Atso Aralık Ayı Meclis Toplantısı Yapıldı

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Meclisi 2010 yılının son meclis toplantısını yaptı.

Toplantının açılışında konuşan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak, geçtiğimiz günlerde bir kazada yaşamını yitiren ATSO Meslek Komitesi üyesi Faruk Kayhan ve Ticaret Borsası eski Başkanı ve eski milletvekili Fikret Badazlı'nın vefatlarından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Türkiye'nin 2010 yılını çoğunlukla siyasi gündemlerle tamamladığını vurgulayan Budak, 2011 yılının da siyasi gündemlerle geçecek gibi göründüğünü söyledi. Budak, "Artık birkaç gün sonra yeni bir yıla merhaba diyeceğiz. Milenyumun da ilk 10 yılını böylece tamamlamış olacağız. Normalde böyle bir 10 yılın bitip yeni bir on yılın başladığı dönemlerde her ülke 10 yıllık bilançosunu çıkarır ve yeni hedeflerini ortaya koyar. Ama bu yıl dünya halen krizin belirsizliğini yaşıyor, hiçbir ülke plan yapacak durumda değil. Aslında ABD'nin ve Avrupa'nın bu zayıf döneminin de Türkiye için bir şans ve fırsat dönemi olması gerekir. Avrupa'da durgunluk devam ederken Türkiye'nin bölgede yatırım merkezi olması gerekir. Bu yönde ümitler bulunmaktadır ve biz de bunun gerçek olmasını diliyoruz" dedi.
2011 DE SİYASİ GÜNDEMLERLE GEÇECEK GÖRÜNÜYOR
2010 yılını ülke olarak çoğunlukla siyasi gündemlerle tamamlandığı ve 2011 yılının da siyasi gündemle geçecek gibi göründüğünü belirten Budak, "Çünkü önümüzde 2 ay kadar bir süre meclis çalışacak. Mart ayının başında seçimlerden dolayı meclis tatil olacak. Haziran da seçim var, yeni hükümet kurma çalışmaları Temmuz başını bulur, sonra meclis yine yaz tatiline girer ve Ekim den önce de çalışmalar başlamaz. Bu sebepledir ki: Bu önümüzdeki 2-2,5 aylık süre, Türk özel sektörü için son derece önemlidir. Türk ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, Büyük Mağazalar Kanunu gibi çok önemli kanunların bu süre içinde geçmesini bekliyoruz" şeklinde konuştu. Son günlerde medyada sürekli olarak iki dil ve özerklik şeklinde bir tartışmanın gündemde tutulduğunu kaydeden Budak, "Kimse kimseye ana dilini konuşma demiyor. Zaten ana dilde konuşmada sorun yok. Türkiye'nin resmi dili Türkçedir. Bu değişemez" diye konuştu.
BÜTÇE DENGESİ YENİDEN İYİLEŞME GÖSTERİYOR
2010 üçüncü çeyreği itibariyle Türkiye ekonomisinin 2008 yılı üretim düzeyine tekrar kavuştuğunu ifade eden ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Budak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütçe dengesi yeniden iyileşme gösteriyor. Özel sektörün finansman dengesi iyi seviyededir. Sadece 2008 yılında 136 milyar dolar olan ihracat 2010 yılında halen 110 milyar dolarda kalmıştır. Cari açık yeniden 40 milyar doların üzerine çıkmaktadır. Bu açık mevduata, tahvile gelen para ile ve bankaların aldığı kredi ile finanse edilmiştir. Bu konuda sürekli olarak yapılan uyarılardan sonra nihayet bazı önlemler alınmıştır. Son dönemde ekonomide önemli adımlar atıldığını görmekten son derece memnunuz. Merkez Bankası hem faizleri düşürmüş, hem de kredi musluğunu kısmıştır. Bildiğiniz gibi amaç sıcak para girişini teşvik etmemektir. Yöntem, ilk bakışta doğru görünmektedir. Özellikle uzun vadeli mevduatın ve tahvil ihracının teşvik edilmesi de umarım olumlu gelişme sağlayacaktır. Ancak burada önemli bir soru da cevapsız kalmıştır. Her şeyden önce bu tür önlemlerde aslında çok gecikilmiştir. Maalesef Türkiye'de bu tür gecikmeler sorgulanmaz. Ayrıca önlemler iyi açıklanmadığı için neredeyse bir panik yaşanmıştır. Sanki ekonomi yönetimi bilinmeyen bir nedenle aniden kaygılanmıştır gibi bir görüntü ortaya çıkmıştır. İkincisi, Türkiye ekonomisi kredilerde kısıntıya gidecek kadar ısınmış mıdır? Yakından baktığımız zaman, çekirdek enflasyon yüzde 2'lerdedir. Konut fiyatları 3 yıl öncesinin altındadır, İstanbul dışında konut yatırımları durgundur. İşsizlik yüzde 12 düzeyindedir. Büyüme baz etkisinden kurtulmakta ve yüzde 5'ler seviyesine gelmektedir. Özel sektör yatırımları kriz öncesi düzeye gelmemiştir. Böyle bir durumda kredileri kısıtlayıp, büyümeyi düşürüp, enflasyon veya cari açık dizginlenmeye çalışılırsa, bu sıkıntı yaratabilir. Enflasyon ve cari açık konusunda ilk yapılması gerekenler devlet bütçesinin verimli hale getirilmesi ve yapısal reformlardır. Cari açığı düşürmenin yolu budur. Aksi halde, bir taraftan en pahalı benzin ve mazot bizde olacak, diğer taraftan bunu telafi etmek için büyümeyi dizginlemeye çalışacağız. Bu doğru değildir."
KAYITDIŞI İŞYERLERİ
Konuşmasında kayıtdışı ile daha fazla mücadele vermek gerektiğini de vurgulayan Budak, kayıt dışı ekonomiye artık kayıtdışı işyerlerinin de girdiğini söyledi. 2001'de vergi mükellefi sayısı 8 milyon 350 bin iken 2010 yılında 8 milyon 700 bin olduğuna dikkat çeken Budak, "10 yılda mükellef sayısı sadece yüzde 4 artmıştır. Vergi gelirinin yüzde 60'ı ÖTV ve KDV geliridir. Bu nedenle vergi oranları düşürülmeli ve vergi tabana yayılmalıdır. Tabi bu yapılırken, kamuda verimsizliğe, hatalı yatırımlara, otomobil, lojman gibi israflara son verilmelidir" şeklinde konuştu.
ANTALYA İHRACATINDA İYİ GELİŞME
Bu yıl Antalya'dan madencilik ve sanayi ürünleri ihracatında iyi bir gelişme izlendiğini kaydeden Budak, Antalya'daki KDV ve ÖTV tahsilatları yüzde 40'lar düzeyinde arttığını söyledi. 650 milyonluk teşvik belgesi alındığını, bunun 370 milyonunun turizm sektöründe olduğunu, sanayide teşvik belgesi hacminin 81 milyon, tarımda ise 56 milyon lira olduğunu ifade eden Budak, geçmişte Antalya net olarak yılda 100 bine yakın göç aldığını, bugün ise alınan göçün 75-90 bin arasında olduğunu söyledi.
Antalya'nın havadaki kükürt oranında üçüncü il olduğuna dikkat çeken Budak, "Dolayısıyla vatandaş ucuza ısınacak diye biz bu kirliliği çekemeyiz. Bir yerde bir alışveriş merkezi veya başka bir işyeri açarken, şu kadar yatırım vs. diyoruz. Oysa devletin bakması gereken kamuya, yani halka yararı ve zararıdır. Şehirde çevreye, sosyal hayata zarar veren bir projede o zarar dikkate alınmalıdır. Antalya'da kentte, sektörlerde, ticarette disipline ihtiyaç vardır" ifadelerini kullandı.
Meclis Toplantısı'nda ATSO'nun 2011 yılı tahmini bütçesi 15 milyon 720 bin lira olarak kabul edildi.