Diyarbakır'da 'İleri Demokrasiye Adım Adım' Konferansı

AK Parti Diyarbakır Bağlar İlçe Başkanlığı tarafından "İleri Demokrasiye Adım Adım" konferansı düzenlendi

AK Parti Diyarbakır Bağlar İlçe Başkanlığı tarafından "İleri Demokrasiye Adım Adım" konferansı düzenlendi. AK Parti Merkez Karar Yürütme Kurulu üyesi Sosyolog Doç. Dr. Mazhar Bağlı'nın verdiği konferansa, AK Parti Teşkilat üyeleri ve partililer katıldı.
AK Parti Bağlar İlçe Başkanı Cevdet Kara, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, demokrasinin dününü, bugününü ve yarınını konuşmak gerektiğini ifade ederek, "Dün bu ülkede faili meçhul cinayetler işleniyordu. İnsanlar Kürtçe konuştuğu için cezaevlerinde sürünüyordu. Namaz kıldığı için eşi başörtülü olduğu için ordudan ve işten atılıyordu. İnsanlar fişleniyordu. Alevi olduğu için dışlanıyordu. Bu ülkenin insanları öz sermayeleriyle ticaret yaptıklarında yeşil sermaye olarak fişleniyordu. Ta ki Kasım
2002 yılına kadar" dedi.
Artık faili meçhul cinayetlerin tarihe karıştığını, olanların hemen aydınlatıldığını ifade eden Kara, şöyle devam etti:
"Kimse Kürtçe konuştuğu için cezaevine atılmıyor. Aksine teşvik ediliyor. Dindar olduğu için kimse dışlanmıyor. Kimseye Alevi olduğu için farklı gözle bakılmıyor. Yeşil sermaye diye bu ülkenin öz kaynaklarına düşmanlık edilmiyor, aksine teşvik ediliyor. Bu ülkeyi idare edenler kendilerini padişah değil halka hizmetkar olarak görüyor. Üstünlerin değil hukukun üstünlüğü ve adalet her yerde tecelli edilmeye çalışıyor. Bunlar yeterli mi? Şüphesiz değil."
Doç. Dr. Bağlı, Kürt meselesinin çözümü için, bugün var olan en büyük engelin şiddet ve silahların varlığı olduğunu vurgulayarak, "Kan döküldüğü sürece en olabiliri dahi konuşmak kolay değildir. Silahların susması meselenin çözümü için her halükarda çok daha olumlu bir atmosferin doğmasına neden olacaktır. Silahtan kast ettiğim de örgütün silahlarını bırakmasıdır. Aksi halde kamu otoritesini elinde bulunduran bir gücün silahını bırakması diye bir durum zaten söz konusu olmaz. Bu yöndeki talepler, iyi
niyetli ve gerçekçi istekler değildirler. Türkiye'nin demokrasi ve insan hakları açısından gelmiş olduğu yer artık evrensel standartlara yakın bir pozisyondur" diye konuştu.

"KİMİN ÇÖZÜME NE KADAR KATKIDA BULUNDUĞUNA BAKILMALI"
Kürt meselesinin bölgede yaşayan herkesin derinden hissettiği temel sorunlardan biri olduğuna işaret eden Bağlı, "Bu derinlik çoğu zaman başka aktörlerin de işin içinde olmasını gerektirecek bir zorunluluğu da beraberinde getirmektedir. Ancak bu konuda insanların ne söyledikleri ve nasıl söylediklerine bakılmaksızın ilk sorgulanan temel şey tutumlar ve kişisel eğilimler oluyor. Daha açık bir ifade ile söylemek gerekirse, bölgeyle ilgili görüş bildiren her bir bireyin mutlak anlamda bu sorunu belli bir
tarzda algılayıp algılamadığına bakılmaktadır. Oysa önemli olan bu değildir. Aksine kimin çözüme ne kadar katkıda bulunduğuna bakmak çok daha doğru ve sağlıklı olacaktır. Retoriğin Kürtler için önemini biliyorum ama hayata asıl dokunacak olan pratiklere yansıyan iyileştirmelerdir. Bunun takdir edilmemesi daha büyük adımların atılmasını da yavaşlatmaktadır" şeklinde konuştu.