Cumhurbaşkanı Erdoğan Açıklaması (6)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin yurt gezileri düzenlemesine yönelik yaptığı eleştiriler hakkında, "Benim seçilmemden önce meydanlarda söylediğim bir şey vardı. 'Alışılmış bir Cumhurbaşkanı olmayan' demiştik. 'Koşacağım, terleyeceğim' demiştim. Ben bunu yapıyorum" dedi.

Erdoğan, Show TV'de canlı yayınlanan "Cumhurbaşkanı ile Gündem Özel" programında, soruları yanıtladı.

Başkanlık sistemini savunduğu, daha önce genel başkanlığını yaptığı AK Parti'nin de bu görüşte olduğu belirtilerek, "Yeterince seçim çalışmalarında başkanlık sistemi vurgusu yapıldığını düşünüyor musunuz, bu perspektifin yeterince vurgulandığını görüyor musunuz" sorusu üzerine Erdoğan, "Pek bu vurgu yapılıyor diyemem" ifadesini kullandı.

Kendisinin detaylarına girmeden bu vurguyu yaptığını çünkü bunun sıkıntısını yaşadığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Muhalefet zaten bunu istemiyor. Çünkü biliyor ki muhalefet, 'biz biteriz'. Çünkü bu sistem kurulduğu anda iki partiye götürür. İki partiye götüreceği için de bunların işine gelmiyor. Nasıl iki partiye gidecek? Çünkü burada bir defa birinci turda 50 artı 1'i yakalayan seçildi zaten. Yakalayamadığı takdirde ne olacak? Birinci ve ikinci parti 15 gün sonraya kalacak veya finale kalacak. Ama şu anda bir gerçek var, bakın İtalya bir karar aldı, koalisyondan kurtulmak için yüzde 40, bunu getirdi. İkinci tura kalırsa birince ve ikinci parti. Çünkü bedelini ağır ödüyor ülkeler, bunu görüyor. İngiltere çok daha enteresan. Bu bizde olsa şu anda bağırıp çağıranlar var ya demediklerini bırakmazlar. Yüzde 12,6 ile bir milletvekili çıkartıyor, öbür tarafta yüzde 4,6 ile 55 tane milletvekili çıkarıyor. Bizde böyle bir şey olabilir mi? Ama orada herhangi bir ses yok, herkes kabullendi. Niye? Bu da bir kültürün neticesi. Adil mi? Bana göre hayır adil değil. Böyle bir sistem olamaz. Yanlış sistem ama ben inanıyorum ki İngiltere de bunu düzeltecektir."

-"Bundan korkmamak lazım"-

"Muhalefete de başkanlık kapıları açılmaz mı başkanlık sisteminde bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Onlara da belki iktidar şansı tanıyacak bir sistem değil midir" sorusu üzerine Erdoğan, bazı ülkelerin seçim öncesi koalisyonlar oluşturduklarını belirtti.

Erdoğan, "Bu tür şeyler düşünülebilir. Önce bunu bir defa tartışmaya açmak lazım. Bundan korkmamak lazım. Biz bu mekanda bu tartışmayı başlattık. Şimdi bunu meydanlarda da konuşarak tepkiyi alıyoruz. Benim mesela meydanlarda bu konuyu açtığım zaman meydanlar başkanlık sistemi için, yeni anayasa için hepsi birden yeni Türkiye için 'evet' diyor. Demek ki vatandaş artık detayını bilmese dahi konu başlığını hazmetmiş, onu yakalamış. Bundan sonrası detaydır. Bu detayı vereceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

Yeni Türkiye'yi getirecek bir yeni anayasaya ihtiyaç olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Yeni anayasa da yetmiyor, bu yeni anayasanın içinde de başkanlık sisteminin yer alması şart" dedi.

Yeni anayasa için TBMM'de Anayasa Komisyonunda muhalefetin dürüst davranmadığını ifade eden Erdoğan, 320 milletvekiline sahip partinin 3 üye ile 220 milletvekiline sahip diğer partilerin 9 üye ile temsil edildiğini, gösterdikleri hassasiyete, inceliğe karşın ancak 60 maddenin anayasa izleme komisyonunda tartışılabildiğini anlattı.

Erdoğan, "Her zaman olduğu gibi anamuhalefetin başındaki zat, 'buyurun gelin imzalayalım' dedi, kimse gelmedi, ben arkadaşlarımı gönderdim, dedi ki 'ikimiz olmaz, dördü de olacak'. Diğerleri imzalamıyor, ikimizin sayısı bu işe fazlasıyla yetiyor işte hadi imzalayalım, 15 günde çıkaralım şunu. Yani her konuda maalesef dürüst olmayan bir siyasetçi anlayışı. Bu çok kötü, çok çirkin ve milletin başına da bu dert. İşte işlemeyen sistem bu" diye konuştu.

"Türk tipi başkanlık sistemine dair tartışmalara ne diyorsunuz? Bazı partiler, hatta tüm partiler zaman zaman desteklediler başkanlık sistemini ama bunun Türk tipi başkanlık sistemi olmaması gerektiğine, daha evrensel normlar taşıması gerektiğine dair tartışmaya katılanlar da var. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna karşılık Erdoğan, "Evrensel normlardan kaçmak diye bir şey yok" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türk tipi derken bunun tamamı bize ait olsun diye de bir şey yok. Yani Türkiye'nin ilim adamları, siyasetçileri, medya mensupları dünyayı takip etmiyorlar mı? Dünyada başkanlık sisteminin olduğu ülkelerde bu sistemler nasıl işliyor, bunları bilmiyor muyuz? Hepsini biliyoruz ama bunu diyoruz ki gelin beraber tartışalım. Bizim geleneğimiz var, göreneğimiz var. Bütün bu geleneklerimize göreneklerimize uygun olması lazım. Bakıyorsunuz şimdi diyelim batıda bunlar neye göre, nasıl yapmışlar? Kendi geleneklerine göre bunu yapmışlar. Onlar kendi geleneklerine uygun şekilde bu tür bir anayasayı hazırlarken, biz niye bundan kaçıyoruz? Tartışalım, ondan sonra da nihai kararı veririz. Nasıl 60 maddede belli bir yere gelindiyse bunda da gelinir."

"Bugüne kadar da zaten Türk tipi herhalde parlamenter sistemle yönetildi Türkiye, dünyada başka örneği var mı Türkiye'deki sistemin onu da bilmiyorum" denilmesi üzerine Erdoğan, "Maalesef yok. Ama ona Türk tipi demeyelim de darbe rejiminin tipi diyelim. Çünkü Türk tipinde darbenin olması mümkün değil" ifadelerini kullandı.

"Bir rehavetten bahsettiniz. Şimdi de alanlardan geliyorsunuz, yurt gezileri yapıyorsunuz, vatandaşlarla buluşuyorsunuz, o rehavetin anlamı neydi" sorusuna Erdoğan, seçimlere dört gün kaldığını, biraz hareketlenmenin olduğunu ama yine de bundan önceki seçimlerdeki o heyecanı görmediğini belirtti.

Bugün Kars'ta ve İskenderun'da çok farklı bir hava ve canlılık gördüğünü dile getiren Erdoğan, seçime dört gün kalması dolayısıyla bu hareketliliğin yaşanmasının normal olduğunu ancak o alıştığı eski canlılık ve hareketliliğin maalesef olmadığını söyledi.

"Bunu neye bağlıyorsunuz" sorusuna ise Erdoğan, "Ya kendileri beklendikleri havayı neticeyi yakalanmadıklarını görüyorlar veyahut da diyorlar ki 'Biz Sivas ötesi meydanlar farklı ama Sivas'tan batıya meydanlar farklı'. Böyle bir yapı var" dedi.

Türkiye'nin en batısından en doğusuna kadar gittiğini, böyle bir şeyin olmadığını dile getiren Erdoğan, 7 Haziran'da neticeyi dört dörtlük görme imkanının olacağını, tüm meselenin sandığın canlılığında görüleceğini kaydetti.

Seçim vaatleriyle ilgili soru üzerine ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun rehaveti ortadan kaldırmadığını, bu noktada çok yalanların olduğuna işaret etti.

Erdoğan, konuşmasında şunlara yer verdi:

"Oturduğumuz mekanla ilgili neler söylendi değil mi? 'Kaçak saray' dediler. Danıştay kararı var. Düşünebiliyor musunuz, bir Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı külliyesinde böyle bir yaklaşım olabilir mi? Bu ülkede siyaset yapanlar kalkıp da buraya, 'kaçak saray' denecek kadar densiz bir duruma düşebilir mi? Bunu, Tayyip Erdoğan şahsına mı yaptı? Hiç dayanakları yok.

Nitekim bunların malum odaları vardır, kendilerine tam böyle bir ideolojik, onların yönetiminde olan, onların itirazlarıyla, sonunda paralel yapıyla da uyumlu bir şekilde Danıştay bununla ilgili kararını vermiştir. Hiç böyle bir şey söz konusu değil."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki klozet kapaklarına ilişkin iddialarıyla ilgili soru üzerine ise Erdoğan, "Bununla doymadılar, bir de altın klozetten bahsettiler. İçerisinde altın klozetten bahsettiler.

Lider demeyelim. Lider bu seviyeye düşmez. Hadi genel başkanlığını yuttuk diyelim. Çünkü bu sipariş, biliyorsunuz kasetle geldi. Kasetle geldiği için bundan lider olmaz. Lider çekirdekten söke söke gelir. Hem terbiye edilir, ondan sonra da terbiye etmeye başlar. Liderlik öyle kolay elde edilmiyor. Burada bir seviye kaybı var. Siz burayla ilgili 'altın kaplı veya altın klozet kapağı' dediğiniz zaman ya burayı görmüş olacaksınız veyahut da sizin kılavuzlarınız yanlış. Şimdi bu maalesef yanlış kılavuzlarla hareket ediyor" dedi.

Sözcü gazetesinde "Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na ait olduğunu iddia ettiği altın kapaklı klozet fotoğrafları yayınladı" sorusunu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle cevapladı:

"Onlar kendi evlerinin klozetlerini de yayınlamış olabilirler. Bu kadar basit. Çünkü hepsinin kendi evlerine, başkasının villasını eleştirirler ama kendileri villada oturuyorlar. Ben hemen genel sekreterime TRT'de o akşam açıklamayı yaptım, çağrımı yaptım. Ne dedim 'Buyursun hemen gelsin incelesin, nerede var. Varsa ben Cumhurbaşkanılığı görevini bırakacağım. Ama yoksa kendisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin başından çekilecek mi?' Yapamaz. Onda o dürüstlük yok. Bu bir seviye meselesi. Bundan önce de birçok yalanları var. Bunun yalanlarını çok düzeltmeye çalıştım ama mukayese edemezsiniz.

Sayın Baykal da ayrıldı. Sordu gazeteciler 'aday olacak mısınız?' Ne dedi. 'Hayır olmayacağım' dedi öyle mi? Ne oldu sonra, adaylığını açıkladı. Buna benzer birçok olay."

Kars'ta bugün yaşadığı olayı anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün Kars'ta konuşma yapıyor. Kars'taki konuşmada diyor ki 'Ben Et ve Balık Kurumu'nu söz veriyorum, Et ve Süt Kurumu'na dönüştüreceğim'. Ben bunu iki yıl önce yaptım, Başbakandım yaptım. Resmi Gazete'deki yayını gösterdim. Şimdi bu yalan değil mi? Aynı şekilde kombineden de bahsediyor. Kombineyi şimdi hükümet yapıyor. İhaleye çıktı. Niye dürüst olmuyorsun arkadaş? Yalan söyleme bu millete. O televizyon yayınlarıyla bu işi halledeceğim zannediyorsun. Edemezsin. Siyasetin de dürüstlük bana göre en önemli limanıdır" diye konuştu.

-"Çünkü biz bir sokulduğumuz delikten bir daha sokulmayacağız"-

Muhalefet partilerinin yurt gezilerine yönelik eleştirileri ve yurt gezileri yapması önünde engel olup olmadığı yönündeki soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt gezilerine çıkmasına mani olacak hiçbir yasal düzenleme bulunmadığını ve hiçbir engelin de söz konusu olmadığını belirtti.

Erdoğan, "Benim seçilmemden önce meydanlarda söylediğim bir şey vardı. 'Alışılmış bir Cumhurbaşkanı olmayan' demiştik. 'Koşacağım, terleyeceğim' demiştim. Ben bunu yapıyorum. Birileri siyasi olabilir, başkası olabilir, eğer milletime yalan söylüyorsa, ben de bunu doğrusunu biliyorsam bu doğruyu ben kah Cumhurbaşkanlığı Basın Sözcüsü vasıtasıyla düzeltirim, kah meydanlara çıktığımda meydanlarda düzeltirim. Çünkü biz bir sokulduğumuz delikten bir daha sokulmayacağız. Milletimizin doğru karar vermesine yardımcı olmamız gereken bir makamdayız" ifadelerini kullandı.

-"Kuru sıkı atmanın veya yalan yanlış konuşmanın hiçbir anlamı yok"-

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunlara yer verdi:

"Ne diyor 'Bana 4 yıl verin işsizliği sıfırlayayım'. Dedi mi? Ondan sonra ne dedi projesinde '2035'te işsizliği 5 indireceğim'. Bir taraftan 'dört yılda sıfırlayacağım' diyorsun diğer taraftan '2035'te 5'e düşüreceğim' diyorsun. Hangisi doğru bunların. İkisi de doğru değil. Çünkü bunun ne hesabı var ne kitabı var. Bunun kılavuzu sakat. Kimler buna kılavuzluk yapıyor bilemem ama sakat.

Şunu demek lazım. Bizim hedefimiz 2023'te 5 çekmek. Biz hesabımızı kışa göre yapalım, yaz olursa bahtımıza. Dünyada her an neler olabiliyor görüyorsunuz. ABD'ye bakın, batı ülkelerine bakın. İspanya gibi bir ülkede işsizlik yüzde 25. Gerçekleri göreceğiz, kıyasımızı ona göre yapacağız.

Ben hesabı hep şuna göre yapardım. Arkadaşlarıma da onu söylerdim. İşsizlik matematik bir olay değil. İşsizliğin bir defa mevsimsel koşullarla değişkenliği var, bunu görmemiz lazım. Onun için kuru sıkı atmayalım. Bizde hizmet sektörü ne zaman hareketleniyor? Özellikle yaz mevsiminde. Turizmin hareketli mevsimi hizmet sektörünün en hareketli olduğu dönemdir. Diğer hizmet sektörlerini buna kattığımız zaman bizde 9'un altına bu iş inmeye başlar. Şu anda Türkiye'nin gidişinde de zaten bu var. Biz 9'un altını yakaladık ama daha sonra tekrar maalesef 9'un üstüne çıktı. Yine de biz şu anda iyiyiz. 2014'te 1 milyon 350 bin kişiye istihdam sağlandı. 2015'te daha fazla olabilir. Genç işsizlikte iyi bir konuma doğru gidiyoruz. Bunları görmek lazım. 'Sadece ben hükümeti eleştireyim' diye kuru sıkı atmanın veya yalan yanlış konuşmanın hiçbir anlamı yok."

(Sürecek)

Kaynak: AA