Sanal Deprem Sendromu Yasayan Kisiler Gerçekten Deprem Oldugu Hissine Kapiliyor

Yakin Dogu Üniversitesi Hastanesi Yenibogaziçi

Türkiye’de 6 Subat’ta meydana gelen depremler 11 kenti kapsayan büyük bir bölgede yikim olusturdu. Siddetli sarsintilar, Kibris da dahil olmak üzere, çok genis bir alanda hissedildi. Son resmi açiklamalara göre hayatini kaybeden insan sayisi 48 bine erisirken, yüz binlerce kisi de evsiz kaldi. Depremlerin sonrasinda, çok sayida kisinin sallanti hissi, bas dönmesi ve denge bozuklugu yakinmalariyla acil servislere basvurdugunu söyleyen Yakin Dogu Üniversitesi Hastanesi Yenibogaziçi Nöroloji Uzmani Dr. Tansel Ünal, bu sikayetlerin deprem travmasinin beyinde olusturdugu duyarlilik nedeniyle ortaya çikan nörolojik sonuçlardan kaynakli olabilecegini söyledi.



Bu durumun literatürde Sanal Deprem (Phantom Earthquake) Sendromu olarak adlandirildigini söyleyen Dr. Tansel Ünal, “Bu kisiler, aslinda o sirada hiçbir deprem aktivitesi olmadigi halde, yerin sallandigi hissine kapildiklarini dile getiriyorlar. Bu durum, deprem sarsintisini hissetmis kisilerde en sik karsilasilan nörolojik tablodur ve gerçek bir yer sarsintisinin olusturdugu psikolojik korku ve gerginlik hissinden tamamen farklidir. Sanal deprem deneyimleri yasayan bu hastalar artik diger problemlerinin yaninda bir de bu durumla mücadele etmek zorunda kalirlar. Yalniz kalmaktan büyük endise duyarlar, sürekli tavan lambalarini ve esyalari kontrol ederler. Çok rahatsiz ve huzursuzdurlar” ifadelerini kullandi.

Sanal Deprem Sendromu, gerçek deprem hissi olusturuyor

“Denge; iç kulaklardan, gözlerden, bacaklar ve ayaklarda bulunan sensörlerden gönderilen sinyallerin merkezi sinir sisteminin denge merkezinde analiz edilmesi sayesinde saglanir. Bu sistem dik durabilmemizi saglar ve elde ettigi verileri hangi yönün yukarisi oldugunu tahmin etmek için kullanir. Normalde, düsündügümüzden daha alçak bir yere basmak gibi öngörülemeyen bir hareket yaparsak, sistem gerçek dünyanin nasil bir yer oldugunu bildigi için hizla buna uyum saglar” diyen Nöroloji Uzmani Dr. Tansel Ünal, “Bir görüse göre, deprem gibi beklenmedik bir kriz durumunun yasanmasi, bu sistemi geçici olarak aksatir, elde edilen verilerin islenmesi güçlesir ve bu nedenle kisi hiç beklenmedik bir anda sallanti varmis hissine kapilir” dedi.

Dr. Ünal, diger bir görüsün ise depremi yasamis bireyin içinde bulundugu asiri düzeydeki hazirlikli olma çabasi ve alarm durumu nedeniyle sistemin asiri duyarli hale gelip hatali sinyaller vermesinden dolayi meydana geldigini savundugunu söyledi.



Bu durumu yasayan çogu insanda birkaç hafta içerisinde belirtilerin kendiliginden geriledigini de vurgulayan Dr. Tansel Ünal, “Ancak yakinmalar bazen daha uzun sürebilir. Özellikle böyle durumlarda hastalar tedaviye ihtiyaç duyarlar” ifadesini kullandi. Hastayi dogru sekilde bilgilendirmenin tedavinin ilk basamagi oldugunu vurgulayan Dr. Ünal, “Öncelikle, doktor bu durumun genellikle geçici ve zararsiz oldugunu net bir biçimde anlatmalidir. Ayrica, belirtiler çogu kez kapali alanlarda ortaya çiktigi için, hastayi açik havaya çikarmak geçici bir rahatlama saglayacaktir. Yogun ataklar yasayan hastalara kendilerinin uygulayabilecegi bazi basit manevralar ögretilerek ve ilaçlar yardimiyla medikal tedavi uygulanir” dedi.



Epilepsi, multiple skleroz, Parkinson ve Alzheimer hastalarinin nöbet sikligi artabilir

“Nörolojik açidan deprem ile ilgili olarak ayrica vurgulanmasi gereken bir diger önemli konunun da epilepsi, multiple skleroz, Parkinson ve Alzheimer hastaligi gibi kronik nörolojik rahatsizliklari olan hastalarin durumlarinin afet sonrasinda siklikla kötülesme egiliminde olmasidir” diyen Dr. Tansel Ünal, “Örnegin tedavi altinda baskilanmis ve sakin durumdaki hastalik yeniden aktive olabilir. Tedaviyle kontrol altinda olan bir epilepsi hastasi uzun süre sonra yeniden nöbet geçirmeye baslayabilir veya bir Parkinson hastasinin genel durumunda ani kötülesme durumu ortaya çikabilir. Bu, kesinlikle ihmal edilmemesi gereken bir durumdur ve hastalarin en kisa sürede mutlaka yeniden doktorlari tarafindan degerlendirilerek tedavilerinin sekillendirilmesi gerekir” ifadelerine yer verdi.