Marmara Depremi'nden Sonra Çok Katli Binalar Yerini Yatay Mimariye Birakti
Sakarya’da 17 Agustos 1999 Marmara Depremi sonrasinda çok katli binalar yerini yatay mimari olarak 3 ve 4 katli yapilara birakti. Muhtemel afetleri daha az kayipla atlatabilmek gayesiyle yatay mimari modelini ve yerinde kentsel dönüsüme büyük önem verdiklerini belirten Sakarya Büyüksehir Belediye Baskani Yusuf Alemdar, "Yarinlarda yeni bir depremle canlarimizi kaybetmek istemiyoruz. Yeni ekonomik kayiplarimizi yasamak istemiyoruz. Insanlarimizin sakat kalmasini arzu etmiyoruz. Dolayisiyla yatay mimariden vazgeçmedik, asla vazgeçmeyecegiz" dedi.
Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan 17 Agustos 1999 Marmara Depremi’nde büyük yikimin yasandigi, binlerce kisinin yasamini yitirdigi Sakarya, adeta küllerden yeniden dogdu. Belediye tarafindan alinan kararla çok katli binalara ruhsat verilmeyen sehirde muhtemel depremleri daha az kayipla atlatabilmek gayesiyle yatay mimari modeli yürütülüyor. Yatay mimari modelinin yani sira yerinde kentsel dönüsüme büyük önem verdiklerini belirten Sakarya Büyüksehir Belediye Baskani Yusuf Alemdar, "17 Agustos 1999 depremini yasamis, insanlarimizi, canlarimizi, mallarimizi kaybettigimiz bir sehrin insani olarak, o günkü idarecilerimiz, sehrimizin jeolojik hesaplarini hem de jeoteknik hesaplarini, direnç durumlarini göz önünde bulandirarak yapmis olduklari tespitle, ’Biz çok katli bina degil, daha yatay mimari, az katli, insanlarimizin çok fazla topraktan uzaklasmadan güvenli sehirlerde yasamasini saglamak durumundayiz’ dediler. Yapilan plan çalismalarinda bu irade ortaya kondu ve o iradenin ortaya konmasiyla birlikte yaklasik 24 yildir bu sehirde yatay mimari devam ediyor" dedi.
"Yatay mimariden vazgeçmedik, asla vazgeçmeyecegiz"
Yatay mimariden vazgeçmeyeceklerini aktaran Alemdar, "Biz de bu süre içerisinde yatay mimariden vazgeçmedik. Insanlarimizin daha güvenli sehirlerde yasamasi için hem kendimiz sehrimizde yasadigimiz hem daha önce Izmir’de, Van’da, Elazig depremlerini yasamis ülkemizin bir deprem kusaginda ve afetlerin kaçinilmaz oldugunu göz önünde bulundurarak, afetlere dayanikli, dirençli ve güvenli sehirler olusturmak için hem devletimizin hem de yerel yöneticilerimizin yapmis oldugu çalismalar var. Bu çalismalardan ayrilmadan, bilimsel çalismalari göz önünde bulundurarak, bilimselligi göz önünde bulundurup bu çalismalari sürdürmek durumundayiz. Biz de Sakarya olarak bugüne kadar gelmis olan bu yatay mimariyi bundan sonra da sürdürmek istiyoruz. Çünkü yarinlarda yeni bir depremle canlarimizi kaybetmek istemiyoruz. Yeni ekonomik kayiplarimizi yasamak istemiyoruz. Insanlarimizin sakat kalmasini arzu etmiyoruz. Dolayisiyla yatay mimariden vazgeçmedik, asla vazgeçmeyecegiz. Ama bunu söylerken de deprem yasamis bir sehirdeki deprem görmüs, yorulmus ve bugünkü degerlendirmelerde statigi uygun olmayan bu binalari da dönüstürmek ve dirençli hale getirmek için çalismalarimizi sürdürüyoruz. Onu da yerinde dönüsümle bu binalari, vatandasimizin mülkiyetini, mülkiyet hakkinin anayasal hak oldugunu göz önünde bulundurarak, onlarin da mülkiyetlerine zarar vermeden çalismalarimizi baslatip, bu sehri dirençli hale getirmeye gayret edecegiz" diye konustu.
"Çok katli binalar teknik olarak uygun yapilmadiginda zaten birer tabuta benziyor"
Alemdar, sözlerine söyle devam etti:
"6 Subat depremi bize gösterdi ki, bizimkinden daha büyük, daha etkili, daha çok can kayiplarinin yasandigi depremler var. O bölgede can kayiplarinin çok olmasinin en önemli sebebi bana göre çok katli binalarin olmasi. Çok katli binalar teknik olarak uygun yapilmadiginda zaten birer tabuta benziyor. Bu tabutlarda insanlari yasatmamak için, bu tabutlardan insanlarimizi kurtarmak için biz de ’yatay mimari’ diyoruz. Türkiye’ye örnek olmus olan bahçeli nizam, çekme mesafeli ve daha saglikli ortamlarda yesil Sakarya’yi korumak ve yesil Sakarya’da insanlarimizin güven içerisinde yasamasi için de bu anlayisi sürdürecegiz"
"Binayi yapariz, yolu yapariz ama kaybettigimiz bir cani geri getirmek imkansiz"
Marmara Depremi’nin üzerinden 25 yil geçtigini de hatirlatan Alemdar, "Bizzat yasadigimiz bu sehirde deprem gecesini ve deprem sonrasinda yasadiklarimizi unutmuyoruz. Malimizi, canimizi ve bir daha bu sehirdeki insanlarimizi kaybetmemek için güvenli sehri olusturmak, insanlarimizin bize destek olmasini saglamak için dirençli sehri kurmak ve yatay mimardan vazgeçmememiz gerektigini ifade ediyorum. Allah bir daha depremler, seller ve afetler yasatmasin diye dua ediyorum. Ancak bölgemiz ve cografyamizin sorunu bu ve bu sorunu bile bile yasamak durumundayiz ve bunun için de önlem almak, bilimden uzaklasmadan, bilimsel çalismalari göz önünde bulundurarak devletin tespitlerini milletimizin de el birligiyle olusturmak mecburiyetindeyiz. Kaybettigimiz bir can geri gelmiyor. Binayi yapariz, yolu yapariz, altyapisi, üst yapisi devlet bir gün mutlaka yapar ama kaybettigimiz bir cani geri getirmek imkansiz" ifadelerini kullandi.
Kaynak: İHA
"Yatay mimariden vazgeçmedik, asla vazgeçmeyecegiz"
Yatay mimariden vazgeçmeyeceklerini aktaran Alemdar, "Biz de bu süre içerisinde yatay mimariden vazgeçmedik. Insanlarimizin daha güvenli sehirlerde yasamasi için hem kendimiz sehrimizde yasadigimiz hem daha önce Izmir’de, Van’da, Elazig depremlerini yasamis ülkemizin bir deprem kusaginda ve afetlerin kaçinilmaz oldugunu göz önünde bulundurarak, afetlere dayanikli, dirençli ve güvenli sehirler olusturmak için hem devletimizin hem de yerel yöneticilerimizin yapmis oldugu çalismalar var. Bu çalismalardan ayrilmadan, bilimsel çalismalari göz önünde bulundurarak, bilimselligi göz önünde bulundurup bu çalismalari sürdürmek durumundayiz. Biz de Sakarya olarak bugüne kadar gelmis olan bu yatay mimariyi bundan sonra da sürdürmek istiyoruz. Çünkü yarinlarda yeni bir depremle canlarimizi kaybetmek istemiyoruz. Yeni ekonomik kayiplarimizi yasamak istemiyoruz. Insanlarimizin sakat kalmasini arzu etmiyoruz. Dolayisiyla yatay mimariden vazgeçmedik, asla vazgeçmeyecegiz. Ama bunu söylerken de deprem yasamis bir sehirdeki deprem görmüs, yorulmus ve bugünkü degerlendirmelerde statigi uygun olmayan bu binalari da dönüstürmek ve dirençli hale getirmek için çalismalarimizi sürdürüyoruz. Onu da yerinde dönüsümle bu binalari, vatandasimizin mülkiyetini, mülkiyet hakkinin anayasal hak oldugunu göz önünde bulundurarak, onlarin da mülkiyetlerine zarar vermeden çalismalarimizi baslatip, bu sehri dirençli hale getirmeye gayret edecegiz" diye konustu.
"Çok katli binalar teknik olarak uygun yapilmadiginda zaten birer tabuta benziyor"
Alemdar, sözlerine söyle devam etti:
"6 Subat depremi bize gösterdi ki, bizimkinden daha büyük, daha etkili, daha çok can kayiplarinin yasandigi depremler var. O bölgede can kayiplarinin çok olmasinin en önemli sebebi bana göre çok katli binalarin olmasi. Çok katli binalar teknik olarak uygun yapilmadiginda zaten birer tabuta benziyor. Bu tabutlarda insanlari yasatmamak için, bu tabutlardan insanlarimizi kurtarmak için biz de ’yatay mimari’ diyoruz. Türkiye’ye örnek olmus olan bahçeli nizam, çekme mesafeli ve daha saglikli ortamlarda yesil Sakarya’yi korumak ve yesil Sakarya’da insanlarimizin güven içerisinde yasamasi için de bu anlayisi sürdürecegiz"
"Binayi yapariz, yolu yapariz ama kaybettigimiz bir cani geri getirmek imkansiz"
Marmara Depremi’nin üzerinden 25 yil geçtigini de hatirlatan Alemdar, "Bizzat yasadigimiz bu sehirde deprem gecesini ve deprem sonrasinda yasadiklarimizi unutmuyoruz. Malimizi, canimizi ve bir daha bu sehirdeki insanlarimizi kaybetmemek için güvenli sehri olusturmak, insanlarimizin bize destek olmasini saglamak için dirençli sehri kurmak ve yatay mimardan vazgeçmememiz gerektigini ifade ediyorum. Allah bir daha depremler, seller ve afetler yasatmasin diye dua ediyorum. Ancak bölgemiz ve cografyamizin sorunu bu ve bu sorunu bile bile yasamak durumundayiz ve bunun için de önlem almak, bilimden uzaklasmadan, bilimsel çalismalari göz önünde bulundurarak devletin tespitlerini milletimizin de el birligiyle olusturmak mecburiyetindeyiz. Kaybettigimiz bir can geri gelmiyor. Binayi yapariz, yolu yapariz, altyapisi, üst yapisi devlet bir gün mutlaka yapar ama kaybettigimiz bir cani geri getirmek imkansiz" ifadelerini kullandi.