'Jeotermalde 2030 Hedefi Potansiyelimizin Çok Altinda'

Jeotermal Enerji Dernegi (JED) Yönetim Kurulu Baskani Ali Kindap, “Türkiye Ulusal Eylem Plani’nda jeotermal enerji için belirlenen hedefler, ülke potansiyelimizin çok altinda” dedi.

'Jeotermalde 2030 Hedefi Potansiyelimizin Çok Altinda'
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanligi tarafindan açiklanan Türkiye Ulusal Eylem Plani’nda jeotermal enerji için belirlenen 2030 ve 2035 hedefleri, sektörde hayal kirikligina neden oldu. 2022 yili sonu itibariyla 1691 Megavat (MW) kurulu güce ulasan jeotermal enerji sektörü için 2030 yilinda biyokütle enerjisi ile birlikte 5100 MW kurulu güç hedefi belirlenmesini degerlendiren Jeotermal Enerji Dernegi (JED) Yönetim Kurulu Baskani Ali Kindap, “Bu hedefler Türkiye’nin potansiyelinin çok çok altinda. Biz jeotermal enerji sektörü olarak kurulu gücümüzü kisa sürede 5 bin MW ve üzerine tasimaya haziriz. Bunun için kesiflerimiz, sermayemiz, teknolojimiz ve insan kaynagimiz hazir” dedi.



2030-2035 arasinda artis orani sifir

Türkiye’nin jeotermal enerji potansiyelinde Avrupa’nin lider, kurulu güç açisindan ise dünyanin 4’üncü ülkesi konumunda olduguna dikkat çeken Kindap, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanliginin bu büyük potansiyeli gözeterek hedefleri yeniden belirlemesi gerektigini vurguladi. Kamuoyuna açiklanan planda jeotermalin biyokütle ile ayni baslikta degerlendirildigini animsatan Kindap, bu iki enerji türünde 2030 yilina kadar 5100 MW kurulu güce ulasilmasinin öngörüldügünü, 2030-2035 yillari arasinda ise sifir düzeyinde artis hedeflendigini hatirlatti.

“Jeotermal ve biyokütle arasinda hiçbir benzerlik yok”

JED Yönetim Kurulu Baskani Ali Kindap, sözlerini söyle sürdürdü:

“2022 yili sonu itibariyla jeotermalde 1691 MW, biyokütlede ise 1921 MW olmak üzere toplamda 3612 MW’a ulasmis durumdayiz. Bakanligimizin açikladigi hedefler dikkate alindiginda, iki enerji türünde 2030’a kadar sadece 1488 MW kurulu güç artisi öngörülmüs. Kaynaklari, disiplinleri, kapasite faktörleri ve baz yük olup olmama gibi özellikleri ile birbiri ile hiçbir benzerlik göstermeyen biyokütle enerjisi ile jeotermali ayni hedef içinde yorumlamamiz dogru degil. Entegre bir enerji kaynagi olan jeotermal, anaç bir kaynak olarak sadece elektrik üretiminde kullanilmiyor. Konut isitmadan turizme, seraciliktan tarim ürünlerinin kurutulmasi ve jeotermal madencilige kadar çok farkli alanlarda da kullaniliyor ve deger olusturuyor. ‘Ayaklarimizin altindaki günesimiz’ olarak tanimladigimiz jeotermal, ülkemizin tüm cografyasinda olan, birincil enerji kaynaklarimizda disa bagimlilik zincirlerini koparacak, yenilenebilir enerji kaynaklari arasinda baz yük olma özelligi tasiyan bir enerji kaynagimiz. Bu büyük potansiyele ragmen, 2021 ve 2022 yillarinda adeta durma noktasindayiz. Geçen yil sadece 15 MW kurulu güç devreye alindi. Biz bu artisi ‘yok’ seviyesinde yorumlamaktayiz. Yerli, yenilenebilir ve sürdürülebilir bir enerji olan jeotermalde her sene 350-400 MW kurulu gücü devreye alabilecek imkanlara sahipken, biyokütle ile birlikte bize 5100 MW hedef konulmasini hak etmedigimizi düsünüyoruz. 2010-2020 yillari arasinda bu potansiyelimizi tüm dünyaya gösterdik, kurulu gücümüzü yüz kat artirdik, jeotermal literatürüne ‘Türk Mucizesi’ olarak geçen büyük basarilara imza attik. Bu basarilari tekrar yasamak ve ülkemize yasatmak istiyoruz.”

Ali Kindap, jeotermal enerjinin tasidigi potansiyelin ülke politikalarinda hak ettigi ölçüde yer alabilmesi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanligi nezdinde girisimlerini sürdüreceklerini belirtti.

Bakanligin 2053 yili için belirledigi “Sifir Emisyon” hedefine ulasilmasinda jeotermalin kritik bir islev yüklenecegini kaydeden Kindap, sektör olarak hedeflerinin 2053 yilinda kurulu güç içinde yüzde 8 pay almak oldugunu sözlerine ekledi.
Kaynak: İHA