'Eşimle Helalleştim, Teslim Olmayacağım'

Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı, katıldığı televizyon programında, 15 Temmuz’da yaşanan olayları anlattı.

'Eşimle Helalleştim, Teslim Olmayacağım'
Vali Ersin Yazıcı, TV 100’de yayınlanan ’Basın Ekspres’ programında 15 Temmuz’un bilinmeyenlerini anlattı. Yazıcı, "İnşallah bu millet bir daha böyle bir gün yaşamaz. Şu an Emniyet Genel Müdürü ve o dönem İçişleri Müsteşarı olan Selami Altınok eşiyle Ayvalık’a gelmişti. Bizim kendisi ile çok eski yıllara uzanan bir tanışıklığımız var. Saat 22.30 gibi Balıkesir’e inecek, oradan da Ayvalık’a geçecek. Uçak Ankara’dan kalkınca ben de eşim ile birlikte Edremit ilçesine yola çıktım. O arada müsteşarımızın özel kalemi aradı, İstanbul’da köprünün kapandığını söyledi.

Bir kez daha aradı kendisi F-16 uçuşlarının olduğundan bahsetti. Selami Bey, 17-25 Aralık sürecinden sonra Aksaray’dan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gitmişti. FETÖ’nün hedefindeki bir kaç kişiden birisi. Özel kalemi tekrar aradığında, ’Sakın Sayın Valim, yalvarırım, sana abi diyorum. Müsteşarımı onlara teslim etme. Onu inişte alırlar’ dedi bana. Başbakanımızın, Cumhurbaşkanımızın o açıklamalarını dinlemedim. Havaalanına girdim, hemen polisleri topladım. ’Havaalanına yani buraya asker girmeyecek. Buranın valisi benim. Kesinlikle girmeyecek. Balıkesir Emniyet Müdürümüz de o gün göreve başlamıştı. Zaten o akşam kimi aradıysam, ’Kimin yanındasın?’ diye söze başlıyordum. Emniyet Müdürümüzü aradım ve Edremit’te bulunan polislerin büyük bir kısmının hava alanına gelmesini istiyorum şeklinde talimat verdim. Saat 22.30 civarı idi bunu söylediğimde. ’Eğer zorla girmek isterlerse bütün sorumluluk benim, vuracaksınız. Asayişin başı benim. Buraya girmeyecekler dedim" şeklinde konuştu.



"Vatandaşları evlerine yollamaya çalıştılar"

Vali Yazıcı, yaşanan olayları şöyle aktardı:

"Eşim ile müsteşarımızın eşine başka bir yer ayarladık. Ben eşim ile helalleştim. Ben teslim olmayacağım dedim. Eğer darbe gerçekleşirse beni alacaklar, Rize’de bu hainler ile mücadeleler yapmışım. Onların olumsuz listesinde ben de belli bir yerdeyim. Bu arada Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Bey’i aradım. Yolların kapatılması ile ilgili görüştük, kendisi de seri bir şekilde belediye ekiplerine bazı yerleri kapattırdı. Ardından Garnizon Komutanı’nı aradım. Ne tarafta olduğunu sordum. EDOK’a bağlı olduğunu söyledi.

5 kez görüştüm o gece. İkinci görüşmeden sonra tatsız konuşmalar oldu aramızda. Verdiği cevaplar saçma sapandı, ben de küfürlü konuşmak zorunda kaldım. Ağzımı bozdum. Bize Cumhurbaşkanı’ndan talimat geldiğini, kendisinin bana bağlı olduğunu, Başkomutan adına bizim komutan olduğumuzu, talimatı bizim vereceğimizi bir kaç kez ifade ettim. 2. telefondan sonra çıldırmıştım. Bana ’Bu kamyonları çektir buradan’ dedi.

’Bu ilin sorumlusu benim’ dedim kendisine. O akşam 4 tane paşayı aradım. ’Kesinlikle askeri araç çıkmayacak dışarı, bir tane araç çıkarsa başınıza iş alırsınız’ diyorum, hiç biri de ’Tamam’ demedi. ’Biz Ege Ordu’ya bağlıyız, yok ben EDOK’a bağlıyım, yok bilmem nereye bağlıyım’ dediler. Ben de hali ile kötü sözler sarf ettim. Saat 02:00 gibi tekrar görüştük. ’Vatandaşlar evlerine gitsin’ dedi.

’Sana ne, ben çağırdım insanları sokağa, ben ilan ettirdim" dedim. En son bana ’Yollar yürümekle aşınmaz vali bey’ dedi, ben o zaman çıldırdım, ağzımı bozdum. Bu görüşmeler olurken, müsteşarımız da yanımda, kendisi de Türkiye geneline talimatlar geçiyor. İllerin valileri ile görüşüyor. Edip Bey de bizimle birlikteydi. Sonra sabahın ilk saatlerinde başsavcımız ile görüştük. Gözaltı kararları alıyoruz, ama bunları nasıl alacağız diye kendisi ile görüştük. Bu arada müsteşarımızı yolcu ettik. Sonra düşündüm, tekrar başsavcımızı aradım. ’Ben bunların hepsini arayacağım ve emniyete çağıracağım dedim ve tek tek aradım hepsini kendim. Şu an kriz merkezi olarak emniyetteyim, hemen geleceksiniz dedim’. O komutan hala EDOK diyordu bana, ’EDOK, MEDOK yok komutan. Komutan benim, akşamdan beri beni çıldırttın. Ağzımı bozdurtma geleceksin, kriz var geleceksin’ dedim. Kendilerine çay ikram ettik, sonra Terörle Mücadele Şube Müdürümüz gelip, ’Sayın valim, sayın başsavcım müsaadenizle diyerek paşaya gözaltı kararını tebliğ etti. 6 paşayı bu şekilde kimsenin burnu kanamadan gözaltına aldık. Vatandaşlarımız meydandaydı, Allah göstermesin bir şey olsa, hepsi ölmeye gelmişlerdi. Balıkesir bu noktada sınavı geçmiştir. Bu şehrin insanları, Koca Seyit’in torunları olduğunu bir kez daha ispatlamıştır".

Programı yöneten Aziz Han’ın Reina saldırganının Bandırma’ya gelerek buradan izini kaybettirdiği yönündeki sorusunu cevaplayan Vali Yazıcı, "Öyle bir durum söz konusu değil. Hatta buradan da Yunanistan’a kaçtığını söylediler. Böyle ne bir ihbar var, ne bir bilgi var. O saldırgan ilgili çok sayıda ihbarlar geliyor özellikle İstanbul’da. Ancak Balıkesir’de öyle bir durum söz konusu değil" şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA