Bahçeli: Cumhurbaşkanı, Büyükşehir Yasası'nı Meclis'e İade Etmeli
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Meclis'ten onaylanarak geçen Büyükşehir Kanun Tasarısı'nı eleştirdi.
Bahçeli, “Sayın Cumhurbaşkanı’ndan beklentimiz, Büyükşehir Kanunu’nu tekrar Meclis’e iade etmesi ve taşıdığı yüksek sorumluluğun gereğini mutlaka yerine getirmesidir.” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, TBMM’de oylanarak yasalaşan Büyükşehir Kanun Tasarısı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Yasanın, AK Parti’nin tüm foyasını bir kez daha gözler önüne serdiğini kaydeden Bahçeli, şöyle konuştu: “TBMM’nin saygınlığına gölge düşürürcesine kargaşa ve gürültü ortamı içinde Büyükşehir Kanun Tasarısı kabul edilmiştir. Bu kanunun birçok sakınca ve mahsurlu yanları bulunmaktadır. Yapılan yeni düzenlemeyle büyükşehir belediye sayısı 16’dan 29’a çıkarılmaktadır. Bizim yeni büyükşehir olacak illerimize diyeceğimiz bir şey yoktur. Ancak Büyükşehir Kanun Tasarısı’nın üniter devlet yapısını zedeleyeceği, idarenin birliğini sakatlayacağı ve merkezden yönetim modelini aşındıracağı bir vehmin ürünü olmayıp, milli ve ilkeli bir tespitin sonucudur. Büyükşehir belediye sınırlarının il sınırına çekilmesi, Başbakan Erdoğan’ın eyalet yönetimine geçiş konusunda arayıp da bulamayacağı bir mazeret teşkil edecektir. Belirtmek isterim ki büyükşehir belediyesinin yetkileri yeni haliyle tüm il düzeyine teşmil edilmektedir. Bu şu demektir: Büyükşehir belediye başkanları ilin tek hâkim ve belirleyici gücü olmaktadır. Yönetimde iki başlılıktan sızlanan ve buna müsaade etmeyeceğini söyleyen Başbakan Erdoğan, ne kadar ciddi bir çelişkidir ki, çok başlılığı Türkiye’ye reva görmekten rahatsız olmamaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı’ndan beklentimiz, Büyükşehir Kanunu’nu tekrar Meclis’e iade etmesi ve taşıdığı yüksek sorumluluğun gereğini mutlaka yerine getirmesidir.” “İŞİ GÜCÜ ÖLÜM OLANLARA PRİM VE TAVİZ VERİLMEMELİ” Bahçeli konuşmasında, açlık grevleri ile ilgili de konuştu.
“Türkiye genelinde 72 cezaevinde, binlerce PKK ve KCK tutuklu veya hükümlüsü 60 güne yaklaşan bir süredir açlık greviyle Türk milletini tehdit etmektedir.”diyen Bahçeli, şöyle devam etti: “BDP’li milletvekillerinin katıldığı bu ölüm oyunundaki gaye Türkiye’yi teslim almak, bölücü terörün isteklerine AKP’yi razı etmektir. Bunların dağda, ovada, şehirde, cezaevinde kullandıkları bir tek lisanları vardır; o da ölümdür. Ölüm üzerinden pazarlık yapan, tehditle Türk devletine boyun eğdirmeyi uman bu utanmazlar güruhunun sabırları ve sınırları zorladığı her şeyiyle ortadadır. Cezaevinde dışarıdan talimatla ölüme yatanlar birinci olarak İmralı canisinin tecrit şartlarının kaldırılmasını, ikinci olarak ana dilde eğitim ve üçüncü olarak da mahkemelerde ana dilde savunma taleplerini dayatmaktadırlar. AKP hükümeti ise bunlardan anadilde savunma taleplerini karşılamak için gerekli hazırlığı yapmış ve ivedilikle harekete geçmiştir. İmralı canisinin tecrit şartları da iyileştirilmek için sırayı beklemektedir. Burada anlayamadığımız taraf, İmralı canisiyle görüşmeler sürerken nasıl ve ne tür bir tecridden bahsedildiğidir. İmralı cezaevi zaten görüşme ve müzakere odasına dönmüştür. Burası Türk milletine yönelik ihanet kampanyasının üretim ve karar merkezi hüviyetine bürünmüştür. Merakımız AKP ile İmralı canisi hangi konularda anlaşmazlık içindedir ki, açlık grevinin düğmesine basılmıştır. Hatta Başbakan Erdoğan terör suçlularının yiyip içtiğini bile iddia etmektedir. Hal böyleyse cezaevlerindeki açlık grevleri büyük bir oyunun ölüm üzerinden kurulan parçalarından ibarettir. Şüphesiz bu kepazeliğe bir son vermek hükümetin en asli görevleri arasındadır. İşi gücü ölüm olanlara prim ve taviz vermeden cezaevlerine gerekli insani müdahale yapılmalı ve açılmaya çalışılan tehdit kanalı işlemez hale getirilmelidir.”“ABD AKP’NİN OYUNLARINA TELKİNLERİNE RAĞMEN AYAK SÜRMEKTEDİR”Bahçeli, Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan başkanlık seçimleri ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Demokrat Parti’nin adayı Barack Obama'nın yüzde 50’lik oy oranıyla yeniden başkanlık koltuğuna oturduğunu hatırlatan Bahçeli, “Bu neticenin hem Başkan Obama’ya hem de Amerikan halkına hayırlı olmasını diliyor, insanlığın aradığı barış ve huzur için bir dönüm olmasını temenni ediyorum. ABD’de açılan yeni sayfanın, bölgesel barış, uluslararası güvenlik ve istikrar açısından, uluslararası meşruiyetin ve işbirliğinin daha güçlü olarak ön plana çıkacağı yeni bir dönemi başlatması hayati niteliktedir. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkileri bugünkü ortam ve şartlarda etkileyecek sorunların başında; Suriye’deki durum, Irak’taki gelişmeler, terörle mücadele, Kıbrıs sorununun çözüm süreci ve Ermenistan’ın soykırım yalanı etrafında sürdürdüğü karalama kampanyası gelmektedir. Bilhassa Suriye eksenli sorun ve açmazlar, bu ülkenin yaşadığı bunalım ve iç savaş döngüsü Türkiye-ABD ilişkilerinin seyrini ve bölgesel dinamikleri yakından etkileyecektir. Biliyoruz ki, Suriye’deki olaylar durulma ve durgunluk emaresi göstermeden devam etmektedir. Anlaşıldığı kadarıyla Obama yönetimi, Suriye konusunda bölgesel aktörleri harekete geçirmenin hesabını yapmaktadır. Nitekim AKP yönetimi ve Katar Şeyhi, talipli ve iştahlı bir şekilde alacakları görevleri beklemektedir. Yapılan görüşmelerde muhaliflerin yeniden yapılandırılması ve radikal unsurların etkisinin azaltılması hususlarında bir yol haritası çizildiği görülmektedir. Evet, doğrudur, ABD Suriye’ye müdahale konusunda AKP’nin telkinlerine rağmen ayak sürümektedir. Ancak bu ülkenin, Suriye’deki iç kargaşanın ve kanlı hesaplaşmanın sürmesinde önemli dahli ve katkısı olduğu tartışma götürmez bir gerçektir.” diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, TBMM’de oylanarak yasalaşan Büyükşehir Kanun Tasarısı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Yasanın, AK Parti’nin tüm foyasını bir kez daha gözler önüne serdiğini kaydeden Bahçeli, şöyle konuştu: “TBMM’nin saygınlığına gölge düşürürcesine kargaşa ve gürültü ortamı içinde Büyükşehir Kanun Tasarısı kabul edilmiştir. Bu kanunun birçok sakınca ve mahsurlu yanları bulunmaktadır. Yapılan yeni düzenlemeyle büyükşehir belediye sayısı 16’dan 29’a çıkarılmaktadır. Bizim yeni büyükşehir olacak illerimize diyeceğimiz bir şey yoktur. Ancak Büyükşehir Kanun Tasarısı’nın üniter devlet yapısını zedeleyeceği, idarenin birliğini sakatlayacağı ve merkezden yönetim modelini aşındıracağı bir vehmin ürünü olmayıp, milli ve ilkeli bir tespitin sonucudur. Büyükşehir belediye sınırlarının il sınırına çekilmesi, Başbakan Erdoğan’ın eyalet yönetimine geçiş konusunda arayıp da bulamayacağı bir mazeret teşkil edecektir. Belirtmek isterim ki büyükşehir belediyesinin yetkileri yeni haliyle tüm il düzeyine teşmil edilmektedir. Bu şu demektir: Büyükşehir belediye başkanları ilin tek hâkim ve belirleyici gücü olmaktadır. Yönetimde iki başlılıktan sızlanan ve buna müsaade etmeyeceğini söyleyen Başbakan Erdoğan, ne kadar ciddi bir çelişkidir ki, çok başlılığı Türkiye’ye reva görmekten rahatsız olmamaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı’ndan beklentimiz, Büyükşehir Kanunu’nu tekrar Meclis’e iade etmesi ve taşıdığı yüksek sorumluluğun gereğini mutlaka yerine getirmesidir.” “İŞİ GÜCÜ ÖLÜM OLANLARA PRİM VE TAVİZ VERİLMEMELİ” Bahçeli konuşmasında, açlık grevleri ile ilgili de konuştu.
“Türkiye genelinde 72 cezaevinde, binlerce PKK ve KCK tutuklu veya hükümlüsü 60 güne yaklaşan bir süredir açlık greviyle Türk milletini tehdit etmektedir.”diyen Bahçeli, şöyle devam etti: “BDP’li milletvekillerinin katıldığı bu ölüm oyunundaki gaye Türkiye’yi teslim almak, bölücü terörün isteklerine AKP’yi razı etmektir. Bunların dağda, ovada, şehirde, cezaevinde kullandıkları bir tek lisanları vardır; o da ölümdür. Ölüm üzerinden pazarlık yapan, tehditle Türk devletine boyun eğdirmeyi uman bu utanmazlar güruhunun sabırları ve sınırları zorladığı her şeyiyle ortadadır. Cezaevinde dışarıdan talimatla ölüme yatanlar birinci olarak İmralı canisinin tecrit şartlarının kaldırılmasını, ikinci olarak ana dilde eğitim ve üçüncü olarak da mahkemelerde ana dilde savunma taleplerini dayatmaktadırlar. AKP hükümeti ise bunlardan anadilde savunma taleplerini karşılamak için gerekli hazırlığı yapmış ve ivedilikle harekete geçmiştir. İmralı canisinin tecrit şartları da iyileştirilmek için sırayı beklemektedir. Burada anlayamadığımız taraf, İmralı canisiyle görüşmeler sürerken nasıl ve ne tür bir tecridden bahsedildiğidir. İmralı cezaevi zaten görüşme ve müzakere odasına dönmüştür. Burası Türk milletine yönelik ihanet kampanyasının üretim ve karar merkezi hüviyetine bürünmüştür. Merakımız AKP ile İmralı canisi hangi konularda anlaşmazlık içindedir ki, açlık grevinin düğmesine basılmıştır. Hatta Başbakan Erdoğan terör suçlularının yiyip içtiğini bile iddia etmektedir. Hal böyleyse cezaevlerindeki açlık grevleri büyük bir oyunun ölüm üzerinden kurulan parçalarından ibarettir. Şüphesiz bu kepazeliğe bir son vermek hükümetin en asli görevleri arasındadır. İşi gücü ölüm olanlara prim ve taviz vermeden cezaevlerine gerekli insani müdahale yapılmalı ve açılmaya çalışılan tehdit kanalı işlemez hale getirilmelidir.”“ABD AKP’NİN OYUNLARINA TELKİNLERİNE RAĞMEN AYAK SÜRMEKTEDİR”Bahçeli, Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan başkanlık seçimleri ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Demokrat Parti’nin adayı Barack Obama'nın yüzde 50’lik oy oranıyla yeniden başkanlık koltuğuna oturduğunu hatırlatan Bahçeli, “Bu neticenin hem Başkan Obama’ya hem de Amerikan halkına hayırlı olmasını diliyor, insanlığın aradığı barış ve huzur için bir dönüm olmasını temenni ediyorum. ABD’de açılan yeni sayfanın, bölgesel barış, uluslararası güvenlik ve istikrar açısından, uluslararası meşruiyetin ve işbirliğinin daha güçlü olarak ön plana çıkacağı yeni bir dönemi başlatması hayati niteliktedir. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkileri bugünkü ortam ve şartlarda etkileyecek sorunların başında; Suriye’deki durum, Irak’taki gelişmeler, terörle mücadele, Kıbrıs sorununun çözüm süreci ve Ermenistan’ın soykırım yalanı etrafında sürdürdüğü karalama kampanyası gelmektedir. Bilhassa Suriye eksenli sorun ve açmazlar, bu ülkenin yaşadığı bunalım ve iç savaş döngüsü Türkiye-ABD ilişkilerinin seyrini ve bölgesel dinamikleri yakından etkileyecektir. Biliyoruz ki, Suriye’deki olaylar durulma ve durgunluk emaresi göstermeden devam etmektedir. Anlaşıldığı kadarıyla Obama yönetimi, Suriye konusunda bölgesel aktörleri harekete geçirmenin hesabını yapmaktadır. Nitekim AKP yönetimi ve Katar Şeyhi, talipli ve iştahlı bir şekilde alacakları görevleri beklemektedir. Yapılan görüşmelerde muhaliflerin yeniden yapılandırılması ve radikal unsurların etkisinin azaltılması hususlarında bir yol haritası çizildiği görülmektedir. Evet, doğrudur, ABD Suriye’ye müdahale konusunda AKP’nin telkinlerine rağmen ayak sürümektedir. Ancak bu ülkenin, Suriye’deki iç kargaşanın ve kanlı hesaplaşmanın sürmesinde önemli dahli ve katkısı olduğu tartışma götürmez bir gerçektir.” diye konuştu.