Prof. Dr.mustafa Erdik'ten Deprem Açıklaması
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Müdürü Prof
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, Marmara Denizi'nde meydana gelen 4,4 büyüklüğündeki depremin öncü olup olmadığının bilinmediğini söyledi. Prof. Dr. Erdik, "Bu tip faylar aynen 1999 depreminde olduğu gibi bekler bekler ama 7 ve üzerinde bir deprem üretir. Dün yaşadığımız deprem de bu sürecin doğal bir parçası" dedi.
İstanbul Üniversitesi'nde düzenlenen "İstanbul'un Afetlerden Zarar Görebilirliği Sempozyumu"na katılan Prof. Dr. Mustafa Erdik, dün akşam Marmara Denizi'nde meydana gelen 4,4 büyüklüğündeki depremle ilgili basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Prof. Dr. Mustafa Erdik, "İstanbul'da meydana gelen bir fırtınayı nasıl değerlendiriyorsak, bu depremi de öyle değerlendirmemiz lazım. İster istemez halkımızın bazı hassasiyetleri var ve depremden korkuyorlar. Depremin gece olması daha da kuvvetli
hissedilmesini sağlıyor. Bunlar normal ama gereğinden fazla büyütmemek gerekiyor" diye konuştu.
Erdik, "Bu depreme öncü denebilir mi?" sorusuna ise, "Öncü kavramı çok yanlış bir kavram. Elimizde böyle bir teknoloji yok. O nedenle bilmiyoruz demekle yetiniyoruz" şeklinde yanıt verdi. Erken uyarı sisteminin çalışıp çalışmadığı yönünde bir soru üzerine de Prof. Dr. Mustafa Erdik, "Erken uyarı sisteminde ivme düzeyi yüzde 5. bu depremdeki ivme seviyesi ise onun onda biri. Bu seviyelerde kendi içimizde bir iç sinyal üretiyoruz ama çok önemli bir sinyal değil" şeklinde konuştu.
İstanbul'da dünkü deprem sırasında iletişim alt yapısının koptuğu yönünde bir soru üzerine de Prof. Dr. Mustafa Erdik, "Ben deprem anında evimdeydim. İletişimimim kopmadı. Depremle ilgili bilgileri hemen internetten indirebildim. Demek ki her yerde sıkıntı olmamış. Depremden sonra bu tür sıkıntılar olabiliyor. Bu iletişim alt yapısından değil o andan iletişim alt yapısını kullanmak isteyen insan sayısının artmasından kaynaklanıyor" dedi.
Prof. Dr. Mustafa Erdik, İstanbul'da beklenen büyük depremin fay hattında meydana gelen depremin, enerji kaybına neden olup olmadığı yönünde bir soruya da karşılık verdi. "Bizim burada beklediğimiz gerilim yaklaşık 5-6 metrelik bir gerilim" diyen Erdik, "Bu depremle atılan gerilim ise belki de birkaç milimetredir. Bu tip depremlerde belki de yüz bin tane olması gerekiyor, o gerilimin atılabilmesi için" diye konuştu.
"Bu güçte bir deprem beklenen büyük depremin yaklaştığının habercisi mi?" şeklindeki bir soruya da Prof. Dr. Erdik, şöyle yanıt verdi;
"Bunu şuanda bilemiyoruz. Bildiğimiz, bu tip bir depremin olma ihtimalinin yüzde 2 olduğudur. Diğer bir bildiğimiz işse Marmara'daki fayın karakteristik deprem ürettiğidir. Bu fayın karakteristik depremi 7 ve üzeridir. 4-5 arasında depremde üretebilir ama 5'in üzerinde çok fazla deprem görmeyiz. Bu tip faylar aynen 1999 depreminde olduğu gibi bekler bekler ama 7 ve üzerinde bir deprem üretir. Dün yaşadığımız deprem de bu sürecin doğal bir parçası."
Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü Prof. Dr. Doğan Kalafat ise dünkü depremin Marmara'da yılda bir ya da iki defa olan yerel bir deprem olduğunu söyledi. Depremin, Kuzey Anadolu fayının kuzey kolu üzerinde meydana geldiğini hatırlatan Prof. Dr. Doğan Kalafat, "Ama onunla ilgili başka bir yorum yapmak mümkün değil. Kuzey Anadolu fay hattında deprem oluş düzeni bu şekilde başlamaz. Ana şok ortalama 7 büyüklüğünde deprem ve artçılarıyla devam eder. Bunu bu şekilde yorumlamak için henüz elimizde bilgi yok"
dedi.
"7 büyüklüğünde bir depremden bahsediyoruz . Bu çok çok önemsiz bir enerji boşalımıdır" diyen Prof. Dr. Doğan Kalafat, "Burada beklerken başka bir yerde deprem olabilir mi? sorusuna ise, "Bu doğal. Bunun kuralı yok. Önümüzdeki 50 yıl içinde deprem beklerken başka yerde de 50 yıl içinde deprem olabilir" yanıtı verdi.
(ÖFA-ÇK-Y)
İstanbul Üniversitesi'nde düzenlenen "İstanbul'un Afetlerden Zarar Görebilirliği Sempozyumu"na katılan Prof. Dr. Mustafa Erdik, dün akşam Marmara Denizi'nde meydana gelen 4,4 büyüklüğündeki depremle ilgili basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Prof. Dr. Mustafa Erdik, "İstanbul'da meydana gelen bir fırtınayı nasıl değerlendiriyorsak, bu depremi de öyle değerlendirmemiz lazım. İster istemez halkımızın bazı hassasiyetleri var ve depremden korkuyorlar. Depremin gece olması daha da kuvvetli
hissedilmesini sağlıyor. Bunlar normal ama gereğinden fazla büyütmemek gerekiyor" diye konuştu.
Erdik, "Bu depreme öncü denebilir mi?" sorusuna ise, "Öncü kavramı çok yanlış bir kavram. Elimizde böyle bir teknoloji yok. O nedenle bilmiyoruz demekle yetiniyoruz" şeklinde yanıt verdi. Erken uyarı sisteminin çalışıp çalışmadığı yönünde bir soru üzerine de Prof. Dr. Mustafa Erdik, "Erken uyarı sisteminde ivme düzeyi yüzde 5. bu depremdeki ivme seviyesi ise onun onda biri. Bu seviyelerde kendi içimizde bir iç sinyal üretiyoruz ama çok önemli bir sinyal değil" şeklinde konuştu.
İstanbul'da dünkü deprem sırasında iletişim alt yapısının koptuğu yönünde bir soru üzerine de Prof. Dr. Mustafa Erdik, "Ben deprem anında evimdeydim. İletişimimim kopmadı. Depremle ilgili bilgileri hemen internetten indirebildim. Demek ki her yerde sıkıntı olmamış. Depremden sonra bu tür sıkıntılar olabiliyor. Bu iletişim alt yapısından değil o andan iletişim alt yapısını kullanmak isteyen insan sayısının artmasından kaynaklanıyor" dedi.
Prof. Dr. Mustafa Erdik, İstanbul'da beklenen büyük depremin fay hattında meydana gelen depremin, enerji kaybına neden olup olmadığı yönünde bir soruya da karşılık verdi. "Bizim burada beklediğimiz gerilim yaklaşık 5-6 metrelik bir gerilim" diyen Erdik, "Bu depremle atılan gerilim ise belki de birkaç milimetredir. Bu tip depremlerde belki de yüz bin tane olması gerekiyor, o gerilimin atılabilmesi için" diye konuştu.
"Bu güçte bir deprem beklenen büyük depremin yaklaştığının habercisi mi?" şeklindeki bir soruya da Prof. Dr. Erdik, şöyle yanıt verdi;
"Bunu şuanda bilemiyoruz. Bildiğimiz, bu tip bir depremin olma ihtimalinin yüzde 2 olduğudur. Diğer bir bildiğimiz işse Marmara'daki fayın karakteristik deprem ürettiğidir. Bu fayın karakteristik depremi 7 ve üzeridir. 4-5 arasında depremde üretebilir ama 5'in üzerinde çok fazla deprem görmeyiz. Bu tip faylar aynen 1999 depreminde olduğu gibi bekler bekler ama 7 ve üzerinde bir deprem üretir. Dün yaşadığımız deprem de bu sürecin doğal bir parçası."
Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü Prof. Dr. Doğan Kalafat ise dünkü depremin Marmara'da yılda bir ya da iki defa olan yerel bir deprem olduğunu söyledi. Depremin, Kuzey Anadolu fayının kuzey kolu üzerinde meydana geldiğini hatırlatan Prof. Dr. Doğan Kalafat, "Ama onunla ilgili başka bir yorum yapmak mümkün değil. Kuzey Anadolu fay hattında deprem oluş düzeni bu şekilde başlamaz. Ana şok ortalama 7 büyüklüğünde deprem ve artçılarıyla devam eder. Bunu bu şekilde yorumlamak için henüz elimizde bilgi yok"
dedi.
"7 büyüklüğünde bir depremden bahsediyoruz . Bu çok çok önemsiz bir enerji boşalımıdır" diyen Prof. Dr. Doğan Kalafat, "Burada beklerken başka bir yerde deprem olabilir mi? sorusuna ise, "Bu doğal. Bunun kuralı yok. Önümüzdeki 50 yıl içinde deprem beklerken başka yerde de 50 yıl içinde deprem olabilir" yanıtı verdi.
(ÖFA-ÇK-Y)