Beklenen buluşma: Sahin ile Demirtaş görüştü

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile görüştü. Demirtaş, ''Bizim Meclis'te iki dilli bir hayat talebimiz yok'' dedi. BDP lideri, ''demokratik özerklik'' konusundaki mücadelelerini sürdüreceklerini de vurguladı.

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile görüştü. Demirtaş, ''Bizim Meclis'te iki dilli bir hayat talebimiz yok'' dedi. BDP lideri, ''demokratik özerklik'' konusundaki mücadelelerini sürdüreceklerini de vurguladı. Şahin'in makamındaki görüşmede, BDP Grup Başkanvekilleri Bengi Yıldız ve Ayla Akat Ata ile TBMM İdare Amiri ve BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık da hazır bulundu.

Basına kapalı görüşme 35 dakika sürdü.

Buluşma sonrasında açıklama yapan Demirtaş, "TBMM'de 'iki dil' gibi bir talebimiz yok. Kürtçe ile ilgili sorunların çözülmesi konusunda dikkati çekme adına arkadaşlarımız birkaç cümle Kürtçe konuştular" dedi.

Selahattin Demirtaş, Şahin'i, son günlerde basın üzerinden karşılıklı yapılan açıklamalar nedeniyle ziyaret ettiklerini söyledi. Basın üzerinden yürüyen tartışmanın yanlış anlaşılmalara mahal verebileceğini belirten Demirtaş, bu durumun aynı zamanda, Meclis Başkanlığı gibi herkesi temsil eden bir kurumun gereksiz bir şekilde taraf olmasına ve yıpranmasına neden olabileceğini düşündüklerini kaydetti.

Şahin ile görüşmelerinde, son günlerde yapılan açıklama ve tartışmalarla ilgili düşüncelerini paylaştıklarını ifade eden Demirtaş, ayrıca basın üzerinden tartışma yürütmenin yanlış olabileceğini, sorunların yüzyüze, diyalog içinde çözülebileceğini söylediklerini belirtti.

Görüşmede, Türkiye'nin temel sorunlarının çözüm yerinin TBMM olduğu düşüncesini paylaştıklarını anlatan Demirtaş, şöyle devam etti:

"BDP olarak bütün tartışmaları dikkatle izlediğimizi ve sonuçta çözüm yerinin Parlamento olduğunu düşündüğünü bir kez daha ifade ettik. Sayın Meclis Başkanı da Parlamentonun Başkanı ve buradaki bütün iradeyi temsil eden bir şahsiyet olarak, çözüm yerinin Parlamento olduğunu ifade ettiler. Biz, siyasi partilerin, Türkiye'nin ciddi sorunlarına çözüm arayışı yolunda önlerinin kesilmemesi, tartışmaların, şiddet ve ırkçılık içermedikçe özgür bırakılması gerektiğini söyledik. Tam da barış arayışlarının güçlendiği dönemde, demokratik siyasete güç vermenin daha doğru olacağını ifade ettik. Partimizle ilgili yapılan çalışmalarda eğer yanlış anlaşılma varsa bunu yüz yüze konuşarak anlatabileceğimizi belirttik."

Demirtaş, DTP döneminde Parlamentoya sundukları "Demokratik Özerklik" kitapçığını, Şahin'e tekrar verdiklerini belirtti.

"Dayatmamız yok"

Demirtaş, siyasi tartışmaların muhataplarının siyasi partiler, sivil toplum örgütleri medya ve toplum olduğunu ifade ettiklerini, ordunun ve Meclis Başkanlığının, doğrudan siyasi partileri hedef alan açıklamalarının, siyasete zarar verdiğini belirttiklerini söyledi.

Görüşmede Şahin'in yaklaşımının da olumlu olduğunu belirten Demirtaş, "Sayın Meclis Başkanı'na şunu da ifade ettik: Bizim TBMM'de iki dil gibi bir talebimiz yok. 'Genel Kurulda Kürtçe konuşma yapacağız veya başka dillerde konuşma yapacağız' diye bir talebimiz, dayatmamız, meydana okuma ya da böyle bir tavrımız yok. Sadece Kürtçe ile ilgili bu ülkede sorun var, bu sorunların çözülmesi konusunda dikkati çekme adına arkadaşlarımız birkaç cümle Kürtçe konuştular. Evet, bu ülkede Türkçe resmi dildir, ancak bütün ana diller de özgürce kullanılmalı, konuşulmalı, kamusal alanda kullanılmalı, sosyal, kültür ve basın yayın alanında özgürce kullanılmalı" dedi.

Demokratik özerklik

Demokratik özerklik konusunu, yerinden yönetim modeli olarak önerdiklerini kaydeden Demirtaş, bunun, partilerinin programının bir parçası olduğunu söyledi.

Demirtaş, şöyle devam etti:

"Diyarbakır'da tartışılan taslak metin de bir çalıştaya, bir tartışma platformuna bir grup arkadaşın sunduğu tartışma metnidir ve üzerinde çok sayıda tartışma yürütülmüş, eleştiriler olmuş, izaha, düzeltmeye muhtaç yerlerin olduğu ifade edilmiştir. Orada bir karar alınmış gibi yansıtılması doğru değil. Sonuçta yerinden yönetim modeline Türkiye geçecekse bunun için Anayasa değişikliği gerekiyor. Bu Anayasa değişikliği olmadığı müddetçe idari yapıda herhangi bir değişikliğin olması mümkün değil. Bu, bizim talebimiz ve ısrarımızdır.

Elbette ki bunun mücadelesini sürdüreceğiz. Biz, BDP olarak Türkiye'ye yerinden yönetim modeli vadediyoruz. Türkiye büyük bir ülke, coğrafya olarak büyük bir ülke bu ülkenin yalnızca Ankara'dan yönetilmesi artık mümkün değil. Herkesin tartışmaya katkı sunması lazım. Bir Kürt halkı var, o Kürt halkının da bir anadili var. Bu analidin Türkçe kadar özgür olması ve bunun talep etmesi en doğal hakkıdır. Çözüm olacaksa Türkiye'nin birliği içinde, kardeşlik temelinde olacaktır. Tartışmalar, eleştiriler anlamlıdır, izliyoruz ve bunlardan faydalanıyoruz. Fakat tehditvari açıklamaları, bunun önünü kesmeye dönek açıklamaları da biz demokrasi dışı değerlendiriyoruz."

"Kürtçe konuşma dayatmamız yok"

Demirtaş, "BDP'li milletvekillerinin Genel Kurul'da Kürtçe konuşma dayatması ve ısrarı yoktur" dedi.

Demirtaş, "Arkadaşlarımız bu hassasiyet çerçevesinde düşüncelerini dile getiriyorlar" diye konuştu. Demirtaş, "Bu süreçteki eylem planınız İmralı'nın çizdiği yol haritasına uyuyor mu?" sorusuna ise "BDP'nin parti programına bakarsanız orada yol haritasını görürsünüz" yanıtını verdi.

MEHMET ALİ ŞAHİN: "VERİMLİ BİR GÖRÜŞME OLDU"

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de, BDP Genel Bakanı Selahattin Demirtaş ile verimli bir görüşme yaptıklarını belirterek, "(Demirtaş'ın) 'Meclis Genel Kurulu'nda Türkçe dışında bir dille hitap etme düşüncemiz yoktur. Ben arkadaşlarımı da bu konuda uyardım' sözünü önemsiyorum. Bu sözün arkasında durmalarını temenni ediyorum" dedi.