Deprem Bölgesinden Gelen Doktordan Aci Açiklama Açiklamasi 'Çikarilan Çocuklarin Hepsi Benimkilere Benziyordu'

1999 Depremi’nde ailesi enkaz altindan çikarilan Doç. Dr. Perçin Caskan, Kahramanmaras merkezli depremlerde yaralanan vatandaslara sifa olabilmek için alana kostu. Bölgede yasadiklarini anlatan Doç. Dr. Caskan, “Ailem, 1999’da enkaz altindaydi, enkaz basinda beklemek nedir biliyorum. O kadar zor sartlar ki orada 6 siddetinde artçilar olurken ameliyat masasi o hizla sallanirken bile düsündügüm tek sey; Allah benim çocuklarima da ameliyat ettigim çocuklara da acisin. Sasirdigim hiç bir sey olmadi, 1999 Depremi’ndeki seyleri yasadim, sadece isimi yaptim. Çünkü çikarilan çocuklarin bile hepsi benim çocuklarima benziyor. Sonrasinda hastaneme döndüm. Burada ailesi olmayanlar, çocuklarinin nerede oldugunu bilmeyen aileler var, basli basina zor” dedi.

Deprem Bölgesinden Gelen Doktordan Aci Açiklama Açiklamasi 'Çikarilan Çocuklarin Hepsi Benimkilere Benziyordu'
Geçtigimiz pazartesi günü Kahramanmaras’ta meydana gelen iki büyük deprem 10 ilde büyük yikimlara neden olurken yarali vatandaslarin tedavisi de Türkiye’nin birçok noktasinda devam ediyor. Depremler sonrasi bölgeye ülkenin dört bir yanindan doktorlar giderek hastalara sifa olmak için çabalarken Çam ve Sakura Sehir Hastanesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölüm Sorumlusu Doç. Dr. Perçin Caskan da bölgeye giderek depremzedelerle ilgilenmisti. Sonrasinda yeniden Istanbul’daki görevinin basina dönen Doç. Dr. Caskan, 1999 yilinda yeni mezun bir hekim olarak görev yaptigini ve ailesinin de 1999 Depremi’nde enkaz altinda kaldigini ifade etti.

Doç. Dr. Caskan, geçmiste yasadiklarini ve bugün Kahramanmaras merkezli depremler sonrasi bölgede yasadiklarini anlatti. Caskan’in bölgedeki çocuklara iliskin açiklamalariysa yürkelere dokundu.

“ Ailem 1999 Depremi’nde enkaz altindaydi, enkaz basinda beklemek nedir biliyorum"

Deprem bölgesindeki izlenimlerini aktaran Çam ve Sakura Sehir Hastanesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölüm Sorumlusu Doç. Dr. Perçin Caskan, “Ilk önce Adiyaman sonrasinda Malatya iline uçtum. 12’nci saatte deprem alanindaydim. Kisa sürede bir sistem kurmak adina bence ilerleme kaydetmisiz, deprem basli basina zor bir sey. Benim ailem, 1999’da Gölcük’te enkaz altindaydi. Ben hasta yakini ne demek, enkaz basinda beklemek nedir biliyorum. Ayni anda egitim ve arastirma hastanesinde çalisiyordum, o hastalari yönetmek zor bir sey, gayet iyi biliyorum. Insanlarin panik haliyle yapabilecekleri seyler çok kisitli. O anlamda disaridan destek verilmesi kesinlikle çok önemli. Gittigimde hekim arkadaslarimla, bütün saglik personelleri de yapabilecegimiz her türlü sey için size destek verecegiz dedim. Plastik cerrahi uzmaniyim, bunun disinda bir sürü sey için destek olabilecegimizi söyledik. Depremden ilk çikanlar genelde çocuklar, zarar görenler, en çok üzüldüklerim de onlar. Plastik cerrahlarin ilk önce alana gönderilmesinin nedeni su; crush yaralanmasi dedigimiz bir ezilme yaralanmasi türü var. Ezilme yaralanmalarinda sikinti su; enkaz altinda kalan ya da bir yere sikisan dokularda, kaslarda sisme ve zarar görme oluyor. O kaslarin bir sekilde kisinin kendi bedenine zarar vermemesi için uygun müdahalelerle kaslarin açilmasi gerekiyor. Benim ekibim üç kisiydi. Depremzedelere belli kesiler yaparak kaslari rahatlattik. Kaslari rahatlatamazsak eger, daha sonrasinda özellikle enkazdan geç kurtarilan hastalarda oluyor. O kaslardan çevreye yayilan, vücuda zarar verebilecek bir sürü faktör var. O faktörlerin yayilmasini engellemek için ilk müdahaleleri yaptik. 112 hava ambulanslariyla hem kendi hastanemize, hem Istanbul, Ankara ve çevre hastanelere Elazig basta olmak üzere depremzedeleri devrettik” ifadelerini kullandi.

“Çikarilan çocuklarin hepsi benim çocuklarima benziyordu"

17 Agustos 1999 Depremi’nde ailesinin de enkaz altinda kaldigini ve bu süreçte yasananlari hem bir hekim hem de bir depremzede yakini olarak anladigini anlatan Doç. Dr. Caskan, “Depremin altinci gününde ben sahadan ayrildim, kendi hastaneme geri döndüm. Altinci günden itibarense yapilacak seyler; geç dönemde çikarilanlar için maalesef çok dramatik tablolar. Burada birçok hastamiz var, onlar için ölen dokularin, kisinin kendi vücuduna zarar vermemesi için vücuttan uzaklastiriyoruz. Ayni zamanda bunlardan vücuda yayilan baska faktörler oldugu için bu hastalarin diyaliz gereksinimi oluyor. Birçogunu yogun bakimda izliyoruz. Burada ailesi olmayanlar, çocuklarinin nerede oldugunu bilmeyen aileler var. Basli basina zor bir durum. Allah yardimcimiz olsun. Hastalarda ilk önce dokularini rahatlattik, kol ve bacaklarinin dolasimini sagladik. Daha sonrasinda ki emin olun, bunlar bile o kadar zor sartlarda ki orada bulundugum sirada alti siddetinde artçilar olurken bile ameliyat masasi o hizla sallanirken bile düsündügüm tek sey; Allah benim çocuklarima da ameliyat ettigim çocuklara da acisin. Ben 1999 depreminde yeni mezun hekimdim. Izmit Okmeydani’nda nöbetçiydim o gece sahaya ulasmam bes saat sonraydi. Izmit merkezden de kendi evime Gölcük’e yaklasik on yedi kilometre yürüyerek ulastim. Aileme ulasmamda yaklasik 12 saat sürdü. Ailem evin çöken kismindan yaklasik 3 saat sonra disaridaydi. Allah’tan deprem sirasinda yakinlarimdan birini kaybetmedim, ama ne kaybettim; o dönem cep telefonu da olmadigi için herhangi bir anim, ilkokulum, lisem birçok arkadasim yok. Hatirladigim çok bir sey de yok. Ben enkaz altinda kalmadim, deprem bölgesine gittigimde hiç sasirdigim bir sey olmadi. 17 Agustos 1999 Depremi’nin ayni seylerini yasadim. Ve hekim oldugum için sadece isimi yaptim. Duygusal olarak düsünebilecegim bir pozisyonda degilim. Çünkü çikarilan çocuklarin bile hepsi benim çocuklarima benziyor” ifadelerini kullandi.
Kaynak: İHA