Can Holding Soruşturmasında Tutuklama Gerekçesi!

Can Holding soruşturmasında Mehmet Kenan Tekdağ ve Remzi Sanver’in de aralarında bulunduğu 11 şüpheli hakkında tutuklama talebiyle hazırlanan sevk yazısı ve mahkeme kararı ortaya çıktı. 88 milyar TL’lik kaynağı belirsiz para trafiği tespit edilirken, medya üzerinden kamuoyu kontrolü ve meşrulaşma stratejisi dikkat çekti.

Can Holding Soruşturmasında Tutuklama Gerekçesi!
Can Holding Soruşturmasında Tutuklama Gerekçesi!
Can Holding soruşturmasında, aralarında Can Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kenan Tekdağ ve Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Üstadı Remzi Sanver'in de yer aldığı 11 şüpheli hakkında hazırlanan tutuklama sevk yazısı ve hâkimlik kararı kamuoyuna yansıdı.

Yürütülen soruşturma kapsamında, Can Holding ve ilişkili 121 şirkete ait banka hesaplarında 2020-2021 yılları arasında toplam 88 milyar TL'lik kaynağı belirsiz finansal hareket tespit edildi. Rapora göre, ticari işlemler ile suç gelirleri birbirine karıştırılarak yasal sistem içerisine entegre edildi.

Mahkeme kararında, Remzi Sanver'in örgütün amaçları doğrultusunda lider ya da yöneticilerle fikir birliği içinde hareket ettiği belirtildi.

Can Holding Soruşturmasında Tutuklama Gerekçesi!

Kenan Tekdağ'ın Rolü ve Medya Satın Alımı

Mehmet Kenan Tekdağ'ın, örgütün medya yapılanmasından sorumlu olduğu, Can Ailesi ile irtibatlı ve iltisaklı olduğu tespit edildi. Tekdağ'ın geçmişte Park Holding bünyesinde üst düzey görevlerde bulunduğu; Show TV ve Habertürk TV gibi medya kuruluşlarının Can Yayın Holding'e devrinin ardından da Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevine devam ettiği kaydedildi.

Kararda, Tekdağ'ın, şüpheliler Kenan Can, Murat Can ve Mehmet Şakir Can hakkında kamuoyunda olumsuz bilgiler bulunması nedeniyle, PR çalışmalarıyla bu algıyı değiştirme girişiminde bulunduğu ve bu amaçla 'Ciner Medya Grubu' olarak bilinen yayın grubunun satın alınmasına yöneldikleri ifade edildi.

Can Holding Soruşturmasında Tutuklama Gerekçesi!

Medya Üzerinden Meşrulaşma Stratejisi

Ciner Medya Grubu'nun el değiştirmesi, savcılık tarafından finansal güç elde etme, siyasal etki sağlama ve kamuoyu kontrolü kurmaya yönelik stratejik bir hamle olarak değerlendirildi.

Kararda, Can Holding'in medya sektörüne girerek hem kamuoyundaki etkinliğini artırmayı hem de mevcut ekonomik gücünü meşrulaştırmayı hedeflediği vurgulandı. Bu süreçte Kenan Tekdağ ile Can Grubu'nun çıkar birliği içinde hareket ettiği belirtildi.

Tespitlere göre Tekdağ, doğrudan finansman sağlamak yerine, para akışını yönlendiren, ilişkileri organize eden ve Can Ailesi'nin görünürlüğünü minimize eden bir aracı rolü üstlendi. Bu konumuyla hem medya grubunun alım sürecinde hem de sonraki işletme yapısında kilit aktör olduğu ifade edildi.