Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız: 'Niçin İran'a Petrol Ürünleriyle Alakalı Yaptırım Var Da Petrolün Kendisiyle İlgili Yok?'
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Niçin İran'a yapılan yaptırımlarda petrol ürünleriyle alakalı yanıyla bir ülke yaptırım koymuştur da petrolün kendisiyle ilgili koymamıştır?" dedi.
Stratejik Teknik Ekonomik Araştırmalar Merkezi (STEAM) tarafından düzenlenen "Enerjide Kabuk Değişimi Yeni Politikalar, Zihinsel Devrim ve Uluslararası İşbirliği" başlıklı 12. Uluslararası Enerji Arenası'nda konuşan Yıldız, bugün bütün problemin kamunun elindeki varlıkların özel sektörle makul oranda paylaşılabilme işi olduğunu, yatırımların temelindeki anahtarın da aslında bunu gösterdiğini söyledi.
Bu durumda "bir taşla kuş sürüsü vurmak" gerektiğini ifade eden Yıldız şunları söyledi:
"Zihinsel devrim' dendiği için buradaki bir kısım konuları daha açık konuşmak gerektiği kanaatindeyim. Bizim de ortak olduğumuz Nabucco Projesi ticari bir projedir. Tedarikçisi vardır, taşıması ve tüketicisi vardır. Ama bu ticari proje son derece siyasi bir zeminde yürümektedir. Eğer zihinsel bir devrim yapacaksak bunların aşılabiliyor olması lazım. Bugün AB üyesi ülkelerin tamamen siyasi bir prestiji haline gelmiştir bu proje.
Sürekli işbirliği içerisinde yürütülen bu çalışmaların temelinde siyasi argümanlar yatar. Şu sorununu cevabı verilememiştir, çünkü bu soru sorulmamıştır. Mesela niçin İran'a yapılan yaptırımların petrol ürünleriyle alakalı yanıyla bir ülke yaptırım koymuştur da petrolün kendisiyle ilgili koymamıştır? Niçin ham madde, ham petrolün ticareti serbesttir? Aynı şekilde gelir getirici bir unsur taşımaktadır. Ama petrol ürünleriyle alakalı konuda bu kısıt getirilmiştir. Eğer zihinsel devrim olarak bakacaksak
bunların cevabını verebilmek için bu soruları da sormak lazımdır.''
Enerji başlığının ülkelerin normalleşmesinde veya normal hayatın seyrinin bozulmasında en önemli aktör haline geldiğine dikkati çeken Yıldız, bunun ortak paydaya konulabilecek en önemli argümanlardan biri olduğunu anlattı.
Türkiye'nin dünyanın ortalama büyüme hızından daha fazla büyüdüğünü belirten Yıldız, enerji sektörünün kendi içindeki kalemlerinde, büyüme performansları arasında Türkiye'nin dünyada ilk 12'de yer aldığını, ancak bu değişimin yönetilebilmesinin bu değişimin kendisi kadar önemli olduğunu ifade etti.
Yıldız, "Politikaların zamanında ve doğru olarak yapılması ve bunların düzenlenmesi ve bunlarla alakalı tamamen ithalata bağlı diyebileceğimiz kaynakların, hem yerli kaynaklar haline getirilmesiyle ilgili politikaların geliştirilmesi hem de azının ve çoğunun her ikisinin beraber zarar verdiği bir değişimi yönetmek durumundasınız. Doğalgaz ve petrolün azı zararlı, çoğu daha az zararlı" dedi.
Büyük projelerin uluslararası siyasetten arındırılamayacağını ifade eden Yıldız, "Yalnızca ekonomik deniyorsa lütfen buna aldırış etmeyin. Bunun böyle olması belki normaldir çünkü enerji ülkelerin elinde bulundurduğu somut argümanlardan biridir. Bu işin disiplininin kamu tarafından yapılma ihtiyacı her zaman vardır. Benim bu cümleyi kullanıyor olmamam özelleştirmelerle alakalı hedefimizdeki kararlılığı etkileyen bir cümle değildir" diye konuştu.
Bu durumda "bir taşla kuş sürüsü vurmak" gerektiğini ifade eden Yıldız şunları söyledi:
"Zihinsel devrim' dendiği için buradaki bir kısım konuları daha açık konuşmak gerektiği kanaatindeyim. Bizim de ortak olduğumuz Nabucco Projesi ticari bir projedir. Tedarikçisi vardır, taşıması ve tüketicisi vardır. Ama bu ticari proje son derece siyasi bir zeminde yürümektedir. Eğer zihinsel bir devrim yapacaksak bunların aşılabiliyor olması lazım. Bugün AB üyesi ülkelerin tamamen siyasi bir prestiji haline gelmiştir bu proje.
Sürekli işbirliği içerisinde yürütülen bu çalışmaların temelinde siyasi argümanlar yatar. Şu sorununu cevabı verilememiştir, çünkü bu soru sorulmamıştır. Mesela niçin İran'a yapılan yaptırımların petrol ürünleriyle alakalı yanıyla bir ülke yaptırım koymuştur da petrolün kendisiyle ilgili koymamıştır? Niçin ham madde, ham petrolün ticareti serbesttir? Aynı şekilde gelir getirici bir unsur taşımaktadır. Ama petrol ürünleriyle alakalı konuda bu kısıt getirilmiştir. Eğer zihinsel devrim olarak bakacaksak
bunların cevabını verebilmek için bu soruları da sormak lazımdır.''
Enerji başlığının ülkelerin normalleşmesinde veya normal hayatın seyrinin bozulmasında en önemli aktör haline geldiğine dikkati çeken Yıldız, bunun ortak paydaya konulabilecek en önemli argümanlardan biri olduğunu anlattı.
Türkiye'nin dünyanın ortalama büyüme hızından daha fazla büyüdüğünü belirten Yıldız, enerji sektörünün kendi içindeki kalemlerinde, büyüme performansları arasında Türkiye'nin dünyada ilk 12'de yer aldığını, ancak bu değişimin yönetilebilmesinin bu değişimin kendisi kadar önemli olduğunu ifade etti.
Yıldız, "Politikaların zamanında ve doğru olarak yapılması ve bunların düzenlenmesi ve bunlarla alakalı tamamen ithalata bağlı diyebileceğimiz kaynakların, hem yerli kaynaklar haline getirilmesiyle ilgili politikaların geliştirilmesi hem de azının ve çoğunun her ikisinin beraber zarar verdiği bir değişimi yönetmek durumundasınız. Doğalgaz ve petrolün azı zararlı, çoğu daha az zararlı" dedi.
Büyük projelerin uluslararası siyasetten arındırılamayacağını ifade eden Yıldız, "Yalnızca ekonomik deniyorsa lütfen buna aldırış etmeyin. Bunun böyle olması belki normaldir çünkü enerji ülkelerin elinde bulundurduğu somut argümanlardan biridir. Bu işin disiplininin kamu tarafından yapılma ihtiyacı her zaman vardır. Benim bu cümleyi kullanıyor olmamam özelleştirmelerle alakalı hedefimizdeki kararlılığı etkileyen bir cümle değildir" diye konuştu.