Kıbrıslı Rumlar çözüme inanmıyor

Kıbrıslı Rumların büyük çoğunluğunun, Kıbrıs sorununun 2011 yılı sonuna kadar çözüleceğine inanmadıkları ve Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın mülkiyet konusundaki önerilerine destek vermedikleri belirtildi.

Kıbrıslı Rumların büyük çoğunluğunun, Kıbrıs sorununun 2011 yılı sonuna kadar çözüleceğine inanmadıkları ve Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın mülkiyet konusundaki önerilerine destek vermedikleri belirtildi. Rum Simerini gazetesi adına "Insights Market Research" şirketi tarafından 27-30 Eylül tarihleri arasında 800 kişinin katılımıyla yapılan anketin sonuçlarına göre, ankete katılanların yüzde 81'i, 2011 yılı sonuna kadar bir çözüm olacağına inanmıyor.

Anket göre, "uluslararası toplumun arzuladığı gibi 2011 yılı sonuna kadar Kıbrıs sorununun çözümünün mümkün olup olmadığına inanıyor musunuz" sorusuna katılımcıların yüzde 81'i "hayır" yanıtını verirken, "Evet" diyenler, yani çözüm olacağına inanların oranı ise yüzde 14'te kaldı. Yüzde 5'lik kesimse "bilmiyorum/cevaplamıyorum" seçeneğini kullandı.

Hristofyas'ın mülkiyet başlığına ilişkin önerilerini ne kadar bildikleri sorulan katılımcılardan yüzde 41'i "az biliyorum", yüzde 29'u "yeterince biliyorum" yüzde 30'u ise "hiç bilmiyorum" dedi. Önerileri az ve yeterince bilenlere yöneltilen, "önerileri destekliyor musunuz" sorusuna ise yüzde 68'lik bir kesim "hayır" yanıtını, yüzde 32 ise "evet" yanıtını verdi.

Anket sonuçlarına göre, ana muhalefet Demokratik Seferberlik Partisi (DİSİ), komünist AKEL partisinin önüne geçerek, birinci parti oldu.

Ankete katılanların büyük çoğunluğu, Rum siyasi partilerinin Kıbrıs sorununda güttükleri politikalardan memnun olmadıklarını belirtti.

2012 yılında Rum tarafında yapılacak başkanlık seçiminde, Rum lider Hristofyas'la DİSİ lideri Nikos Anastasiadis'in seçimlerin ikinci turuna kalması halinde, hangisine oy verecekleri sorulan katılımcıların yüzde 44'ü "Hristofyas'a", yüzde 38'i "Anastasiadis'e" oy vereceğini, yüzde 18 ise her iki adaya da oy vermeyeceğini belirtti.

Kıbrıs gündeminde "mülkiyet" meselesi var

Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın mülkiyet konusundaki müzakere grubunda yer alan Kostas Apostolidis, Rum tarafının mülkiyet konusunun özüne girmekte geç kaldığını söyledi.

Eski Rum yönetimi liderleri Yorgos Vasiliu, Glafkos Klerides ve Tasos Papadopulos dönemlerinde de Kıbrıs konusunda danışmanlık yapan Apostolidis, Kathimerini gazetesine yaptığı açıklamada, Kıbrıs Türk ve Rum tarafının mülkiyet
önerilerini yorumladı.

Apostolidis, Kıbrıs Türk tarafının önerilerinin, 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın yıllardır ortaya koyduğu öngörülerden çoğunu muhafaza ettiğini belirterek, "Rum mallarının Kıbrıs Türk mallarıyla bütünlüklü takası ile katı iki bölgeliliği" buna örnek gösterdi.

Kıbrıs Türk önerilerinde yeni tezlerin bulunduğuna işaret eden Apostolidis, buna da, "mülkünü alamayacak olanlara aynı köy veya belediye içerisinde alternatif mülk verilmesi" örneğini verdi.

Mülkiyet konusunda, aradan 35 yıl geçmesi ve toprak konusunda değişiklikler nedeniyle pratik zorluklar olduğuna vurgu yapan Apostolidis, "Öze ilişkin müzakere etmek için neden 2010 yılının ortasına kadar beklendiği" sorusuna karşılık, "Bizim tarafın (Rum tarafının) yaklaşımının daha farklı olması gerektiği görüşüne katılıyorum" dedi.

Rum tarafının mülkiyet konusunun özüne girmekte geç kaldığını ifade eden Apostolidis, "(Mülkiyette) Yasal sahibin ilk söz hakkına sahip olması" konusunda ısrarcı olmak gerektiğini savundu.

Türk göçmenler ne olacak?

Rumların "yerleşik' 'olarak nitelediği Türkiye kökenli KKTC vatandaşlarıyla ilgili bir soru üzerine de Apostolidis, Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın 50 bin Türkiye kökenlinin adada kalmasına ilişkin önerisinin kriterlere dayalı olacağını ifade etti.

Apostolidis, "Yapılan incelemeler, çok büyük sayıda 'yerleşiğe' vatandaşlık verilmediğini gösteriyor. Kıbrıslı Türkler 2004 yılında 'yerleşik' sayısına ilişkin listeyi sunduğu zaman, bu rakamın Annan Planında öngörülen 45 binden daha düşük olduğu ortaya çıktı" ifadelerini kullandı.

KKTC'nin 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile anlaşmaya varılan noktalardan sapılmayacağı konusunda Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'ndan taahhüt istenmemesinin Rum tarafının hatası olduğunu da kaydeden Apostolidis, süreç içerisinde Türkiye kökenlilerle ilgili olarak daha fazla kişinin kalmasına rıza göstermek zorunda kalabileceklerini söyledi.

Apostolidis, "Burada doğan 'yerleşikler' var, bunların gitmesi kolay değil. Varılacak anlaşmayla ayrılması gerekenlerin ayrılmalarının nasıl garanti altına alınacağı, bu kişilere ayrılmaları için nasıl yardım edileceği çok önemli. Bunları basitçe yola atamazsınız. Uluslararası hukuk temelinde 'yerleşikler' de saygı duyulması gereken haklara sahiptir" diye konuştu.

"Bazı bilgilere göre çözümün bedelinin 50 milyar avro olduğunun anımsatılarak, bu miktarın uluslararası toplum tarafından karşılanıp karşılanmayacağının" sorulması üzerine de Apostolidis, "Uluslararası toplumun gelip de çözümün bedelini karşılaması durumu yoktur" dedi.

Apostolidis, Annan Planı döneminde uluslararası toplumda, "Kıbrıs küçük bir ülke, Rumlar da zengin, bu bedeli karşılayabilirler" şeklinde imajın egemen olduğunu kaydetti.

"Kıbrıs Türk tarafının, atıl veya kullanılmaz durumdaki taşınmaz malların yeniden değer kazanması ve takasa hazır hale getirilmesi için inşaat şirketi kurulmasına yönelik önerisini nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna da Apostolidis, "Kıbrıslı Türklere Güney'deki mülklerde hak sahibi olma imkanı sağlayan, hayal ürünü bir öneri" dedi.

Apsotolidis, bu önerinin pratik zorluklar içerdiğini de ifade etti.

"Mülkün yasal sahibi ve şimdiki kullanıcısı tarafından ortak hak sahipliği, bunların tahvil (hisse) sistemine katılması" şeklindeki BM önerisiyle ilgili soru üzerine ise Apostolidis, "ortak hak sahipliğinin sorunlar ve sürtüşmeler yarattığını, hissenin azına sahip olan kişinin haklara sahip olmadığını" söyledi.

"100 bin Rum göçmen dönecek"

Apostolidis bir başka soru üzerine, Hristofyas'ın, toprak düzenlemeleriyle 100 bin Rum göçmenin 1974 öncesi eski yerlerine geri dönmesini hedeflediğini belirtti.