Üniversitelerdeki Taciz İddiaları Araştırılacak Tbmm
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üniversitelerdeki 'iş yerinde taciz' (mobbing) iddialarını araştırmaya üniversitelerden başlayacak.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üniversitelerdeki 'iş yerinde taciz' (mobbing) iddialarını araştırmaya üniversitelerden başlayacak.
Komisyon Başkanı Zafer Üskül, komisyon toplantısından sonra yaptığı açıklamada, 25 Kasım'ın 'Kadına Yönelik Şiddete Hayır' günü olduğunu ifade ederek, kadına yönelik şiddeti kınadıklarını kaydetti.
Üskül, şöyle konuştu:
'Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması bir yana azaltılması konusunda bile yeterince yol alabildiğimizi söyleyemeyiz. Bu düşünceleri açıklarken erkek cinsinden bir insan olarak, önce erkeklere bir uyarı yapmak gerekiyor. 'Kendinize yapılmasını istemediğiniz şeyi asla kadınlara yapmayın.' Kadınlara yönelik şiddet aslında erkeklerin acizliğinin ifadesidir. Erkekler bu acizlik durumundan kendilerini kurtarmalı, kendilerine daha güvenir hale gelmelidir.'
Komisyon toplantısına ilişkin bilgi veren Zafer Üskül, bir süredir 'iş yerinde taciz' (mobbing) iddiaları konusunda araştırma yapmayı düşündüklerini ifade ederek, şunları söyledi:
'Bu taciz genellikle yasalara uygun bir biçimde gerçekleştiriliyor. Sık sık bazı görevliler hakkında soruşturma açılabiliyor, onları rahatsız edilecek şekilde... Ama soruşturma açılması yasak değil. Görev yerleri değiştirilebiliyor, bunun yasal dayanağı olabilir; var çoğu zaman... Ama haklı nedenlerin olmadığı iddiaları var. Burada bütün bu işlemlerin herhangi bir kamu görevlisini emekli olmaya, kurumdan ayrılmaya zorlamak; şu ya da bu biçimde rahatsız etmek amacıyla yapıldığı iddiaları var.
Tüm kamu kurumlarında bu tür iddialarla karşılaşılabiliyor. Öyle anlaşılıyor ki üniversitelerde biraz daha yaygın bu olaylar. Çünkü Türkiye'deki değişik üniversitelerden epeyce dilekçe geldi komisyonumuza. Zaten bu konularda bir araştırma yapmayı düşünüyorduk. Bir alt komisyon kurduk. Herhalde ocak ayı içinde belirleyeceği birkaç üniversitede inceleme yapacak.'
Üskül, kendilerine gelen şikayet başvurularında değişik konulara yer verildiğini ifade ederek, 'Genellikle bu tür mobbing iddialarının içinde görev yaptırmama, görev vermeme şeklindeki eylemler dikkati çekiyor. Bir de istenmeyen öğretim üyelerinin mümkün olduğu kadar uzak mesafelerdeki yüksek okullarda, fakültelerde görevlendirildiği şeklinde iddialar var. Bunlara bakacağız...' dedi.
Üskül, bazı üniversitelerde dikkati çeken şikayetler olduğunu belirterek, 'Ben üniversiteden gelen bir insanım. Bu tür uygulamalarla karşılaşmış birisiyim. Öğretim üyesi olarak uzun yıllar tek dönem üç saatlik ders vermeye mahkum edilmiş birisiyim' diye konuştu.
Zafer Üskül, alt komisyonda kendisinin yanı sıra Edibe Sözen (AK Parti-İstanbul), Erdal Kalkan (AK Parti-İzmir), Şenol Bal (MHP-İzmir) ve Çetin Soysal'ın (CHP-İstanbul) görev alacağını kaydetti.
-ASKERİ ATIŞ ALANLARI-
Komisyonda askeri atış eğitim alanlarının bulunduğu bölgelerdeki ölüm olaylarını da ele aldıklarını anlatan Üskül, 'Son beş yıl içinde 13 kişinin öldüğü, 50'nin üzerinde insanın da yaralandığı anlaşılıyor' dedi. Bu konuda bir inceleme yaptırdıklarını anlatan Üskül, Milli Savunma Bakanlığından somut olaylara yönelik ve genel bir bilgi istediklerini kaydetti. Üskül, 'Bu cevabı aldığımız tarihte 11 ölü ve 50'nin üzerinde yaralı olduğu ifade ediliyordu. Bu, Milli Savunma Bakanlığından aldığımız bilgidir. O yazıdan sonra iki kişinin daha öldüğünü biliyoruz' diye konuştu.
Askeri birliklerin zaman içinde yerleşim yerlerinin içinde kaldığını ifade eden Üskül, şunları kaydetti:
'Yerleşim yerlerine 100-150 metreden başlayıp, 1000-1200 metreye kadar olan mesafelerde atış talimi yapıldığı zaman bu tür kazalar ortaya çıkabiliyor.
Askerler neden atış talimi yaparlar? Ülkeyi, insanları koruyabilmek için; öldürmek için değil... Öyle anlaşılıyor ki alınan bütün önlemlere rağmen bu olaylar önlenemiyor. O halde alınan önlemlerin gözden geçirilmesi gerekmektedir. Daha etkili önlemlerin alınması gerekmektedir. Elden geldiğince bu tür birliklerin yerleşim yerleri dışına taşınmasına çaba harcanmalıdır.'
Atış alanları bölgesindeki ölenlerin sivil ve genellikle çocuk olduğunu anlatan Üskül, ölüm olaylarının ya atış sırasında ya da bölgedeki patlamamış mühimmatla oynanması şeklinde ortaya çıktığını söyledi.
-ÜÇ GENERALİN AÇIĞA ALINMASI-
Üskül, üç generalin açığa alınması konusundaki değerlendirmesinin sorulması üzerine de şunları söyledi:
'Burada bir idari işlem sözkonusudur. Açığa alma denilen mekanizma eskiden beri uygulanan yöntemdir. Sivil kesimde sık sık duyarsınız. Olağan bir şeydir bu. Askerler arasında da açığa alınanlar olabilir. Bir idari işlemdir, idari tedbirdir. Tabii bir idari işlem olduğu için yargı denetimine de açıktır. Dolayısıyla bu çerçeve içerisinde değerlendirilmesi doğru olur.'
-'BİLGİ İSTEDİK'-
Üskül, ayrıca Safranbolu'da Eda Nur Avcı'ın ölümüyle ilgili Milli Savunma Bakanlığından, İstanbul'da bir karakolda şiddete maruz kaldığı öne sürülen bir kişi konusunda da Emniyet Müdürlüğünden bilgi istediklerini ifade etti.
İstanbul Cevizli 2. Zırhlı Tugay Komutanlığında bir erin, talim sırasında çırılçıplak soyulmaya zorlandığı yönünde bir gazetede haber yayınlandığını anlatan Üskül, 'Olayın gerçek olduğu anlaşılıyor. Bu insan onurunun ayaklar altına alınmasıdır, asla onaylanamaz. Bu konuda da bir soruşturmanın açılmasının gerektiğini ilgililere belirttik. Milli Savunma Bakanlığına da bir yazı yazarak bilgi istedim' dedi.
Üskül, cezaevleri, çocuk yuvaları ve kreşleri, gençlik merkezleri ve YİBO'lar konusundaki alt komisyonların çalışmalarını sürdürdüğünü; askeri cezaevlerine ilişkin komisyonun ise yeni yılın ilk aylarında birkaç cezaevinde daha çalışacağını söyledi.
Zafer Üskül, bir gazetecinin, 'Başbakanı protesto eden öğrencilere 15 ay ceza verildi, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz' sorusuna 'Bu soruşturmayı savcılar yaptı, kararı da mahkeme verdi. Dolayısıyla komisyonumuz yargı alanına giren konularda herhangi bir yetkiye sahip değil. Dolayısıyla bu soruyu bu işlemi yapanlara sormak gerekir' karşılığını verdi.
25.11.2010 15:18:31
Komisyon Başkanı Zafer Üskül, komisyon toplantısından sonra yaptığı açıklamada, 25 Kasım'ın 'Kadına Yönelik Şiddete Hayır' günü olduğunu ifade ederek, kadına yönelik şiddeti kınadıklarını kaydetti.
Üskül, şöyle konuştu:
'Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması bir yana azaltılması konusunda bile yeterince yol alabildiğimizi söyleyemeyiz. Bu düşünceleri açıklarken erkek cinsinden bir insan olarak, önce erkeklere bir uyarı yapmak gerekiyor. 'Kendinize yapılmasını istemediğiniz şeyi asla kadınlara yapmayın.' Kadınlara yönelik şiddet aslında erkeklerin acizliğinin ifadesidir. Erkekler bu acizlik durumundan kendilerini kurtarmalı, kendilerine daha güvenir hale gelmelidir.'
Komisyon toplantısına ilişkin bilgi veren Zafer Üskül, bir süredir 'iş yerinde taciz' (mobbing) iddiaları konusunda araştırma yapmayı düşündüklerini ifade ederek, şunları söyledi:
'Bu taciz genellikle yasalara uygun bir biçimde gerçekleştiriliyor. Sık sık bazı görevliler hakkında soruşturma açılabiliyor, onları rahatsız edilecek şekilde... Ama soruşturma açılması yasak değil. Görev yerleri değiştirilebiliyor, bunun yasal dayanağı olabilir; var çoğu zaman... Ama haklı nedenlerin olmadığı iddiaları var. Burada bütün bu işlemlerin herhangi bir kamu görevlisini emekli olmaya, kurumdan ayrılmaya zorlamak; şu ya da bu biçimde rahatsız etmek amacıyla yapıldığı iddiaları var.
Tüm kamu kurumlarında bu tür iddialarla karşılaşılabiliyor. Öyle anlaşılıyor ki üniversitelerde biraz daha yaygın bu olaylar. Çünkü Türkiye'deki değişik üniversitelerden epeyce dilekçe geldi komisyonumuza. Zaten bu konularda bir araştırma yapmayı düşünüyorduk. Bir alt komisyon kurduk. Herhalde ocak ayı içinde belirleyeceği birkaç üniversitede inceleme yapacak.'
Üskül, kendilerine gelen şikayet başvurularında değişik konulara yer verildiğini ifade ederek, 'Genellikle bu tür mobbing iddialarının içinde görev yaptırmama, görev vermeme şeklindeki eylemler dikkati çekiyor. Bir de istenmeyen öğretim üyelerinin mümkün olduğu kadar uzak mesafelerdeki yüksek okullarda, fakültelerde görevlendirildiği şeklinde iddialar var. Bunlara bakacağız...' dedi.
Üskül, bazı üniversitelerde dikkati çeken şikayetler olduğunu belirterek, 'Ben üniversiteden gelen bir insanım. Bu tür uygulamalarla karşılaşmış birisiyim. Öğretim üyesi olarak uzun yıllar tek dönem üç saatlik ders vermeye mahkum edilmiş birisiyim' diye konuştu.
Zafer Üskül, alt komisyonda kendisinin yanı sıra Edibe Sözen (AK Parti-İstanbul), Erdal Kalkan (AK Parti-İzmir), Şenol Bal (MHP-İzmir) ve Çetin Soysal'ın (CHP-İstanbul) görev alacağını kaydetti.
-ASKERİ ATIŞ ALANLARI-
Komisyonda askeri atış eğitim alanlarının bulunduğu bölgelerdeki ölüm olaylarını da ele aldıklarını anlatan Üskül, 'Son beş yıl içinde 13 kişinin öldüğü, 50'nin üzerinde insanın da yaralandığı anlaşılıyor' dedi. Bu konuda bir inceleme yaptırdıklarını anlatan Üskül, Milli Savunma Bakanlığından somut olaylara yönelik ve genel bir bilgi istediklerini kaydetti. Üskül, 'Bu cevabı aldığımız tarihte 11 ölü ve 50'nin üzerinde yaralı olduğu ifade ediliyordu. Bu, Milli Savunma Bakanlığından aldığımız bilgidir. O yazıdan sonra iki kişinin daha öldüğünü biliyoruz' diye konuştu.
Askeri birliklerin zaman içinde yerleşim yerlerinin içinde kaldığını ifade eden Üskül, şunları kaydetti:
'Yerleşim yerlerine 100-150 metreden başlayıp, 1000-1200 metreye kadar olan mesafelerde atış talimi yapıldığı zaman bu tür kazalar ortaya çıkabiliyor.
Askerler neden atış talimi yaparlar? Ülkeyi, insanları koruyabilmek için; öldürmek için değil... Öyle anlaşılıyor ki alınan bütün önlemlere rağmen bu olaylar önlenemiyor. O halde alınan önlemlerin gözden geçirilmesi gerekmektedir. Daha etkili önlemlerin alınması gerekmektedir. Elden geldiğince bu tür birliklerin yerleşim yerleri dışına taşınmasına çaba harcanmalıdır.'
Atış alanları bölgesindeki ölenlerin sivil ve genellikle çocuk olduğunu anlatan Üskül, ölüm olaylarının ya atış sırasında ya da bölgedeki patlamamış mühimmatla oynanması şeklinde ortaya çıktığını söyledi.
-ÜÇ GENERALİN AÇIĞA ALINMASI-
Üskül, üç generalin açığa alınması konusundaki değerlendirmesinin sorulması üzerine de şunları söyledi:
'Burada bir idari işlem sözkonusudur. Açığa alma denilen mekanizma eskiden beri uygulanan yöntemdir. Sivil kesimde sık sık duyarsınız. Olağan bir şeydir bu. Askerler arasında da açığa alınanlar olabilir. Bir idari işlemdir, idari tedbirdir. Tabii bir idari işlem olduğu için yargı denetimine de açıktır. Dolayısıyla bu çerçeve içerisinde değerlendirilmesi doğru olur.'
-'BİLGİ İSTEDİK'-
Üskül, ayrıca Safranbolu'da Eda Nur Avcı'ın ölümüyle ilgili Milli Savunma Bakanlığından, İstanbul'da bir karakolda şiddete maruz kaldığı öne sürülen bir kişi konusunda da Emniyet Müdürlüğünden bilgi istediklerini ifade etti.
İstanbul Cevizli 2. Zırhlı Tugay Komutanlığında bir erin, talim sırasında çırılçıplak soyulmaya zorlandığı yönünde bir gazetede haber yayınlandığını anlatan Üskül, 'Olayın gerçek olduğu anlaşılıyor. Bu insan onurunun ayaklar altına alınmasıdır, asla onaylanamaz. Bu konuda da bir soruşturmanın açılmasının gerektiğini ilgililere belirttik. Milli Savunma Bakanlığına da bir yazı yazarak bilgi istedim' dedi.
Üskül, cezaevleri, çocuk yuvaları ve kreşleri, gençlik merkezleri ve YİBO'lar konusundaki alt komisyonların çalışmalarını sürdürdüğünü; askeri cezaevlerine ilişkin komisyonun ise yeni yılın ilk aylarında birkaç cezaevinde daha çalışacağını söyledi.
Zafer Üskül, bir gazetecinin, 'Başbakanı protesto eden öğrencilere 15 ay ceza verildi, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz' sorusuna 'Bu soruşturmayı savcılar yaptı, kararı da mahkeme verdi. Dolayısıyla komisyonumuz yargı alanına giren konularda herhangi bir yetkiye sahip değil. Dolayısıyla bu soruyu bu işlemi yapanlara sormak gerekir' karşılığını verdi.
25.11.2010 15:18:31