Bu Defa Kendi Hayat Hikayesinin Adini Yazdi

Yazdigi kitaplarla ve kitaplarindan uyarlanan dizilerle adindan söz ettiren psikiyatrist ve yazar Dr. Gülseren Budayicioglu, “Öyle derin, öyle insanin ufkunu açan hikayeler dinledim ki, bunlari paylasmadan bu dünyadan ayrilmak istemedim. Kendi hikayemi yazsam adini ‘Sen neymissin ey hayat’ koyardim” dedi.

Bu Defa Kendi Hayat Hikayesinin Adini Yazdi
Yazdigi kitaplarla ve kitaplarindan uyarlanan dizilerle adindan söz ettiren psikiyatrist ve yazar Dr. Gülseren Budayicioglu, Samsun Büyüksehir Belediyesi tarafindan hazirlanan ‘Samsun E-Dergi’nin 7’inci sayisi için özel röportaj verdi. Dr. Budayicioglu, röportajinda yazdigi kitaplardan esinlenen dizilerin ilgi görmesinin nedenlerini, Kahramanmaras merkezli deprem felaketi nedeniyle travma sonrasi stres bozuklugu ile mücadele eden kisilerin yapmasi gerekenleri anlatip, hakkinda ve meslegi ile ilgili merak edilen birçok konu ile ilgili de bilgi verdi.

“Depremin etkileri uzun sürebilir”

Türkiye’nin çok büyük bir deprem felaketi yasadigini ve bundan sadece deprem bölgesinde olanlarin degil herkesin etkilendigini belirten Budayicioglu, “Kayiplarimiz çok büyük. Böyle durumlarda hepimizde korku, kaygi, öfke, çaresizlik, telas, yetersizlik, suçluluk, utanç, üzüntü gibi duygular hakim olur. Her birimiz adeta kendi çapimizda bir panik yasariz. Hayatimiz sanki bizim kontrolümüzden çikmistir. Bunlari ‘travma sonrasi stres bozuklugu’ adi altinda toplayabiliriz. Çogu kiside bu semptomlar zaman içinde düzelir. Depremin etkisini bizzat yasayanlarda bunlar çok daha uzun sürebilir. Bütün bunlar insanca duygulardir ve bu tür büyük olaylardan sonra kisinin böyle hissetmesi dogaldir. Özellikle olayi bizzat yasayanlar, enkaz altinda kalip sonradan kurtarilanlar yani bu büyük travmayi bizzat yasayanlar için yapabilecegimiz en önemli sey onlari yalniz birakmamak. Yanlarinda oldugumuzu, acilarini tüm kalbimizle paylastigimizi onlara hissettirmektir” diye konustu.



“Bu dizilerde hiç mafya, öldürme, silah yok”

Kitaplarinin ve kitaplarindan esinlenen yazilan dizilerin ilgi görmesinin nedenlerini anlatan Dr. Budayicioglu, "Bu dizilerin hikayeleri gerçek hayat hikayeleri temel alinarak televizyonlara uyarlandi. Her bir karakteri adeta hepimiz taniyoruz. Hepsi içimizden biri. Kimi anamiz, kimi babamiz, kimileri de teyzemiz, amcamiz, arkadasimiz, ögretmenimiz ya da komsumuza çok benziyor. Onlarla, yasadiklari hayatlarla, sorunlari ve sikintilariyla kolayca empati yapabiliyor ve dizilerde kendimizden bir seyler buluyoruz. Bu dizilerin hiç birinde mafya yok, tabanca, tüfek yani silah yok, kaçirma, öldürme yok. Onun yerine bize hiç de yabanci gelmeyen hikayeler var. Aci var, hüzün var, sevgi, sefkat, merhamet var, geçmiste bizim ya da yakinlarimizin basimiza gelmis olaylar var. Bunlari izlerken pek çok duyguyu birden yasiyor, kendimiz ve yakinlarimiz hakkinda birçok sey ögreniyoruz” seklinde konustu.



"Paylasmadan bu dünyadan ayrilmak istemedim"

Dr. Budayicioglu, meslegi geregi yüzbinlerce insan tanidigini dile getirerek “Onlarla hüzünlendim, onlarla empati yaptim. Çok insan tanimak insana yasadigimiz hayatla ilgili pek çok sey ögretiyor. Öyle derin, öyle insanin ufkunu açan hikayeler dinledim ki, bunlari paylasmadan bu dünyadan ayrilmak istemedim. Bütün bunlari yillardir nasil dinlediniz diyorlar bana. Iste simdi onlari bazen yazarak, bazen anlatarak sizlerle paylasmaya çalisiyorum. Kendi hikayemi yazsam adini ‘Sen neymissin ey hayat’ koyardim” ifadelerini kullandi.
Kaynak: İHA