Dogumunun 150'Nci Yilinda Mehmet Akif Konusuldu

Sakarya Büyüksehir Belediyesi tarafindan düzenlenen kültür sanat etkinlikleri ‘Dogumunun 150. Yilinda Mehmet Akif’ isimli özel bulusmayla devam etti. 2 farkli oturumda gerçeklesen programda Akif’in sanata bakisi, edebi anlayisi, yasami ve yakin dostlari üzerine konusmalar yapildi. Ayrica Mehmet Akif Musikisi dinletisi izleyenlerin büyük begenisini kazandi. Gerçeklestirilen etkinligin ilk oturumunda ‘Akif ve Sanat’ paneli düzenlendi.

Moderatörlügünü Ibrahim Öztürkçü’nün yaptigi panelde Dr. Ögr. Üyesi Mesut Koçak, Kürsat Saygili ve Hüseyin Kiyak konusmaci olarak yer aldi. ‘Akif’in Yakin Dostlari Üzerine’ isimli ikinci oturumda ise Prof. Dr. Yilmaz Dasçioglu, Mehmet Rüyan Soydan ve Prof. M. Ugur Derman konusmalarini gerçeklestirdi. Dinleti ve sergi ise katilimcilar tarafindan ilgiyle takip edildi.

Dr. Ögretim Üyesi Mesut Koçak, Mehmet Akif Ersoy’un siire bakisini ve nasil basladigini anlatarak, “Akif daha rüstiyede veya baytar mektebindeyken büyük bir aruz ve gazel sairi oldugunu Ziya Pasa’nin telkin ve bentlerine yakin oldugunu görüyoruz. Akif siire esasen divan siirinin kapisindan giren bir sair. O kültürün içinde doguyor. Klasik kültürü büyük bir zevk ve merakla ediniyor. Daha Rüstiye mektebindeyken Hafiz Sadi Mevlâna Rüsti gibi sairleri okuyup bunlardan siirler ezberliyor. Baytar mektebinde Fransiz edebiyatindan genis bir yazar kadrosunu okudugunu ve takip ettigini biliyoruz. Sadece edebiyati degil düsünceyi de okudugunu biliyoruz. Hem dogu hem de bati edebiyatini yakindan takip eden birisi” dedi.

Mehmet Rüyan Soydan, Mehmet Akif Ersoy’u ilk nasil tanidigini anlatti. Soydan, “Benim Mehmet Akif Ersoy’u tanimam tamamen tesadüf eseri olmustur. Sizler gibi okuyarak arastirarak tanimis degilim. Bir arkadasimin kitaplara merakli olmasi ve bu merakliligi bize asilamaya çalistigi esnada bir sahafa gitmistik. Mithat Cemal’in Mehmet Akif Ersoy kitabini gördüm ve aldim. Mithat Cemal’i de tanimiyordum. Kitabi biraz eskiydi, eski bir kitabim olsun diye hevesle aldim. O kitabi okumaya baslayinca Mithat Cemal’in o efsane üslubuyla yazmis oldugu kitap dikkatimi çekti okumaya basladim ve hala asamadigim bir kitapti. Yani beni Mehmet Akif Ersoy ile Mithat Cemal tanistirmisti. 35 kitap ile almaya basladigim kitap sayisi bugün binin üzerinde sadece Akif hakkinda yazilan kitabim oldu. Bir Akif kitapligim olustu” diye konustu.

Mehmet Akif Ersoy’un arkadaslarinin ögrencisi olan Prof. Dr. Ugur Derman, “Mehmet Akif Ersoy’un arkadaslarini tanima ve tanisma firsatim oldu. Dolayisiyla o yildan itibaren Mahir Bey ve Nihal Atsiz’i takip ederdim. 1953 yillarinda olgunluk imtihanlarindan mezun oldum. Mahir bey o zaman masamin yanina geldi mezun olup gidiyorsun. Mahir bey bana rabitamizi koparmayalim dedi.

Ev adresini verdi, iletisim kopmadi. Mahir bey ile 1974 vefatina kadar baba ogul gibi hiç kopmadik. Mahir bey Mehmet Akif beyle mektuplasmis, 15 kadar mektup var. Akif Bey siirlerin ciddiyetinin yaninda hikayeler de vardi. Hatiralarimi ömrümün bereketi olarak 4 cilt yayinladim. Akif beyin mektuplarini bana okuyordu. Sonra ben kendim de okumaya basladim. Benim vefatimdan sonra istedigin gibi kullan dedi.

Akif’in ilk naksedilen mektuplari onlar oldu” seklinde konustu.