Zafer Üskül: Beni hedef haline getirdiler
Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, son günlerde İnsan Hakları Komisyonu'na ağır eleştiriler yöneltildiğini ve bu nedenle de hedef haline geldiklerini söyledi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Üskül, düzenlediği sohbet toplantısında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaptığı görüşme konusunda bilgi verdi ve soruları cevapladı. Zafer Üskül, Cumhurbaşkanı ile görüşlerinin aynı paralelde seyrettiğini ifade ederek, ''Türkiye'nin sorunlarının çözümü insan hakları ve demokrasi standartlarının yükseltilmesinde yatmaktadır'' dedi.
Üskül, bu görüşe Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de aynen katıldığını belirtti. Cumhurbaşkanı Gül ile görüşmeye bazı komisyon üyelerinin katılmadığı yönündeki soru üzerine Üskül, bir kısım üyelerin Elazığ'da, bir kısmının da başka toplantılarda olduğu için gelmediklerini bildirdi. Tokat'ta terörist saldırıya uğrayan 7 askerin şehit edilmesi ve İstanbul'da belediye otobüsüne atılan molotofkokteyli sonucu hayatını kaybeden Serap Esen'in gündeme gelip gelmediğine ilişkin soruya ise Üskül, bu konular üzerinde çok ayrıntılı olmasa da genelde yaşanan olaylar hakkında ve demokratik açılım konusunda görüş alışverişinde bulundukları cevabını verdi.
CHP İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz'ın dün TBMM Genel Kurulu'nda 'Halk isterse müdahale olur' şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Üskül, şunları söyledi:
''Demokratik rejimin teminatı millet ve parlamentodur. Halk darbe yapılmasını istemez. Çünkü halkın beğenmediği siyasi iktidarı değiştirmekle ilgili yetkisi vardır. Halkımız beğenmediği siyasi iktidarı, iktidardan düşürecek tercihleri zaman zaman yapmıştır. Dolayısıyla bunun dışındaki yolla siyasi iktidarların değiştirilmesini düşünmek bile herhangi bir parlamenterin yapmaması gereken bir şeydir. Biz, parlamentoda isek ve milletimizi temsil ediyorsak, milletimizin istekleri doğrultusunda kararlar almak, sorunları orada çözmek gerekir. Bu sorunların başkaları tarafından çözümlenmesini istemek, kendimizi inkar etmek demektir.''
Zafer Üskül, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ün grup konuşmasında ''İnsan Hakları Komisyonu'nu devreye sokmaya çalıştıkları ancak harekete geçiremediklerine'' ilişkin sözlerinin hatırlatılması üzerine şunları kaydetti:
''Değişik olaylar nedeniyle son dönemlerde İnsan Hakları Komisyonu'nun suçlandığını ve neredeyse komisyon başkanı olarak benim hedef haline getirildiğimi görüyoruz. Komisyon geçen hafta perşembe günü toplandı. Toplantıdan birkaç gün önce Akın Birdal İmralı'da inceleme yapılmasını ve bunun için alt komisyon kurulmasını istedi. Meclis'teki uygulamaya göre alt komisyon da tıpkı üst komisyon gibi oluşturuluyor. 5 kişilik komisyon, 3 AK Parti'li, 1 MHP ve 1 CHP'li üyeden meydana geliyor. CHP ve MHP üye vermeyeceklerini ifade ettiler. Bana göre ise bir alt komisyon oluşturulup, İmralı'da inceleme yapılması konusunda sakınca yoktur. Ancak, Serap Esen molotofkokteyli atılarak yaralandığında İmralı'ya gitmek üzere bir alt komisyon kurulması gündemde bile değildi. Bunun ve Tokat'ta 7 erin şehit edilmesi olayının buna bağlanmasını anlayabilmek mümkün değil.''
Alt komisyon oluşturulmadığını, kendisinin ise Adalet Bakanlığı'ndan aldığı bilgileri komisyona aktardığını ifade eden Üskül, sözlerine şöyle devam etti:
''Elimde mimari proje vardı, orada ebatlar, ölçüler yazılıydı. Oradaki koğuş BM ve AB Konseyi'nin belirlediği standartların üzerinde bir koğuştur. 11.81 metrekare, eskisinden 0.17 metrekare küçük. 6 metrekare olduğu iddia edilen koğuşta, tuvalet banyo bölümü sadece 2.01 metrekare. Özel havlandırma kafesle kapatılmış değil, pencere tavanda değildir. Ben bunları açıkladım. Adalet Bakanımız da açıkladı. Bütün bu açıklamalara rağmen 6 metrekare söylemi sürdürüldü. Adalet Bakanı açıklamış, Komisyon Başkanı olarak bütün bilgileri sunmuşuz. Hala ille de gidip görmemiz gerekir gibi bir ısrarı sürdürmenin ve ölümleri gidilmemesine bağlamanın, Türkiye'nin huzur bulmasına katkıda bulunması mümkün değil. Herkes sorumluluğunu üstlenmeli, hiç kimse sorumluluğunu başkalarına yıkarak ondan kurtulmaya çalışmamalıdır.''
Üskül, bu görüşe Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de aynen katıldığını belirtti. Cumhurbaşkanı Gül ile görüşmeye bazı komisyon üyelerinin katılmadığı yönündeki soru üzerine Üskül, bir kısım üyelerin Elazığ'da, bir kısmının da başka toplantılarda olduğu için gelmediklerini bildirdi. Tokat'ta terörist saldırıya uğrayan 7 askerin şehit edilmesi ve İstanbul'da belediye otobüsüne atılan molotofkokteyli sonucu hayatını kaybeden Serap Esen'in gündeme gelip gelmediğine ilişkin soruya ise Üskül, bu konular üzerinde çok ayrıntılı olmasa da genelde yaşanan olaylar hakkında ve demokratik açılım konusunda görüş alışverişinde bulundukları cevabını verdi.
CHP İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz'ın dün TBMM Genel Kurulu'nda 'Halk isterse müdahale olur' şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Üskül, şunları söyledi:
''Demokratik rejimin teminatı millet ve parlamentodur. Halk darbe yapılmasını istemez. Çünkü halkın beğenmediği siyasi iktidarı değiştirmekle ilgili yetkisi vardır. Halkımız beğenmediği siyasi iktidarı, iktidardan düşürecek tercihleri zaman zaman yapmıştır. Dolayısıyla bunun dışındaki yolla siyasi iktidarların değiştirilmesini düşünmek bile herhangi bir parlamenterin yapmaması gereken bir şeydir. Biz, parlamentoda isek ve milletimizi temsil ediyorsak, milletimizin istekleri doğrultusunda kararlar almak, sorunları orada çözmek gerekir. Bu sorunların başkaları tarafından çözümlenmesini istemek, kendimizi inkar etmek demektir.''
Zafer Üskül, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ün grup konuşmasında ''İnsan Hakları Komisyonu'nu devreye sokmaya çalıştıkları ancak harekete geçiremediklerine'' ilişkin sözlerinin hatırlatılması üzerine şunları kaydetti:
''Değişik olaylar nedeniyle son dönemlerde İnsan Hakları Komisyonu'nun suçlandığını ve neredeyse komisyon başkanı olarak benim hedef haline getirildiğimi görüyoruz. Komisyon geçen hafta perşembe günü toplandı. Toplantıdan birkaç gün önce Akın Birdal İmralı'da inceleme yapılmasını ve bunun için alt komisyon kurulmasını istedi. Meclis'teki uygulamaya göre alt komisyon da tıpkı üst komisyon gibi oluşturuluyor. 5 kişilik komisyon, 3 AK Parti'li, 1 MHP ve 1 CHP'li üyeden meydana geliyor. CHP ve MHP üye vermeyeceklerini ifade ettiler. Bana göre ise bir alt komisyon oluşturulup, İmralı'da inceleme yapılması konusunda sakınca yoktur. Ancak, Serap Esen molotofkokteyli atılarak yaralandığında İmralı'ya gitmek üzere bir alt komisyon kurulması gündemde bile değildi. Bunun ve Tokat'ta 7 erin şehit edilmesi olayının buna bağlanmasını anlayabilmek mümkün değil.''
Alt komisyon oluşturulmadığını, kendisinin ise Adalet Bakanlığı'ndan aldığı bilgileri komisyona aktardığını ifade eden Üskül, sözlerine şöyle devam etti:
''Elimde mimari proje vardı, orada ebatlar, ölçüler yazılıydı. Oradaki koğuş BM ve AB Konseyi'nin belirlediği standartların üzerinde bir koğuştur. 11.81 metrekare, eskisinden 0.17 metrekare küçük. 6 metrekare olduğu iddia edilen koğuşta, tuvalet banyo bölümü sadece 2.01 metrekare. Özel havlandırma kafesle kapatılmış değil, pencere tavanda değildir. Ben bunları açıkladım. Adalet Bakanımız da açıkladı. Bütün bu açıklamalara rağmen 6 metrekare söylemi sürdürüldü. Adalet Bakanı açıklamış, Komisyon Başkanı olarak bütün bilgileri sunmuşuz. Hala ille de gidip görmemiz gerekir gibi bir ısrarı sürdürmenin ve ölümleri gidilmemesine bağlamanın, Türkiye'nin huzur bulmasına katkıda bulunması mümkün değil. Herkes sorumluluğunu üstlenmeli, hiç kimse sorumluluğunu başkalarına yıkarak ondan kurtulmaya çalışmamalıdır.''