Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Ve Dayanışma Günü

Samsun Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Birgül Bilgin, "Kadına karşı şiddet insan hakları ihlalidir" dedi.

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Ve Dayanışma Günü
"25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü" dolayısıyla Samsun Adliyesi'ndeki Samsun Bürosu odasında basın açıklamasında bulunan Av. Birgül Bilgin, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 1999 yılında, 25 Kasım'ı "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü" ilan ettiğini hatırlattı. Av. Birgül Bilgin, "Bu çerçevede, her 25 Kasım'da tüm ülkelerde çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Kadına yönelik şiddet konusunun gündeme gelmesi, tartışılması ve farkındalık oluşturulması sağlanmaya çalışılıyor. Dünya Sağlık Örgütü Kadına Yönelik Şiddeti; 'Cinsiyete dayanan, kadını inciten, ona zarar veren, fiziksel, cinsel, ruhsal hasarlarla sonuçlanma olasılığı bulunan, toplum içerisinde ya da özel yaşamında ona baskı uygulanması ve özgürlüklerinin keyfi olarak kısıtlanmasına neden olan her türlü davranış' şeklinde tanımıştır. Bu tanıma daha sonra ekonomik ihtiyaçlardan yoksun bırakarak uygulanan ekonomik şiddette dahil edilmiştir. Birleşmiş Milletler (BM) Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi'ne göre, kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, 'bir kadına sırf kadın olduğu için yöneltilen ya da oransız bir şekilde kadınları etkileyen' şiddettir. BM Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi, önsözünde kadınlara yönelik şiddeti, 'erkekler ve kadınlar arasındaki eşitlikçi olmayan güç ilişkilerinin tarihsel bir göstergesi' ve 'erkeklerle karşılaştırıldığında kadınları zorla bağımlı bir konuma sokmanın çok önemli toplumsal mekanizmalarından biri' olarak tanımlar. Kısaca, kadınlara yönelik şiddet, kadınların ve kızların insan haklarının ihlalidir. Maddi ve manevi bütünlük hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, ifade özgürlüğü, eğitim hakkı, çalışma hakkı gibi birçok hak ihlallerini de içine almaktadır" diye konuştu.
Son 7 yılda istatistiklere giren kadın cinayeti oranı yüzde bin 400 arttığını ifade eden Av. Bilgin, "Resmi rakamlara göre son 7 ayda 226 kadın öldürülmüş, 478 kadın tecavüze, 722 kadın tacize uğramış, 6 bin 423 kadın ise aile içi şiddet nedeniyle hastaneye başvurmuş. Verilere göre kadına yönelik cinsel saldırı suçlarında son beş yılda yüzde 30 artış meydana gelmiştir. Yasal mevzuatta getirilen gelişmelere karşın, şiddetin engellenmesine yönelik uygulamada uzun ve kısa vadeli çalışmalar yapılmamakta. Zihniyetin değişmesi için devletin bir programının olmadığını görmekteyiz. Kadınların çalışma yaşamına katılımı için kota getirilmesi, çocuk ve yaşlılar için kreş ve bakımevi gibi yerlerin sayısının artırılması konusunda ciddi hiçbir çalışma yapılmamaktadır. Şiddet mağduru kadınların korunması ve rehabilite edilmesi için hayati olan sığınma evlerinin sayısının nüfusla karşılaştırıldığında çok yetersiz olduğu görülmektedir. Medyada namus, töre cinayetleri, koca-baba dayakları, işkence magazinleştirilerek verilmektedir. Fiziksel, sözel ve cinsel şiddete uğrayan kadınların bunu hak edip hak etmediği tartışılmaktadır. Kurbanlar suçlanmakta, suçlular 'mağdur' ilan edilmekte, şiddet, dinsel-geleneksel önyargılarla, cinsiyet ayrımcı politikalarla ve yasalar eliyle meşrulaştırılmaktadır. Kadının cinsel, fiziksel, psikolojik bütünlüğünün dokunulmaz olduğunu, kadının insan haklarının temel insan hakkı olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Kadına yönelik her türlü şiddet sonlanıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğimizi yüksek sesle ifade ediyoruz. Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın sona erdirilmesi için, devletin kadınlara yönelik her türlü şiddet eylemini açık bir şekilde kınamasını, şiddete uğrayan kadınlar için başvuru ve sığınma evlerinin sayısının artırılmasını, ücretsiz danışmanlık, psikolojik ve tıbbi destek ve yasal yardım yapılmalıdır" diye konuştu.