Izmir'in 'Deprem Master Plani' Yenilenmeli Çagrisi

Türkiye’nin deprem tehlikesi en yüksek illerinden biri olan Izmir’de, 1998 tarihinde bir ilke imza atilarak Kentsel Deprem Master Plani çalismasi gelistirildigine; ancak söz konusu çalismanin bir geçerliliginin olmadigini vurgulayan Yasar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Insaat Mühendisligi Bölümü Dr. Ögretim Üyesi Cüneyt Tüzün, “Geçen süre içinde Izmir gerek yapi stoku gerek nüfus gerekse alt yapi olarak çok degisti" dedi.

Tüzün, "Izmir Büyüksehir Belediyesi sinirlarini içine alan bölge için deprem master planin yenilenmesi gereklidir. Bu çalisma için IBB, Insaat Mühendisleri Odasi Izmir Subesi, Izmir’de ve ülkemizde benzer konularda uzman diger üniversiteler ve ilgili kurumlarin temsilcilerinden olusan bir Deprem Strateji Belirleme Kurulu olusturulmasi çok önemli” dedi.

Deprem gibi dogal afetlere karsi söz konusu çalismalari bir devlet ve yerel yönetim politikasi haline getirmenin ve uzun vadeye yaymanin en önemli nokta oldugunu hatirlatan Tüzün, “Izmir genelinde yeni yapilacak binalarda deprem güvenligine karsi alinacak deprem yalitimi, sönümleyici gibi yenilikçi ve teknolojik uygulamalarin özendirilmesi için gerekli mevzuat alt yapisinin hazirlanmasi ve özel, resmi hastane ve egitim kurumlarinin deprem güvenliginin belirlenmesi ve riskin azaltilmasi için gereken adimlarin belirlenmesi gerekiyor. Izmir ekonomisinde önemli bir yeri olan organize sanayi bölgelerindeki tesislerin deprem güvenliginin belirlenmesi ve muhtemel can, is gücü ve ekonomik kaybin azaltilmasi için gerekli adimlarin tespiti, Istanbul’da 15 yildir basari ile uygulanan deprem riski azaltma çalismalarina benzer çalismalarin Izmir’de de hayata geçirilmesi için gerekli alt yapinin hazirlanmasi son derece gerekli” diye konustu.

Halkin suurlanmasiyla birlikte depreme dayanikli bina konusunda bir talep olusacagindan söz eden Tüzün, “Ülkemizde her deprem sonrasi ayni manzaralari görmemizin sosyolojik nedenlerinden biri de insanlarin depreme dayanikli bina konusunda bilgi sahibi olmamasi. Halkimiz, genellikle tüm ekonomik birikimi ile satin almak istedikleri evleri, teknik yeterlilikleri açisindan da sorgulamadan, dayanikliligini arastirmadan görsel görünümlerine göre tercih ediyor. Bu da standartlarin da en altindaki konutlarin tercih edilmesine yol açiyor. Hayatin her alaninda oldugu gibi bina üretim süreçlerinde de son kullanici olan halkin binalarin yeterli güvenlige sahip olmasi konusunda sorgulayici olmalari en önemli adim olacaktir” dedi.