'Çoğunluk' izleyiciyle Buluştu Antalya
47.
47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde, yönetmen Seren Yüce'nin yarışma adayı ilk uzun metrajlı filmi "Çoğunluk"un gala gösterimi yapıldı.
Türk sinemasının en uzun soluklu sanat etkinliği Altın Portakal Film Festivali'nin üçüncü gününde, Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması adayı filmlerin gala gösterimleri sürüyor.
Fatih Akın, Yeşim Ustaoğlu, Özer Kızıltan'ın bazı filmlerinde yönetmen yardımcılığı yapan 35 yaşındaki Seren Yüce'nin ilk uzun metrajlı filmi "Çoğunluk" da, Venedik ve Toronto Film Festivallerinin ardından Antalya Kültür Merkezi'ndeki gösterimiyle ilk kez Türk sinemaseverlerle buluştu.
Altın Portakal için yarışan filmde Bartu Küçükçağlayan, Settar Tanrıöğen, Esme Madra ve Erkan Can rol alırken, "Sıradan bir hayatı olan Mertkan'ın, garsonluk yapan Gül'le tanışmasıyla hayatını değiştirme fırsatını yakalanması ancak Gül'ün, Vanlı olmasını babasının hoş karşılamaması ile hayatta karşılaştığı ilk ayrımcılık" öyküsü anlatılıyor.
"Çoğunluk" filminin ekibi, gala gösteriminin ardından izleyicilerle düzenlenen söyleşiye katıldı.
Filmin senaryosunu da yazan yönetmen Seren Yüce, filmin sonundaki mutsuz sonun aksine, farklı etnik kökenden insanların birlikte olabildiğine ilişkin bir izleyicinin eleştirisi üzerine, filminde Türkiye'de orta sınıf "çoğunluk" bir aileyi anlatma derdinde olduğunu söyledi. Yüce, "Senaryoyu yazarken de, filmi çekerken de bir kırılma yaşatma derdim yoktu. Orta sınıf bir aile içindeki işleyişi anlatmaya çalıştım. Nasıl görüyorsam sonu da öyle olacaktı. Filmde, mutlu son gerçekçi olmayacaktı" dedi.
Bir izleyicinin, karakterler üzerinden filmde, "ülkedeki Türk-Kürt ilişkilerinin anlatıldığı, bu nedenle tepkilerden endişe duyup duymadığı" şeklindeki sorusu üzerine de genç yönetmen Seren Yüce, "Film Türk-Kürt ilişkisi üzerine kurulu bir senaryo değil ama filmdeki hikayeler gibi meseleler Türkiye'de yaşanıyor. Bu konu bazı kesimlerce araç olarak da kullanılıyor. Tepkiler gelecektir. Endişeli değilim" diye konuştu.
Yeni Sinemacılık Şirketi adına filmin yapımcılığı üstlenen Sevil Demirci de, Türkiye'de filmdeki konuları anlatan filmler yapmanın zor olduğunu, vizyon şansı da genellikle bulamadığını belirterek, Kültür ve Turizm Bakanlığının da filme önce destek vermediğini, bakanlığın desteği, çekimlerin tamamlanmasından sonra verdiğini bildirdi.
Yeni Sinemacılık Şirketi olarak, Seren Yüce'nin senaryosunu gördüklerinde filmi yapmak istediklerini anlatan Demirci, "Böyle bir film Türkiye'de olmalıydı" ifadesini kullandı.
Başrol oyuncularından Settar Tanrıöğen, canlandırdığı, ön yargılı ve çocuğunu kendi yetişkinliği gibi yetiştirmeye çalışan çok sayıda "Kemal" karakterinin bulunduğunu belirterek, "Türkiye'de insanlar çocuklarını kendine benzetmemeye çalışıyor. Bu tamir edilmesi gereken bir durumdur" diye konuştu.
"Gül" karakterini canlandıran genç oyuncu Esme Madra da, filmde olmanın kendisi için harika bir deneyim olduğunu söyledi.
Filmde rol alan usta oyuncu Erkan Can ise izleyici tepkilerinden, filmin insanları düşündürdüğünün anlaşıldığını belirtti.
11.10.2010 18:43:34
Türk sinemasının en uzun soluklu sanat etkinliği Altın Portakal Film Festivali'nin üçüncü gününde, Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması adayı filmlerin gala gösterimleri sürüyor.
Fatih Akın, Yeşim Ustaoğlu, Özer Kızıltan'ın bazı filmlerinde yönetmen yardımcılığı yapan 35 yaşındaki Seren Yüce'nin ilk uzun metrajlı filmi "Çoğunluk" da, Venedik ve Toronto Film Festivallerinin ardından Antalya Kültür Merkezi'ndeki gösterimiyle ilk kez Türk sinemaseverlerle buluştu.
Altın Portakal için yarışan filmde Bartu Küçükçağlayan, Settar Tanrıöğen, Esme Madra ve Erkan Can rol alırken, "Sıradan bir hayatı olan Mertkan'ın, garsonluk yapan Gül'le tanışmasıyla hayatını değiştirme fırsatını yakalanması ancak Gül'ün, Vanlı olmasını babasının hoş karşılamaması ile hayatta karşılaştığı ilk ayrımcılık" öyküsü anlatılıyor.
"Çoğunluk" filminin ekibi, gala gösteriminin ardından izleyicilerle düzenlenen söyleşiye katıldı.
Filmin senaryosunu da yazan yönetmen Seren Yüce, filmin sonundaki mutsuz sonun aksine, farklı etnik kökenden insanların birlikte olabildiğine ilişkin bir izleyicinin eleştirisi üzerine, filminde Türkiye'de orta sınıf "çoğunluk" bir aileyi anlatma derdinde olduğunu söyledi. Yüce, "Senaryoyu yazarken de, filmi çekerken de bir kırılma yaşatma derdim yoktu. Orta sınıf bir aile içindeki işleyişi anlatmaya çalıştım. Nasıl görüyorsam sonu da öyle olacaktı. Filmde, mutlu son gerçekçi olmayacaktı" dedi.
Bir izleyicinin, karakterler üzerinden filmde, "ülkedeki Türk-Kürt ilişkilerinin anlatıldığı, bu nedenle tepkilerden endişe duyup duymadığı" şeklindeki sorusu üzerine de genç yönetmen Seren Yüce, "Film Türk-Kürt ilişkisi üzerine kurulu bir senaryo değil ama filmdeki hikayeler gibi meseleler Türkiye'de yaşanıyor. Bu konu bazı kesimlerce araç olarak da kullanılıyor. Tepkiler gelecektir. Endişeli değilim" diye konuştu.
Yeni Sinemacılık Şirketi adına filmin yapımcılığı üstlenen Sevil Demirci de, Türkiye'de filmdeki konuları anlatan filmler yapmanın zor olduğunu, vizyon şansı da genellikle bulamadığını belirterek, Kültür ve Turizm Bakanlığının da filme önce destek vermediğini, bakanlığın desteği, çekimlerin tamamlanmasından sonra verdiğini bildirdi.
Yeni Sinemacılık Şirketi olarak, Seren Yüce'nin senaryosunu gördüklerinde filmi yapmak istediklerini anlatan Demirci, "Böyle bir film Türkiye'de olmalıydı" ifadesini kullandı.
Başrol oyuncularından Settar Tanrıöğen, canlandırdığı, ön yargılı ve çocuğunu kendi yetişkinliği gibi yetiştirmeye çalışan çok sayıda "Kemal" karakterinin bulunduğunu belirterek, "Türkiye'de insanlar çocuklarını kendine benzetmemeye çalışıyor. Bu tamir edilmesi gereken bir durumdur" diye konuştu.
"Gül" karakterini canlandıran genç oyuncu Esme Madra da, filmde olmanın kendisi için harika bir deneyim olduğunu söyledi.
Filmde rol alan usta oyuncu Erkan Can ise izleyici tepkilerinden, filmin insanları düşündürdüğünün anlaşıldığını belirtti.
11.10.2010 18:43:34