulu oluşturan öğrenciler, öğretmenler, psikolojik danışmanlar, idareciler kısaca okuldaki tüm personelin yarattığı bir atmosferdir. Bu atmosferin içinde polis ya da okul polisinin yeri
olamaz. Okulda polisin olması okul ikliminin bozulması anlamına gelecektir. Okulun, okul personeli ile yönetileceği ve yönetilmesi gerektiği asla akıldan çıkarılmaması gereken bir olgudur. Temel güven ilişkisi kurulamadığı ve gizliliğin sağlanamadığı durumda psikolojik danışmanların bu hizmetleri etkili biçimde sunmaları da mümkün olamamaktadır. Okulda polis bulundurulması, servisin ve psikolojik danışmanın işbirliğinde bulunsun ya da bulunmasın, bu temel güven ve gizlilik ilişkisini ortadan kaldıracak bir
uygulama olup, meslek etiğinin ihlali anlamına gelmektedir. Bizzat devletin zor aygıtının temsilcisi olan polis ve okul polisi uygulaması ile sözde sorunları çözeceğini iddia eden zihniyet, sorunları çözmek bir yana, daha da derinleştirmeye yönelik uygulamaları hayata geçirmeye çalışmaktadır. Bu uygulama, öğrencilerimize sorunlarını eğitim ortamına yaraşır bir şekilde çözebilecekleri eğitim ortamları sunmak ve desteklemek bir yana, böyle bir ortamı tamamen ortadan kaldırmaktadır. 'İstihbarat' toplama
tarzıyla çalışan polisin, henüz yaşı reşit olmayan çocukları etrafında topladığında veya ilişki kurduğunda kaçınılmaz olarak görülecek çürümeyi Eğitim-Sen olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Polisin ilişki kurduğu öğrencilere 'işbirlikçi-ispiyoncu-muhbir' sıfatları yükleneceği; eğitim yasaları çerçevesinde sınırlılığı bulunan öğrencilerin kimlik oluşturma süreçlerine geri dönülmez zararlar vereceği ve bu durumun öğrenciler arasında da giderek suni bir çatışma yaratacağı kaçınılmaz bir gerçektir.
Sonuçta kaçınılmaz olarak, 'Şiddeti önleme' adı altında okulun içine sokulan polisin, yeni bir şiddet ortamının kaynağı ve müsebbibi olacağı kesindir. Eğitimdeki "gizli müfredat" araçlarından biri olarak polislerin göstereceği olumsuz davranışlar da yurttaşlık kimliğine zarar verecektir. Ailelerin çocuklarının eğitimine, öğretmenlik dışında vasfı olan, amacı eğitim değil, güvenlik, iktidar, otorite sağlamak olan bir meslek elemanının karışmasına kabulleri beklenemez. Okulda polis bulundurma uygulamasına
derhal son verilmeli ve polisler okullardan geri çekilmelidir. İlk adım olarak sendikamız tarafından yukarıda adı geçen işbirliği protokolünün iptali için dava açılmıştır" diye konuştu.
(FÖ-HE-Y)