'Eşler Kusurları Gören Değil Örten Olmalıdır'
Bursa'nın İnegöl ilçesinde düzenlenen "İslamda aile" konferansı büyük ilgi gördü.
İnegöl Müftülüğü tarafından Sani Konukoğlu Konferans Salonunda 'İslamda aile ve önemi' konulu konferans düzenlendi. Programın açılış konuşmasını yapan ilçe vaizi Hasan Başkıran, toplumun temel taşlarından en önemlisinin aile olduğunu belirterek, "Aile, en mukaddes topluluktur. Evlilik, bir erkekle bir kadının nikah akdiyle başlayan beraberliğidir. Sağlıklı nesiller ve huzurlu bir toplum için evlilik şarttır. Dinimiz aile kurmaya çok büyük önem vermektedir. Her konuda olduğu gibi, evlilik konusunda da, sevgili peygamberimiz Muhammed aleyhisselam, ailede sevgiyi, saygıyı, merhameti, adaleti ve hoşgörüyü daima ön planda tutmuştur" dedi.
İnegöl Müftü Vekili İsmail Yıldırım ise, ailenin İslam toplumun en temel sosyal ünitesi olduğunu ifade ederek, "Sağlam aile yapısı, sağlam toplumun en önemli göstergesidir. Aile, karşılıksız sevgi ve fedakarlığın ilk ve en yoğun hissedildiği, bilgi ve görgünün, örf ve adetlerin yalın biçimde öğrenildiği, hayata dair en önemli eğitimin alındığı yerdir. Ailenin korunması ferdi ve toplumsal huzurun temininde büyük rol oynar. Huzurlu olmayan fertlerden sağlıklı bir aile, dolayısıyla sağlıklı bir toplum kurulamaz. Bakara süresinde, 'Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır' buyruluyor. Peygamberimiz de, 'Sizin en hayırlınız, ailesine karşı hayırlı olandır' buyurmaktadır. Başka bir hadisinde ise, 'Bir kadın beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar, iffetini korur, birde kocasına saygı gösterirse, ona , cennetin hangi kapısından istersen gir denilir' buyurmaktadır. Huzurlu bir aile oluşturmak için, karşılıklı sabır ve hoşgörü gerekir. Bey kızdığında, hanım tansiyonu düşürücü, teskin edici olmalı. Hanım sinirlendiğinde beyi aynı metotla eşine yaklaşmalı, şefkat, dostluk, arkadaşlık, anlayış, hoşgörü, affedicilik duyguları içerisinde mukabele etmelidir. Evlilik hayatında huzur ve iletişim böyle tesis edilir. Yoksa aile ilişkileri içinden çıkılmaz bir hal alır. Eşler, kusurları gören değil, örten olmalıdır. İlişkilerde anlayış, paylaşma esas olmalıdır. Kanaatkar olunmalı, ulaşılmayacak ihtiyaçlar kurgulayıp mutsuz olunmamalı. Gelirde kendinden düşük seviyedeki kişilere, ilimde ve iyilikte kendisinden önde olanlara bakılmalıdır. Evlilik hayatında eşler tarafından birbirlerine karşılıklı sevgi ve takdir sözleri söylenerek, muhabbet ve sevgi tesis edilmelidir. Eşimizi ailesinden uzaklaştırmamalı, soğutmamalı, eşimizin anne babasına kendi anne babamız gibi yaklaşmalı, onların hayır duasını almaya çalışmalıyız. Aile içinde hepimiz birimiz, birimiz hepimiz içindir ilkesi benimsenmeli, sen, ben tutumu bırakılmalıdır. Araya duvar örmek yerine köprüler kurmalıyız" diye konuştu.
İnegöl Müftü Vekili İsmail Yıldırım ise, ailenin İslam toplumun en temel sosyal ünitesi olduğunu ifade ederek, "Sağlam aile yapısı, sağlam toplumun en önemli göstergesidir. Aile, karşılıksız sevgi ve fedakarlığın ilk ve en yoğun hissedildiği, bilgi ve görgünün, örf ve adetlerin yalın biçimde öğrenildiği, hayata dair en önemli eğitimin alındığı yerdir. Ailenin korunması ferdi ve toplumsal huzurun temininde büyük rol oynar. Huzurlu olmayan fertlerden sağlıklı bir aile, dolayısıyla sağlıklı bir toplum kurulamaz. Bakara süresinde, 'Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır' buyruluyor. Peygamberimiz de, 'Sizin en hayırlınız, ailesine karşı hayırlı olandır' buyurmaktadır. Başka bir hadisinde ise, 'Bir kadın beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar, iffetini korur, birde kocasına saygı gösterirse, ona , cennetin hangi kapısından istersen gir denilir' buyurmaktadır. Huzurlu bir aile oluşturmak için, karşılıklı sabır ve hoşgörü gerekir. Bey kızdığında, hanım tansiyonu düşürücü, teskin edici olmalı. Hanım sinirlendiğinde beyi aynı metotla eşine yaklaşmalı, şefkat, dostluk, arkadaşlık, anlayış, hoşgörü, affedicilik duyguları içerisinde mukabele etmelidir. Evlilik hayatında huzur ve iletişim böyle tesis edilir. Yoksa aile ilişkileri içinden çıkılmaz bir hal alır. Eşler, kusurları gören değil, örten olmalıdır. İlişkilerde anlayış, paylaşma esas olmalıdır. Kanaatkar olunmalı, ulaşılmayacak ihtiyaçlar kurgulayıp mutsuz olunmamalı. Gelirde kendinden düşük seviyedeki kişilere, ilimde ve iyilikte kendisinden önde olanlara bakılmalıdır. Evlilik hayatında eşler tarafından birbirlerine karşılıklı sevgi ve takdir sözleri söylenerek, muhabbet ve sevgi tesis edilmelidir. Eşimizi ailesinden uzaklaştırmamalı, soğutmamalı, eşimizin anne babasına kendi anne babamız gibi yaklaşmalı, onların hayır duasını almaya çalışmalıyız. Aile içinde hepimiz birimiz, birimiz hepimiz içindir ilkesi benimsenmeli, sen, ben tutumu bırakılmalıdır. Araya duvar örmek yerine köprüler kurmalıyız" diye konuştu.