Ergenekon Davasında Apartman Sakinleri dinlendi İstanbul
Birinci 'Ergenekon' davasında, Ataşehir'deki toplantının yapıldığı ve Cumhuriyet gazetesine atılan el bombalarının verildiği iddia edilen dairenin bulunduğu apartman sakinleri tanık olarak dinlendi.
Birinci 'Ergenekon' davasında, Ataşehir'deki toplantının yapıldığı ve Cumhuriyet gazetesine atılan el bombalarının verildiği iddia edilen dairenin bulunduğu apartman sakinleri tanık olarak dinlendi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Burhan Gür'ün tanık olarak dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, avukat Zeynep Küçük'ün, Ataşehir'deki toplantının yapıldığı ve Cumhuriyet gazetesine atılan el bombalarının verildiği iddia edilen Recep Özkan'a ait beşinci kattaki dairenin bulunduğu bina sakinlerinin dinlenmemesi yönündeki talebini reddetti.
Bunun üzerine Özkan'ın evinin bulunduğu Pınar Sitesi A 1 Blok 5'inci katta oturan Aliye Yenal tanık olarak dinlendi.
Yenal, yaklaşık 1 yıl önce polislerin gelerek, 18 numarada oturan kişilerle ilgili sorular sorduklarını ve bazı resimler gösterdiklerini söyledi.
Kimseyi tanımadığını söylediğini ifade eden Yenal'a, aralarında Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Osman Yıldırım, Oktay Yıldırım ve Alparslan Arslan'ın da bulunduğu bazı sanıkların fotoğrafları gösterildi. Yenal'a ayrıca, duruşma salonundaki sanıklardan tanıdığı kişiler olup olmadığı soruldu.
Yenal da fotoğraflarda ve salonda tanıdığı kimsenin olmadığını kaydetti.
Aliye Yenal, bu evin balkonunda bir bayanı halı çırparken gördüğünü, evde kalanların evli ya da bekar olup olmadıklarını bilmediğini söyledi.
Tutuklu sanık Mehmet Zekeriya Öztürk de mahkemenin bu binada oturanların tespitine ilişkin Şubat 2010'da karar almasına rağmen, 20 Ağustos 2009'da polisler tarafından tespit yapılarak komşuların ifadelerinin alındığını belirtti.
Tanık olarak dinlenen aynı katta oturan devlet memuru Nadiye Önay da geçen yıl apartmana gelerek kendisine birtakım resimler gösteren polislere, kimi resimleri, apartmana girip çıkarken asansörde gördüğü bazı kişilere benzettiğini söylediğini anlattı.
Önay, 18 numaralı dairede kimin oturduğunu bilmediğini ifade ederek, çok kişinin gelip gittiğini, bu kişileri asansörde ve dairenin önünde gördüğünü dile getirdi.
Önay, binaya gelenlerin siyah pardösü giydiklerini ve selam vermesine rağmen yüzüne bakmadıklarını anlattı.
-'YÜZDELİK ORANLARINI BEN SÖYLEMEDİM'-
Önay'a, polislere verdiği ifadede yüze 90 benzediğini söylediği Zekeriya Öztürk, yüzde 70 benzettiği Osman Yıldırım ile yüzde 50 benzettiği Veli Küçük'ün fotoğraflarının da aralarında bulunduğu bazı sanıkların fotoğrafları gösterildi.
Fotoğraflardaki kişileri tanımadığını ve benzetemediğini ifade eden Önay'dan, ayağa kaldırılan salondaki sanıkları tek tek incelemesi istendi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Mehmet Zekeriya Öztürk'ün fotoğrafını göstererek, 'Bu 1 nolu fotoğraftaki kişiyi, daireye girip çıkan bir kişiye yüzde 90 benzetmişsiniz' dedi.
Önay da 'Evet benzediğini söyledim. Esmer bir beydi, ama yüzü daha yuvarlak bir beydi daireye girip çıkan. Kesinlikle bu bey değildi' dedi.
Şengün, daha sonra Veli Küçük'ün fotoğrafını göstererek, 'Bu 6 nolu fotoğraftaki kişiyi de apartmana girip çıkan bir kişiye yüzde 50 benzettiğinizi söylemişsiniz' dedi.
Önay, bu fotoğraftaki kişinin de kesinlikle apartmana girip çıkan kişi olmadığını belirterek, 'Benim gördüğüm yaşlı beyin yüzü daha uzundu. Başında kasketi ve gözlüğü vardı. Sadece benzediğini söyledim. O kişi olduğunu söylemedim' şeklinde konuştu.
Nadiye Önay, sanık Osman Yıldırım'ın benzettiği kişilerden olabileceğini, ancak kendisine daha önceden gösterilen fotoğraftaki kişiye de benzemediğini, yanılıyor olabileceğini anlattı.
Polis ifadesinde bu kişilerin benzediğini söylediğini, ama yüzdelik oranlarını vermediğini dile getiren Önay, 'Yüzdelerini polisler söyledi. Çok benziyor dediğime 'Yüzde 50 diyebilir miyiz?' diyorlardı' şeklinde konuştu.
Başkan Şengün'ün, 'Size aynı kişilere ya da başka kişilere ait farklı resimler mi gösterdiler?' sorusunu yönelttiği Önay, kendisine daha önceden gösterilen resimlerle salonda gösterilen resimlerin farklı olduğunu söyledi.
-OSMAN YILDIRIM: 'TANIK KENDİSİNİ TEHLİKEYE ATIYOR'-
Savcı Nihat Taşkın, ifadesinin dizüstü bilgisayara yazıldığını, çıktısını ise bir süre sonra tam okumadan imzaladığını belirten Önay'dan, polislere verdiği ifade ile buradaki beyanları arasında oluşan çelişkiyi açıklamasını istedi. Önay da polislere sadece benzettiğini söylediğini tekrarladı.
Sanık Osman Yıldırım da Nadiye Önay'ın hayatının tehlikeye atıldığını öne sürerek, 'Benden kendisine kötülük gelmez. Ev hanımı, sürekli Ergenekon, JİTEM, kontrgerilla, tutuklu generallerin haberlerini okuyor. Bu bayan parmağıyla sanıkları nasıl gösterecek? Basının önünde tanıklık yapılıyor. Tanık kendisini tehlikeye atıyor' dedi.
Yıldırım'ın bu sözleri üzerine Başkan Şengün, 'Mahkemeye yol gösterme' şeklinde ikazda bulundu.
Duruşma, Önay'a soru yöneltilmesiyle devam ediyor.
19.10.2010 21:35:02
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Burhan Gür'ün tanık olarak dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, avukat Zeynep Küçük'ün, Ataşehir'deki toplantının yapıldığı ve Cumhuriyet gazetesine atılan el bombalarının verildiği iddia edilen Recep Özkan'a ait beşinci kattaki dairenin bulunduğu bina sakinlerinin dinlenmemesi yönündeki talebini reddetti.
Bunun üzerine Özkan'ın evinin bulunduğu Pınar Sitesi A 1 Blok 5'inci katta oturan Aliye Yenal tanık olarak dinlendi.
Yenal, yaklaşık 1 yıl önce polislerin gelerek, 18 numarada oturan kişilerle ilgili sorular sorduklarını ve bazı resimler gösterdiklerini söyledi.
Kimseyi tanımadığını söylediğini ifade eden Yenal'a, aralarında Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Osman Yıldırım, Oktay Yıldırım ve Alparslan Arslan'ın da bulunduğu bazı sanıkların fotoğrafları gösterildi. Yenal'a ayrıca, duruşma salonundaki sanıklardan tanıdığı kişiler olup olmadığı soruldu.
Yenal da fotoğraflarda ve salonda tanıdığı kimsenin olmadığını kaydetti.
Aliye Yenal, bu evin balkonunda bir bayanı halı çırparken gördüğünü, evde kalanların evli ya da bekar olup olmadıklarını bilmediğini söyledi.
Tutuklu sanık Mehmet Zekeriya Öztürk de mahkemenin bu binada oturanların tespitine ilişkin Şubat 2010'da karar almasına rağmen, 20 Ağustos 2009'da polisler tarafından tespit yapılarak komşuların ifadelerinin alındığını belirtti.
Tanık olarak dinlenen aynı katta oturan devlet memuru Nadiye Önay da geçen yıl apartmana gelerek kendisine birtakım resimler gösteren polislere, kimi resimleri, apartmana girip çıkarken asansörde gördüğü bazı kişilere benzettiğini söylediğini anlattı.
Önay, 18 numaralı dairede kimin oturduğunu bilmediğini ifade ederek, çok kişinin gelip gittiğini, bu kişileri asansörde ve dairenin önünde gördüğünü dile getirdi.
Önay, binaya gelenlerin siyah pardösü giydiklerini ve selam vermesine rağmen yüzüne bakmadıklarını anlattı.
-'YÜZDELİK ORANLARINI BEN SÖYLEMEDİM'-
Önay'a, polislere verdiği ifadede yüze 90 benzediğini söylediği Zekeriya Öztürk, yüzde 70 benzettiği Osman Yıldırım ile yüzde 50 benzettiği Veli Küçük'ün fotoğraflarının da aralarında bulunduğu bazı sanıkların fotoğrafları gösterildi.
Fotoğraflardaki kişileri tanımadığını ve benzetemediğini ifade eden Önay'dan, ayağa kaldırılan salondaki sanıkları tek tek incelemesi istendi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Mehmet Zekeriya Öztürk'ün fotoğrafını göstererek, 'Bu 1 nolu fotoğraftaki kişiyi, daireye girip çıkan bir kişiye yüzde 90 benzetmişsiniz' dedi.
Önay da 'Evet benzediğini söyledim. Esmer bir beydi, ama yüzü daha yuvarlak bir beydi daireye girip çıkan. Kesinlikle bu bey değildi' dedi.
Şengün, daha sonra Veli Küçük'ün fotoğrafını göstererek, 'Bu 6 nolu fotoğraftaki kişiyi de apartmana girip çıkan bir kişiye yüzde 50 benzettiğinizi söylemişsiniz' dedi.
Önay, bu fotoğraftaki kişinin de kesinlikle apartmana girip çıkan kişi olmadığını belirterek, 'Benim gördüğüm yaşlı beyin yüzü daha uzundu. Başında kasketi ve gözlüğü vardı. Sadece benzediğini söyledim. O kişi olduğunu söylemedim' şeklinde konuştu.
Nadiye Önay, sanık Osman Yıldırım'ın benzettiği kişilerden olabileceğini, ancak kendisine daha önceden gösterilen fotoğraftaki kişiye de benzemediğini, yanılıyor olabileceğini anlattı.
Polis ifadesinde bu kişilerin benzediğini söylediğini, ama yüzdelik oranlarını vermediğini dile getiren Önay, 'Yüzdelerini polisler söyledi. Çok benziyor dediğime 'Yüzde 50 diyebilir miyiz?' diyorlardı' şeklinde konuştu.
Başkan Şengün'ün, 'Size aynı kişilere ya da başka kişilere ait farklı resimler mi gösterdiler?' sorusunu yönelttiği Önay, kendisine daha önceden gösterilen resimlerle salonda gösterilen resimlerin farklı olduğunu söyledi.
-OSMAN YILDIRIM: 'TANIK KENDİSİNİ TEHLİKEYE ATIYOR'-
Savcı Nihat Taşkın, ifadesinin dizüstü bilgisayara yazıldığını, çıktısını ise bir süre sonra tam okumadan imzaladığını belirten Önay'dan, polislere verdiği ifade ile buradaki beyanları arasında oluşan çelişkiyi açıklamasını istedi. Önay da polislere sadece benzettiğini söylediğini tekrarladı.
Sanık Osman Yıldırım da Nadiye Önay'ın hayatının tehlikeye atıldığını öne sürerek, 'Benden kendisine kötülük gelmez. Ev hanımı, sürekli Ergenekon, JİTEM, kontrgerilla, tutuklu generallerin haberlerini okuyor. Bu bayan parmağıyla sanıkları nasıl gösterecek? Basının önünde tanıklık yapılıyor. Tanık kendisini tehlikeye atıyor' dedi.
Yıldırım'ın bu sözleri üzerine Başkan Şengün, 'Mahkemeye yol gösterme' şeklinde ikazda bulundu.
Duruşma, Önay'a soru yöneltilmesiyle devam ediyor.
19.10.2010 21:35:02