Prof. Dr. Yusuf Serdar Sakin Açiklamasi 'Mide Koruyucu Ilaçlar Organ Hasarlarina Yol Açabilir'
Koru Ankara Hastanesi Gastroenteroloji Klinigi Uzmani Prof. Dr. Yusuf Serdar Sakin, mide koruyucu ilaçlarin uzun süre kullaniminin organ hasarlarina neden olabilecegi uyarisinda bulundu.
Mide koruyucu ilaçlarin (proton pompa inhibitörleri) 12 haftadan uzun kullanimi durumunda organ hasari yapabilme riski olan ilaçlar oldugunu ifade eden Prof. Dr. Sakin, bu ilaçlarin kesin endikasyonu olmadikça 8 haftadan uzun süreli kullaniminin önerilmedigini dile getirdi. Prof. Dr. Sakin, “Gastroözofageal reflü hastaligi gibi uzun soluklu hastalikta önce yasam tarzi degisikligi ile sikayetler tedavi edilmeye çalisilmali, yine de ilaç ihtiyaci varsa mümkün olan en düsük dozda ilaç kullanimi takip eden doktorun degerlendirmesine göre planlanmalidir” dedi.
“Mide koruyucu ilaçlar hastaliklarin tedavisinde oldukça genis bir kullanim alanina sahip”
Mide koruyucu ilaçlarin hastaliklarin ve rahatsizliklarin tedavisinde oldukça genis bir kullanim alani bulunduguna dikkat çeken Sakin, “Bu ilaçlar midede asit sekresyonunu baskilayarak aside bagli olusan gastroözofageal reflü hastaligi, gastrit, özofajit, Barrett hastaligi, peptik ülser hastaligi, kronik nonsteroid antiinflamatuvar ilaç kullamina bagli gelisen ülser tedavisi ve Helikobakter pylori eradikasyonu tedavisinde kullanilmaktadirlar” dedi.
“Kisa süreli kullanimda yan etkileri bulunuyor”
Mide koruyucu ilaçlarin kisa dönemde olusturabilecegi yan etkilere deginen Sakin, “Günümüzde kullanilan mide koruyucu ilaçlarin kisa dönemde bas agrisi, kabizlik, diare, bulanti ve kusma gibi yan etkileri gözlenebilmektedir. Kesin bir tanimlama olmamakla birlikte 4-8 haftadan uzun süre kullanim olarak degerlendirilmektedir. Mide koruyucu ilaçlari gastroözofageal reflü hastaligi, özofajit, ülser gibi hastaliklarda olusabilecek olumsuz durumlari önlemek için uzun dönem kullanmak gerekmektedir” ifadelerini kullandi.
“Uzun dönem kullanimi organ hasarlarina yol açiyor”
Uzun dönem kullanilan mide koruyucu ilaçlarinin böbrek hastaliklari (akut böbrek hasari, akut interstisyel nefrit, kronik böbrek hasari), kardiyovasküler hastaliklar (kalp krizi, inme), karaciger hastaligi (karaciger kanseri), kiriklar, artmis enfeksiyon riski (C. difficile enfeksiyonu, toplum iliskili pnömoni, Covid-19), mikrobesin eksiklikleri (magnezyum eksikligi, kansizlik, kalsiyum eksikligi, B12 vitamin eksikligi), demans ve mide kanseri riski artisi ile iliskilendirildigine deginen Sakin, “Gastoözofageal reflü hastaligi gibi kronik ilaç kullanimi gerektiren hastalarda ise diger asit baskilayici tedavilere geçilmesini (H2 reseptör blokörü); tetikleyen yiyeceklerden uzak durulmasi, sigara ve tütün ürünlerinin birakilmasi, kilo vermenin tesvik edilmesi, yatagin bas kisminin kaldirilmasi, mide koruyucu ilaçlarin kesilmesi ya da idameyi saglayan en düsük ilaç dozunun kullanilmasini önermekteyiz” seklinde konustu.
Mide koruyucu ilaçlarin kullanilmadigi zaman ciddi risk olusacak hastaliklari siralayan Sakin, “Barrett özofagusu, ciddi özofajit, Zollinger Ellison sendromu, eozinofilik özofajit veya idyopatik pulmoner fibrozis gibi hastaliklarda ilaç kesilmeden devam edilmelidir. Ayrica mide kanamasi riski yüksek olan hastalarda (geçirilmis mide kanamasi öyküsü, ilaca bagli gelisen ülser öyküsü v.b) kesilmesi önerilmemektedir” dedi.
“Doz azaltilarak kesmeye veya birdenbire kesmeye hastanin durumuna göre karar verilmelidir”
Uzun süre mide koruyucu ilaç kullanan hastalarda ilacin birdenbire kesilmesinin rebound olarak asit salgisini artirabileceginden doktora danisilmadan birdenbire birakilmamasi gerektigini ifade eden Sakin, “Doz azaltilarak kesmeye veya birdenbire kesmeye hastanin durumuna göre karar verilmelidir. Ayrica yönergeler, yan etki gelisme endisesi ile ilacin mutlaka kullanilmasi gereken hastalarda kesilmemesini önermektedir. Çünkü genel risk orani tüm kullanan hastalarin yüzde 1-3 ü kadardir. Yan etkilerini gerekçe göstererek bazi hastalarimizda dis faktörlerin (uzmanligi olmayan doktorlar, hasta yakinlari vb) karismalari sonucu ilaç kullanmasi gereken hastalarin kullanmamasi nedeniyle ciddi sorunlarla (mide kanamasi, darlik gelismesi sonucu yutma güçlügü, kusmalar vb) karsi karsiya kalabilmekteyiz. Bu nedenle uzun süreli ilaç kullanilip kullanilmamasinin doktorun degerlendirmesi ile hastaya göre planlanmasi önemlidir” açiklamalarinda bulundu.
Kaynak: İHA
“Mide koruyucu ilaçlar hastaliklarin tedavisinde oldukça genis bir kullanim alanina sahip”
Mide koruyucu ilaçlarin hastaliklarin ve rahatsizliklarin tedavisinde oldukça genis bir kullanim alani bulunduguna dikkat çeken Sakin, “Bu ilaçlar midede asit sekresyonunu baskilayarak aside bagli olusan gastroözofageal reflü hastaligi, gastrit, özofajit, Barrett hastaligi, peptik ülser hastaligi, kronik nonsteroid antiinflamatuvar ilaç kullamina bagli gelisen ülser tedavisi ve Helikobakter pylori eradikasyonu tedavisinde kullanilmaktadirlar” dedi.
“Kisa süreli kullanimda yan etkileri bulunuyor”
Mide koruyucu ilaçlarin kisa dönemde olusturabilecegi yan etkilere deginen Sakin, “Günümüzde kullanilan mide koruyucu ilaçlarin kisa dönemde bas agrisi, kabizlik, diare, bulanti ve kusma gibi yan etkileri gözlenebilmektedir. Kesin bir tanimlama olmamakla birlikte 4-8 haftadan uzun süre kullanim olarak degerlendirilmektedir. Mide koruyucu ilaçlari gastroözofageal reflü hastaligi, özofajit, ülser gibi hastaliklarda olusabilecek olumsuz durumlari önlemek için uzun dönem kullanmak gerekmektedir” ifadelerini kullandi.
“Uzun dönem kullanimi organ hasarlarina yol açiyor”
Uzun dönem kullanilan mide koruyucu ilaçlarinin böbrek hastaliklari (akut böbrek hasari, akut interstisyel nefrit, kronik böbrek hasari), kardiyovasküler hastaliklar (kalp krizi, inme), karaciger hastaligi (karaciger kanseri), kiriklar, artmis enfeksiyon riski (C. difficile enfeksiyonu, toplum iliskili pnömoni, Covid-19), mikrobesin eksiklikleri (magnezyum eksikligi, kansizlik, kalsiyum eksikligi, B12 vitamin eksikligi), demans ve mide kanseri riski artisi ile iliskilendirildigine deginen Sakin, “Gastoözofageal reflü hastaligi gibi kronik ilaç kullanimi gerektiren hastalarda ise diger asit baskilayici tedavilere geçilmesini (H2 reseptör blokörü); tetikleyen yiyeceklerden uzak durulmasi, sigara ve tütün ürünlerinin birakilmasi, kilo vermenin tesvik edilmesi, yatagin bas kisminin kaldirilmasi, mide koruyucu ilaçlarin kesilmesi ya da idameyi saglayan en düsük ilaç dozunun kullanilmasini önermekteyiz” seklinde konustu.
Mide koruyucu ilaçlarin kullanilmadigi zaman ciddi risk olusacak hastaliklari siralayan Sakin, “Barrett özofagusu, ciddi özofajit, Zollinger Ellison sendromu, eozinofilik özofajit veya idyopatik pulmoner fibrozis gibi hastaliklarda ilaç kesilmeden devam edilmelidir. Ayrica mide kanamasi riski yüksek olan hastalarda (geçirilmis mide kanamasi öyküsü, ilaca bagli gelisen ülser öyküsü v.b) kesilmesi önerilmemektedir” dedi.
“Doz azaltilarak kesmeye veya birdenbire kesmeye hastanin durumuna göre karar verilmelidir”
Uzun süre mide koruyucu ilaç kullanan hastalarda ilacin birdenbire kesilmesinin rebound olarak asit salgisini artirabileceginden doktora danisilmadan birdenbire birakilmamasi gerektigini ifade eden Sakin, “Doz azaltilarak kesmeye veya birdenbire kesmeye hastanin durumuna göre karar verilmelidir. Ayrica yönergeler, yan etki gelisme endisesi ile ilacin mutlaka kullanilmasi gereken hastalarda kesilmemesini önermektedir. Çünkü genel risk orani tüm kullanan hastalarin yüzde 1-3 ü kadardir. Yan etkilerini gerekçe göstererek bazi hastalarimizda dis faktörlerin (uzmanligi olmayan doktorlar, hasta yakinlari vb) karismalari sonucu ilaç kullanmasi gereken hastalarin kullanmamasi nedeniyle ciddi sorunlarla (mide kanamasi, darlik gelismesi sonucu yutma güçlügü, kusmalar vb) karsi karsiya kalabilmekteyiz. Bu nedenle uzun süreli ilaç kullanilip kullanilmamasinin doktorun degerlendirmesi ile hastaya göre planlanmasi önemlidir” açiklamalarinda bulundu.