Aydın Tabip Odası, Sağlıkta Özelleştirmeye Karşı İyi Hekimlik Nitelikli Sağlık Hizmeti Mücadele Kampanyası Başlattı

Türk Tabipler Birliği tarafından başlatılan Sağlıkta Özellşetirmeye Karşı İyi Hekimlik, Nitelikli Sağlık Hizmeti Mücadele Kampanyası'na Aydın Tabip Odası da destek verdi.

Aydın Tabip Odası, Sağlıkta Özelleştirmeye Karşı İyi Hekimlik Nitelikli Sağlık Hizmeti Mücadele Kampanyası Başlattı
Konuyla ilgili açıklama yapan Aydın Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Eralp Atay, "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Sağlık Bakanlığı'nın bütçesinin görüşüldüğü 17 Aralık 2010 günü yaklaşık 40 Tabip Odası Başkanı ve TTB Merkez Konseyi üyeleri görüşlerini açıklamak üzere TBMM önüne doğru yürürken Kızılay meydanında polis çemberine alındı ve Milletvekillerinin araya girmesi ile TBMM önüne geldi. Daha fazla demokrasiden bahseden anlayış Tabip Odası Başkanlarının seslerinin çıkmasını istemiyorlar. Çünkü onlar TBMM kürsüden Sağlık Bakanı'nın ifade etmediklerini kamuoyuyla paylaşacağı için rahatsız oldular" dedi.
Açıklamasında Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ı da eleştiren Atay, "Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ne anlatırsa anlatsın gizleyemeyeceği bir gerçek ortada durmaktadır. Yıllardır yürütülen politikalarla kaosa ve mali yetmezliğe sürüklenen tıp fakülteleri hastanelerine Sağlık Bakanlığı tarafından, öğretim üyelerinden bile gizlenen "protokol"lerle el konulması, Meclis'in gündeminde bekleyen Kamu Hastane Birlikleri Kanun Tasarısı, Bugün artık bütün illerde başlanan Aile Hekimliği "Pilot" Uygulaması, Yeterli altyapısı ve öğretim üyesi olmadan açılan tıp fakülteleriyle yılda 13.500 yeni hekim mezun etme çabaları, Yeniden ısıtılan "İthal Hekim" girişimiyle hekim emeğinin ucuzlatılmaya çalışılması, Hastaların ödeme güçlerine göre A, B, C, D, E sınıflarına ayrılması ve benzeri konular artık gizlenemez" dedi.
Aydın Tabip Odası Başkanı Eralp Atay açıklamasında, hekim ücretlerinde kalıcı ve emekliliğe yansıyan yeterli iyileştirme yapılmadan, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararına rağmen, tekrar Torba Yasa'ya sokulan Tam Gün Tasarısı'nın da nedeninin Türkiye'deki sağlık sisteminin özelleştirilip , piyasaya açılması olarak niteledi. Atay; "Sosyal Güvenlik Kurumu'nun Sağlık Bakanlığı hastanelerinden satın aldığı tedavi edici sağlık hizmetleri için yaptığı harcamanın göreli olarak yedi yılda %19, üniversite hastanelerinden satın aldığı tedavi hizmetleri için yapılan harcama %23 azaltılmışken, özel hastanelerden satın aldığı tedavi hizmetleri için yapılan harcama %221 arttırılmış olması bu gerçeği açık olarak ortaya koymaktadır.Nitekim, 31 Aralık 2008'de Resmi Gazete'de yayınlanan, altında Sağlık Bakanı'nın da imzası bulunan Avrupa Birliği Üçüncü Uyum Programı'ndaki 'Özelleştirme vizyonu çerçevesinde ... önümüzdeki dönemde ... devletin sağlık işletmeciliğindeki payının azaltılması hedeflenmektedir' ifadesiyle AKP Hükümeti de asıl hedefinin sağlık alanını özelleştirmek olduğunu itiraf etmiştir. Peki, sağlıkta özelleştirme ne anlama gelmektedir? Yıllardır hep birlikte yaşadığımız gibi, sağlık özelleştikçe;Hekimler, sağlık çalışanları, hastalar kaybediyor. Özel hastane patronları kazanıyor. Sağlık piyasalaştıkça; En çok "İyi Hekimlik" kayboluyor... En fazla "Nitelikli Sağlık Hizmeti" yok oluyor. Bu duruma biz izin vermeyeceğiz.Çünkü, biz hekimler; Bilgimizle, birikimimizle, deneyimimizle... Piyasanın tanrılarına, özel hastane patronlarına değil; insanlara hizmet için varız. Biz hekimler; İyi hekimlik yapmak, nitelikli sağlık hizmeti üretmek istiyoruz. Hekimlere dost olan sağlık politikaları istiyoruz. Özel Hastane patronlarının değil; Hekimlerin, sağlık çalışanlarının, hastaların haklarını koruyan Sağlık Bakanı İstiyoruz. 17 Aralık 2010-13 Mart 2011 tarihleri arasında, Türkiye'nin bütün illerinde, bütün sağlık kurumlarında,Sokaklarında, caddelerinde, meydanlarında yürüteceğimiz İyi Hekimlik,Nitelikli Sağlık Hizmeti Mücadele Kampanyası" yla bu taleplerimizi dile getireceğiz" diye konuştu.