Arınç, Manisa'da Kızıl Elma'yı Anlattı
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, memleketi Manisa'da Kızıl Elma'dan bahsetti
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, memleketi Manisa'da Kızıl Elma'dan bahsetti. Arınç, şunları söyledi: "Bizim Türk tarihinde bir menkıbe gibi anlatırlar. Asker Belgrad'a vardıysa Kızıl Elma Kızıl Elma diye bağırır. Budapeşte'dir Kızıl Elma. Oraya varır asker bağırmasına devam eder. Anlarsınız ki Viyana'dır. Oraya gidince bağırır. Ondan daha ötesidir. Daha yukarılarda daha yükseklerde bir yerdir."
Arınç, Manisa Spor Salonu'nda düzenlenen Kurşunluhan 2010 Geleneksel Pilav Günü'ne katıldı. Mahallelerde açılan okul salonlarını ziyaret ettiğini ve burada öğrencilerin öğretmenlerden kurs aldıklarını anlatan Arınç, güzel mekanlarda arkadaşlık, dostlukların da edinildiğini söyledi. Manisa'da gelinen noktanın sevinç ve ümit verici olduğunu, Kurşunluhan ismiyle 1970'li yılların sonundan bu yana gelen dostlukları, arkadaşlıkları çok önemsediklerini ifade eden Arınç, halka halka genişleyen hizmetin içinde
eğitim, sanayileşme, ticaret, Türkiye'de önemli noktalarda görev almanın bulunduğunu, yeni güzel gençler yetiştirme hizmetinin, dostluğun, sevginin hakim olması için büyük güçle çalışmanın yeraldığını ifade etti. Bu hizmette bulunan kişilerin sadece birbirleriyle görüşüp tanışıp iş yapmakla kalmadığını, Türkiye'nin ve dünyanın meselelerine de ilgi duyduğunu dile getiren Arınç, yaklaşık iki ay önce anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesi ve halk oylamasında Kurşunluhan ve bu çevreden yetişen
insanların dünya görüşleri doğrultusunda bu değişikliklerin Türkiye'nin hayrına olacağını düşünerek büyük gayret gösterdiğini, onların gayret ve emekleriyle Türkiye'de yeni bir dönemin başladığını, halk oylamasının başarıyla sonuçlandığını vurguladı.
Bu konuda farklı düşünenlerin olduğunu, onlara küs, düşman olmadıklarını anlatan Arınç, ''Ama iyiyi güzeli doğruyu görerek o gayeyle çalışmış olmak Türkiye'nin her yerinde çok olumlu sonuçlar meydana getirdi. 20'ye yakın vilayeti o kadar da ilçeyi dolaşmış kardeşiniz olarak kendi yaptıklarımın elli mislini yapan değerli kardeşlerimi gördükçe onların sabahlara kadar Türkiye'nin ilerlemesi gelişmesi büyümesi kalkınması güçlenmesi itibar kazanması için nasıl büyük bir fedakarlıkla genç yaşlı demeden
çalıştıklarını gördüm. Siz de öyleydiniz. Onun için sizleri ve milletimizi candan kutluyorum'' dedi.
Yapılan etkinliğin bir anma toplantısı vefakarlık, kadirşinaslık örneği olduğunu, çalışmaların dalga dalga çok büyük boyutlara ulaştığını ve dünyanın her yerinde hizmet etmeye başladığını, sessiz yaşadığı için herkesin onu unuttuğunu zanneden sadece hizmetiyle başbaşa kalıp onun dışında dünya nimetlerine aldırış etmeyen nice insanlar olduğunu, iman ve kuran için hizmet ettiklerini, bunları yaparken de tek amaçlarının Allah'ın rızasını kazanmak olduğunu belirten Arınç, ''Onlar birdiler, üçtüler, beş
oldular dalga dalga yayıldılar. Şimdi bütün dünyada birbirlerinin adeta yanı başındaymış gibi kucaklayacak noktaya geldiler'' diye konuştu.
Arınç, vefakarlığın, dostları ihmal etmemenin İslamiyet'in gereği olduğunu, her cuma namazında hutbede okunan ayetlerle yakınların, akrabaların, anne babaya, komşuya mutlaka ikram edilmesi gerektiği, onların unutulmaması gerektiğinin anlatıldığını söyledi. Birkaç yıl önce düzenlenen Türkçe Olimpiyatlarında Moğolistan'da ilk Türk okulunu açan merhum Adem Tatlı'nın ailesine ödül verildiğini, Moğolistan'dan sorumlu bakan olarak geçen günlerde 9 bin 500 kilometre uzaktaki bu ülkeye gittiklerini, dünyanın en
soğuk başkentlerinden olan ve kışın eksi 45 dereceyi bulan Ulan Batur'daki Türk okullarını da ziyaret ettiklerini anlatan Arınç, Adem Tatlı'nın da bir tepeciğin üstündeki kabrini ziyaret ettiklerini, fedakarlığın, feragatın bu olduğunu anlattı.
Eğitim hizmetlerini Allah rızası olarak gözeten bu güzel hizmetleri dünyaya ulaştırmaya azmetmiş o fedakar kardeşlerimizin yaşayanlarıyla, cennete kavuşanlarıyla ne büyük gayetin peşinde olduklarını bizzat görmüş olduğunu belirten Arınç, Bozkırın üstünde adeta 'ben buralara geldim bu bir Kızıl Elma'dır' diyen bir ruh haletini hissettim. Bizim dönemlerimizde Kızıl Elma vardı. Ömer Seyfettin bunu güzel anlatır. Kızıl Elma dediğiniz yerin yeri hududu merkezi belli değildir. Ömer Seyfettin öyle anlatıyor.
Sorarlar birisine padişahtır o ben bilmem yeniçeri daha iyi bilir der. Yeniçeriye sorarlar asker der ki bizim şimdi okumuzun en uzakta vardığı yer Kızıl Elma'dır. Biz oraya gideriz. Orayı fethederiz. Oraya vardıktan sonra Kızıl Elma okumuzun en uzaklara düştüğü yerdir. Oraya varırız ondan sonra yani okumuzu atarız Kızıl Elma hedefine ilerleriz. Bunu bizim Türk tarihinde bir menkıbe gibi anlatırlar. Asker Belgrad'a vardıysa Kızıl Elma Kızıl Elma diye bağırır. Budapeşte'dir Kızıl Elma. Oraya varır bağırmasına
devam eder. Anlarsınız ki Viyana'dır. Oraya gidince bağırır. Ondan daha ötesidir. Daha yukarılarda daha yükseklerde bir yerdir. Bu ne kadar güzel bir düşünce. Şimdi artık kılıçlarla, oklarla, toplarla, bombalarla F-16'larla hedeflere varılmıyor. Eğitimle varılıyor. Okulla, bilimle varılıyor.''
Kendisinin Vietnam'dan da sorumlu olduğunu, bu ülkenin 20 sene Amerikanın bombaları altında yakıp yıkıldığını, ayakta duramaz hale geldiğini, geçen yıllarda bu ülkeden Türkçe olimpiyatlarına katılan bir öğrencinin çok güzel bir Türkçeyle 'Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman'' şiirini okuduğunu, bu ülkedeki birçok kişinin Türk okullarından mezun olmayı gururlanarak söylediğini dile getiren Arınç, sözlerine şöyle devam etti:''Türkiye'den gelmişler 10 bin kilometre ötede okul açmışlar. Yiyecek ekmeği olmayan
ülkede, eksi 45 de donan ülkede çocuklarını eğitmeye başlamışlar. Türkiye'nin yaptığı bu hizmetler karşısında beni nereden bilecek Moğolistan yetkilileri. Türkiye büyük ülke buraya kadar geldi bize yardım ediyor diyorlar. Bana fahri profesörlük payesi verdiler."
Bunun asıl sahibinin onca kilometreyi giden o güzel hizmetleri yapan Adem Tatlı ve arkadaşları olduğunu anlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Onların sayesinde Türkiye seviliyorsa bizi seviyorlarsa gelecek bütün iyilikleri Türkiye'den bekliyorlarsa bilesiniz ki bu hizmetlerin sonucudur. Moğolistan'ın üst tarafında da Türk okulu var. Henüz Çin'e giremedik. İnşallah Çin'de de bu okullar açılacak. Başkaları kavga dövüş ederken, çekememezlik içinde birbirinin ayağını kaydırmaya çalışırken, birisi daha
fazla kazanmak için öbürünün sırtına basmak için çalışırken buradaki insanlar Allah rızası için kardeşini daha üstün görerek bu yollara çıktı."
Gelinen noktanın Allah'a hamdedilecek nokta olduğunu anlatan Arınç, şöyle konuştu: 29 Mart seçimleri öncesindeydi Manisa'ya gelmiştim. Yakutiye salonu açmak bize kısmet oldu. O zaman basının ne yazdığını çizdiğini biliyorum. Allah basınımıza da Kurşunluhan'daki şuuru nasip etsin. Şu an 8 mahallede okuma salonları açılmış. Manisa mahallelerinde çocuklarımız okuma salonlarına gelebilecek, akşam da ders çalışma imkanı bulabilecek. Çocuklarımız bu sıcak yuvada sıcak kalplerle emin olan Türkiye'nin yüz akı
olacaklar."
Valiler, kaymakamların buradan çıkacağını belirten Arınç, sözlerini şöyle tamamladı: "Yargıtay üyeleri buradan çıkacak. Hatta üzerine basa basa söylüyorum HSKY üyeleri buradan çıkacak bundan sonra. Onlar Türkiye'yi güçlendirecekler. Biri perdesini yapar, öbürü bilgisayar alır, öbürü masasını sandalyesini koyar. Hayrın küçüğü büyüğü olmaz. Küçüktür ama bereketlidir. Bu hizmet Kurşunluhan bilinci ve okuma salonlarıyla eğitim faaliyetleriyle devam eden çalışmalar, parti çekişmelerini, kısır çekişmeleri
ortadan kaldırmıştır. Bunun altında mutlaka birşey vardır düşüncesini ortadan kaldırmıştır. Eskiden bir insan birşey söylerken yaparken acaba altında ne var diye düşünürdü. Kendi siyasi fikrinden değilse hinlik arardı. Böyle duymuş görmüştük. Ama ısrarla bu hizmetler sadece Allah rızası ve memleketimizin hayrı için yapıldıkça herkes iman etti. Bunun altında rızadan başka birşey yok. Bunun altında samimiyetten başka birşey yoktur. Türkiyenin bu beraberliğe ihtiyacı var ve bunu siz sağlıyorsunuz."
Öte yandan SBS puanlarına göre dereceye giren öğrencilere İl Milli Eğitim Müdürü Aziz Ersoy çeşitli ödüller verdi. Etkinliğe Arınç'ın eşi Münevver Arınç, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, AK Parti Manisa Milletvekilleri Mehmet Çerçi, Recai Berber, Manisa Valisi Celalettin Güvenç, Manisa Emniyet Müdürü Adem Aydemir ile çok sayıda vatandaş katıldı. Sanatçı Uğur Murathan, Arınç'ın sevdiği bazı parçaları seslendirdi. Mayna Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı İlhan İşbilen, Bakan Arınç'a
plaket verdi. Bakan Arınç da etkinliğe katkıda bulunanlara plaket verdi. Arınç daha sonra beraberindekilerle birlikte Manisa'da yapılmış ve hizmete hazırlanmış dokuz adet okuma salonunun açılış kurdelesini temsili olarak kesti.
Arınç, Manisa Spor Salonu'nda düzenlenen Kurşunluhan 2010 Geleneksel Pilav Günü'ne katıldı. Mahallelerde açılan okul salonlarını ziyaret ettiğini ve burada öğrencilerin öğretmenlerden kurs aldıklarını anlatan Arınç, güzel mekanlarda arkadaşlık, dostlukların da edinildiğini söyledi. Manisa'da gelinen noktanın sevinç ve ümit verici olduğunu, Kurşunluhan ismiyle 1970'li yılların sonundan bu yana gelen dostlukları, arkadaşlıkları çok önemsediklerini ifade eden Arınç, halka halka genişleyen hizmetin içinde
eğitim, sanayileşme, ticaret, Türkiye'de önemli noktalarda görev almanın bulunduğunu, yeni güzel gençler yetiştirme hizmetinin, dostluğun, sevginin hakim olması için büyük güçle çalışmanın yeraldığını ifade etti. Bu hizmette bulunan kişilerin sadece birbirleriyle görüşüp tanışıp iş yapmakla kalmadığını, Türkiye'nin ve dünyanın meselelerine de ilgi duyduğunu dile getiren Arınç, yaklaşık iki ay önce anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesi ve halk oylamasında Kurşunluhan ve bu çevreden yetişen
insanların dünya görüşleri doğrultusunda bu değişikliklerin Türkiye'nin hayrına olacağını düşünerek büyük gayret gösterdiğini, onların gayret ve emekleriyle Türkiye'de yeni bir dönemin başladığını, halk oylamasının başarıyla sonuçlandığını vurguladı.
Bu konuda farklı düşünenlerin olduğunu, onlara küs, düşman olmadıklarını anlatan Arınç, ''Ama iyiyi güzeli doğruyu görerek o gayeyle çalışmış olmak Türkiye'nin her yerinde çok olumlu sonuçlar meydana getirdi. 20'ye yakın vilayeti o kadar da ilçeyi dolaşmış kardeşiniz olarak kendi yaptıklarımın elli mislini yapan değerli kardeşlerimi gördükçe onların sabahlara kadar Türkiye'nin ilerlemesi gelişmesi büyümesi kalkınması güçlenmesi itibar kazanması için nasıl büyük bir fedakarlıkla genç yaşlı demeden
çalıştıklarını gördüm. Siz de öyleydiniz. Onun için sizleri ve milletimizi candan kutluyorum'' dedi.
Yapılan etkinliğin bir anma toplantısı vefakarlık, kadirşinaslık örneği olduğunu, çalışmaların dalga dalga çok büyük boyutlara ulaştığını ve dünyanın her yerinde hizmet etmeye başladığını, sessiz yaşadığı için herkesin onu unuttuğunu zanneden sadece hizmetiyle başbaşa kalıp onun dışında dünya nimetlerine aldırış etmeyen nice insanlar olduğunu, iman ve kuran için hizmet ettiklerini, bunları yaparken de tek amaçlarının Allah'ın rızasını kazanmak olduğunu belirten Arınç, ''Onlar birdiler, üçtüler, beş
oldular dalga dalga yayıldılar. Şimdi bütün dünyada birbirlerinin adeta yanı başındaymış gibi kucaklayacak noktaya geldiler'' diye konuştu.
Arınç, vefakarlığın, dostları ihmal etmemenin İslamiyet'in gereği olduğunu, her cuma namazında hutbede okunan ayetlerle yakınların, akrabaların, anne babaya, komşuya mutlaka ikram edilmesi gerektiği, onların unutulmaması gerektiğinin anlatıldığını söyledi. Birkaç yıl önce düzenlenen Türkçe Olimpiyatlarında Moğolistan'da ilk Türk okulunu açan merhum Adem Tatlı'nın ailesine ödül verildiğini, Moğolistan'dan sorumlu bakan olarak geçen günlerde 9 bin 500 kilometre uzaktaki bu ülkeye gittiklerini, dünyanın en
soğuk başkentlerinden olan ve kışın eksi 45 dereceyi bulan Ulan Batur'daki Türk okullarını da ziyaret ettiklerini anlatan Arınç, Adem Tatlı'nın da bir tepeciğin üstündeki kabrini ziyaret ettiklerini, fedakarlığın, feragatın bu olduğunu anlattı.
Eğitim hizmetlerini Allah rızası olarak gözeten bu güzel hizmetleri dünyaya ulaştırmaya azmetmiş o fedakar kardeşlerimizin yaşayanlarıyla, cennete kavuşanlarıyla ne büyük gayetin peşinde olduklarını bizzat görmüş olduğunu belirten Arınç, Bozkırın üstünde adeta 'ben buralara geldim bu bir Kızıl Elma'dır' diyen bir ruh haletini hissettim. Bizim dönemlerimizde Kızıl Elma vardı. Ömer Seyfettin bunu güzel anlatır. Kızıl Elma dediğiniz yerin yeri hududu merkezi belli değildir. Ömer Seyfettin öyle anlatıyor.
Sorarlar birisine padişahtır o ben bilmem yeniçeri daha iyi bilir der. Yeniçeriye sorarlar asker der ki bizim şimdi okumuzun en uzakta vardığı yer Kızıl Elma'dır. Biz oraya gideriz. Orayı fethederiz. Oraya vardıktan sonra Kızıl Elma okumuzun en uzaklara düştüğü yerdir. Oraya varırız ondan sonra yani okumuzu atarız Kızıl Elma hedefine ilerleriz. Bunu bizim Türk tarihinde bir menkıbe gibi anlatırlar. Asker Belgrad'a vardıysa Kızıl Elma Kızıl Elma diye bağırır. Budapeşte'dir Kızıl Elma. Oraya varır bağırmasına
devam eder. Anlarsınız ki Viyana'dır. Oraya gidince bağırır. Ondan daha ötesidir. Daha yukarılarda daha yükseklerde bir yerdir. Bu ne kadar güzel bir düşünce. Şimdi artık kılıçlarla, oklarla, toplarla, bombalarla F-16'larla hedeflere varılmıyor. Eğitimle varılıyor. Okulla, bilimle varılıyor.''
Kendisinin Vietnam'dan da sorumlu olduğunu, bu ülkenin 20 sene Amerikanın bombaları altında yakıp yıkıldığını, ayakta duramaz hale geldiğini, geçen yıllarda bu ülkeden Türkçe olimpiyatlarına katılan bir öğrencinin çok güzel bir Türkçeyle 'Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman'' şiirini okuduğunu, bu ülkedeki birçok kişinin Türk okullarından mezun olmayı gururlanarak söylediğini dile getiren Arınç, sözlerine şöyle devam etti:''Türkiye'den gelmişler 10 bin kilometre ötede okul açmışlar. Yiyecek ekmeği olmayan
ülkede, eksi 45 de donan ülkede çocuklarını eğitmeye başlamışlar. Türkiye'nin yaptığı bu hizmetler karşısında beni nereden bilecek Moğolistan yetkilileri. Türkiye büyük ülke buraya kadar geldi bize yardım ediyor diyorlar. Bana fahri profesörlük payesi verdiler."
Bunun asıl sahibinin onca kilometreyi giden o güzel hizmetleri yapan Adem Tatlı ve arkadaşları olduğunu anlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Onların sayesinde Türkiye seviliyorsa bizi seviyorlarsa gelecek bütün iyilikleri Türkiye'den bekliyorlarsa bilesiniz ki bu hizmetlerin sonucudur. Moğolistan'ın üst tarafında da Türk okulu var. Henüz Çin'e giremedik. İnşallah Çin'de de bu okullar açılacak. Başkaları kavga dövüş ederken, çekememezlik içinde birbirinin ayağını kaydırmaya çalışırken, birisi daha
fazla kazanmak için öbürünün sırtına basmak için çalışırken buradaki insanlar Allah rızası için kardeşini daha üstün görerek bu yollara çıktı."
Gelinen noktanın Allah'a hamdedilecek nokta olduğunu anlatan Arınç, şöyle konuştu: 29 Mart seçimleri öncesindeydi Manisa'ya gelmiştim. Yakutiye salonu açmak bize kısmet oldu. O zaman basının ne yazdığını çizdiğini biliyorum. Allah basınımıza da Kurşunluhan'daki şuuru nasip etsin. Şu an 8 mahallede okuma salonları açılmış. Manisa mahallelerinde çocuklarımız okuma salonlarına gelebilecek, akşam da ders çalışma imkanı bulabilecek. Çocuklarımız bu sıcak yuvada sıcak kalplerle emin olan Türkiye'nin yüz akı
olacaklar."
Valiler, kaymakamların buradan çıkacağını belirten Arınç, sözlerini şöyle tamamladı: "Yargıtay üyeleri buradan çıkacak. Hatta üzerine basa basa söylüyorum HSKY üyeleri buradan çıkacak bundan sonra. Onlar Türkiye'yi güçlendirecekler. Biri perdesini yapar, öbürü bilgisayar alır, öbürü masasını sandalyesini koyar. Hayrın küçüğü büyüğü olmaz. Küçüktür ama bereketlidir. Bu hizmet Kurşunluhan bilinci ve okuma salonlarıyla eğitim faaliyetleriyle devam eden çalışmalar, parti çekişmelerini, kısır çekişmeleri
ortadan kaldırmıştır. Bunun altında mutlaka birşey vardır düşüncesini ortadan kaldırmıştır. Eskiden bir insan birşey söylerken yaparken acaba altında ne var diye düşünürdü. Kendi siyasi fikrinden değilse hinlik arardı. Böyle duymuş görmüştük. Ama ısrarla bu hizmetler sadece Allah rızası ve memleketimizin hayrı için yapıldıkça herkes iman etti. Bunun altında rızadan başka birşey yok. Bunun altında samimiyetten başka birşey yoktur. Türkiyenin bu beraberliğe ihtiyacı var ve bunu siz sağlıyorsunuz."
Öte yandan SBS puanlarına göre dereceye giren öğrencilere İl Milli Eğitim Müdürü Aziz Ersoy çeşitli ödüller verdi. Etkinliğe Arınç'ın eşi Münevver Arınç, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, AK Parti Manisa Milletvekilleri Mehmet Çerçi, Recai Berber, Manisa Valisi Celalettin Güvenç, Manisa Emniyet Müdürü Adem Aydemir ile çok sayıda vatandaş katıldı. Sanatçı Uğur Murathan, Arınç'ın sevdiği bazı parçaları seslendirdi. Mayna Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı İlhan İşbilen, Bakan Arınç'a
plaket verdi. Bakan Arınç da etkinliğe katkıda bulunanlara plaket verdi. Arınç daha sonra beraberindekilerle birlikte Manisa'da yapılmış ve hizmete hazırlanmış dokuz adet okuma salonunun açılış kurdelesini temsili olarak kesti.