Bursaspor baskıyı çok geç aştı

Bursaspor-Rangers maçı bir kez daha çok net bir şekilde gösterdi ki temsilcimizin, tar...


Bursaspor-Rangers maçı bir kez daha çok net bir şekilde gösterdi ki temsilcimizin, tarihindeki ilk Şampiyonlar Ligi performansının bu denli kötü olmasının birinci nedeni takım üzerindeki “baskı” oldu.

Bu baskı kelimesi kendi içerisinde tecrübesizlik, özgüven eksikliği ve panik kavramlarını da taşıyor ki bu unsurlar yeşil beyazlıların şampiyonlar arenasında altı maç sonrasında içinde sadece iki gol ve bir puan barındıran yüz kızartıcı karneye sahip olmalarında, kadro yetersizliğinden daha çok etkiliydi.

Bursaspor’un özellikle Rangers ve Manchester ile hem kendi sahasında hem de deplasmandaki mücadeleleri düşünüldüğünde temsilcimizin bu maçlarda hiç de kötü olmadığını hatta zaman zaman topa sahip olup oyuna hükmettiğini gördük. Fakat bu anlarda hortlayan baskı kuvveti, bir taraftan golcülerimizin gücünü tüketirken diğer yandan da savunmamızın elini kolunu bağlayınca ortaya bugünkü tablonun çıkması kaçınılmaz oldu.

Ne zaman ki Bursalı oyuncular artık turnuvanın kendileri için bittiğine ikna olup üzerlerindeki baskıyı attılar –bu dönem dünkü maçın 50. dakikasına tekabül ediyor- işte o zaman topa sahip olmak bir anlam taşımaya, yeşil beyazlılar da oyunu rakip yarı sahaya yığıp tehlikeli pozisyon üretmeye başladı.

Zaten Bursa ekibinin Süper Lig’de yoluna başarı ile devam etmesinin en önemli nedenlerinden biri aynı baskıyı lig maçlarında yaşamıyor olmaları değil mi?.

Sonuçta Ertuğrul Sağlam ve öğrencileri, kendileri için oldukça sıkıntılı bir süreç olsa da, bu Şampiyonlar Ligi serüveninden çok önemli bir deneyim kazanmış oldu ve düşüncem odur ki bu tecrübeler bundan sonraki lig ve Türkiye Kupası maçlarında yeşil beyazlılar için önemli bir artı olacak.

Son olarak dünkü maçın yıldızı, her ne kadar mutlak bir pozisyondan yararlanamasa da, Sercan Yıldırım’dı. Gerek yaşı gerekse sahip olduğu potansiyel nedeniyle Şampiyonlar Ligi için ayrı bir heyecan duyan Sercan, sanırım bu özellikleri nedeniyle yukarıda bahsettiğim baskıyı en çok hisseden oyuncu oldu ve kendisinden her maç beklenen iyi performans sadece dünkü maçın ikinci yarısında söz konusu olabildi.