AK Parti Sözcüsü Çelik'ten MKYK Sonrasi Açiklama

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MKYK sonrasi yaptigi açiklamalarin ardindan bir gazetecinin "Istanbul Büyüksehir Belediye Baskani Ekrem Imamoglu’nun CHP’deki degisimle alakali söylemlerini nasil degerlendiriyorsunuz" sorusuna, "Birincisi, genel baskan degissin diyenlerin belki kendilerini de bu degisimin içine katmalari gerekir. Ikincisi de degisim dediginiz sey siyasal alanla ilgilidir" diye yanit verdi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Merkezinde MKYK toplantisi devam ederken açiklamalarda bulundu. NATO zirvesinde Kibris konusunun gündeme gelmesinin kaçinilmaz oldugunun belirten Çelik, "Özellikle önümüzde NATO zirvesinde Kibris konusunun gündeme gelmesi kaçinilmazdir. En son Cumhurbaskanimizin ifade ettigi gibi bundan sonra müzakerenin ortaya çikabilmesi için KKTC’nin esitliginin saglanmasi gerekir. Rumlar elde ettikleri bir önceki müzakerede herhangi bir seyi cebine koyup, sonraki müzakereye geçmek istemislerdir. Bu saglikli bir durum degildir. Rumlarla birtakim tatbikatlar yaparak, onlara silahli kabiliyetler katarak süreci zehirlemelerinden vazgeçmeleri gerekir. Bunlarin hiçbiri iki esit halk, iki egemen devlet oldugu gerçegini degistiremez. Burada son zamanlarda ABD ve AB’nin yaklasimlarinin hiç de olumlu olmadigini gördük" diye konustu.

Türkiye’nin AB ile iliskilerinin devam ettigini aktaran Çelik su ifadeleri kullandi:

"AB ile iliskiler devam ediyor. Fasillari açip, bunlari tartismaliyiz. Biz masada müzakere bile etmeyelim yaklasimi ortaya koyduklari zaman oranin siyasi birlik olmaktan çikip ideolojik önyargi ile hareket ettigini gösteriyor. En son Ukrayna-Rusya savasinda gördük ki, Türkiye olmaksizin AB’nin bir açilim yapmasi, diplomasi yürütmesi mümkün degildir. Gümrük Birligi’nin güncellenmesi, vize serbestisi konusunda adim atilabilir. Gelecege dönük olarak isbirligi mekanizmalari açisindan önemli olur. Cumhurbaskanimiz Kafkaslarda baris siyasetini yürütmeye devam etmektedir. Orada bir birlik olusmasi hatta Ermenistan’in da bu birlige ait olmasini sayin Cumhurbaskanimiz, sayin Aliyev ile ortak karar olarak ortaya koymustur. En son Ermenistan Basbakani Pasinyan’in, Cumhurbaskanligimizin göreve baslama törenine gelmesi, davet edilmesi buradaki iyi niyeti göstermektedir. Kafkasya’da diyalogun güçlenmesi yeni istikrar zemininin olusmasi bakimindan son derece kiymetli olacaktir."

Suriye ile normallesme sürecine iliskin bilgiler veren Çelik, “Haziran’da Astana’da bir toplanti yapilacak. Türkiye, Rusya, Iran, Suriye Disisleri Bakan Yardimcilari katilacak. Biz siyasi süreci desteklemeye devam ediyoruz. 10 Mayis’ta bir yol haritasi hazirlanmisti. Türkiye ile Suriye arasindaki normallesme güçlü bir sekilde desteklenmektedir. Türkiye ile Misir arasinda yürüyen normallesme önemlidir. Son derece güçlü bir vizyonla yürümektedir. Insallah yakin dönemde devlet baskanlarimizin bir araya gelmesiyle bu süreç bölge barisi, enerji güvenligi açisindan son derece kiymetli sonuçlar doguracaktir. Burada sayin Cumhurbaskanimiz bir makale yayinladi. En çarpici olan taraf, Türkiye’de Cumhurbaskanimizin yasagi, seçimden birinci çikmis partinin genel baskani olmasina ragmen bunun ne kadar anormal bir sey oldugunu gösteren Berlusconi’nin daveti oldu. Arkasindan davetler geldi. Fransiz Parlamentosu basiretsiz karar aldi. Bir rapor yayinladi. Bu raporda Fransa’ya düsmanca müdahale baglaminda Rusya ve Çin’in yani sira Fas ve Türkiye hedef aliniyor. Müslümanlik üzerinden Türkiye’nin Fransa’ya müdahale ettigi söyleniyor. Bu büyük bir basiretsizlik. Oradaki olay radikalizmdir. Bizim Diyanet Baskanligimiz hedef aliniyor. Fransa meclisinin radikalizme karsi durus açisindan Diyanet Isleri Baskanligimiza sükranlarini sunmasi gerekir” dedi.



"O kalmis, bu gitmis bizim için fark etmez"

Açiklamalarinin ardindan gazetecilerden gelen sorulari cevaplayan Çelik, bir gazetecinin "Istanbul Büyüksehir Belediye Baskani Ekrem Imamoglu’nun CHP’deki degisimle alakali söylemlerini nasil degerlendiriyorsunuz" sorusuna, "Cumhuriyet Halk Partisi bir bakima kurultaylar partisi. Partinin iç isleriyle ilgili konular bizi ilgilendirmez. Siyasetin gündemi açisindan iki konu görüyorum. Birincisi, genel baskan degissin diyenlerin belki kendilerini de bu degisimin içine katmalari gerekir. Ikincisi de degisim dediginiz sey siyasal alanla ilgilidir. Simdi tutmuslar biyografiler üzerinden tartisiyorlar. Millet iradesine o gece en büyük saygisizlik yapildi. Bu bir biyografi tartismasi degil; bu bir siyaset yapma biçimi tartismasi olmasi gerekir. Sonuçta siyasetin sahibi millettir, vatandastir. Siyasi partilerin sahipleri siyasi partilerin tabanlaridir. Onlarin kararlarina kulak verilmesi esastir. Bugün yukarida kim gitsin tartismasi yapiliyor. Bu gerçek bir siyaset degildir. Onlarin biyografi tartismasindan çikip siyaset tartismasina dönmelerinde fayda var. O kalmis, bu gitmis bizim için fark etmez" diye yanit verdi.

Çelik, Anayasa Mahkemesi’nin HDP karari ile ilgili iliskin su ifadeleri kullandi:

"Dünyanin çesitli yerlerinde görülecegi gibi AYM kararlarinda demokrasinin, kamu düzeninin, hukuk devletinin korunmasi için en güçlü tedbirler teröre karsi alinir. Terör, paylastigimiz bütün insani degerlerin düsmanidir. 14 Mayis’a giderken açikça terörün Türk siyasi hayatina müdahalesi için açik beyanlarini gördük. AYM mesru haklari istismar ederek, kaynaklari terör propagandasina dönük olan harcayan tutumlar karsisinda herhangi bir sekilde degerlendirme yapmiyor. Degerlendirmelerde tek tarafli bakis açisi söz konusu oluyor. AYM bu karariyla herhangi bir sekilde teröre karsi alinacak tedbirler açisindan zaaf olusturacak bir karar ortaya koymustur. Bu karar bir demokrasinin terör karsisinda kendini koruma refleksleri açisindan zaaf olusturacak karardir."
Kaynak: İHA