Avrupa’da Satılık Marka Arayan Şirketlere ‘İcra’ Uyarısı
Türkiye’nin büyük grupları, güç günlerden geçen Avrupa ülkelerinden ünlü markaları bünyelerine katıyor.
Beyaz eşya sektörü oyuncularından Beko'nun Alman Grundig’i, önde gelen gıda şirketlerinden Ülker'in lüks çikolata markası Godiva’yı, kimya ve seramik sektörünün önde gelen isimlerinden Ezcacıbaşı'nın karo seramik devi Villeroy & Boch’u, ayakkabı sektörünün önemli aktörlerinden Ziylan'ın Lumberjack’i satın alması ilk akla gelenler arasında. Yine sektörlerinde söz sahibi Saray, Alfemo, Vestel, Teknosa ve Altınbaş gibi şirketlerin de marka arayışı sürüyor.
Bu tür gelişmeleri yerinde bulan Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, şirketlere satın aldıkları markaların hangi ürünler için onaylandığını denetlenmesini tavsiye ediyor. Türkiye'nin ekonomik olarak gelişip büyümesi adına olumlu olan bu durum şirketler için belli tehditler de içeriyor. Bu tehditleri ve alınması gereken önlemleri Cihan’a açıklayan Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, özellikle tescil üzerinde duruyor.
Marka satın almanın şirketleri büyüttüğünü, dünyaya yaymada etkin kıldığını ifade eden Karadeniz, "Marka satın alırken evvela bu markanın hangi ürünler için tescil edildiğinin kontrol edilmelidir. Diğer yandan markaların geçerlilik tarihlerine de dikkat edilmemeli. Yenileme safhası kaçırılan markaların, yenilemenin sonrasında satın alınması tercih edilmelidi." uyarısında bulunuyor. Kemal Yamankaradeniz, benzer şekilde icra konusunun da iyi incelenmesi gerektiğini vurguluyor. Markaların borçlardan dolayı icralık olup olmadığı kontrol edilerek devrinin alınmasını tavsiye eden Yamankaradeniz, ayrıca talip olunan markaların itibar ve algı araştırmalarının yapılması ve kullanım değeri olan markaların tercih edilmesinin de büyük önem taşıdığını kaydediyor ve "Bu yönlerden güçlü olan markalar tercih edildiğinde müşteriler ile beraber bir satın alma yapılacaktır." diyor.
ÜLKE DIŞINDAN YAPILAN MARKA BAŞVURUSU 14 BİNİ BULDU
Türkiye, ekonomide elde ettiği başarılar ile Avrupalı şirketler için çekim alanı. Ülkeye yapılan yatırımların giderek arttığına işaret eden Yamankaradeniz’in aktardığı vergilere dünyanın dört bir yanından Türkiye’ye 2012’de gelen marka başvurusu adedi 13 bin 851. Bu başvuruların büyük bölümü ‘Madrid Protokolü’ adlı uluslararası tescil sisteminden yapılıyor. Buluşların korunması için kullanılan patent alanında ise Avrupalı firmalardan alınan başvuru adedi 5 bine (4 bin 952 patent, 39 faydalı model) dayanıyor. En çok başvuru Almanya’dan (bin 821 patent, 11 faydalı model). Patentte 2010’dan bu yana artış eğilimi görülüyor. Artış ortalama bin 500 adet. 2013 sonunda Avrupa’dan 6 bin 500 adet patentin Türkiye’ye girişi planlanıyor.Yamankaradeniz, yerli patent başvuru adedinde devamlı bir artış olduğunu belirtirken, "Yerli patent başvuru sayılarımıza baktığımızda bir artış var fakat ülke ilerlemesine ve inovasyona verilen öneme oranla dilenen artışın yakalanamadığını görüyoruz. Bu artışı yakalamak için sanayicimizin bilinçli Ar-Ge yapmalıdır." ifadelerini kullanıyor.
YERLİ MARKA BAŞVURUSU 97 BİN 269
Türkiye’nin marka üretmeye başladığını dile getiren Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı, 2012’de yerli marka başvurusunun 97 bin 269 olduğunu kaydederek, şunları dile getiriyor: "Türkiye’de marka taklidi hususunda hukukî yaptırımlar da vardır. Caydırıcı unsur olarak gerek hukuk, gerek ise ceza davaları ile proses daha iyi işler duruma geldiğinde taklitler gerileyecektir. 2010 rakamlarına bakıldığında taklit davalarının sayısı bini aşmaktadır. Türkiye’de toplum olarak markalı ürün kullanım alışkanlığı edindikçe, markası ile üretim yapan firmalar hızla büyüyecek ve Türkiye’nin dünyaya açılan markaları olma konumuna geleceklerdir. Türkiye olarak 2023’te muhtelif sektörlerde var olan 10 markanın dünya markası haline gelme hedefi vardır. Bu da ancak yerli markalı ürün kullanımının artması ve bu markaların güçlenmesi ile mümkün olabilir. Ülkemizde marka başvuruları sayı itibariyle arttıkça markalı ürün kullanımının da tercih olarak yaygınlaşacağı kanaati oluşmaktadır."
Bu tür gelişmeleri yerinde bulan Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, şirketlere satın aldıkları markaların hangi ürünler için onaylandığını denetlenmesini tavsiye ediyor. Türkiye'nin ekonomik olarak gelişip büyümesi adına olumlu olan bu durum şirketler için belli tehditler de içeriyor. Bu tehditleri ve alınması gereken önlemleri Cihan’a açıklayan Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, özellikle tescil üzerinde duruyor.
Marka satın almanın şirketleri büyüttüğünü, dünyaya yaymada etkin kıldığını ifade eden Karadeniz, "Marka satın alırken evvela bu markanın hangi ürünler için tescil edildiğinin kontrol edilmelidir. Diğer yandan markaların geçerlilik tarihlerine de dikkat edilmemeli. Yenileme safhası kaçırılan markaların, yenilemenin sonrasında satın alınması tercih edilmelidi." uyarısında bulunuyor. Kemal Yamankaradeniz, benzer şekilde icra konusunun da iyi incelenmesi gerektiğini vurguluyor. Markaların borçlardan dolayı icralık olup olmadığı kontrol edilerek devrinin alınmasını tavsiye eden Yamankaradeniz, ayrıca talip olunan markaların itibar ve algı araştırmalarının yapılması ve kullanım değeri olan markaların tercih edilmesinin de büyük önem taşıdığını kaydediyor ve "Bu yönlerden güçlü olan markalar tercih edildiğinde müşteriler ile beraber bir satın alma yapılacaktır." diyor.
ÜLKE DIŞINDAN YAPILAN MARKA BAŞVURUSU 14 BİNİ BULDU
Türkiye, ekonomide elde ettiği başarılar ile Avrupalı şirketler için çekim alanı. Ülkeye yapılan yatırımların giderek arttığına işaret eden Yamankaradeniz’in aktardığı vergilere dünyanın dört bir yanından Türkiye’ye 2012’de gelen marka başvurusu adedi 13 bin 851. Bu başvuruların büyük bölümü ‘Madrid Protokolü’ adlı uluslararası tescil sisteminden yapılıyor. Buluşların korunması için kullanılan patent alanında ise Avrupalı firmalardan alınan başvuru adedi 5 bine (4 bin 952 patent, 39 faydalı model) dayanıyor. En çok başvuru Almanya’dan (bin 821 patent, 11 faydalı model). Patentte 2010’dan bu yana artış eğilimi görülüyor. Artış ortalama bin 500 adet. 2013 sonunda Avrupa’dan 6 bin 500 adet patentin Türkiye’ye girişi planlanıyor.Yamankaradeniz, yerli patent başvuru adedinde devamlı bir artış olduğunu belirtirken, "Yerli patent başvuru sayılarımıza baktığımızda bir artış var fakat ülke ilerlemesine ve inovasyona verilen öneme oranla dilenen artışın yakalanamadığını görüyoruz. Bu artışı yakalamak için sanayicimizin bilinçli Ar-Ge yapmalıdır." ifadelerini kullanıyor.
YERLİ MARKA BAŞVURUSU 97 BİN 269
Türkiye’nin marka üretmeye başladığını dile getiren Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı, 2012’de yerli marka başvurusunun 97 bin 269 olduğunu kaydederek, şunları dile getiriyor: "Türkiye’de marka taklidi hususunda hukukî yaptırımlar da vardır. Caydırıcı unsur olarak gerek hukuk, gerek ise ceza davaları ile proses daha iyi işler duruma geldiğinde taklitler gerileyecektir. 2010 rakamlarına bakıldığında taklit davalarının sayısı bini aşmaktadır. Türkiye’de toplum olarak markalı ürün kullanım alışkanlığı edindikçe, markası ile üretim yapan firmalar hızla büyüyecek ve Türkiye’nin dünyaya açılan markaları olma konumuna geleceklerdir. Türkiye olarak 2023’te muhtelif sektörlerde var olan 10 markanın dünya markası haline gelme hedefi vardır. Bu da ancak yerli markalı ürün kullanımının artması ve bu markaların güçlenmesi ile mümkün olabilir. Ülkemizde marka başvuruları sayı itibariyle arttıkça markalı ürün kullanımının da tercih olarak yaygınlaşacağı kanaati oluşmaktadır."