Babacan: 'Türkiye'nin Imf Ve Dünya Bankası'nda Hissesi Arttı'

IMF yönetim kurulundaki 5 tahsisli koltuğa son G-20 toplantısında alınan kararla artık herkesin seçimle oturmaya başladığını ifade eden Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Bunu BM Güvenlik Konseyinde de görmek istiyoruz

IMF yönetim kurulundaki 5 tahsisli koltuğa son G-20 toplantısında alınan kararla artık herkesin seçimle oturmaya başladığını ifade eden Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Bunu BM Güvenlik Konseyinde de görmek istiyoruz. Bu konuda bundan sonraki dönemde artan çabalarımız olacak" dedi.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) 2010 yılı olağan genel kurulunda konuşan Babacan, artık dünyanın neresinde ne olursa olsun, "Orası çok uzak, biz o işlere girmeyiz, bizim işimiz değil" demeden belli temel ilkelerle hareket ettiklerini belirtti.
Siyasi alanda hep daha fazla diyalog, güven oluşturma ve işbirliği istediklerini kaydeden Babacan, "Ekonomik alanda daha adil ve kapsayıcı bir finans sektöründen yanayız. Malların, insanların, hizmetlerin, sermayenin engelsiz bir şekilde hareket edebildiği bir dünyadan yanayız. Kültürel alanda kucaklayan, farklılıkları zenginlik bilen bir anlayışa sahibiz" dedi.
Türkiye'nin artık sadece olup bitene tepki veren bir ülke olmadığını, proaktif şekilde krizler daha gündeme gelmeden çözüm üretmeye çalışan bir ülke haline geldiğini ifade eden Bakan Babacan, Türkiye'nin son 2 yıldır BM güvenlik konseyi üyesi olarak da çok başarılı bir sınav verdiğini söyledi.
Türkiye'nin bölgesel politikalarda da belli ilkelerle hareket ettiğini ifade eden Babacan, bu ilkeleri; "tüm ülkelerin, halkların ve bireylerin güvenlik içinde yaşamaları çerçevesinde herkes için güvenlik, sorun ve ihtilafların siyasi diyalogla, diplomasıyla çözülmesi, ülkeler arasında karşılıklı ekonomik bağımlılıklar oluşturmak ve kültürlere, farklılıklara saygı" şeklinde sıraladı.
Babacan, bu temel ilkeleri tavizsiz şekilde uyguladıklarını ve güzel sonuçlar aldıklarını ifade etti.
TİKA'nın yurt dışı etkinliğini giderek artırdığını ve şu anda 37'si Afrika'da olmak üzere 100'ün üzerinde ülkede proje geliştirildiğini belirten Babacan, "Geçen yıl Türkiye'nin dış yardım rakamı 1,5 milyar dolara ulaştı. Bunların yarısı kamu, yarısı özel sektör tarafından gerçekleştirildi. Yardım alan bir ülkeden, yardım eden, destek veren ülke konumuna geçtik" dedi.
Türkiye'nin G-20 etkin üyelerinden biri olduğunu kaydeden Babacan, "Hele G20 masasına oturduğumuzda birkaçı hariç hemen hemen tümünün ciddi ekonomik sorunlarla uğraştığı böyle bir dönemde başarılı olmuş, ekonomisi dimdik ayakta bir ülke olarak etkinliğimiz çok daha artmış durumda. Biz bir şey söylediğimizde dikkatle izleniyor. Finansal İstikrar Kurulunun bu dönemde ilk defa üyesi olduk" diye konuştu.
Türkiye'nin IMF ve Dünya Bankası'nda hissesinin ve oy oranının da arttığına işaret eden Babacan, "Bakın IMF yönetim kurulunda 5 tane tahsisli koltuk vardı. Niye? 2. Dünya Savaşı sonrasında belli bir ekonomik güce sahip ülkeler, o zaman almışlar o koltukları. Son G20 toplantısında bir karar aldık ve artık herkes seçimle oturuyor. Bunu BM güvenlik konseyinde de görmek istiyoruz. Orada da 2. Dünya Savaşının galibi 5 ülkenin sabit koltuğu var. Böyle bir yapının dünya kamuoyu önünde ne kadar muteber olduğu,
ne kadar temsil gücünün olduğu hep tartışmalıdır. Ne kadar meşruiyeti olduğu da tartışmalıdır. Bunun içindir ki Güvenlik Konseyi kararları belli bir marjla ele alınır. Bunun da aynı uluslararası finans kuruluşlarında olduğu gibi belli bir süre içinde değişmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz ve bu konuda bundan sonraki dönemde artan çabalarımız olacak" dedi.