100 bin tane deprem olmalı

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, dün akşam Marmara Denizi'nde yaşanan depremin, büyük depremin beklendiği fay üzerinde gerçekleştiğini belirterek, "Bu tip depremlerden belki 100 bin tane olmal...



Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, dün akşam Marmara Denizi'nde yaşanan depremin, büyük depremin beklendiği fay üzerinde gerçekleştiğini belirterek, "Bu tip depremlerden belki 100 bin tane olmalı ki beklenen büyük depremin gerilimini boşaltabilsin" dedi.

Dün akşam Marmara Denizi'nde meydana gelen deprem gibi 100 bin depremin, beklenen büyük depremin gerilimini boşaltabileceğini bildirdi.

İstanbul Üniversitesince rektörlük binasında düzenlenen "İstanbul'un Afetlerden Zarar Görebilirliği" başlıklı sempozyumun ardından, basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Erdik, şu anki teknoloji ile dün akşam meydana gelen depremin öncül mü, artçıl mı olacağını öğrenemeyeceklerini söyledi. Prof. Dr. Erdik, "Erken uyarı sisteminin ivme düzeyleri minimum yüzde 5 seviyesine ulaştığı zaman, sonuç veren bir sistemdir. Yaşanan deprem bu seviyenin onda biri seviyesi kadardır. Biz kendi iç ölçümümüzü yaptık ancak bu depremin sinyalleri önemli bir sinyal değildir" diye konuştu.

Dün akşam yaşanan depremin, büyük depremin beklendiği fay üzerinde gerçekleştiğini kaydeden Erdik, "Örneğin beklenen büyük depremdeki gerilim beklentimiz 5-6 metrelik gerilim ise bu depremde meydana gelen gerilim belki 1-2 milimetreliktir. Bu tip depremlerden belki yüz bin tane olmalı ki büyük depremin gerilimini boşaltabilsin" dedi.

Yaşanan depremin, Marmara'daki fayın karakteristik depremlerinden olduğuna işaret eden Prof. Dr. Erdik, şunları kaydetti:

"Bu karakteristik depremler 7 ve üzerinde olabilir. Genellikle 4 ve 5 büyüklükte depremler görüyoruz. Bunun üzerindekilere çok az rastlanır. Bu doğal bir süreçtir. Dün yaşanan deprem ise bu sürecin doğal bir parçasıdır. Ancak bu az görülen büyük depremin 5 dakika sonra mı 20 yıl sonra mı olacağını bilemeyiz."

"BÜYÜK DEPREMİN BİR UYARISI"

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu da, Marmara'da büyük depremin beklendiği fay üzerinde, 2009'dan bu yana 4 şiddetinin üzerinde deprem olmamasının bir gecikme olduğunu ifade etti.

Marmara'da olası bir büyük depremin beklendiğini belirten Doç. Dr. Gündoğdu, "Bu deprem, büyük deprem için kırılma beklediğimiz fay üzerinde gerçekleşti. Ancak bu olağan üstü bir gelişme olarak nitelendirilmemelidir" dedi.

Son bir ay içerisinde depremin meydana geldiği nokta ve etrafında, 10'a yakın deprem olduğunu kaydeden Doç. Dr. Gündoğdu, "Bu ufak depremlerin ardından dün akşamki deprem meydana geldi. Bu depremin klasik anlamda bir öncül olarak görmüyoruz. Biraz daha incelenmesi gereken bir deprem. Şu an için bir dağılma söz konusu değil bu yüzden sürpriz de değil" diye konuştu.

Bu depremin bir uyarı olarak kabul edilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Gündoğdu, açıklamasında, "Beklenen büyük depremin bir uyarısı olarak görülmelidir. Hem niteliği hem de sonuçları açısından bizleri hazırlıklı olmaya çağırıyor. Depremden sonra 20 dakika iletişim sistemleri kesildi. Bundan ders çıkarıp, önlem almak lazım. 7 büyüklüğünde bir deprem nerede olsa, hiç bir teknoloji buna dayanamaz. Ama bizim asıl amacımız afetlerden sonra en kısa zamandan normale dönmektir" ifadelerini kullandı.

"KAYDA DEĞER OLMAYAN BİR ENERJİ BOŞALIMIDIR"

Yaşanan depremin, Marmara'da yılda bir ve ya iki defa meydana gelen yerel bir deprem olduğunu belirten Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat ise bu fay hattındaki depremin oluş düzenin "ön şok aktivitesi" ile başlamadığını belirtti.

Dr. Kalafat, "Ana şok yani ortalama 7 büyüklüğündeki bir depremin ardından meydana gelen artçılar, bu fayın deprem oluş düzenidir. 7 büyüklüğündeki bir depremin yanında kayda değer olmayan bir enerji boşalımıdır" dedi.