Cem beni tehdit etti

Alara Uzan çok çarpıcı açıklamalar yaptı.

Cem beni tehdit etti
Alara Uzan, hakkında açılan “çocuk kaçırma” davasında ifade verdi. Cem Uzan’ın kendisini, “Seni yaşayamaz hale getireceğim” diyerek tehdit ettiğini öne süren Alara Uzan, “Eğer kaçırılırlarsa, bana ulaşabilsinler diye, önlem olarak ayakkabılarının iç alt bölümüne, telefon numaramı yazdığım bir kağıdı yerleştirdim” dedi.

Firari işadamı Cem Uzan’ın boşanma arifesinde olduğu eşi Alara Uzan’a açtığı “çocuk kaçırma” davasının görülmesine devam edildi. Sarıyer Aile Mahkemesi’nde önceki gün görülen duruşmada davacı Cem Uzan’ı avukatları Şaylan Çığgın ile Celal Ülgen temsil etti. Davalı Alara Uzan da duruşmada avukatı Ali Oğuz ile birlikte hazır bulundu. Cem Uzan’ın yakın arkadaşı işadamı Emin Şirin de her celsede olduğu gibi “izleyici” olarak duruşma salonundaki yerini aldı. Son 3 duruşmada tanıkların ifadelerine başvuran mahkeme, bu kez de davalı Alara Uzan’ı dinledi. Konuşmasına, “Benim için çok duygusal bir an. Nasıl anlatacağımı bilemiyorum” sözleriyle başlayan Alara Uzan, kelimenin tam anlamıyla “içini döktü”

“Biz, 7 yıldır dayanılmaz bir hayat yaşadık. Son 2 yıldır da ayrılmaya karar verdik. Özellikle ben karar verdim. Ortak hiçbir şey yapamıyorduk. Fakat kendisi benden, ‘dışarıya karşı daha fazla güç kaybediyor gözükmemek için’ evliliğimizin devam ediyor görünmesi ricasında bulundu. Bu nedenle resmi olarak boşanmadık ve bu durum etrafa belli edilmedi. Çubuklu’daki 4 katlı evimizin giriş katında Cem Uzan, arkadaşları ile birlikte yaşardı. Ben ve çocuklar ise üst katta kalıyorduk. Cem, sabahlara kadar giriş kattaki salonda arkadaşlarıyla otururdu. O, sadece yatmaya gelirdi yatak odamıza. Başka yatak odası olmadığı için birlikte yatardık.

Geçen yıl, çocukların buradaki okuluna kayıtlar yapıldı. Biz, annem, kız kardeşim ve çocuklarla birlikte tatil için Viyana’ya gittik. Cem de Bodrum’a gidecekti. Fransa işi hesapta yoktu. Viyana’dayken bir adamı aradı ve bizim de Paris’e gideceğimizi söyledi. Gittiğimizde ayrı otel odalarında kaldık. Gittiğimizin ilk günü, boşanma konusunda kavga gürültü oldu. 6 saat gibi uzun bir konuşmanın sonunda, boşanma konusunda mutabık kaldık. Ancak Cem, ertesi gün dayatmalara başladı. Kendisiyle ilgili bildiğim şeyler olduğunu, gerekirse çocukları kaçıracağını, onları bir daha göremeyeceğimi söyledi. Türkiye’ye dönersek, benim de hakkımdaki bazı davalardan dolayı içeri atılacağımı iddia etti.

Çocukların yemek parasını kesti!

Fransa’ya gittim, çünkü eşim kaçıyordu ve çocuklarım ne olacak diye düşünüyordum. Sonra da korkudan dönemedim geri. Her gün kapıda bazı adamlar oluyordu. Çocuklarımın kaçırılması tehlikesi benim için en büyük korku oldu. Cem Uzan, Türkiye’de bana tonlarca kağıt imzalatmıştır. Fransa’da herhangi bir şey imzalamadım. Paris’te boşanma konusunda Fransız bir avukatla görüştüm. Bunun üzerine Cem, avukatlarla görüşmemi engellemeye çalıştı. Kendisi bana, ABD’li avukatına hazırlattığı 20 sayfalık bir anlaşma metni sundu. Adamları iki günde bir gelip, metni imzalamamı istedi. Ben imzalamadıkça o, yaşantımızı zorlaştırmak için elinden geleni yaptı. En son çocukların yemek parasını kesti. Fransa’daki son 1 ayımız böyle geçti.

‘Biz hanedanız’

Bana, kardeşi Hakan Uzan’ın da boşandığı eşi Yeşim Salkım’a söylediği gibi, ‘Bizim ailemiz bir hanedanlık. İçimize girdikten sonra böyle kolay terk edip çıkamazsın. Seni yaşayamaz hale getireceğim’ dedi. Fransa’dayken babaannemi kaybettim. Cenazeye gitmek istediğimi söylediğimde, ‘Dönemezsiniz’ dedi. Orada bulunmak, onun özgür yaşamasına neden olabilir. Ama orada kaçak yaşamak, benim ve çocuklarımın özgürlüğü değil. Ben, 450 yıllık soylu bir aileden geliyorum. 3 ay, öyle veya böyle Fransa’da kaldık diye suç işlemişim gibi karşınızda olmaktan sıkıntı duyuyorum.

Cem Uzan, Paris’teki konuşmalarımızda, gerekirse çocukları kaçıracağını söyledi. Nasıl yapacağını, çeşitli senaryolar üreterek anlattı. Ayrıca Cem, çocuklara da onları kaçıracağını söylemiş. Bu yüzden çocuklarımın ayakkabılarının altına, kaçırılmalarına önlem olarak telefon numaramı yazdım.” (Alara Uzan, konuşmasının burasında yine Hakan Uzan-Yeşim Salkım ayrılığından örnek vermek isteyince hakim, ‘Bunlar detaya giriyor ve bizi ilgilendirmiyor’ deyince , ‘Beni ilgilendiriyor, bunlar benim ailem maalesef’ şeklinde serzenişte bulundu.) Duruşma, ertelendi.

Bilirkişi raporu: Çocuklar babalarıyla yaşamak istemiyor!

Mahkeme, davanın ikinci duruşmasında, Cem-Alara Uzan çiftinin müşterek çocukları Renç Emre ve Jasmin’e nerede yaşamak istediklerinin sorulmasına, sosyal hizmet uzmanı ile psikolog ve pedagogun bulunduğu bu görüşmenin ev ortamında yapılarak rapor düzenlenmesine hükmetmişti. İşte o rapor da hazırlandı ve dava dosyasına girdi. Ev ortamında yapılan görüşme sonunda 3 uzman tarafından hazırlanan raporda, çocukların Paris’te geçirilen zamanda babaları ile etkin ve yeterli zaman geçirememekten yakındıkları vurgulandı. Mahkeme sürecinin taraflar arasında yarattığı çatışma ortamının çocukları olumsuz anlamda etkilediğinin kaydedildiği raporda, Renç ile Jasmin’in babaya karşı özlem duymakla birlikte, ona tepkili oldukları ve görüşme konusunda isteksiz tavırlar sergiledikleri saptamasında bulunuldu. Raporun sonuç bölümünde, “Çocukların, yaşantıları ile ilgili doğru kararı verme konusunda ebeveynlerinden destek alması gereken bir dönemde oldukları ve kendi kararlarını alabilecek olgunlukta bulunmadıkları, ancak İstanbul’a alıştıkları ve kendilerini mutlu olarak ifade ettikleri düzende yaşamaları ile ilgili isteğin dikkate alınması gerektiği kanaatindeyiz” denildi.