Kılıçdaroğlu iki partiye destek vereceklerini söyledi!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçmişte İYİ Parti'nin seçime girmemesi için kumpas kurulduğunu ve bunu kırdıklarını belirterek "Şimdi büyük bir ihtimalle Deva ya da Gelecek Partisi için böyle bir kumpas kurulursa biz demokrasiye kurulan kumpası bozmakla görevliyiz. Bunu vicdani, ahlaki ve bir demokrasi görevi olarak kabul ediyoruz." dedi.

Kılıçdaroğlu iki partiye destek vereceklerini söyledi!
Kılıçdaroğlu iki partiye destek vereceklerini söyledi!
Kılıçdaroğlu, Tele 1 televizyonu canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı. 20 bin öğretmen için kura çekildiğini, atamalarının ise halen yapılmadığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, 'Niçin yapmıyorlar? Okullar kapalı, maaşlarını ödememek için. Bir öğretmenin sırtından koskoca Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı tasarruf yapmaya çalışıyor.' şeklinde konuştu.

Üniversite sınavlarının hangi gerekçeyle öne alındığını soran Kemal Kılıçdaroğlu, sınavın yeni tip koronavirüs (kovid-19) nedeniyle ertelendiğini, bu kararının doğru olduğunu ve doğal karşılandığını belirtti. Kılıçdaroğlu, 'Böyle bir önlem varken sınavı erkene aldılar. Niçin? Herkes tatile çıkacak, oteller dolacak. Yani insan önemli değil, ekonomi önemli. İnsan açsa, yoksulsa nasıl gidecek tatile? Sınavı erteledikten sonra öğrenci kendini o tarihe endeksledi, hazırlıklarını o tarihe göre yaptı, o tarihe göre derslerini çalışmayı kafasına koydu, siz bir gecede oturdunuz 'Erkene alıyorum' dediniz. Kimden yetki aldınız? Bilim Kurulu böyle bir karar aldı mı? Hayır. Kararı alan kim, Turizm Bakanı, Maliye Bakanı, saray. Nasıl alıyorsunuz bu kararı, gençlerin geleceğiyle niçin oynuyorsunuz? Yazık, günah değil mi?' değerlendirmesinde bulundu.

- 'Yüzde 10 seçim barajı demokrasiye darbedir'

Gelecek Partisi ve Deva Partisinin yapılacak bir seçime katılamama olasılığı bulunduğunun hatırlatılması üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, 'Darbelere, darbecilere karşı çıkıyorum' diyenlerin darbecilerin getirdiği hukuka da karşı çıkması gerektiğine değindi. Kılıçdaroğlu, 'Yüzde 10 seçim barajını kim getirdi? Darbeciler, Kenan Evren ve arkadaşları getirdi. Neden bunun arkasında duruyorsun? Yüzde 10 seçim barajı demokrasiye darbedir aslında. Milletin oyu Parlamento'ya olduğu gibi yansısın istiyoruz, makul bir düzeye çekelim, yüzde 5 mi, yüzde 2 mi yaparsın...' dedi.

Bütün siyasi partilerin TBMM'de temsil edilmesini istediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, yüzde 1 oy alan parti genel başkanının bile TBMM'de olması gerektiğine vurgu yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu, bunun için gerekirse TBMM'de 'Türkiye milletvekilliği' diye ayrı bir bölüm açılabileceğini, yüzde 1 oy alana 1, yüzde 2 oy alana 2 milletvekili verilebileceği önerisinde bulundu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

'Erdoğan darbe hukukunun arkasına sığındığı için ve darbecilerin getirdiği yasaları ek yasalarla tahkim ettiği için yeni bir siyasi partinin Parlamento'ya gelmesini istemiyor. İYİ Parti için de kumpas kurdular, seçimlere girmemesi için altyapı oluşturdular ama biz onu kırdık. Şimdi büyük bir ihtimalle Deva ya da Gelecek Partisi için böyle bir kumpas kurulursa biz demokrasiye kurulan kumpası bozmakla görevliyiz. Bunu vicdani, ahlaki ve bir demokrasi görevi olarak kabul ediyoruz. O partilerin tamamı bizim rakibimiz ama demokrasilerde rekabet ahlaki kurallar içinde, eşit kurallar olmalı. Bir iktidar partisi, muhalefet partilerine, seçime girecek bir partiye kumpas kurup, 'Onu acaba demokrasinin, siyasetin dışına nasıl atabilirim.' arayışına giriyorsa korkudan giriyordur. Biz 'Milletvekili vereceğiz, şunu yapacağız, bunu yapacağız' diye bir taahhütte bulunmadık. Böyle bir şey doğru da değil zaten. Ben Gelecek Partisinin Genel Başkanıyla da Deva Partisinin Genel Başkanıyla da bu konuları hiç konuşmadım. Sadece sorular üzerine yanıt verdim. Eğer demokrasiye karşı böyle bir kumpas kurulursa bu kumpası çözmek bizim görevimizdir. Bu aynı şekilde İYİ Parti'nin de Saadet Partisinin de Demokrat Partinin de görevidir. Eğer bir siyasal parti halkın oyuna başvurmak istiyorsa en büyük hakem halksa seçmense bırakın seçmen kimi tercih ediyorsa etsin. Bundan niye korkuyorsunuz? Çünkü iktidardan gideceklerini biliyorlar. Millet İttifakı olarak bunları göndereceğiz.'

- İş Bankası hisseleri


Bir başka soru üzerine İş Bankası hisseleriyle ilgili tartışmalara da değinen Kılıçdaroğlu, bankanın CHP'ye ait olmadığını, CHP'nin sadece Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyetine uygun olarak hisselerini temsil ettiğini anlattı. Kılıçdaroğlu, şu bilgileri verdi:

'Bize 5 kuruş para gelmez, bankayla bir bağlantımız yok. 'Şuna kredi verin, şu elamanı alın, şunu Genel Müdür tayin edin, şunu Daire Başkanı yapın' böyle şeylerle CHP'nin hiçbir ilgisi yoktur. Bunu yapmayız, yapmaya kalksak bile banka karşı çıkar. Orası bir siyasi organ değil, orada bir bankacılık kültürü var, İş Bankalı olmanın kendine özgü bir kültürü var. Çağdaş bir Cumhuriyet kuruluşu, milli bir kuruluş. Türkiye'nin göz bebeği olan bir kuruluş. Kenan Evren geldi aldı, Atatürk'ün mirasını açıkça çiğnedi. Aynı mirası bunlar da çiğnemek istiyorlar. Bunu bir temel bir kavga haline dönüştürmek istiyorlar. 'Gündemi acaba bu tarafa taşıyabilir miyiz, işsizlik, yoksulluk görülmesin, finans açısından yaşadıkları dram görülmesin, CHP'nin bütün eleştirilerini buraya kilitleyebilir miyiz?' Öyle bir niyetim yok. Geçmişte darbeciler yaptı, hukuki yollara başvurduk aldık. Burada da gene aynı şeyi yapabilirler. Yapsınlar, gene hukuki sisteme gideceğiz, yine alacağız.

Darbecilerin yaptığına darbe dönemlerinde nasıl tanık olduysak şimdi benzerini yapıyorlar. İş Bankasını politize etmek, uluslararası itibarıyla oynamak, İş Bankasını sıcak siyasete alet etmek doğru değil. Tartışmak da doğru değil. İş Bankası CHP'nin bankası değil, AK Parti'nin de bankası değil. Kuruluşunda Atatürk'ün vasiyeti bellidir, bizim oradan hiçbir gelir elde etmediğimiz bellidir. O zaman bu dert nedir? 'Acaba İş Bankasını alıp nasıl yararlanabilirim, hisseleri nasıl aktarabilirim?' gibi özel bir arayış içinde olabilirler. Bu tamamen benim düşüncem. Bunu yapanlar ayaklarına kurşun sıktıklarının farkına belki varırlar ama iş işten geçmeden olması lazım.'

- Anıtkabir ziyareti

Kemal Kılıçdaroğlu, bir başka soru üzerine, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla Anıtkabir'i ziyaret etmek isteyen CHP heyetinin engellenmek istenmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığına işaret etti. Anıtkabir'i 10 kişiyle saat 19.19'da ziyaret etmek istediklerini ve gerekli izinleri aldıklarını aktaran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

'Fakat ben oraya gittiğimde 10 kişiden fazla arkadaş vardı. Ben bir de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş'ın da heyette olmasını istedim. 10 kişiden fazla olduğumuz için komutan, 'Ben 10 kişi için talimat aldım.' dedi. Onu da saygıyla karşılamak lazım. Onun üzerine ben ve diğer arkadaşlar gittik, diğer arkadaşlar da kendi aralarında, bazı arkadaşlarımız 'Biz gelmeyelim.' dediler, kadın milletvekili arkadaşları gönderdiler, onlar geldi. Gençlik kolları başkanımız geldi. Onların gelişini biraz bekledik tabii doğal olarak. Bu biraz çarpıtılarak kullanıldı. Yok öyle bir şey aslında. Anıtkabir'e gittik, karanfillerimizi koyduk, saygı duruşunda bulunduk. Bir kavga, tartışma yok.'

Kılıçdaroğlu, Anıtkabir'in saat 17.00'de ziyarete kapanmasına rağmen yönetimin kendileri için bir ayrıcalık yaparak 19.19'da ziyarete müsaade ettiğini de belirtti.

- 'Ben milli iradeye destek veriyorum'

Bazı belediyelere kayyum atanasına ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, demokratik yollarla seçilen kişinin darbe dönemlerinde çıkan yasalara dayanarak görevden almasını ve yerine kayyum atanmasını kabul etmediklerini bildirdi.

Bunun millet iradesine saygısızlık olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, 'Belediye başkanının suçu, kusuru varsa soruşturmasını yargı yapar. Siz millet tarafından seçilen kişiyi alıp, yerine kayyum atıyorsunuz. O zaman biz bu seçimi neden yapıyoruz? Şu olur, bir şey olur görevden alırsınız, belediye meclisi yeni birini seçer. Ben bunu da anlarım. Bunun da mantığı var. Ama siz seçimle gelenlerin tümünü tasfiye edip birini atamayla getiriyorsunuz. Ben buna karşı çıktığım zaman, 'Ey Kılıçdaroğlu, sen terörü destekliyorsun.' diyorlar. Hayır, ben milli iradeye, halkın iradesine destek veriyorum.' dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca (RTÜK) bazı televizyon kanallarına verilen cezaların sorulması üzerine, baskıcı yönetimlerin bağımsız yayın organlarına tahammül edemediğini, medyanın baskı altına alınmak istendiğini savundu.
Kaynak: AA