NASA'nın birbirinden ilginç icaatları
1976'dan bu yana NASA her yıl araştırmalarıyla ilişkili ticarileştirdiği teknoloji ve ürünlerinin listesini yayınlıyor.
1976'dan bu yana NASA her yıl araştırmalarıyla ilişkili ticarileştirdiği teknoloji ve ürünlerinin listesini yayınladı.
NASA'nın dergisi "Spinoff", bu ürünlere dikkat çekti. Bunlardan birçoğunu kulllanmanız için astronot olmanız gerekmiyor, zaten günlük hayatta her gün sık sık kullanıyoruz. Howstuffworks.com isimli sitede yer alan habere göre, işte NASA'nın icadı olan bu cihazlar:
1. Su filtreleri: Su olmadan yaşanmayacağı gibi, suyun temiz olması da çok önemli. Astronotlar uzayda yanlarında götürdükleri suyu temizlemek zorundaydılar, çünkü bakteri ve hastalık problem olabiliyordu.
Bir su filtresine bakarsanız, içinde küçük kömür yığınlarını görebilirsiniz. Bazen, su filtrenizi ilk kullandığınız anda bu yığınlardan gelen çok küçük lekeler farkedebilirsiniz. Bu kömür özellikle aktiftir ve sudaki patojenleri nötralize eden gümüş iyonları içeriyor. Sudaki bakterileri öldürmenin yanında, filtreler aynı zamanda bakteri gelişimini önlüyor. Şirketler, milyonlarca insanın her gün evinde kullanığı su filtresi sistemlerini bu teknolojiden aldı.
2. Kablosuz aletler: Evinizde yere dökülen çöpleri ya da kırıntıları portatif kablosuz süpürgeyle topladığınızda, astronotların ayda kullandığı teknolojiyi kullanıyorsunuz. Black & Decker'ın 1961 yılında şarjla çalışan ilk aletleri keşfetmesine rağmen, NASA'nın araştırması bu teknolojinin hafif, kablosuz medikal cihazlar, portatif elektrik süpürgeleri ve diğer aletlerde de kullanılmasına yardım etti.
1960'ların ortalarında, Ay yolculuğuna hazırlanan NASA'daki astronotların taş ve toprak örneklerini alabilecekleri bir alete ihtiyaçları oldu. Matkabın ay yüzeyinin derinine işlemesi için hafif, kompakt ve güçlü olması gerekiyordu. Uzayda kablolu matkapla çalışmak imkansızdı. NASA ve Black & Decker, şarjla çalışan, manyetik elektrik motoruna sahip matkap icat ettiler. NASA projesinden sonra, Black & Decker, sıradan tüketicileri için şarjla çalışan, hafif aletler yaparken aynı prensibi uyguladı.
3. Güvenlik oluğu: Bizi yollarda güvenilir tutan, hayat kurtaran bu basit oluk, uçak pistlerinde ve otoyollarda kullanılıyor. Betondaki bu girintiler, tekerlekler ve pist ya da yol arasındaki su miktarını azaltmak için aşırı suyu dağıtıyor. Bu da tekerlekler ile beton arasındaki sürtünmeyi artırıyor ve araç güvenliğini sağlıyor.
Güvenlik oluğu, 1960'lı yıllarda NASA'NIN Langely Araştırma Merkezi'nde ıslak zeminde uçağın havalanması sırasında güvenliği sağlamanın bir yolu olarak ilk kez denendi. İnsanlar, bunun nasıl çalıştığını anlayınca, mühendislre aynı tekniği karayolllarında kullanmaya başladı. NASA'ya göre, güvenlik oluğu karayollarındaki kazaları yüzde 85 oranında azalttı. Diğer güvenlik oluğu örneklerini, yüzme havuzu kenarlarında, yaya geçitlerinde ve evcil hayvan barınaklarında görebilirsiniz.
4. Ayarlanabilir duman dedektörü: NASA mühendisleri, 1970'lerde ilk Amerikan uzay istasyonunu tasarlarken basit gerçeği biliyorlardı. Astronoların da bir yangın başlarsa ya da zehirli gazlar yayılırsa ne yapacaklarını bilmeleri gerekiyordu. NASA, yanlış alarmları önlemek için farklı hassasiyet seviyesine sahip ilk ayarlanabilir duman dedektörünü icat etti. Piyasada iyonizasyon duman dedektörü olarak isimlendirildi. Çünkü cihaz, dumanı ya da zehirli gazları belirlemek için Americium-241 isimli radyoaktif elementi kullanıyor. Dedektör, yabancı duman parçacıkları içeri girdiğinde, bu etkileşimi kesiyor ve alarm devreye giriyor.
5. Uzun mesafeli telekomünikasyon: İnsanoğlu uzaya çıkmadan önce, NASA yeryüzünde insanlarla iletişim kurmak için uyduları inşa etti. Aynı uydu teknolojisini kullanılarak, yaklaşık 200 komünikasyon uydusu her gün dünyanın yörüngesinde dönüyor. Bu uydular bizim uzak ülkelerdeki arkadaşlarımızla mesaj alış-verişinde bulunmamızı sağlıyor.
6. Ayakkabı iç tabanı: Apollo görevi için tasarlanan uzay giysileri arasında özel yapım botlar da vardı. Bu botlar havalandırma sağlarken, astronotun adımlarında yaylanma oluşturuyordu. Atletik ayakkabı şirketleri, bu teknolojiyi alıp ayaklardaki ve bacaklardaki baskıyı azaltan daha iyi ve sağlıklı ayakkabı yapımında kullandılar. Örneğin, 1980'lerin ortasında KangaROOS isimli ayakkabı firması, ay botlarındaki prensipleri ve malzemeleri yeni seri rahat ayakkabı yapımında uyguladı.
7. Kulak termometresi: Standart civa termometreleri okumak zordur. 1991 yılında kullağınızın içine yerleştirdiğiniz infrared termometreler, bu sürece hızlandırdı ve basitleştirdi. Bu tür termometreleri ik kez geliştiren Diatek, hastanelerde hastaya bakım ve ateş ölçme süresinin azaltılması gerektiğini gördü. Firma, NASA'nın infrared teknolojisiyle yıldızların sıcaklığını ölçtüğü önceki gelişmelerin avantajından yararlandı.
NASA'nın Jet Propulsion laboratuarıyla birlikte, şirket termometre olarak işlev gören infrared sensör geliştirdi. Hastanelerdeki termometreler artık, 2 saniyeden daha kısa sürede ateş ölçebiliyor.
8. Köpük: NASA, insanların gece daha iyi uyumalarına yardım ediyor. Açık hücreli poliüretan-slikon plastik, NASA'nın uzay araçlarında iniş sırasında baskıyı azaltmak kullanılmak için üretildi. Üzerindeki baskıyı veağırlığı azaltan bir özelliğe sahip olan plastik, bazı özel ve ticari uçakların koltuklarında da kullanılıyor. Süngerin ağırlık dağıtımı ve ısı hassayiyeti yatalak hastalar için önemli rol oynuyor. Bazı firmalar, bu köpüğü protez organlara kullanıyor. Çünkü, köpük cildimizle aynı renkte ve takma organ ile eklemler arasındaki sürtünmeyi azaltıyor. Bu ürün ayrıca motorsiklet koltuklarında ve yarış arabalarının sürücülerinin giysilerinde koruma olarak kullanılıyor.
9. Çizilmez gözlük camları: Gözlüklerinizi yere düşürdüğünüzde camları muhtemelen kırılmayacaktır. Çünkü, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi, lens yapımında cam yerine plastik kullanılmasını zorunlu kıldı. Plastik daha ucuz, ultraviyole radyasyonu daha iyi emiyor. Uzaydaki kirlerden ve parçacıklardan dolayı NASA'nın uzay araçlarını korumak için özel bir kaplamaya ihtiyacı oldu. Lisansı Foster Grant şirketi tarafından satın alınan bu çizilmez (yani çok sert) kaplama teknolojisi, ilk olarak güneş gözlüğü camlarında kullanılmaya başlandı.
10. Şeffaf diş telleri: Bugün çoğu ortodontist, dişe iliştirilen seramik kelepçeler ve bunları birbirine bağlayan özel teller kullanıyor. NiTinol (nikel-titanyum) adı verilen alaşımdan imal edilen bu teller, NASA tarafından geliştirildi.
İlk verildiği şekli sonradan kolay kolay kaybetmeyen bu alaşım, daracık bir füzenin içinde kompakt şekilde uzaya yollanan uyduların füzeden uzaya bırakıldığında yaylı bir çiçek çanağı gibi açılıp asıl şeklini almasını sağlıyordu. Sanayide NiTi adıyla anılan alaşım, daha sonra ortodontide kullanılmaya başlandı.
Eski tip diş düzeltici kelepçelerde belirli periyotlarda vidaları sıkıp dişe baskıyı sürdürmek gerektiği için bu da hastaya ciddi acı veriyordu. Yeni NiTi alaşımlı kelepçelerde ise baştan şekli verilen kelepçe dişe sürekli aynı baskıyı uyguluyor ve diş düzelinceye kadar da hasta acı çekmiyor. Unitek firması tarafından geliştirilen görünmez diş telleri, ortodonti endüstrisinin en başarılı ürünlerinden biri oldu.
NASA'nın dergisi "Spinoff", bu ürünlere dikkat çekti. Bunlardan birçoğunu kulllanmanız için astronot olmanız gerekmiyor, zaten günlük hayatta her gün sık sık kullanıyoruz. Howstuffworks.com isimli sitede yer alan habere göre, işte NASA'nın icadı olan bu cihazlar:
1. Su filtreleri: Su olmadan yaşanmayacağı gibi, suyun temiz olması da çok önemli. Astronotlar uzayda yanlarında götürdükleri suyu temizlemek zorundaydılar, çünkü bakteri ve hastalık problem olabiliyordu.
Bir su filtresine bakarsanız, içinde küçük kömür yığınlarını görebilirsiniz. Bazen, su filtrenizi ilk kullandığınız anda bu yığınlardan gelen çok küçük lekeler farkedebilirsiniz. Bu kömür özellikle aktiftir ve sudaki patojenleri nötralize eden gümüş iyonları içeriyor. Sudaki bakterileri öldürmenin yanında, filtreler aynı zamanda bakteri gelişimini önlüyor. Şirketler, milyonlarca insanın her gün evinde kullanığı su filtresi sistemlerini bu teknolojiden aldı.
2. Kablosuz aletler: Evinizde yere dökülen çöpleri ya da kırıntıları portatif kablosuz süpürgeyle topladığınızda, astronotların ayda kullandığı teknolojiyi kullanıyorsunuz. Black & Decker'ın 1961 yılında şarjla çalışan ilk aletleri keşfetmesine rağmen, NASA'nın araştırması bu teknolojinin hafif, kablosuz medikal cihazlar, portatif elektrik süpürgeleri ve diğer aletlerde de kullanılmasına yardım etti.
1960'ların ortalarında, Ay yolculuğuna hazırlanan NASA'daki astronotların taş ve toprak örneklerini alabilecekleri bir alete ihtiyaçları oldu. Matkabın ay yüzeyinin derinine işlemesi için hafif, kompakt ve güçlü olması gerekiyordu. Uzayda kablolu matkapla çalışmak imkansızdı. NASA ve Black & Decker, şarjla çalışan, manyetik elektrik motoruna sahip matkap icat ettiler. NASA projesinden sonra, Black & Decker, sıradan tüketicileri için şarjla çalışan, hafif aletler yaparken aynı prensibi uyguladı.
3. Güvenlik oluğu: Bizi yollarda güvenilir tutan, hayat kurtaran bu basit oluk, uçak pistlerinde ve otoyollarda kullanılıyor. Betondaki bu girintiler, tekerlekler ve pist ya da yol arasındaki su miktarını azaltmak için aşırı suyu dağıtıyor. Bu da tekerlekler ile beton arasındaki sürtünmeyi artırıyor ve araç güvenliğini sağlıyor.
Güvenlik oluğu, 1960'lı yıllarda NASA'NIN Langely Araştırma Merkezi'nde ıslak zeminde uçağın havalanması sırasında güvenliği sağlamanın bir yolu olarak ilk kez denendi. İnsanlar, bunun nasıl çalıştığını anlayınca, mühendislre aynı tekniği karayolllarında kullanmaya başladı. NASA'ya göre, güvenlik oluğu karayollarındaki kazaları yüzde 85 oranında azalttı. Diğer güvenlik oluğu örneklerini, yüzme havuzu kenarlarında, yaya geçitlerinde ve evcil hayvan barınaklarında görebilirsiniz.
4. Ayarlanabilir duman dedektörü: NASA mühendisleri, 1970'lerde ilk Amerikan uzay istasyonunu tasarlarken basit gerçeği biliyorlardı. Astronoların da bir yangın başlarsa ya da zehirli gazlar yayılırsa ne yapacaklarını bilmeleri gerekiyordu. NASA, yanlış alarmları önlemek için farklı hassasiyet seviyesine sahip ilk ayarlanabilir duman dedektörünü icat etti. Piyasada iyonizasyon duman dedektörü olarak isimlendirildi. Çünkü cihaz, dumanı ya da zehirli gazları belirlemek için Americium-241 isimli radyoaktif elementi kullanıyor. Dedektör, yabancı duman parçacıkları içeri girdiğinde, bu etkileşimi kesiyor ve alarm devreye giriyor.
5. Uzun mesafeli telekomünikasyon: İnsanoğlu uzaya çıkmadan önce, NASA yeryüzünde insanlarla iletişim kurmak için uyduları inşa etti. Aynı uydu teknolojisini kullanılarak, yaklaşık 200 komünikasyon uydusu her gün dünyanın yörüngesinde dönüyor. Bu uydular bizim uzak ülkelerdeki arkadaşlarımızla mesaj alış-verişinde bulunmamızı sağlıyor.
6. Ayakkabı iç tabanı: Apollo görevi için tasarlanan uzay giysileri arasında özel yapım botlar da vardı. Bu botlar havalandırma sağlarken, astronotun adımlarında yaylanma oluşturuyordu. Atletik ayakkabı şirketleri, bu teknolojiyi alıp ayaklardaki ve bacaklardaki baskıyı azaltan daha iyi ve sağlıklı ayakkabı yapımında kullandılar. Örneğin, 1980'lerin ortasında KangaROOS isimli ayakkabı firması, ay botlarındaki prensipleri ve malzemeleri yeni seri rahat ayakkabı yapımında uyguladı.
7. Kulak termometresi: Standart civa termometreleri okumak zordur. 1991 yılında kullağınızın içine yerleştirdiğiniz infrared termometreler, bu sürece hızlandırdı ve basitleştirdi. Bu tür termometreleri ik kez geliştiren Diatek, hastanelerde hastaya bakım ve ateş ölçme süresinin azaltılması gerektiğini gördü. Firma, NASA'nın infrared teknolojisiyle yıldızların sıcaklığını ölçtüğü önceki gelişmelerin avantajından yararlandı.
NASA'nın Jet Propulsion laboratuarıyla birlikte, şirket termometre olarak işlev gören infrared sensör geliştirdi. Hastanelerdeki termometreler artık, 2 saniyeden daha kısa sürede ateş ölçebiliyor.
8. Köpük: NASA, insanların gece daha iyi uyumalarına yardım ediyor. Açık hücreli poliüretan-slikon plastik, NASA'nın uzay araçlarında iniş sırasında baskıyı azaltmak kullanılmak için üretildi. Üzerindeki baskıyı veağırlığı azaltan bir özelliğe sahip olan plastik, bazı özel ve ticari uçakların koltuklarında da kullanılıyor. Süngerin ağırlık dağıtımı ve ısı hassayiyeti yatalak hastalar için önemli rol oynuyor. Bazı firmalar, bu köpüğü protez organlara kullanıyor. Çünkü, köpük cildimizle aynı renkte ve takma organ ile eklemler arasındaki sürtünmeyi azaltıyor. Bu ürün ayrıca motorsiklet koltuklarında ve yarış arabalarının sürücülerinin giysilerinde koruma olarak kullanılıyor.
9. Çizilmez gözlük camları: Gözlüklerinizi yere düşürdüğünüzde camları muhtemelen kırılmayacaktır. Çünkü, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi, lens yapımında cam yerine plastik kullanılmasını zorunlu kıldı. Plastik daha ucuz, ultraviyole radyasyonu daha iyi emiyor. Uzaydaki kirlerden ve parçacıklardan dolayı NASA'nın uzay araçlarını korumak için özel bir kaplamaya ihtiyacı oldu. Lisansı Foster Grant şirketi tarafından satın alınan bu çizilmez (yani çok sert) kaplama teknolojisi, ilk olarak güneş gözlüğü camlarında kullanılmaya başlandı.
10. Şeffaf diş telleri: Bugün çoğu ortodontist, dişe iliştirilen seramik kelepçeler ve bunları birbirine bağlayan özel teller kullanıyor. NiTinol (nikel-titanyum) adı verilen alaşımdan imal edilen bu teller, NASA tarafından geliştirildi.
İlk verildiği şekli sonradan kolay kolay kaybetmeyen bu alaşım, daracık bir füzenin içinde kompakt şekilde uzaya yollanan uyduların füzeden uzaya bırakıldığında yaylı bir çiçek çanağı gibi açılıp asıl şeklini almasını sağlıyordu. Sanayide NiTi adıyla anılan alaşım, daha sonra ortodontide kullanılmaya başlandı.
Eski tip diş düzeltici kelepçelerde belirli periyotlarda vidaları sıkıp dişe baskıyı sürdürmek gerektiği için bu da hastaya ciddi acı veriyordu. Yeni NiTi alaşımlı kelepçelerde ise baştan şekli verilen kelepçe dişe sürekli aynı baskıyı uyguluyor ve diş düzelinceye kadar da hasta acı çekmiyor. Unitek firması tarafından geliştirilen görünmez diş telleri, ortodonti endüstrisinin en başarılı ürünlerinden biri oldu.