Doç. Dr. Çakmak Açiklamasi ''Tunceli Için Depremin Etkileri Kaçinilmaz''

Tunceli Munzur Üniversitesi Tarih Bölümü Ögretim Üyesi Doç. Dr. Yalçin Çakmak, tarih verilerine bakildiginda Tunceli için depremin etkilerinin kaçinilmaz oldugunu söyledi.

Doç. Dr. Çakmak Açiklamasi ''Tunceli Için Depremin Etkileri Kaçinilmaz''
Akademik çalismalarini bir süredir Osmanli’da asiretler üzerine yogunlastiran Munzur Üniversitesi Tarih Bölümü Ögretim Üyesi Doç. Dr. Yalçin Çakmak, çalismalarinda özellikle asiretlerin konar-göçerligini yani hareketliligini ilgi çekici buldugunu ifade etti.

Yogunlastigi konunun Anadolu’daki asiret dagilimina dair yorum yapmak için dogrudan ve dolayli ipuçlari sundugunu kaydeden Çakmak, “Bu bakimdan siyasi nedenler kadar dogal hareketler ve afetlerden ötürü de asiretlerin hareket halinde oldugunu görüyoruz. Bu bütün içerisinde Tunceli ve çevresinde meydana gelen depremleri de göz önünde bulundurarak bunun toplumsal yasam ve dönüsüme etkisi üzerine düsünmek gerek. Mesela bugün bölgenin en büyük asiret federasyonlarindan olan Seyh Hasanlilarin Tunceli’ye gelis hikayelerinden biri de bir deprem hikayesiyle iliskilendirilmektedir. 20. yüzyilin basinda Tunceli’in eski mutasarriflarindan Celal Bey tarafindan kaleme alinan bir layiha yani raporda, bölge asiretlerine dair bilgi verilirken üç koldan bahsedilir Tuncelianli, Seydanli ve Seyh Hasanli. Mutasarrif, bölgedeki Seyh Hasanlilarin kendi aktarimlarina dayanarak Tunceli’ye gelislerini, esas yurtlari olan Malatya civarindan takriben iki yüzyil önce yani 17-18 yüzyillarda meydana gelen büyük bir depremle iliskilendirir. Bu asiretin gelis hikayesini Kürt Asiretleri kitabimizda detaylica islemistim” dedi.

Açiklamasinda Tunceli’de çok büyük merkezi depremler yasanip yasanmadigi sorusuna deginen Doç. Dr. Çakmak, “Bir kere tarihte, bugün elimizdeki teknolojiye uygun sekilde, dogrudan depremlerin üslerini ve siddetini tespit eden cihazlara sahip olmadigimizi belirtelim. O nedenle bilhassa ayni anda birçok yeri etkileyen depremlerde neresinin merkez oldugunu tespit etmek bazen çok zor. Fakat yine de depremlerin olusturdugu etkilerin vahametine bakarak bir tahminde bulunabiliriz. Dolayisiyla sadece Tunceli’de degil ama Tunceli’yi de olumsuz etkileyen çok kötü zelzelelerin oldugunu görürüz. Yani civarda yasanan depremlerin burayi etkiledigini biliyoruz. Mesela çok uzaklardaki depremlerden ziyade özellikle Erzincan, Elazig ve Bingöl’de meydana gelen depremlerin Tunceli’ye tesiri daha büyük oldu. Osmanli tarihi için konusacaksak bu yerlerin içinde de etkisi bakimindan Erzincan odakli depremler basta gelir. Burada ilk olarak 1535, sonrasindaysa 1570’lerde meydana gelen depremleri görürüz. 1570’lerdeki büyük deprem aylarca sürdü. Yine 1583’teki depremde kentte büyük bir yikim yasandi ve 20 bine yakin insan öldü. Bunu 1605, 1666, 1689, 1784 depremleri izledi. Özellikle 1666 ve 1784’te meydana gelen depremlerin sonuçlari çok feci oldu. Neredeyse Erzincan’in yarisini yikildi ve binlerce can kaybi yasandi. 1784’teki depremde Kizuçan olarak adlandirilan Pülümür’de de tüm evler yikildi gibi. Halk büyük bir perisanlik yasadigi için vergilerden muafiyet istedi. Zira devlet bunu deprem gibi dogal felaket yasayan yerlerde yer yer uygulamaktaydi ama o an için Kizuçan ve diger yerler için bu talep kabul edilmedi. Devaminda, 1789 tarihinde Elazig ile Tunceli ve çevresinde meydana gelen depremde çok büyük kayiplar yasandi. Aktarilanlara göre bu depremde 50 binin üstünde insan öldü. Bunlara ek olarak yine 1544 ve 1675 Malatya depremleriyle, 1678 Palu depremlerinden bahsedebiliriz” diye konustu.



’19. yüzyil ve sonrasinda Tunceli ve civarindaki illerde depremler devam etti’’

19. yüzyil ve sonrasinda Tunceli ve civarindaki illerde depremlerin devam ettigini belirten Doç. Dr. Yalçin Çakmak, “1852, 1857-1859, 1866, 1894, 1901, 1909, 1924 yillarinda aralikli olarak süren Erzurum depremleri, 1856 Harput, 1866 Mus ve Kigi, 1888-1890 yillari arasinda Erzincan depremleri, 1889, 1910 tarihli Palu depremleri, 1893 tarihli büyük Elazig ve Malatya depremleri, ayni sekilde 1905-1906 ile 1908 tarihli Malatya depremleri ve son olarak 1909 tarihindeki Sivas depremini de bunlar arasinda sayabiliriz ki yakin olmalari hasebiyle bunlar da Tunceli’yi etkiledi. Tabi bu depremler bir de diger sorunlara birlesince sonuçlari daha da kötü oldu. Mesela 1874 tarihinde Elazig’da yasandigi aktarilan deprem, meydana getirdigi mal ve can kaybi kadar tam da bu yillar yani 1873-74’te ülke genelinde görülen kurakligin olusturdugu kitligin üzerine gelmesiyle insan yasami üzerinde daha da olumsuz sonuçlar dogurdu” seklinde konustu.

Yasanan son depremlerle birlikte jeologlarin Ovacik fay hattina özellikle vurgu yaptigini dile getiren Doç. Dr. Yalçin Çakmak, “Jeologlar, meydana gelen depremlerde biriken enerjinin farkli fay hatlarina baski yaparak stresini bir sekilde bosalttigini ya da yeni depremleri tetikledigini ifade ediyor. Bunun için de bir yil tahmininde bulunmasalar da tarihsel bilgilere dayanarak bu süreyi belirli bir periyod içerisinde tahmin ediyorlar. Fakat bana göre yine de bir kesinlikten bahsetmek pek mümkün degil. Anladigim kadariyla dile getirilen tahminlerde de 200-300 yil arasi bir ihtimal ve süreklilige dikkat çekiliyor. Ama bu da tarihsel bilgiye göre pek mümkün degil. Zira bazen belli yerlerde bu sürelerden çok az zaman dilimlerinde pes pese depremler yasandigini biliyoruz. Evet, yasadigimiz son depremle Ovacik fay hattina da dikkat çekilmeye baslandi. Simdi bir kere Ovacik’taki fay hattinda geçmiste meydana gelen depremlerin bir merkez üs olup olmadigini net olarak söylemek mümkün degil. Zira buna dair kesin bir bilgi de yok ama ayni anda meydana gelen depremlerde Ovacik’in da olumsuz etkilendigini biliyoruz. Bunun için özellikle 1779 tarihinde Ovacik ile birlikte çevre illerde meydana gelen depremlerden söz edilirken en çok Ovacik Vadisi’ndeki Hopik ve Kizik adli köyleri etkiledigi aktarilir. Dedigim gibi burada Ovacik merkez üs müydü degil miydi? bilemiyoruz fakat her halükarda 1779 tarihli depremin Ovacik’i kötü etkiledigini söyleyebiliriz. Ayni seyi, 1856 Mart-Nisaninda Kizuçan yani bugünkü Pülümür’ün Hasanabad köyünü vuran, 30-40 arasinda insanla beraber birçok hayvanin öldügü ve evlerin yikildigi deprem için de söyleyebiliriz. Baslangiçta da ifade ettigim gibi sadece Tunceli ile yakin çevresinde degil Erzurum, Sivas, Maras, Van, Adiyaman ve Malatya gibi yerlerde meydana gelen depremler de Tunceli’yi olumsuz etkiledi. Sonuçta bölge için depremlerin kaçinilmaz oldugunu kesinlikle biliyoruz. Bundan en az zararla çikmak adina da uzman bilim insanlarinin tavsiye ve öngörüleri isiginda hareket etmek disinda baska bir çaremiz yok. Çünkü tarih bize Tunceli için depremlerin dolayli ve dogrudan etkilerinin ne yazik ki kaçinilmaz oldugunu gösteriyor” ifadelerini kullandi.
Kaynak: İHA