Arınç: 'HSYK üyeliği seçimi demokratik oldu'

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, HSYK üyeliği seçimine ilişkin, "Bu seçim bence çok demokratik bir seçim oldu" dedi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, HSYK üyeliği seçimine ilişkin, "Bu seçim bence çok demokratik bir seçim oldu" dedi. Arınç, TV 8'deki "Erkan Tan ile Başkentten" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"HSYK'daki üyelik seçimini Adalet Bakanlığı'nın desteklediği listesinin kazandığı" iddialarına yönelik soru üzerine Arınç, çok önemli bir anayasa değişikliğinin yapıldığını hatırlattı.

Bu değişiklikteki en önemli maddelerden birinin HSYK'nın yapısına ilişkin olduğunu bildiren Arınç, 1982 Anayasası'na göre 3 Yargıtay'dan, 2 Danıştay'dan gelen 5 yüksek yargıcın 12 bine yakın hakim hakkında her türlü kararı verdiğini hatırlattı.

Değişiklik kapsamında çoğulculuğun sağlanması ve üye sayısını artırarak tabanın güçlendirilmesinin amaçlandığını ifade eden Arınç, kurula yönelik 'al gülüm ver gülüm hesabı hareket ettiği' yönünde geçmişte bir takım eleştirilerin yapıldığını söyledi.

Arınç, şunları söyledi:

"HSYK için Yargıtay 3 kişiyi, Danıştay 2 kişiyi seçiyor. Onlar da Yargıtay ve Danıştaya üye olacakları seçiyor. Dolayısıyla taban genişlerse bu 'algülüm ver gülüm' ve kast sistemi ortadan kalkacak, yargıda çoğulculuk ve katılımcılık sağlanmış olacak. Ayrıca sadece Yargıtay ve Danıştayı değil başka aktörleri de devreye sokmak lazım. 11 veya 12 bin kişi olduğu söyleniyor adli yargı ve idari yargıdaki hakimlerin. Bunların kendilerini temsil edecekleriseçmeleri çok doğal. İkincisi Adalet Akademisi Kurumu, üçüncüsü Cumhurbaşkanı'nın doğrudan seçeceği avukatlık yapmış bürokratlardan. Böylece üye sayısı 22'ye çıktı. Bunlardan 10 tanesini hakimlerin, savcıların bizzat seçmesi lazım. Onun için de bir seçim yapıldı."

"Seçim YSK nezaretinde yapıldı"

HSYK üyeliği için yapılan seçimin YSK nezaretinde gerçekleştiğini vurgulayan Arınç, YSK'nın bu konuda birçok karar verdiğini söyledi.

Adalet Bakanlığın'da bürokrat olarak çalışıp ama hakim sınıfında olanların adaylığı için hiçbir engel olmadığına dikkati çeken Arınç, şöyle konuştu:

"Geçmişte olmuş. YARSAV'ın listesinde yine Adalet Bakanlığı bürokratlarından hakimler var. 'Adalet Bakanlığının hazırladığı liste ya daYARSAV'ın hazırladığı liste ya da Demokrat Hukukçuların hazırladığı listeler'diye konuşuluyor. Aslında bu listeleri yok kabul etmek gerek. Bir çarşaf liste var 200'den fazla kişi aday olmuş, bu adaylıkları ilan edilmiş, adaylıklara itirazlar söz konusu olmuş, propaganda yasağına itirazlar söz konusu olmuş amaYSK bunların hepsini de reddetmiş, adaleten hepsini geçerli kabul etmiş. Şimdi'Bu Adalet Bakanlığının listesidir' gereği yok, Bu YARSAV'ın hazırladığı listedir, bu Demokrat Hukukçuların diye. Bunlar söylenebilir ama gerçek şudur YSK, Resmi Gazete'de adayları ilan etti, bu adaylara itirazları reddetti,kesinleşti ve 12 bin kişi sandık başına gitti seçimini yaptı."

Ömer Faruk Eminağaoğlu'na eleştiri

"YARSAV'ın listesinde de Adalet Bakanlığında çalışanların" olduğunun hatırlatılması üzerine Arınç, "Bakanlık merkezinde çalışanlar var. O anlı, şanlı başkan Ömer Faruk Eminağaoğlu yıllardan beri tetkik hakim görünüyor. Her gün televizyon televizyon dolaşıyor ama, görevini nasıl yaptığını da doğrusu çok fazla bilmiyorum, bunların hepsi Adalet Bakanlığı'nın merkez teşkilatında, Yargıtay'ın merkezinde, Danıştaymerkezinde çalışan insanlar. Asıl etkileyecek olanlar onlar" dedi.

"Demokratik bir seçim oldu"

Arınç sözlerine şöyle devam etti:

"Yıllardan beri Danıştay'da tetkik hakim olarak çalışıyorlar, yıllardan beri Yargıtay'da tetkik hakim olarak çalışıyorlar. Yargıtay'ın bütün dairelerini biliyor, Anadolu'dan gelen dosyalar üzerinde inceleme imkanı var. Hakimlerle, savcılarla her zamangörüştüklerini kabul edebilirsiniz. Bunlar hayatın doğal akışında olacak şeyler ama seçim başka bir şey, sandığa gitmek başka bir şey, insanların tercihini hangi ölçülerde kullandığını tespit etmek farklı bir şey. Bu seçim bence çok demokratik bir seçim oldu. Bunun aksi bir sonuçta ortaya çıkabilirdi. Şunlar şunlar da seçilmiş olabilseydi, her halde bir başkasının onları eleştirmesini duymuş olacaktık. Adalet Bakanlığı'ndan sadece iki tane bürokratın YSK'nın verdiği izinle aday olabildiğini, bu adaylığı sebebiyle de bütün teşkilatı etkilemiş olacağını kabul etmek mümkün değil."

CHP'nin açtığı dava

CHP'nin, HSYK ve Anayasa Mahkemesi'nin yeni yapısıyla ilgili Anayasa Mahkemesi'nde iptal davası açtığını anımsatan Arınç, mahkemenin bu talebi reddettiğini, bu kararın ardından kurulun yapısına ilişkin eleştirilerin çok dayanaksız, geçersiz ve yakışıksız olduğunu ifade etti.

HSYK üyeliği seçim sonuçlarının yargı mensuplarını üzüp üzmediğine ilişkin soruya karşılık Arınç, "Şüphesiz üzülenler de olmuştur ama bu sonuçtan memnun olanların çok daha fazla olacağını düşünüyorum" diye konuştu.

29 Ekim resepsiyonu

Arınç, "29 Ekim Resepsiyonu çerçevesinde yürütülen tartışmalar hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine, bu tartışmaları gereksiz bulduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanının devletin başı olduğunu belirten Arınç, "3 yıldan beri Cumhurbaşkanlığı yapıyor, üstelik de çok başarı ile yapıyor. Herkesin beğenisi kazanıyor. Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu Cumhurbaşkanlığı sürecindeki tutumları,davranışları konuşmaları özellikle TBMM'nin açılışında 1 Ekim'de yaptığı konuşması, fevkalade ışık tutucu, birleştirici konuşmalardır" diye konuştu.

"CHP bu sıkıntıyı çözmeli"

CHP Grup Başkanvekili'nin resepsiyona katılmayaçaklarını açıkladığını hatırlatan Arınç, şöyle konuştu:

"Bir grup Başkanvekili çıkıp aslanlar gibi, 'biz katılmayacağız', üstelik 'bu benim görüşüm değil, partimde konuşuldu. Ben bunları size anlatıyorum' diyor. Genel Başkanın bundan haberi yok veya yokmuş gibi davranıyor. Kendisine bu soru sorulduğu zaman 'daha o güne gelmedik. O güne gelelim ne yapacağımızı görürsünüz' diyor. Yani katılabiliriz anlamında da bir kaç cümle söylüyor. Şimdi bir partinin Genel Başkanı aynı zamanda Mecliste Grup Başkanıdı rve Grup Başkanvekilleri de onun vekilleridir. Grup Başkanı ne derseBaşkanvekilleri'nin de o çizginin dışına çıkmaması gerekiyor. Bunda tam tersi bir durum olmamalı. Eğer Grup Başkanvekili çıkıp, üstelik 'bu benim şahsi görüşüm dedeğil, biz bunu partinin üst düzeyinde konuştuk' deyip, Genel Başkanla ters düşerse, o zaman bir sıkıntı var demektir. CHP bu sıkıntıyı çözmeli. Ama ne zaman çözer bilmiyorum."

Başörtüsü sorunu

Bülent Arınç, başörtüsü sorununa ilişkin sorular üzerine, bu konuda geçmişte çok şey söylediklerini, artık söyleyecek yeni bir şey bulunmadığını belirtti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimden önce ve sonra "artık bu sorunu çözmek gerek, biz gelirsek çözeceğiz" sözlerini anımsatarak, diğer partilerin de kendilerine düşeni yaptıklarını dile getiren Arınç, TBMM Grup Başkanvekilleri'nin bu konuda yasal anlamda ne yapılabilecekse onları görüşmek üzere yarın bir araya geleceklerini söyledi.

Kimsenin niyetini sorgulamak gibi bir yaklaşımları olmadığını vurgulayan Arınç, geçmişe yönelik bazı tereddüt ve endişeler olabileceğini belitti.

Arınç,"CHP bu konuda ne kadar samimi ise bunu davranışlarıyla ortaya koyacak.Sanıyorum onlardan gelen talepler olursa bizim arkadaşlarımızla öyle inanıyorum ki bir konuda uzlaşmaya gidilebilir ve bu sorun dileriz ki artık konuşulmaktan,sorun olmaktan çıkar ve özgürlüklerin genişlediği bir Türkiye'de özellikleüniversitedeki genç kızlarımız eğitimlerine rahatlıkla devam edebilir." dedi.

Bedelli askerlik

Bülent Arınç, bu konuda birkaç kere konuşunca başına gelmeyenin kalmadığını söyledi.

Elinde bir sihirli değnek varmışcasına kendisine bedelli askerliği yarın çıkaracakmışcasına ümit bağlandığını söyleyen Arınç, "Onları ümitsizliğe sevk etmek istemem, fikir olarak bu düşüncedenyanayım. Belli bir yaşı geçmiş, toplumda belli bir statüko kazanmış, kendi işini kurmuş, yurt içi, dışı bağlantıları olan veya herhangi bir üniversitede öğretim üyesi durumuna gelmiş yani artık bu yaşla, konumla askerlik yapması mümkün olmayan insanların bedelli askerlikten istifade etmesini ben bir hak olarak görüyorum" dedi.

Numan Kurtulmuş sorusu

Numan Kurtulmuş'un AK Parti'ye katılıp katılmayacağı yönündeki soru üzerine de Arınç, Kurtulmuş'u kişisel olarak sevdiğini, ancak Kurtulmuş'un Saadet Partisi'nden ayrıldıktan sonra arkadaşlarıyla parti kurmaya karar verdiğini söyledi.

Kurtulmuş'un bu kararına saygı duyduklarını ifade eden Arınç, "Ancak siyaset uzun soluklu bir iş. Zaman içinde gelişmelerin ne yönde cereyan edeceğini hep beraber göreceğiz. Kurtulmuş ve arkadaşları yeni bir parti kurma konusunda iddialılar. Biz AK Parti olarak 'aman kurmayın, gelin bize katılın' dersek çok ayıp olur. Biz de böyle bir yanlışa düşmeyiz" görüşünü dile getirdi.

Arınç, cumhurbaşkanının artık halk tarafından seçileceğini, tarih üzerinde bir takım tartışmaların olduğunu, bunların da yakın zamanda çözüleceğini belirtti.