Uğur Mumcu Gaziemir'de anıldı

Gaziemir Belediyesi'nin düzenlediği Uğur Mumcu'yu An(la)mak konulu etkinlikteki panelde konuşan Prof. Dr. Uğur Alacakaptan'ın 'kader arkadaşı' Uğur Mumcu'yu anlatırken gözyaşı dökmesi salonda duygu dolu anlar yaşanmasına neden oldu.

Gaziemir Belediyesi tarafından ‘demokrasi şehidi’ Uğur Mumcu’nun öldürülüşün 17. yılı nedeniyle düzenlenen kapsamlı etkinliğin yankıları sürüyor. Uğur Mumcu’yu An(la)mak adı verilen etkinlik kapsamında açılan özel sergi yürekleri burkarken, panelde konuşan Prof. Dr. Uğur Alacakaptan’ın ‘kader arkadaşı Mumcu’ için döktüğü gözyaşları herkesi hüzünlendirdi.
Etkinlik, orijinal bir tasarımla sergiye dönüştürülen Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (UMAG) Yayın Yönetmeni Orhan Tüleylioğlu’nun 4 kitaptan oluşan “Neden Öldürüldüler” Araştırma Dizisi, Gaziemir Atatürk Kültür Merkezi’nde izlenime sunuldu.
Aralarında Uğur Mumcu’nun da bulunduğu 35 aydının öldürülmeleriyle ilgili hazırlanan sergi, Tüleylioğlu’nun kitabındaki arşiv görüntüleri, öldürülenlerin kimliği, olayların ne şekilde gerçekleştiği, yakınlarıyla yapılan mülakatlar ve Uğur Mumcu'nun olaylara ait araştırması ile yorumlarının yer aldığı bir formatta tasarlandı.

Bir hafta süreyle açık…

Her sayfası gazete formatında hazırlanan sergide; Taylan Özgür, Necdet Güçlü, Doğan Öz, Bedrettin Cömert, Necdet Bulut, Hakan Şenyuva, Cevat Yurdakul, Cavit Orhan Tütengil, Kemal Türkler, İlhan Erdost, Kanlı Pazar, Koray Doğan, Orhan Yavuz, Bahçelievler Katliamı, Bedri Karafakioğlu, Akın Özdemir, Abdi İpekçi, Ümit Doğanay, Ümit Kaftancıoğlu, Sevinç Özgüner, Maraş Katliamı, Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Musa Anter, Uğur Mumcu, Sivas Katliamı, Onat Kutlar, Metin Göktepe, Ahmet Taner Kışlalı, Gaffar Okan, Necip Hablemitoğlu ve Hrant Dink yeniden hatırlatılarak, toplumsal bellekten silinip gitmesinin önüne geçilmesi amaçlanıyor. 2010’da ilk kez Ankara ve Gaziemir’de aynı gün açılan bir hafta süreyle açık kalacak.

Belediye olarak ilk kez anma…

Prof. Dr. Alacakaptan’ın ağladığı panel öncesinde Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol konuştu. Şenol, Mumcu’nun katillerinin 17 yıldır hala bulunamadığını belirterek, “Türkiye’yi kimler karanlığa çekmek istiyorsa, Uğur Mumcu’nun katilleri onlardır. Kimdi Uğur Mumcu? Ne yapmıştı? Bunları iyi bilmek gerekiyor. Unutmamak, unutturmamak gerekiyor” dedi. Gaziemir’de Uğur Mumcu 17 yıl aradan sonra ilk kez anılıyor. Uğur Mumcu ve katledilen diğer aydınların manevi huzurunda saygıyla eğiliyorum” dedi.


NTV Hukuk Danışmanı Avukat Fikret İlkiz’in yönettiği panele, konuşmacı olarak Hukukçu Prof. Dr. Uğur Alacakaptan, Gazeteci-Yazar Celal Başlangıç, Hürriyet Gazetesi Yazarı Yalçın Bayer, Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Atilla Sertel, Gazeteci-Yazar Gönül Soyoğul ile Gazeteci-Yazar Erbil Tuşalp katıldı.

‘Balbay sadece gazetecidir’


İlk sözü alan TGF ve İGC Başkanı Atilla Sertel, 23 yıl önce yazdığı “İmambayıldı” başlıklı yazısının bugünün Türkiyesi’ni anlattığını belirterek yazıyı okudu. Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca’nın medyatik hale getirilmesinden bahseden Sertel, “Bu durum Uğur Mumcu gazeteciliği ile günümüz gazeteciliğinin geldiği noktayı gösteriyor” dedi.
Gazeteci Mustafa Balbay ile cezaevinde buluştuklarını belirten Sertel, Balbay’ın gazeteci olduğunu, gazetecilik yapmak dışında hiçbir olaya karışmadığını, meslek dışında hiçbir faaliyette yer almadığını ama buna rağmen cezaevinde tutulduğunu dile getirdi.

‘Mumcu bizler için bir ekoldü’

Panelde ikinci konuşmayı Gazeteci Yazar Celal Başlangıç yaptı. Uğur Mumcu ile 13 yıl aynı gazetede çalışmaktan onur, cinayetin aydınlatılmamasından da büyük üzüntü duyduğunu ifade eden Başlangıç, “Ama bugün İpekçi’nin katilinin karşılanmasını görünce iyi ki bulunmamış da diyorum. Uğur Mumcu gazeteciliği bir ekoldü. 70’li yılların sonunda var olan gazetecilik anlayışı ki bu Uğur Mumcu’nun gazetecilik anlayışıdır. 80 ihtilalinden sonra bu yok oldu” dedi. Gazeteci-Yazar Erbil Tuşalp ise medya ve hukukun geldiği durumu anlattı. Medyanın konuşulacak bir tarafı kalmadığını söyleyen Tuşalp, Türkiye’de herhangi bir işi daha iyi yapmak için bir sebep kalmadığını belirterek, “Türkiye’de ne zaman işçiler hakların sahip çıkacak, ne zaman köylüler ayaklanıp yürüyecek hepimizin aklı o zaman başımıza gelecek” şeklinde konuştu.

Hürriyet Gazetesi Yazarı Yalçın Bayer, Uğur Mumcu öldüğünde Türkiye’de çok şeyin bittiğini gördüğünü belirterek, şunları aktardı: “Uğur Mumcu’yu öğretmenim gibi görürdüm. Şimdi düşünüyorum da Türkiye’nin geldiği bugünkü noktada neleri yazacaktı? İstanbul’daki imar yağmasını mı, alışveriş merkezlerini mi?”

Gazeteci, www.egedesonsoz.com yazarı Gönül Soyoğul ise, gazeteciliği tanımlayarak, “Gazetecilik gerçeği arama ve onu bulmak için gerekli cesarete ve dürüstlüğe sahip olmaktır. Bir gazetecinin düşmemesi gereken tek şey umutsuzluktur” diye konuştu.

Prof. Dr. Alacakaptan’ın gözyaşları

Mumcu’nun yakın dostu, Ankara Hukuk Fakültesi’nden hocası ve cezaevi arkadaşı Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Uğur Alacakaptan, Mumcu ile ilgili anılarını ve ölümünü nasıl öğrendiğini anlattı, “Uğur öldüğünde küçük bir operasyon geçirmiştim. Eve geldi, televizyonu açtığımda Uğur’un fotoğrafını gördüm ama haber bitmişti. Bir şeyler olduğunu anladım. Evini aradım meşguldü, ortak tanıdığımız gazetecileri aradım, onlar da meşguldü. Son olarak Uğur’un İzmir’deki baldızını aradım, acı haberi ondan alıp yıkıldı. En son 1. ölüm yıldönümünde anma toplantısına katıldım orda tansiyonum çok yükseldi. Ondan beri hiçbir anma toplantısına katılmıyorum. Çünkü bunu yapanları affedemiyorum” diyerek gözyaşı döktü.