Baykal, CHP grup toplantısında konuştu

Deniz Baykal partisinin grup toplantısında konuştu

Baykal konuşmasına bütçe açığı ile başladı ve şöyle sürdürdü

2009 yılı bütçe müzakereleri ile ilgili Cumhuriyet Halk Parti'sinin görüşleri ve itirazlarının nekadar yerinde olduğu doğrulanmıştır.
Geride bıraktığımız ekonomik sıkıntılarının ardında bu iktidarın ekonomik politikası bulunmaktadır.
Ekonomide İMF'nin belirlediği yüzde 6,5'luk daralma 2. Dünya Savaşı'ndan buyana yaşanmamıştır.
İşsizlik dünyada en yüksek oranda yaşanmaya başlamıştır. Hiç şüphe yokki bu durumun altında AKP'nin zaman zaman ortaya çıkan hataları vardır.
Şimdi 2010 yılı bütçesi hazırlanıyor bu bütçeye baktığımız zaman gördüğümüz şey fevkalade iddiasız tamamen durumu idare etmeye çalışan bir bütçe tasarısı ortaya çıkmıştır.

Eczaneler hükemetin tahsildarı haline gelmiştir.

Türkiye sabit sermaye yatırımında 57 ülke arasında 45. Olmuştur. sabit sermaye çok önemlidir. Fakat bunlar Türkiye'nin gündeminden bir süredir düşmüştür ve sabit sermayede gerileme mevcuttur.

Değerli arkadaşlarım üstünde durmamız gereken bir diğer önemli konu ise Azerbaycan konusudur. Ekonomik konuları bir kenarar bırakıyorum.
Azerbaycanla ilişkilerimizin artık bir nezaket, üslup sorunu olmanın ötesine geçmeye başladığını bu konunun ciddi fevkalade önemli bir konu olmanın ötesine geçtiğini görüyoruz.

Geldiğimiz noktada kim haklı kim haksız tartışmalarının başlatılmak istendiğini görüyorum. O tartışmalara girmeden konuşacağım.

AKP' bir sorun çözeceğiz derken çok daha önemli çok daha ciddi, sorunların ortaya çıkmasına neden oldu.
Bu uyarıları ta başından beri yapıyorduk biliyorsunuz. ne yapacaksanız yapın ama azerbaycanın önemini değerini sakın unutmayın dedik. Bunu söylerken Azerbaycanlar ortak kültürümüzü yakınlığımızı düşünüyorduk ama siyasetin gerçekleriyle baktığımızda Azerbaycan'ın Kafkasya'da nekadar önemli olduğunu vurguluyorduk. Birileri sana Azerbaycanı görmeden politika yaptırıyor. Ama sen göreceksin Türkiye Azerbaycanı görecek.

Rum limanları protokolü Meclis'e sevkedilmezken Ermenistan protokolü neden sevkedildi.
Ermenistan sınırının açılmasıyla ilgili Azerbaycan bukadar rahatsız olduğu halde göz göre göre neden meclise sevk ediyorsunuz.
Bütün bu yaşananlar yetmiyormuş gibi Azerbaycan ile bir de bayrak krizi yaşadık Milli maçta.

Daha dün sınırda binlerce insan güvenlik güçlerinin gözlerine baka o bayraklarla gösteriler yapıyorlar bunların hepsini içinize sindiriyorsunuz. Ama kardeş azerbaycanın bayrağını yasaklıyorsunuz gücünüz sizin, Pkk 'ya yetmiyorda Azerbaycan'a mı yetiyor.

Ermenistan devlet başkanını özel koltuklarda ağırlıyorsunuz, binlerce azeri çadırlarda kalıyor...

Hangi Gül doğru söylüyor. Galiba diyecek ki Çankaya'ya çıkınca böyle gözüküyor diyecek herhalde. Hükümetler yanlış yapabilir, yanlış politikalar izleyebilir ama milletler iki kardeş ülkenin dostluğunu bozamazlar... Bu konuda yanlışların neler olduğunu biliyoruz. Biz Türk- Azeri dostluğunu buna kurban etmeyeceğiz...


Dün son derece önemli tablo ile karşı karşıya kaldık. Uzun suredir konuşulanın ne olduğu yavaş yavaş anlaşılmaya başlandı. Varsa yoksa açılım diyorlar, süreç diyorlar, ucu açık diyorlar. Böyle bir faaliyetin ardından neyin çıkmakta olduğunu gördük.

Dünkü tablo son derece açıklayıcıdır. Bu açılım tartışmasının içerisinde ne yatıyor ilk ayağı ortaya çıktı. Süreç neden gizli götürüldü anlaşıldı. şimdi neden ucu açık dendiğini anlıyoruz. Şimdi daha iyi anlıyoruz. Niçin DTP'nin İmralı'yı muhatap alın dediğini şimdi anlıyoruz. Değerli arkadaşların dün resmen görüldü ki İmralı yol haritası uygulamaya konuldu.Zamanlamaya bakın birileri organize bir şekilde Mahmur ve Kandil'de iki grup aynı anda karar alıyor. Aynı anda yola çıkıyor. Orada özel savcılar, MİT, Emniyet orada, devlet tam kadro orada birilerini karşılıyor. Bu tablo bir senaryodur. Birileri bu senaryoyu yazdı. Yol haritası ne, yol haritası bunu öngörüyor. Bu tablo İmralı'nın yol haritasını uygulamaya başladı. İmralı muhatap alınmıştır...

Onlara bu talimatı kim verdi niçin indiler kendileri mi karar verdiler? Birileri inin dediler. Siz de tüm devlet teşkilatı orada onları karşıladınız tam kadro. Tamam olabilir, onlar buraya ne için geldiler, artık silahlı mücadele yok, bizi topluma aktarın diye geldik mi diyorlar? Hepimiz sıradayız geleceğiz mi, diyorlar... Biz buraya elçi olarak geldik, elçi... Birileri soruyor sana şu yasayı uygulayalım mı? O da cevap veriyor, hayır ben pişman değilim diyor... Biz pişman değiliz diyorlar... Size şartlar taşımak üzere geldik gereğini yapın yapmnazsanız görürsünüz diyorlar...

İstekleri devlet bütünlüğünü toprak bütünlüğünü ayrıştırmak.

Hükümetin böyle çekingen ürkek biz PKK'yı muhattapğ almayız sözlerine rağmen yaşananlar göstermiştir ki silahla mücadele edenler bir noktada başarıya ulaştıklarının inancına kapılmışlardır. Bu durum orda onlara siyasi bir güç vermiştir.

Halkın ayrışma gibi bir derdi yok. Ama sen dağda ayrıştırma için gezenleri muhattap alırsan halkta ozamn demekki bunlar önemli insalar derler ve onlarda bu yanlışa kapılırlar.

Gelenler yeter artık biz bunaldık silahlı mücadele istemiyoruz kandırıldık diyerek gelmiyor. Taleple geliyor elinde mektupla geliyor.  Teslim olmaya değil teslim almaya geliyor.

Bu yanlışın içerisine Cumhuriyet Halk Partisinide almak istiyorlar.  Ama biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak en etkili muhalefeti sürdürmeye devam edeceğiz. Bu projenin oluşmasıyla hiç bir ilgimiz yoktur. Bu bir Türkiye projesi değildir bu bir AKP, PKK ve DTP projesidir.

Görüşme talebine ilişkin son noktaya geldiğimiz açıklamayı bugün Başbakan yaptı. Özel olarak gömrüşmek isteyen Başbakan bizim öyle bir talebimiz olmadı. Başbakanın talebine tamam madem istiyosan görüşelim ama bu görüşmeyi günü geldiğinde kamuoyuna açıklamak için ne söylediğniz kayda geçirelim dedik ve bunu yazılı olarak başbakana bir mektupla bildirdik.

Başbakan mektubu aldığında teşekkür etti uygun bir günde görüşeceğini söyledi üstünden 5 gün geçti vazgeçti.

Vazgeçtiği gibi sessizce vazgeçtim demedi Ahlak, namus, dürüstlük diye bağırmaya başladı. Ahlaksızlık suçlaması kimseyi ahlaklı hala getirmez namuzssuz  suçlaması kimseyi namuslu hale getirmez.

Teklif eden sensin gelmeyen sensin o bunu kamufle etmek için bu konuyu ahlaksızlık tabirini kullanıyor mektubu aldın teşekkür ettin görüşeceğini söyledin ne oldu şimdi.

Bizim kapımız açık seninki de açık olsun diyor bana. Bizim kapımız açık hem de seninki gibi değil sana da açık millete de. Çay içemedik diyosun buyur gel çayımızı iç sana kapımız açık ama senin yanlışlarına değil. Senin yanlışlarına ortak olmayız bu hataya ortak olmayız.


Benim düşüncelerim ortada benim düşüncemden yararlanmak istemediğin ortada. Niye görüşmek istiyosun senden düşüncelerimi esirgemiyor ama senin derdin bu yanlış yola bizi de sürüklemek. Ama ben bu yolda seninle yol arkadaşı olmayacağım.

Hemen ilan edelim de demiyorum günü geldiğinde kayıt ortaya konulabilsin isterim. Hayır ben senle kapalı kapılar arkasında konuşacağım. yok öyle şey. 70 milyonun bileceği şekilde geleceksen gel kapım açık bekliyorum seni.

Başbakan kendi bir meydan okuyarak ziyaretinize gelmek istiyorum diyerek yaptığı teklifin ezikliği içerisinde ama söyleidği laflara dikkat etsin bak biz bişey demiyoruz.

Geçen haftalarda bir konu ortaya atıldı buda önemli bir konu. Ana muhalefet partisinin lideri MGK'da yer alsın. Cumhuriyet Halk Parti'sinin düşüncelerine ihtiyaç olduğunu görüyorum ve bunada saygı duyorum. Ama ayrıca bide bizim ağzımızdan bu düşünceleri duymak isterler buna da saygı duyuyorum. Ama Türkiye'de bu anayasal düzenle belirlenmiş. Kimlerin geleceği belli bunun nasıl yapılacağı belli. Cumhurbaşkanı başında bulunuyor hükümetle asker bir araya geliyor.

Bu durum normal hükümet ve asker bir araya geliyor. Buraya ana muhalefette gelsin. Değerli arkadaşlarım dünyanın hangi yerinde böyle bi durum var.

Bir şaka yapmama izin verirseniz belikide AKP'li yöneticiler önümüzdeki seçimden sonra MGK'da bir ayağımız olsun diye muhalefet partisinide oraya taşımaya çalışıyorlar.