Tas Ve Micir Üretim Tesisleri Köy Halkini Canindan Bezdirdi

Rize merkeze bagli Zincirliköprü köyünde vadi içerisinde bulunan 9 ayri micir ve tas üretim tesisleri vatandasi canindan bezdirdi.

Tas Ve Micir Üretim Tesisleri Köy Halkini Canindan Bezdirdi
Yillar geçtikçe vatandasin kanayan yarasi haline gelen micir ve tas üretim tesisleri için köy halki bir çözüm bulunmasini istiyor. Sicak havalarda içeriye agir tonajli araçlarin geçisi sirasinda yükselen tozlardan ötürü cam bile açamayan yöre halki, bir an önce tesislerin baska bir yere tasinmasini talep ediyor. Köyde bazi ev sakinleri toza karsi tedbir için camlarinin önüne branda bile çekerken, köydeki çocuklarin agir tonajli araçlarin geçmesinden ötürü sokaga korkarak çiktigini belirten köylüler, çevre kirliligi olusturan tesislerin önünde protesto eylemi gerçeklestirdi.

“Toz ve sesten ötürü köyümüz yasanamaz hale gelmistir”

Toz ve sesten ötürü köyün yasanamaz haline geldigini belirten Ali Ihsan Karadavut, “Bu dere vadisinde 10 yil içerisinde peyderpey kurulan beton üreten, tas üreten, asiri ses ve toz olan tesisler yüzünden artik bölgemiz yasanilamayacak hale geldi. Biz burada sikintisiz yasarken ticaret adi altinda Zinciliköprü’den 2 kilometre yukariya kadar tesis nedeniyle pencereyi açtigin itibaren hava yerine toz girmekte. Yasam sartlarimizi son derece çekilmez, katlanamaz hale getirmekte. Biz zaman zaman ilgili kurumlara sözlü ve yazili müracaatlarimiz oldu. Bu tesisler ciddi hizmet ürettigi için bunlara bir engel olamadilar. Onlarca dilekçemiz var. Neticede hiçbir sey alamadik. Aksine bu tesisler çogalmaktadir. Bu sikayetlerimizin dikkat alina alinmamaktadir. Hafif görülmekte. Bu toz siradanmis gibi görüyorlar. Bizimkisi çok fazla. Yasanamaz hale gelmistir. Bizim köyümüz 2 mahalleden olusmaktadir. Burada yaklasik 100 hane var. Burada da yaklasik 200-300 insan bu magduriyeti dogrudan yasamakta” ifadelerini kullandi.

“Deniz üzerinde bunlar için yapilsin bir yer gitsinler orada çalissinlar”

Tesislerin baska bir yere tasinmasi gerektigini vurgulayan Senol Artar, “Türkiye’nin her noktasinda bütün tesisler için ayri bölgeler var. Insanlardan bagimsiz. Deniz üzerinde havaalani yapiliyor. Deniz üstünde liman yapiliyor. Deniz üzerinde de bunlar için yapilsin bir yer gitsinler orada çalissinlar. Bunlar kazanacaklar. Kendileri Amerika’da falan gezecek. Bizim çoluk çocugumuz virüs kapacak, yeter. Ben annemi hastaneye getirip götürmekten köyüme getiremiyorum” seklinde konustu.



“Köyümüzün eski halinden eser kalmadi”

Köyün eski halinden eser kalmadigini ifade eden Havva Dingin, “Biz gerçekten magdur durumdayiz. Eski köyümüzü geri istiyoruz. Bu bütün bölge yesillik alandi. Dere vardi. Bizim çocuklugumuz derenin kenarinda piknik yaparak geçti. Simdi çocuklarimizi bakkala gönderemiyoruz. Sabahlari çocuklarimiz sesten siçrayarak uyaniyor. Tozdan zaten biktik. Sicaktan evimizin pencereleri açalim diyoruz, açamiyoruz. Sagligimiz gitti” diye konustu.



“Insanlar sehirden kaçiyor köye geliyor, biz köyden biktik”

Köy halkindan Esra Yetim ise“Millet günesli havada çamasir asar. Ben yagmurun yagmasini bekliyorum. Yagmur yagsin ki tozlar havaya kalkmasin. 2 yasinda oglum var onunla sokaga çikamiyorum. Insan sehirden kaçiyor köye geliyor, biz köyden biktik. Sessizlik istiyoruz, toz istemiyoruz” açiklamasinda bulundu.
Kaynak: İHA