Doç. Dr. Solmaz Açiklamasi 'Talasemiye Karsi Gebelik Öncesi Bu Testi Yaptirin'

Yetiskin Hematoloji Hekimi Doç. Dr. Soner Solmaz, kesin tedavisi bulunmayan kan hastaligi talasemi belirtilerinin yorgunluk, halsizlik, soluk cilt, nefes darligi” oldugunu erken tani koyabilmek için gebelik öncesinde talasemi tasiyiciligi taramasi yapilmasini tavsiye etti.

Doç. Dr. Solmaz Açiklamasi 'Talasemiye Karsi Gebelik Öncesi Bu Testi Yaptirin'
Acibadem Adana Hastanesi Yetiskin Hematoloji Hekimi Doç. Dr. Soner Solmaz, talaseminin, vücutta oksijen tasima görevinden sorumlu protein olan hemoglobini yapan alyuvarlarin üretimini etkileyen bir grup kalitsal kan hastaligi oldugunu belirterek talasemi hastalarinin vücutlarinin daha az alyuvar ve anormal kirmizi kan ürettigini; bunun da “anemi” adi verilen ve yorgunluk, halsizlik ve nefes darligina neden olan bir duruma yol açtigini söyledi.



Talaseminin Alfa ve Beta olmak üzere iki ana tipi oldugunu anlatan Doç. Dr. Solmaz, “Alfa Talasemi hemoglobini olusturan yapi taslarindan biri olan alfa globin zincirlerinin üretimini kontrol eden genlerde bir mutasyon oldugunda ortaya çikar. Daha yaygin olan Beta Talasemi ise beta globin zincirlerini üreten genlerdeki mutasyonlardan kaynaklanir” dedi.

Solmaz, talaseminin ciddiyetinin, spesifik tipe ve etkilenen gen sayisina bagli olarak degisitigine dikkat çekerek bazi kisilerde hafif semptomlar görüldügünü, talasemi tasiyicisi olan bazilarinda hiç problem görülmedigini, ancak talasemi major tipinde ise düzenli kan transfüzyonu ve diger tedaviler gerektiren ciddi anemi görülebilecegini sözlerine ekledi.

“Anne babadan çocuga geçer”

Doç. Dr. Solmaz, talaseminin kalitsal bir hastalik olduguna, yani ebeveynlerden çocuklarina geçtigine isaret ederek her iki ebeveyn de bir talasemi geni tasiyorsa, çocugunun bu durumu miras alma ihtimali oldugunu, riskin ise talasemi tipine ve aktarilan gen sayisina bagli oldugunu ifade etti.

Solmaz, ayrica talaseminin yaygin belirtilerini “Yorgunluk, halsizlik, soluk cilt, nefes darligi, çocuklarda yavas büyüme ve gelisme ile siddetli vakalarda kemik deformasyonlari” olarak siraladi.

“Kesin bir tedavisi bulunmuyor”

Talasemi çesitli testlerle teshis edilebildigini belirten Doç. Dr. Solmaz alyuvar sayisini ve boyutunu ölçmek için kirmizi kan sayimi (KKH); mevcut hemoglobin tipini analiz etmek için hemoglobin elektroforezi; spesifik talasemi tipini dogrulamak için ise genetik testler yapilabilecegi bilgisini verdi.

Talasemi için kesin bir tedavi olmadigini, ancak durumu kontrol altinda tutmaya ve yasam kalitesini artirmaya yönelik çesitli tedavi seçenekleri bulundugunu dile getiren Solmaz, “Kan transfüzyonu: Siddetli talasemi hastalarinin yasamlarini devam ettirebilmeleri için düzenli olarak kirmizi kan almak gerekir. Demir selasyon (demir düsürücü) tedavisi: Sik transfüzyonlardan kaynaklanan fazla demir vücutta birikerek organlara zarar verebilir. Selasyon ilaçlari bu fazla demiri vücuttan atmaya yardimci olur. Dalak ameliyati (splenektomi): Bazi durumlarda dalak alyuvarlari yok edebilir ve bu nedenle alinmasi gerekebilir. Kemik iligi nakli: Bu potansiyel bir tedavi yöntemidir ancak önemli riskleri olan karmasik bir prosedürdür” diye konustu.

“Kan bagisi çok önemli”

Talaseminin, Akdeniz, Orta Dogu, Güney Asya ve Afrika gibi bazi bölgelerde daha sik görüldügüne deginen Doç. Dr. Solmaz bu bölgelerde yasayan insanlar ve aileler için, talasemi tasiyiciligi taramasinin hayati önem tasidigini; bu taramanin, hamilelik öncesinde çiftlerin talasemi geni tasiyip tasimadiklarini anlamalarini sagladigini ve böylece erken tani sayesinde çocuklarinin yasam kalitesinin artirilabileceginin altini çizdi.

Talasemi tedavisinde halen bir çare bulunmamakla birlikte, tiptaki gelismeler sayesinde hastaligin yönetimi ve hastalarin yasam kalitesi önemli ölçüde iyilestirildigini vurgulayan Doç. Dr. Solmaz sunlari söyledi:

“Düzenli kan transfüzyonu, demir selasyon tedavisi ve yasam boyu takip, hastalarla birlikte saglikli bir yasam sürmeyi mümkün kilmaktadir. 8 Mayis Dünya Talasemi Günü’nde, toplum olarak bu hastaliga karsi farkindalik olusturabilir, kan bagisinin önemini vurgulayabilir ve tibbi arastirmalari destekleyerek gelecekte bir çare bulma umudunu canli tutabiliriz.”
Kaynak: İHA