Ak Parti Hükümetinin 2010 Yılı Karnesi Başarılarla Dolu
AK Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan, AK Parti Hükümetinin 2010 yılı karnesin başarılarla dolu olduğunu söyledi.
Milletvekili Mehmet Erdoğan yaptığı açıklamada, hükümetin izlemiş olduğu yatırım programları ile cari açığın kapatıldığını ifade etti. İhracat gelirlerinin artırıldığını dile getiren Mehmet Erdoğan, buna bağlı olarak 2002 yılında 230 milyar dolar olan Milli gelirin de 2010 yılında 750 milyar dolar olarak gerçekleştiğini kaydetti. Erdoğan, 2002 yılında döviz rezervinin 26,8 milyar dolar iken 2010 yılında 70,1 milyar dolara yükseldiğini söyleyerek, "Ekonomi politikalarımızın diğer bir sonucu olarak Türk
parasının dünyada itibar kazanmasını sağlamak amacıyla 20 milyon TL'lik banknotlardan altı sıfır atılarak yeni 20 TL banknotlar çıkartılmıştır. Böylelikle hem paramızın değeri artmış hem de iç ve dış piyasada Türk banknotu kullanımı rahatlatılmıştır" dedi.
"İktidara geldiğimiz 2002 yılından itibaren halkımızı sosyal devlet olmamız bir gereği olarak vatandaşımızın sağlık ihtiyacıyla en yakından ilgilendik" diyen Erdoğan, "İktidara geldiğimizde 35 olan hastane sayısını, 2010 yılında 160'a, toplam yatak sayısını da 6 bin iken 2010 yılında bu sayıyı 31 bine çıkarttık. Vatandaşımızın hastanelerdeki sıra bekleme sıkıntısını kısmen çözdük. 2002 yılında Hastanelerdeki yoğun bakım yatak sayısı 869 adet iken 2010 yılında bu rakamı 8 bin 392'e yükselttik. Hasta
vatandaşlarımızın özel muayenehanelere giderek madden ve manen büyük bir külfet altına girmelerini önlemek amacıyla hastanelerdeki muayene odaları arttırılmış, 2002 yılında 6 bin 643 olan muayene oda sayısını 20 bin adete çıkartılmıştır. Hastanelerde hayati öneme haiz yoğun bakım oda sayısı 2002 yılında 869 iken 2010 yılında 11 bine çıkartılarak vatandaşımızın hizmetine sunulmuştur" diye konuştu.
"2002 YILINDA SAĞLIĞA AYRILAN BÜTÇE 3 MİLYAR 910 MİLYON İKEN 2011 YILINDA 17 MİLYAR 241 MİLYON TL AYRILDI"
İktidara geldiklerinde vatandaşların büyük sıkıntılar çekerek il dışına gittiklerini anlatan Erdoğan şöyle devam etti:
"2002 yılında iktidara geldiğimizde büyük sıkıntılarla il dışlarına giderek tedavi görmek zorunda kalan hastalarımızın sıkıntılarını gidermek için 2002 yılında 5 bin 685 diyaliz cihazı olan hastanelerimizde 2010 yılı itibariyle bu adeti 14 bin 503'e çıkartarak diyaliz hastalarımıza ikame yerlerine yakın tedavi imkanı sağlayarak umut ışığı olundu. 2002 yılında 112 acil servis hizmetinde 617 ambulans aracı mevcutken 2010 yılında bu sayı 2 bin 430 adete çıkartılarak acil hastalarımıza en erken şekilde
müdahale edilerek tedavi görmeleri sağlanmıştır. 2002 yılında Sağlığa ayrılan bütçe 3 Milyar 910 Milyon iken 2011 yılında 17 Milyar 241 Milyon TL ayrılmış olup, hükümetimizin vatandaşımızın sağlığına vermiş olduğu önem bir kez daha göz önüne çıkmıştır. 2002 yılına kadar öğrencilerimiz eğitim öğretim dönemi başlarında ihtiyacı olan kitabı kırtasiyelerden temiz etmeye çalışırken kitap kuyruğu oluşturuyorlardı. Eğitimin başlamasına rağmen haftalarca ihtiyaçları olan kitapların tamamını temin edemiyorlardı.
Hükümetimiz öğrencilerimizin bu sorunlarını gidermek için ilköğretimde eğitim öğretim kitaplarını ücretsiz yaparak, eğitim öğretimin ilk gününde kitapların tamamını öğrencilerimize ulaştırmayı başarmıştır. 2002'den 2010 yılına kadar öğrencilerimize 930 milyon ders kitabını ücretsiz olarak dağıtılarak öğrencilerimizin sıkıntısını gidermekle kalmayıp velilerimizin üzerinden de kitap külfetini kaldırmıştır. Teknolojideki hızlı değişimler karşısında, eğitim sisteminin okul öncesinden yaygın eğitime kadar, hayat
boyu öğrenme yaklaşımıyla yeniden düzenlenmesi çalışmalarında hükümetimiz döneminde önemli bir mesafe alınmıştır. Ülkemiz insan kaynaklarının en etkin biçimde gelişmesini destekleyecek yapı ve işleyişe kavuşturulması, eğitimde fırsat ve imkanların herkes için erişilebilir olması, kaliteli eğitim fırsat ve imkanlarının yaygınlaştırılması, eğitimde kalite güvence sisteminin oluşturulması hükümetimizin öncelikli politikaları arasında olmuştur. Bu sebeple 2002 yılında eğitime ayrılan bütçe 7,5 milyar TL iken
2011 yıl ında Milli Eğitime ayrılan bütçe 34,2 milyar TL olarak belirlenmiştir"
Hükümetin milletin efendisi olan çiftçilere daha kaliteli ve azami ölçüde tarımsal verimliliği artırabilmek için tarımsal destek programları uyguladığını aktaran Erdoğan şunları kaydetti:
"Daima çiftçimizin yanında olan hükümetimiz çiftçimize yapmış olduğu mazot desteği, tarımsal ürün desteği, tarımsal yatırım destekleriyle çiftçimize güvenle yatırım yapma imkanı sağlamıştır. İktidara geldiğimiz 2002 yılında Tarımsal Kredi miktarı 302 milyon TL ve tarım ürünleri ihracatı 4 milyar dolardı. Hükümetimiz dönemi 2010 yılında Tarımsal Kredi Miktarı katlanarak artmış ve 2,5 milyar TL olmuştur. Yurt dışına ihraç ettiğimiz Tarım Ürünleri İhracatı ise 4 milyardan 11 milyar 462 milyon dolara
çıkmıştır.
Ülkemizde hayvancılığın artırımı için 2010 yılında Hayvansal Üretime ayrılan destek 1,1 milyar TL olmuştur. Hayvansal üretime destek miktarı iktidara geldiğimiz 2002 yılında sadece 83 milyondu. Bu oran hükümetimizin vermiş olduğu destek programlarıyla 1,1 milyar TL. rakamına çıkartılmıştır. AK Parti Hükümetinden güven ve desteği gören çiftçilerimiz yatırımlarına önem vermiş ve bu öneme binaen de 2002 yılında 8 bin 100 olan Traktör satışını 2010 yılında 45 bin adete çıkartmıştır. AK Parti Hükümeti olarak
iktidara geldiğimiz 2002 yılında ülkemiz ulaşım ve taşımacılık alanında Avrupa ülkelerinin çok gerisindeydi. Gelişmişliğin belirtisi olan altyapı çalışmalarına ve iller arası bağlantı yollarına önem verdik. Yıllardır yatırım yapılmayan oto yollarına yatırım yaptık. Tünellerle mesafeleri kısalttık. Güvenli huzurlu yolculuk ve taşımacılık yapılması için 2002 de 6 bin 101 kilometre olan bölünmüş yol miktarını 2010 yılında 18 bin kilometre'ye çıkartarak kara yolu yatırımında rekora imza attık. Cumhuriyet
tarihinden beri geliştirilemeyen demiryolu ağlarını biz yeniledik. Demiryollarını geliştirerek güvenli ve daha ucuz taşımacılığı vatandaşımızın hizmetine sunabilmek için demiryolu yatırımlarına önem verdik. Bu sebeple mevcut rayları ve vagonları yeniledik. Hükümeti devraldığımız 2002 yılında demiryolu yatırımı 11 kilometre iken 2010 yılı itibarıyla demiryolu ağını yıllık ortalama 118 kilometre'ye çıkarttık. Duble demiryolu yatırımına da yine biz başladık. Eskiden Ankara - İstanbul arası tren yolculuğu 10
saat sürerken yenilenen yüksek hızlı trenler ile yolculuk süresi 5, 5 saate düşürülmüştür. Ankara - Eskişehir arası 3,5 saat süren tren yolculuğu da 1,5 saate düşürülmüştür.
Hava taşımacılığında da çığır açan hükümetimiz 2002 yılında 2 merkezden 25 yere yapılan uçuşları 2010 yılında 7 merkezden 45 yere ulaşmasını sağlamıştır. Bütün bu ulaşım alanında yapılan yatırımlar ülkemizin gelişmesine katkı sağlamış vatandaşlarımızın huzurlu güvenli ve ekonomik ulaşımını sağlamış yatırımcı müteşebbislerimizi yatırıma teşvik etmiştir."
Vatandaşın ucuz ve sağlıklı yakıt olan doğalgaza kavuştuğunu belirten Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"2002 yılında ülkemizde Doğalgaz kullanan il sayısı 9 iken 2010 yılında Doğalgaz kullanan il sayısı 66 olmuştur. Elektrik kullanımı ise 129 Milyar KW saat iken 2010 yılında 200 Milyar KW saate çıkmıştır. Enerji alanında 2002 yılında petrol arama yıllık sondaj sayısı 20 iken 2010 yılında 79 olmuştur. AK Parti hükümeti olarak iktidara geldiğimizde proje aşamasında kalan Enerji nakil hatlarını tamamladık. Yapılan ve yapılmakta olan enerji hatlarıyla ülkemiz uluslar arası alanda Jeopolitik konumunu daha da
arttırmıştır. Proje aşamasında kalan Bakü - Tiflis- Ceyhan boru hattı hükümetimiz döneminde tamamlandı. Bakü - Tiflis - Ceyhan boru hattı toplam Bin 776 kilometre uzunluğunda olup bu projeyle, ülkemiz yılda 518 milyon dolar kazanç elde etmektedir. Böylece Türkiye Hazar'daki enerji kaynaklarının batıya sevk edilmesinde bir enerji koridoru olmuştur. Şahdeniz Projesi: Uzunluğu 225 kilometre olan proje ile Temmuz 2007 yılından bu yana Azerbaycan'dan Doğalgaz tedarik edilmeye başlandı. Nabucco Projesi ile 3 bin
300 kilometre boru hattı inşaatını kapsayan ve 15 bin kişiye istihdam sağlayan proje de yine hükümetimiz döneminde imzalandı. Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) petrol boru hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattıyla yapabileceğini gösteren Türkiye'nin, AB açısından mevcut en hayati projesi, Hazar ve Ortadoğu doğalgazını Avrupa'ya sevkini gerçekleştirecek Nabucco projesidir. 11 milyar dolarlık, yıllık 31 milyar metreküp kapasiteye sahip proje AB'nin, doğalgazda kaynak çeşitliliğini ve enerji güvenliğini
artırmak için en ciddi alternatifi ve doğu-batı enerji koridorunun en önemli ayağıdır. Bu proje Ortadoğu doğalgazının Türkiye üzerinden geçerek, Bulgaristan, Romanya, Macaristan ve Avusturya'ya ulaşması hedeflemektedir. Projenin hayata geçmesiyle Türkiye bir yandan AB için en önemli transit ülkelerden biri haline gelecek, bir yandan da yüzde 60'ı aşan Rus doğalgazına bağımlığına karşı ciddi bir alternatif oluşmuş olacaktır. Samsun - Ceyhan Petrol Hattı için de 2009 yılında Rusya ile protokol imzalandı.
2002 yılında halkımızın teveccühü ile iktidara geldiğimizde ülkemiz ekonomik dar boğazın içindeydi. Kamu kurumunda ki memurlarımız maşlarını alamıyordu. Fabrikalardaki üretim durmuş. İşsizlik çığ gibi büyümüştü. Enflasyon hat safhada olup bankalardaki gecelik faizler yüzde 7 bin 500'le re dayanmıştı. Bankalar ardı arkasına batmış. Ülkede kaos çanları çalmaktaydı. Hükümetimizin acil önlem planlarıyla tüm sıkıntılar masaya yatırıldı. İvedi bir şekilde tüm sorunların üzerine gidildi. Ekonomik tedbirler alındı.
Bugün baktığımızda Türkiye tüm dünyada hak ettiği saygıyı ve itibarı kazandı. Komşu ülkeler nazarında güven teşkil eden ülke, Uluslar arası platforma yatırım yapılabilir bir ülke haline geldi. İnsanlığa hizmeti şiar edinen hükümetimiz çıkmış olduğu bu yolda emin adımlarla vatandaşına hizmet etmeye devam edecektir.
(HÖ-HE-Y)
parasının dünyada itibar kazanmasını sağlamak amacıyla 20 milyon TL'lik banknotlardan altı sıfır atılarak yeni 20 TL banknotlar çıkartılmıştır. Böylelikle hem paramızın değeri artmış hem de iç ve dış piyasada Türk banknotu kullanımı rahatlatılmıştır" dedi.
"İktidara geldiğimiz 2002 yılından itibaren halkımızı sosyal devlet olmamız bir gereği olarak vatandaşımızın sağlık ihtiyacıyla en yakından ilgilendik" diyen Erdoğan, "İktidara geldiğimizde 35 olan hastane sayısını, 2010 yılında 160'a, toplam yatak sayısını da 6 bin iken 2010 yılında bu sayıyı 31 bine çıkarttık. Vatandaşımızın hastanelerdeki sıra bekleme sıkıntısını kısmen çözdük. 2002 yılında Hastanelerdeki yoğun bakım yatak sayısı 869 adet iken 2010 yılında bu rakamı 8 bin 392'e yükselttik. Hasta
vatandaşlarımızın özel muayenehanelere giderek madden ve manen büyük bir külfet altına girmelerini önlemek amacıyla hastanelerdeki muayene odaları arttırılmış, 2002 yılında 6 bin 643 olan muayene oda sayısını 20 bin adete çıkartılmıştır. Hastanelerde hayati öneme haiz yoğun bakım oda sayısı 2002 yılında 869 iken 2010 yılında 11 bine çıkartılarak vatandaşımızın hizmetine sunulmuştur" diye konuştu.
"2002 YILINDA SAĞLIĞA AYRILAN BÜTÇE 3 MİLYAR 910 MİLYON İKEN 2011 YILINDA 17 MİLYAR 241 MİLYON TL AYRILDI"
İktidara geldiklerinde vatandaşların büyük sıkıntılar çekerek il dışına gittiklerini anlatan Erdoğan şöyle devam etti:
"2002 yılında iktidara geldiğimizde büyük sıkıntılarla il dışlarına giderek tedavi görmek zorunda kalan hastalarımızın sıkıntılarını gidermek için 2002 yılında 5 bin 685 diyaliz cihazı olan hastanelerimizde 2010 yılı itibariyle bu adeti 14 bin 503'e çıkartarak diyaliz hastalarımıza ikame yerlerine yakın tedavi imkanı sağlayarak umut ışığı olundu. 2002 yılında 112 acil servis hizmetinde 617 ambulans aracı mevcutken 2010 yılında bu sayı 2 bin 430 adete çıkartılarak acil hastalarımıza en erken şekilde
müdahale edilerek tedavi görmeleri sağlanmıştır. 2002 yılında Sağlığa ayrılan bütçe 3 Milyar 910 Milyon iken 2011 yılında 17 Milyar 241 Milyon TL ayrılmış olup, hükümetimizin vatandaşımızın sağlığına vermiş olduğu önem bir kez daha göz önüne çıkmıştır. 2002 yılına kadar öğrencilerimiz eğitim öğretim dönemi başlarında ihtiyacı olan kitabı kırtasiyelerden temiz etmeye çalışırken kitap kuyruğu oluşturuyorlardı. Eğitimin başlamasına rağmen haftalarca ihtiyaçları olan kitapların tamamını temin edemiyorlardı.
Hükümetimiz öğrencilerimizin bu sorunlarını gidermek için ilköğretimde eğitim öğretim kitaplarını ücretsiz yaparak, eğitim öğretimin ilk gününde kitapların tamamını öğrencilerimize ulaştırmayı başarmıştır. 2002'den 2010 yılına kadar öğrencilerimize 930 milyon ders kitabını ücretsiz olarak dağıtılarak öğrencilerimizin sıkıntısını gidermekle kalmayıp velilerimizin üzerinden de kitap külfetini kaldırmıştır. Teknolojideki hızlı değişimler karşısında, eğitim sisteminin okul öncesinden yaygın eğitime kadar, hayat
boyu öğrenme yaklaşımıyla yeniden düzenlenmesi çalışmalarında hükümetimiz döneminde önemli bir mesafe alınmıştır. Ülkemiz insan kaynaklarının en etkin biçimde gelişmesini destekleyecek yapı ve işleyişe kavuşturulması, eğitimde fırsat ve imkanların herkes için erişilebilir olması, kaliteli eğitim fırsat ve imkanlarının yaygınlaştırılması, eğitimde kalite güvence sisteminin oluşturulması hükümetimizin öncelikli politikaları arasında olmuştur. Bu sebeple 2002 yılında eğitime ayrılan bütçe 7,5 milyar TL iken
2011 yıl ında Milli Eğitime ayrılan bütçe 34,2 milyar TL olarak belirlenmiştir"
Hükümetin milletin efendisi olan çiftçilere daha kaliteli ve azami ölçüde tarımsal verimliliği artırabilmek için tarımsal destek programları uyguladığını aktaran Erdoğan şunları kaydetti:
"Daima çiftçimizin yanında olan hükümetimiz çiftçimize yapmış olduğu mazot desteği, tarımsal ürün desteği, tarımsal yatırım destekleriyle çiftçimize güvenle yatırım yapma imkanı sağlamıştır. İktidara geldiğimiz 2002 yılında Tarımsal Kredi miktarı 302 milyon TL ve tarım ürünleri ihracatı 4 milyar dolardı. Hükümetimiz dönemi 2010 yılında Tarımsal Kredi Miktarı katlanarak artmış ve 2,5 milyar TL olmuştur. Yurt dışına ihraç ettiğimiz Tarım Ürünleri İhracatı ise 4 milyardan 11 milyar 462 milyon dolara
çıkmıştır.
Ülkemizde hayvancılığın artırımı için 2010 yılında Hayvansal Üretime ayrılan destek 1,1 milyar TL olmuştur. Hayvansal üretime destek miktarı iktidara geldiğimiz 2002 yılında sadece 83 milyondu. Bu oran hükümetimizin vermiş olduğu destek programlarıyla 1,1 milyar TL. rakamına çıkartılmıştır. AK Parti Hükümetinden güven ve desteği gören çiftçilerimiz yatırımlarına önem vermiş ve bu öneme binaen de 2002 yılında 8 bin 100 olan Traktör satışını 2010 yılında 45 bin adete çıkartmıştır. AK Parti Hükümeti olarak
iktidara geldiğimiz 2002 yılında ülkemiz ulaşım ve taşımacılık alanında Avrupa ülkelerinin çok gerisindeydi. Gelişmişliğin belirtisi olan altyapı çalışmalarına ve iller arası bağlantı yollarına önem verdik. Yıllardır yatırım yapılmayan oto yollarına yatırım yaptık. Tünellerle mesafeleri kısalttık. Güvenli huzurlu yolculuk ve taşımacılık yapılması için 2002 de 6 bin 101 kilometre olan bölünmüş yol miktarını 2010 yılında 18 bin kilometre'ye çıkartarak kara yolu yatırımında rekora imza attık. Cumhuriyet
tarihinden beri geliştirilemeyen demiryolu ağlarını biz yeniledik. Demiryollarını geliştirerek güvenli ve daha ucuz taşımacılığı vatandaşımızın hizmetine sunabilmek için demiryolu yatırımlarına önem verdik. Bu sebeple mevcut rayları ve vagonları yeniledik. Hükümeti devraldığımız 2002 yılında demiryolu yatırımı 11 kilometre iken 2010 yılı itibarıyla demiryolu ağını yıllık ortalama 118 kilometre'ye çıkarttık. Duble demiryolu yatırımına da yine biz başladık. Eskiden Ankara - İstanbul arası tren yolculuğu 10
saat sürerken yenilenen yüksek hızlı trenler ile yolculuk süresi 5, 5 saate düşürülmüştür. Ankara - Eskişehir arası 3,5 saat süren tren yolculuğu da 1,5 saate düşürülmüştür.
Hava taşımacılığında da çığır açan hükümetimiz 2002 yılında 2 merkezden 25 yere yapılan uçuşları 2010 yılında 7 merkezden 45 yere ulaşmasını sağlamıştır. Bütün bu ulaşım alanında yapılan yatırımlar ülkemizin gelişmesine katkı sağlamış vatandaşlarımızın huzurlu güvenli ve ekonomik ulaşımını sağlamış yatırımcı müteşebbislerimizi yatırıma teşvik etmiştir."
Vatandaşın ucuz ve sağlıklı yakıt olan doğalgaza kavuştuğunu belirten Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"2002 yılında ülkemizde Doğalgaz kullanan il sayısı 9 iken 2010 yılında Doğalgaz kullanan il sayısı 66 olmuştur. Elektrik kullanımı ise 129 Milyar KW saat iken 2010 yılında 200 Milyar KW saate çıkmıştır. Enerji alanında 2002 yılında petrol arama yıllık sondaj sayısı 20 iken 2010 yılında 79 olmuştur. AK Parti hükümeti olarak iktidara geldiğimizde proje aşamasında kalan Enerji nakil hatlarını tamamladık. Yapılan ve yapılmakta olan enerji hatlarıyla ülkemiz uluslar arası alanda Jeopolitik konumunu daha da
arttırmıştır. Proje aşamasında kalan Bakü - Tiflis- Ceyhan boru hattı hükümetimiz döneminde tamamlandı. Bakü - Tiflis - Ceyhan boru hattı toplam Bin 776 kilometre uzunluğunda olup bu projeyle, ülkemiz yılda 518 milyon dolar kazanç elde etmektedir. Böylece Türkiye Hazar'daki enerji kaynaklarının batıya sevk edilmesinde bir enerji koridoru olmuştur. Şahdeniz Projesi: Uzunluğu 225 kilometre olan proje ile Temmuz 2007 yılından bu yana Azerbaycan'dan Doğalgaz tedarik edilmeye başlandı. Nabucco Projesi ile 3 bin
300 kilometre boru hattı inşaatını kapsayan ve 15 bin kişiye istihdam sağlayan proje de yine hükümetimiz döneminde imzalandı. Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) petrol boru hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattıyla yapabileceğini gösteren Türkiye'nin, AB açısından mevcut en hayati projesi, Hazar ve Ortadoğu doğalgazını Avrupa'ya sevkini gerçekleştirecek Nabucco projesidir. 11 milyar dolarlık, yıllık 31 milyar metreküp kapasiteye sahip proje AB'nin, doğalgazda kaynak çeşitliliğini ve enerji güvenliğini
artırmak için en ciddi alternatifi ve doğu-batı enerji koridorunun en önemli ayağıdır. Bu proje Ortadoğu doğalgazının Türkiye üzerinden geçerek, Bulgaristan, Romanya, Macaristan ve Avusturya'ya ulaşması hedeflemektedir. Projenin hayata geçmesiyle Türkiye bir yandan AB için en önemli transit ülkelerden biri haline gelecek, bir yandan da yüzde 60'ı aşan Rus doğalgazına bağımlığına karşı ciddi bir alternatif oluşmuş olacaktır. Samsun - Ceyhan Petrol Hattı için de 2009 yılında Rusya ile protokol imzalandı.
2002 yılında halkımızın teveccühü ile iktidara geldiğimizde ülkemiz ekonomik dar boğazın içindeydi. Kamu kurumunda ki memurlarımız maşlarını alamıyordu. Fabrikalardaki üretim durmuş. İşsizlik çığ gibi büyümüştü. Enflasyon hat safhada olup bankalardaki gecelik faizler yüzde 7 bin 500'le re dayanmıştı. Bankalar ardı arkasına batmış. Ülkede kaos çanları çalmaktaydı. Hükümetimizin acil önlem planlarıyla tüm sıkıntılar masaya yatırıldı. İvedi bir şekilde tüm sorunların üzerine gidildi. Ekonomik tedbirler alındı.
Bugün baktığımızda Türkiye tüm dünyada hak ettiği saygıyı ve itibarı kazandı. Komşu ülkeler nazarında güven teşkil eden ülke, Uluslar arası platforma yatırım yapılabilir bir ülke haline geldi. İnsanlığa hizmeti şiar edinen hükümetimiz çıkmış olduğu bu yolda emin adımlarla vatandaşına hizmet etmeye devam edecektir.
(HÖ-HE-Y)