Karaman'da 1. Ulusal Su Kaynakları Yönetimi Sempozyumu
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Rektörü Prof
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen, elde edilen verilere göre 2050 ya da en geç 2100 yılında Türkiye'nin ciddi bir su kriziyle karşı karşıya kalabileceğini söyledi.
KMÜ tarafından düzenlenen ve iki gün devam edecek olan 1. Ulusal Su Kaynakları Yönetimi Sempozyumu, Piri Reis Kültür Merkezi'nde başladı. Sempozyumun açılış törenine Vali Süleyman Kahraman, Karaman Belediye Başkanı Kamil Uğurlu, İl Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Mehmet Kalınsaz, KMÜ Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Kemal Çokdinç, çok sayıda akademisyen, bilim adamı ve araştırmacılar ile üniversite öğrencileri katıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan KMÜ Rektörü
Prof. Dr. Sabri Gökmen, suyun canlılığın ortak temel maddesi olduğunu belirterek, "Su, yaşam ortamının oluşmasında temel öğelerden biri olduğu gibi aynı zamanda kendisi de bir yaşam ortamıdır. Su hayattır, su medeniyettir. Hiç şüphe yok ki, yeryüzünde hayat ve medeniyetin başlaması ve devamı suyla mümkündür. Bu nedenle su, geleceğimiz demektir" dedi.
TÜRKİYE'Yİ SU KRİZİ BEKLİYOR
20. yüzyılda dünyada su kullanımındaki artış hızının, nüfus artış hızının iki katı olarak gerçekleştiğini ifade eden Rektör Gökmen, "İçinde bulunduğumuz yüzyılın ortasında dünya nüfusunun 3 milyar daha artacağı tahmin edilmektedir. Nüfus artışına bağlı olarak su talebi artarken, buna karşılık su kaynakları sabit kalmaktadır. Bunun neticesinde de insanların su gereksinimi ile mevcut su kaynakları arasındaki uçurum dünyanın pek çok bölgesinde her geçen gün artmaktadır. Dünya nüfusunun yüzde 40'ını
barındıran 80 ülke, şimdiden su sıkıntısı çekmektedir. Her beş insandan biri güvenilir ve temiz içme suyundan mahrumdur. Birleşmiş Milletler raporuna göre, her 15 saniyede bir çocuk, susuzluğun veya sağlıklı su içememenin neden olduğu hastalıklardan dolayı hayatını kaybetmektedir. Bu nedenle bugün, susuzluk sadece belli bölge veya ülkeleri değil, bütün dünyayı tehdit eden bir sorundur" dedi.
Türkiye'nin sanıldığının aksine su zengini bir ülke olmadığını da vurgulayan Gökmen, "Şükürler olsun ki, şimdilik ülkemiz, su kıtlığı çeken ülkeler arasında da yer almamaktadır. Bununla birlikte, hızlı nüfus artışı, kirlenme ve yıllık yağış miktarının dünya ortalamasından düşük olması, mevcut kaynakların daha özenle kullanılmasını ve kirlenmeye karşı gerekli tedbirlerin bir an önce alınmasını gerekli kılmaktadır. 2030 yılında nüfusu 80 milyona ulaşacağı tahmin edilen Türkiye, yıllık kişi başına düşen bin
100 metreküp kullanılabilir su miktarıyla, su sıkıntısı çeken bir ülke konumuna gelecektir. Mevcut verilere göre, 2050 ya da en geç 2100 yılında, Türkiye'nin çok ciddi bir su kriziyle karşı karşıya kalması kuvvetle muhtemeldir. Bu nedenle, su konusunu yeniden düşünme ve ele alma zamanı gelmiş hatta geçmektedir. Karaman, yıllık yağış miktarının en düşük ve su kaynaklarının da sınırlı olduğu illerin başında gelmektedir. Bu nedenle, su kaynaklarının yönetimiyle ilgili sempozyumun birincisinin ilimizde
yapılıyor olması son derece anlamlıdır. Yetkin bilim adamlarımız ve değerli konuşmacılarımızın katıldığı bu sempozyumda, iki gün boyunca kuraklıktan erozyona, sulama yöntemlerinden içme suyu teminine, iklim değişikliğinden müzik ve edebiyatımızda suya kadar pek çok konu ve bu alanda karşılaşılan sorunlar ele alınacak ve çözüm önerileri sunulacaktır" şeklinde konuştu.
Vali Kahraman ise, günümüzde su kaynaklarının en değerli varlık haline geldiğini ifade ederek, "Talebi giderek artan su kaynaklarının ulusal ve uluslararası görüşmelere konu olduğu bir gerçektir. Bu gün üniversitemizin öncülüğünde gerçekleştirilen 1. Ulusal Su Kaynakları Yönetimi Sempozyumu, bu açıdan önemlidir. Ben başta Rektörümüz olmak üzere bu sempozyumun gerçekleştirilmesinde katkısı bulunan herkesi teşekkür ediyorum. Su, dünya var olduğundan bu yana başta insan olmak üzere, tüm canlıların
varlıklarını sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğu bir maddedir. Bu maddenin eksikliği hayatın varlığını ortadan kaldırmakta, yaşamın temelini, ekolojik dengesini bozmaktadır. Artan nüfusa bağlı olmak üzere ağırlıklı kullanım alanı içme suyu, sulama suyu olmak üzere kendisini gösteren kıt su kaynakları, devletlerin de kendi insanlarının ihtiyaçlarını devletlerarası taleplere yansıttığı hatta savaşlara kadar giden politik kararlara götürdüğünü biliyoruz. Bu açıdan bakıldığında su kaynakları açısından en
önemli jeopolitik konumdaki ülkemiz, en çok etkilenen ülkeler arasında yer almaktadır. Yer üstü ve yer altı su kaynakları, ülkemizin gelişmesinde en önemli unsurlardan bir tanesidir. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde içme suyu ve kullanma suyu olarak geçen dönemlerde su sıkıntısı yaşamış olsak da hala su yönetimi ile ilgili olmak üzere geliştirilecek politikalarımız olmadığını biliyoruz. Yeni teknolojilerin ülkemizde bakanlıklar aracılığı ile desteklenmesi, insanlarımızın yeni teknolojilere uyumunu
arttırıyor olsa da, yerüstü ve yer altı su kaynaklarımızı iyi yönetemediğimiz bir gerçektir" diye konuştu.
Konuşmaların ardından Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Süleyman Kodal tarafından sempozyumun açılış bildirgesi okundu. Daha sonra Rektör Prof. Dr. Sabri Gökmen tarafından sempozyuma katkıda bulunanlara birer teşekkür plaketi verildi. İki gün sürecek olan 1. Ulusal Su Kaynakları Yönetimi Sempozyumu yapılacak oturumlarla devam edecek.
KMÜ tarafından düzenlenen ve iki gün devam edecek olan 1. Ulusal Su Kaynakları Yönetimi Sempozyumu, Piri Reis Kültür Merkezi'nde başladı. Sempozyumun açılış törenine Vali Süleyman Kahraman, Karaman Belediye Başkanı Kamil Uğurlu, İl Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Mehmet Kalınsaz, KMÜ Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Kemal Çokdinç, çok sayıda akademisyen, bilim adamı ve araştırmacılar ile üniversite öğrencileri katıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan KMÜ Rektörü
Prof. Dr. Sabri Gökmen, suyun canlılığın ortak temel maddesi olduğunu belirterek, "Su, yaşam ortamının oluşmasında temel öğelerden biri olduğu gibi aynı zamanda kendisi de bir yaşam ortamıdır. Su hayattır, su medeniyettir. Hiç şüphe yok ki, yeryüzünde hayat ve medeniyetin başlaması ve devamı suyla mümkündür. Bu nedenle su, geleceğimiz demektir" dedi.
TÜRKİYE'Yİ SU KRİZİ BEKLİYOR
20. yüzyılda dünyada su kullanımındaki artış hızının, nüfus artış hızının iki katı olarak gerçekleştiğini ifade eden Rektör Gökmen, "İçinde bulunduğumuz yüzyılın ortasında dünya nüfusunun 3 milyar daha artacağı tahmin edilmektedir. Nüfus artışına bağlı olarak su talebi artarken, buna karşılık su kaynakları sabit kalmaktadır. Bunun neticesinde de insanların su gereksinimi ile mevcut su kaynakları arasındaki uçurum dünyanın pek çok bölgesinde her geçen gün artmaktadır. Dünya nüfusunun yüzde 40'ını
barındıran 80 ülke, şimdiden su sıkıntısı çekmektedir. Her beş insandan biri güvenilir ve temiz içme suyundan mahrumdur. Birleşmiş Milletler raporuna göre, her 15 saniyede bir çocuk, susuzluğun veya sağlıklı su içememenin neden olduğu hastalıklardan dolayı hayatını kaybetmektedir. Bu nedenle bugün, susuzluk sadece belli bölge veya ülkeleri değil, bütün dünyayı tehdit eden bir sorundur" dedi.
Türkiye'nin sanıldığının aksine su zengini bir ülke olmadığını da vurgulayan Gökmen, "Şükürler olsun ki, şimdilik ülkemiz, su kıtlığı çeken ülkeler arasında da yer almamaktadır. Bununla birlikte, hızlı nüfus artışı, kirlenme ve yıllık yağış miktarının dünya ortalamasından düşük olması, mevcut kaynakların daha özenle kullanılmasını ve kirlenmeye karşı gerekli tedbirlerin bir an önce alınmasını gerekli kılmaktadır. 2030 yılında nüfusu 80 milyona ulaşacağı tahmin edilen Türkiye, yıllık kişi başına düşen bin
100 metreküp kullanılabilir su miktarıyla, su sıkıntısı çeken bir ülke konumuna gelecektir. Mevcut verilere göre, 2050 ya da en geç 2100 yılında, Türkiye'nin çok ciddi bir su kriziyle karşı karşıya kalması kuvvetle muhtemeldir. Bu nedenle, su konusunu yeniden düşünme ve ele alma zamanı gelmiş hatta geçmektedir. Karaman, yıllık yağış miktarının en düşük ve su kaynaklarının da sınırlı olduğu illerin başında gelmektedir. Bu nedenle, su kaynaklarının yönetimiyle ilgili sempozyumun birincisinin ilimizde
yapılıyor olması son derece anlamlıdır. Yetkin bilim adamlarımız ve değerli konuşmacılarımızın katıldığı bu sempozyumda, iki gün boyunca kuraklıktan erozyona, sulama yöntemlerinden içme suyu teminine, iklim değişikliğinden müzik ve edebiyatımızda suya kadar pek çok konu ve bu alanda karşılaşılan sorunlar ele alınacak ve çözüm önerileri sunulacaktır" şeklinde konuştu.
Vali Kahraman ise, günümüzde su kaynaklarının en değerli varlık haline geldiğini ifade ederek, "Talebi giderek artan su kaynaklarının ulusal ve uluslararası görüşmelere konu olduğu bir gerçektir. Bu gün üniversitemizin öncülüğünde gerçekleştirilen 1. Ulusal Su Kaynakları Yönetimi Sempozyumu, bu açıdan önemlidir. Ben başta Rektörümüz olmak üzere bu sempozyumun gerçekleştirilmesinde katkısı bulunan herkesi teşekkür ediyorum. Su, dünya var olduğundan bu yana başta insan olmak üzere, tüm canlıların
varlıklarını sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğu bir maddedir. Bu maddenin eksikliği hayatın varlığını ortadan kaldırmakta, yaşamın temelini, ekolojik dengesini bozmaktadır. Artan nüfusa bağlı olmak üzere ağırlıklı kullanım alanı içme suyu, sulama suyu olmak üzere kendisini gösteren kıt su kaynakları, devletlerin de kendi insanlarının ihtiyaçlarını devletlerarası taleplere yansıttığı hatta savaşlara kadar giden politik kararlara götürdüğünü biliyoruz. Bu açıdan bakıldığında su kaynakları açısından en
önemli jeopolitik konumdaki ülkemiz, en çok etkilenen ülkeler arasında yer almaktadır. Yer üstü ve yer altı su kaynakları, ülkemizin gelişmesinde en önemli unsurlardan bir tanesidir. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde içme suyu ve kullanma suyu olarak geçen dönemlerde su sıkıntısı yaşamış olsak da hala su yönetimi ile ilgili olmak üzere geliştirilecek politikalarımız olmadığını biliyoruz. Yeni teknolojilerin ülkemizde bakanlıklar aracılığı ile desteklenmesi, insanlarımızın yeni teknolojilere uyumunu
arttırıyor olsa da, yerüstü ve yer altı su kaynaklarımızı iyi yönetemediğimiz bir gerçektir" diye konuştu.
Konuşmaların ardından Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Süleyman Kodal tarafından sempozyumun açılış bildirgesi okundu. Daha sonra Rektör Prof. Dr. Sabri Gökmen tarafından sempozyuma katkıda bulunanlara birer teşekkür plaketi verildi. İki gün sürecek olan 1. Ulusal Su Kaynakları Yönetimi Sempozyumu yapılacak oturumlarla devam edecek.