Cumhurbaşkanı Gül: 'Ülkeler Arasındaki Sınırlar İşbirliğini Engelleyici Bir Niteliğe Bürünmemeli'
İslam ülkelerinin taşıdığı önemli potansiyele dikkat çeken Cumhurbaşkanı ve İSEDAK Başkanı Abdullah Gül, ülkeler arasındaki sınırların işbirliğini engelleyici bir niteliğe bürünmemesi gerektiğini söyledi
İslam ülkelerinin taşıdığı önemli potansiyele dikkat çeken Cumhurbaşkanı ve İSEDAK Başkanı Abdullah Gül, ülkeler arasındaki sınırların işbirliğini engelleyici bir niteliğe bürünmemesi gerektiğini söyledi.
İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi'nin (İSEDAK) 26. toplantısının açılışında konuşan Cumhurbaşkanı ve İSEDAK Başkanı Abdullah Gül, yaşanan son ekonomik krizin gelişmekte olan ve az gelişmiş ülke ekonomilerini derinden etkilerken, karşılıklı bağımlılığın ne kadar güçlü bir hale geldiğini de gözler önüne serdiğini belirtti.
Diğer gelişmekte olan ülkelere nazaran İslam ülkelerinin krizin olumsuz etkilerine daha fazla maruz kaldığına işaret eden Gül, bu ve benzeri krizlere karşı dayanıklılığın artması ve İslam ülkelerinin hak ettiği yeri almasının İslam dünyasının kronikleşen yapısal sorunlarını halletmesine bağlı olduğunu belirterek şunları söyledi:
"İslam dünyasının bazı yapısal sorunlarının altını çizmek istiyorum. Ülkelerimizin iktisadi ve sosyal kalkınma düzeyi potansiyelin çok altında bulunmaktadır. Zengin doğal kaynaklara sahip olan ülkelerimiz, dünya refahından yeterince pay alamamaktadır. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 22'sini oluşturan İslam ülkelerinin 2009 yılı itibariyle dünya iktisadi hasılasından aldıkları pay yüzde 7 civarındadır. Ortalama kişi başına gelir seviyesinin de gelişmekte olan ülkelerin ortalamasının altında seyrettiği
görülmektedir.
İslam dünyasında yoksulluk çare bulunması gereken en önemli sorunların başında gelmektedir. Diğer ülkelerimizden 22 tanesi en az gelişmiş ülke statüsündedir. İslam coğrafyasında cereyan eden savaşlar, şiddet olayları, doğal afetler yoksulluğun daha da artmasına neden olmaktadır.
Öte yandan eğitim ve sağlık gibi kalkınmanın sosyal alanlarında da dünya standartlarının altında bulunmaktayız. Ülkelerimizdeki okur-yazar oranı da dünya ortalamasının altındadır.
Benzer biçimde sağlık konusunda da insanlarımıza çağdaş ölçülerde hizmet sağlama hususunda çok eksikliklerimiz bulunmaktadır. Bu kapsamda bir hususun altını çizmek istiyorum; topyekun ve dengeli kalkınmanın sağlanabilmesi ancak istikrarlı, şeffaf ve hesap verebilir yönetimlerle mümkün olabilmektedir. Bu hususta toplumsal katılımı önemseyen idari yapılara ihtiyaç bulunmaktadır."
İslam ülkelerinin taşıdığı önemli potansiyele dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, ülkeler arasındaki sınırların işbirliğini engelleyici bir niteliğe bürünmemesi gerektiğini söyledi.
İktisadi, sosyal ve kültürel gelişme için elzem olan mal, sermaye, insan unsurlarının daha serbest hareket etmesinin İslam dünyasının küresel kalkınma çabasının ilk adımını teşkil ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, "İSEDAK gündeminde yer alan, malların sınırlarımız arasında daha rahat dolaşmasını temin etmeye yönelik olan Tercihli Ticaret Sistemi projesini, sermaye hareketlerini kolaylaştırmaya amaçlayan finansal işbirliği, ticarete konu malların standartlarını oluşturmaya dönük, İslam Ülkeleri
Standartlar ve Metroloji Enstitüsü'nün kuruluşunu, İKÖ helal gıda standartlarını, mesleki bilgi ve becerilerin ülkelerimiz arasında paylaşımını ve dolaşımını sağlamaya dönük İKÖ Mesleki ve Teknik Eğitim Programını ciddiyetle ele almamız ve destek sağlamamız gerektiğini düşünüyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, bazı İSEDAK ülkelerinin vize uygulamasını kaldırmasının önemli bir adım olduğunu da belirtti.
İSEDAK'ın 25 yıl vesilesiyle düzenlenene toplantıda alınan kararlara da değinen Gül, "Söz konusu zirvede, tarım, ulaştırma ve turizm alanlarında işbirliğinin yeniden canlandırılmasına karar verilmişti. Bu sektörlerde işbirliğini güçlendirilmesinin ülkelerimizin kalkınma yolundaki çabalarına önemli hizmetler sunacağını belirtmek isterim.
Ticaret, İSEDAK gündeminde önemli bir yer teşkil etmektedir. Dünya ticaret hacmindeki daralmaya paralel olarak İSEDAK ülkelerinin de 2009 yılında ticaret hacimleri düşmüştür. Ancak, ülkelerimizin dünya ticaretinden aldıkları pay istikrarlı bir şekilde artmaktadır. Son dönemde ticaretten görülen durağanlığı, ticari alanda mevcut projelerimizi aşabileceğimiz inancındayım" dedi.
Gül, İKT ülkeleri arasında Tercihli Ticaret Sistemi anlaşmanın da anlaşmayı onaylayan üye ülke sayısının 10'a ulaşmasının ardından yürürlüğe gireceğini de kaydetti. Anlaşmaya taraf ülkeleri, yükümlülüklerini yerine getirmeye davet eden Gül, yatırım imkanlarının değerlendirilmesi konusunun da önemine vurgu yaptı.
Kriz sürecinin İKT üyesi ülkelerin yatırım potansiyelleri ve sermaye birikimlerinin krizin etkilerini azaltıcı nitelikte olduğunu ortaya koyduğunu belirten Gül, borsalar arası işbirliği ve merkez bankaları işbirliği girişimlerinin de önemine dikkat çekti.
İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi'nin (İSEDAK) 26. toplantısının açılışında konuşan Cumhurbaşkanı ve İSEDAK Başkanı Abdullah Gül, yaşanan son ekonomik krizin gelişmekte olan ve az gelişmiş ülke ekonomilerini derinden etkilerken, karşılıklı bağımlılığın ne kadar güçlü bir hale geldiğini de gözler önüne serdiğini belirtti.
Diğer gelişmekte olan ülkelere nazaran İslam ülkelerinin krizin olumsuz etkilerine daha fazla maruz kaldığına işaret eden Gül, bu ve benzeri krizlere karşı dayanıklılığın artması ve İslam ülkelerinin hak ettiği yeri almasının İslam dünyasının kronikleşen yapısal sorunlarını halletmesine bağlı olduğunu belirterek şunları söyledi:
"İslam dünyasının bazı yapısal sorunlarının altını çizmek istiyorum. Ülkelerimizin iktisadi ve sosyal kalkınma düzeyi potansiyelin çok altında bulunmaktadır. Zengin doğal kaynaklara sahip olan ülkelerimiz, dünya refahından yeterince pay alamamaktadır. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 22'sini oluşturan İslam ülkelerinin 2009 yılı itibariyle dünya iktisadi hasılasından aldıkları pay yüzde 7 civarındadır. Ortalama kişi başına gelir seviyesinin de gelişmekte olan ülkelerin ortalamasının altında seyrettiği
görülmektedir.
İslam dünyasında yoksulluk çare bulunması gereken en önemli sorunların başında gelmektedir. Diğer ülkelerimizden 22 tanesi en az gelişmiş ülke statüsündedir. İslam coğrafyasında cereyan eden savaşlar, şiddet olayları, doğal afetler yoksulluğun daha da artmasına neden olmaktadır.
Öte yandan eğitim ve sağlık gibi kalkınmanın sosyal alanlarında da dünya standartlarının altında bulunmaktayız. Ülkelerimizdeki okur-yazar oranı da dünya ortalamasının altındadır.
Benzer biçimde sağlık konusunda da insanlarımıza çağdaş ölçülerde hizmet sağlama hususunda çok eksikliklerimiz bulunmaktadır. Bu kapsamda bir hususun altını çizmek istiyorum; topyekun ve dengeli kalkınmanın sağlanabilmesi ancak istikrarlı, şeffaf ve hesap verebilir yönetimlerle mümkün olabilmektedir. Bu hususta toplumsal katılımı önemseyen idari yapılara ihtiyaç bulunmaktadır."
İslam ülkelerinin taşıdığı önemli potansiyele dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, ülkeler arasındaki sınırların işbirliğini engelleyici bir niteliğe bürünmemesi gerektiğini söyledi.
İktisadi, sosyal ve kültürel gelişme için elzem olan mal, sermaye, insan unsurlarının daha serbest hareket etmesinin İslam dünyasının küresel kalkınma çabasının ilk adımını teşkil ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, "İSEDAK gündeminde yer alan, malların sınırlarımız arasında daha rahat dolaşmasını temin etmeye yönelik olan Tercihli Ticaret Sistemi projesini, sermaye hareketlerini kolaylaştırmaya amaçlayan finansal işbirliği, ticarete konu malların standartlarını oluşturmaya dönük, İslam Ülkeleri
Standartlar ve Metroloji Enstitüsü'nün kuruluşunu, İKÖ helal gıda standartlarını, mesleki bilgi ve becerilerin ülkelerimiz arasında paylaşımını ve dolaşımını sağlamaya dönük İKÖ Mesleki ve Teknik Eğitim Programını ciddiyetle ele almamız ve destek sağlamamız gerektiğini düşünüyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, bazı İSEDAK ülkelerinin vize uygulamasını kaldırmasının önemli bir adım olduğunu da belirtti.
İSEDAK'ın 25 yıl vesilesiyle düzenlenene toplantıda alınan kararlara da değinen Gül, "Söz konusu zirvede, tarım, ulaştırma ve turizm alanlarında işbirliğinin yeniden canlandırılmasına karar verilmişti. Bu sektörlerde işbirliğini güçlendirilmesinin ülkelerimizin kalkınma yolundaki çabalarına önemli hizmetler sunacağını belirtmek isterim.
Ticaret, İSEDAK gündeminde önemli bir yer teşkil etmektedir. Dünya ticaret hacmindeki daralmaya paralel olarak İSEDAK ülkelerinin de 2009 yılında ticaret hacimleri düşmüştür. Ancak, ülkelerimizin dünya ticaretinden aldıkları pay istikrarlı bir şekilde artmaktadır. Son dönemde ticaretten görülen durağanlığı, ticari alanda mevcut projelerimizi aşabileceğimiz inancındayım" dedi.
Gül, İKT ülkeleri arasında Tercihli Ticaret Sistemi anlaşmanın da anlaşmayı onaylayan üye ülke sayısının 10'a ulaşmasının ardından yürürlüğe gireceğini de kaydetti. Anlaşmaya taraf ülkeleri, yükümlülüklerini yerine getirmeye davet eden Gül, yatırım imkanlarının değerlendirilmesi konusunun da önemine vurgu yaptı.
Kriz sürecinin İKT üyesi ülkelerin yatırım potansiyelleri ve sermaye birikimlerinin krizin etkilerini azaltıcı nitelikte olduğunu ortaya koyduğunu belirten Gül, borsalar arası işbirliği ve merkez bankaları işbirliği girişimlerinin de önemine dikkat çekti.
