Cindoruk'tan Çiller'e Yeşil Işık Ankara

Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, parti kongresinin 15-16 Ocak 2011'de yapılacağını belirterek, "Tansu Çiller'in Genel Başkanlığına karşı çıkacağımız dedikoduları yanlıştır, bizim kuşağın seçkin kadın temsilcisidir" dedi.

Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, parti kongresinin 15-16 Ocak 2011'de yapılacağını belirterek, "Tansu Çiller'in Genel Başkanlığına karşı çıkacağımız dedikoduları yanlıştır, bizim kuşağın seçkin kadın temsilcisidir" dedi.
Cindoruk, DP Turgut Özal Kampüsü'ndeki Genel İdare Kurulu toplantısı öncesinde düzenlediği basın toplantısına, Kerbala şehitlerini anarak başladı. Cindoruk, TBMM'deki silah yasa tasarısına da tepkili olduklarını ifade ederek, parti olarak şiddetin her türlüsüne karşı olduklarını söyledi. Cindoruk, 2011'de yapılacak kongrede aile içi şiddete karışmış kişilerin parti üyeliğine alınmasını engelleyecek düzenleme yapmayı planladıklarını anlattı. 
DP lideri Cindoruk, parti kongresinin 15-16 Ocak 2011'de Atatürk Spor Salonu'nda yapılacağını bildirdi. Partisinin 79 ilde kongresini tamamladığını, Diyarbakır ve Hakkari'deki örgütlenmenin ise sürdüğünü ifade eden Cindoruk, "DP sessiz, sakin, derinden örgütlenmiş ve seçime hazır hale gelmiştir" dedi.
Kongrede genel başkanın kim olacağı konusunda herkesle konuşmaya hazır olduklarını söyleyen Cindoruk, orada uzlaşma ve uyum içerisinde önemli kararlar alınacağını bildirdi. 
Cindoruk, bir gazetecinin, "Genel başkanlık için gönlünüzden geçen isim nedir, Çiller'in adaylığı hakkında ne düşünüyorsunuz?" şeklindeki sorusuna şöyle yanıtladı:
"Partinin genel başkanı olarak taraf tutmam. Ama Sayın Çiller benim eşimin sınıf arkadaşı, ayrıca bizim kuşağın kadın siyasetçilerinin en önemlisi. Ben Meclis Başkanı o da Başbakan olarak görev yaptı. Tansu Çiller'in genel başkanlığına karşı çıkacağım dedikoduları yanlıştır, bizim kuşağın seçkin kadın temsilcisidir. DP gerçekten demokrattır. Kim isterse gelsin ve aday olsun. Kongre delegelerinin kararına hepimiz saygılıyız. Çok dikkatli bir kongre olacaktır, en iyisini seçecektir. Benim kimseye karşı bir itirazım olamaz ve olmamalıdır da."
Cindoruk, bir soru üzerine, Tansu Çiller ile görüşmediklerini, Çiller'in aday olmasını isteyen arkadaşlar olduğunu gazetelerden okuduğunu aktardı. 
"Parti yönetimi ve parti tabanının üzerinde uzlaşma sağlayamayacağı bir aday olması durumunda yeniden genel başkanlığa aday olup olmayacağı"nın sorulması üzerine Cindoruk, "Ona kongre karar verir. Ama bildiğim bir şey varsa hiçbir parti genel başkansız kalmadı bu güne kadar. Bizim partimiz de genel başkansız kalmaz, en iyisini bulur seçeriz. Partiler cami avlusuna bırakılmaz" dedi.
"9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Çiller'in adaylığına ne diyor?" sorusuna Cindoruk, "Sayın Demirel muhalefet ettiğini söyleyecek olsa kendisi söyler. Öyle bir muhalefeti yok. Demirel siyaset üstü ve bizim partimizin üstünde bir yerde, bizim liderimiz. Zaman zaman gidip fikrinden istifade ediyoruz, saygı duyuyoruz. O çok dikkatli bir siyasetçidir, partinin iç işlerine karışmaz, karışmamaktadır, karışmamaya da devam ediyor. Ama Demirel bir şey söylemek isterse bizleri arar, bulur, ulaşır ve söyler" yanıtını verdi.
Hüsamettin Cindoruk, bir başka soru üzerine de Bağımsız İstanbul Milletvekili İlhan Kesici'nin adaylığının kendisine sorulması gerektiğini belirterek, Kesici'nin bir parti tercihi yapmadığını söyledi. 

-"ÇİLLER'İN LİMİTİ"-

Bir gazetecinin, Güniz Sokak'ta Süleyman Demirel ile yaptıkları görüşmenin ardından, "Bizler artık limitimizi doldurduk" şeklindeki konuşmasının hatırlatılması ve "Sayın Çiller'in limitini ne şekilde görüyorsunuz?" sorusu üzerine şunları kaydetti: 
"Sayın Çiller ile ben siyaset yaptım, hatta önünü açtım. Siyasi hadiseleri yakından takip eden yaşlı arkadaşlarımız var, gazeteciler var. Sayın Çiller bana geldi 'siz adaysanız ben değilim dedi'. 1993'te ben aday olmayarak onun önünü açtım. O nedenle Sayın Çiller ile bizim aramızda bir siyasi ortak geçmiş var. Buna saygı duyuyorum. Bizim kuşağın bir temsilcisinin tekrar siyasete dönmesinden de gurur duyarım, sevinç duyarım. Ama o onun kararı. Ben kimseye bu konuda bir teklif, tavsiye telkinde bulunmadım, ama kimseye de karşı değilim. Hepimiz siyasette uzun yıllar hizmet yapan insanlarız, sırtımızda yükler vardır. Onlarla beraber siyasete yeniden gelmek isteyenler buluşurlar, gelirler."
"Güniz Sokaktaki görüşmenin ardından Mesut Yılmaz'ın oradan hızla ayrıldı. Çiller'in adaylığı hakkında ne düşünüyor?" sorusu üzerine Cindoruk, "Sayın Mesut Yılmaz çevik bir adam, hakikaten yanımdan hızla gitti. Ondan sonra görmedim. (Çillerin adaylığına) karşı çıksaydı o söylerdi. Yahut orada karşı çıksaydı ben söylerdim" diye konuştu.
Cindoruk, "Siyasetçilerin sırtında bagaj taşıdığından bahsettiniz. Geçmiş dönemlerde genel başkanlık, Başbakanlık yapmış Sayın Çiller'in de böyle bir bagaj, yani yük taşıdığını mı ima ediyorsunuz?" sorusuna, "Hayır kendimi düşündüm. Benim de bagajım var, herkesin de var, hepimizin var, hangi siyasetçinin yok ki. Siz gazete arşivlerini, Meclis arşivlerini açtığınız zaman onlar çıkıyor ortaya. Son bir Kayseri olayı çıktı. Meclisler bunu müzakere eder tartışır, hukuki engel yoksa herkes siyasete dönebilir" yanıtını verdi. Hüsamettin Cindoruk, Kayseri'deki olayı, "yerel bir yolsuzluk iddiası" olarak niteledi.  
"Balyoz" davasına da değinen Cindoruk, "Orada bir ordu yargılanıyor" dedi. Davayı "siyasetin orduya siyasi saldırısı" olarak niteleyen Cindoruk, davanın hemen öncesinde hakiminin değiştirilmesini eleştirdi. Cindoruk, Referandum öncesi HSYK'nın yapısının değiştirilmesine yönelik eleştirilerinin de bu doğrultuda olduğunu belirtti. Cindoruk, "Ben bugün 'evet' oyu veren vatandaşların büyük bölümünün pişman olduğunu düşünüyorum" diye konuştu. 
Ümitköy'de içkili bir restoranda ailesiyle birlikte oturan çocuklara polisin zabıt tutmasını değerlendiren Cindoruk, iktidarın bu olayın sorumluluğunu paylaşması ve yanlışını dile getirmesi gerektiğini söyledi. 
Üniversitelerde yaşanan olaylara da değinen Cindoruk, geçmişte bundan kendilerinin de sıkıntı çektiğini ifade ederek, "yumurta savaşında gençlerin yanında olamayacaklarını, ancak polisin orantısız güç kullanmasının da yanlış olduğunu" kaydetti. Cindoruk, "Öğrenci olayları anız yangınları gibidir. Hızla büyür ve sirayet eder" şeklinde konuştu. 
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın genel seçim öncesinde değil, yılbaşı itibariyle görevlerini bırakmaları gerektiğini savunan Cindoruk, her üç bakanın da tarafsız olmadıklarını ileri sürdü. 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın TBMM'deki bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmayı eleştiren Cindoruk, Başbakan Erdoğan'ın konuşmasının geçmişte yapılanları yok saydığını, "Türkiye'de yeni bir devlet kurmuşlar gibi davrandığını" savundu. Cindoruk, ekonomik büyümenin önemli olduğunu, ancak demokratik büyüme anlamına gelmeyeceğini belirterek, "Öyle olsaydı Çin çoktan demokrasiye geçmiş olurdu" dedi.
16.12.2010 15:56:19