Torul Baraj Gölünde Alg Patlamasi Suyun Rengini Degistirdi
Gümüshane’nin Torul ilçesinde alg patlamasi sonucu baraj gölünün yüzeyinde renk degisimi meydana geldi. Baraj gölünün yüzey rengi kizila döndü.
Vauk Dagi’ndan dogup Giresun’un Tirebolu ilçesinden denize dökülen ve geçtigi vadiye hayat veren Harsit Çayi üzerinde enerji üretmek amaciyla kurulan Torul Baraj Gölü’nün yüzeyinde önceki yillarda da alg patlamasi nedeniyle renk degisimi meydana gelmisti.
Birkaç hafta sürmesi beklenen dogal olayla birlikte baraj gölünün rengi bir noktadan itibaren siyah-beyaz gibi bariz sekilde farkli hale dönüstü.
Suyun duraganlasmasi ve sicakliginin artmasiyla gerçeklesen alg patlamasina azot ve fosforun neden oldugunu belirten uzmanlar, alglerin asiri çogalmasinin sorunlara yol açabilecegini dile getirdi.
“Sorunlarin ortaya çikmasina neden oluyor”
Torul Baraj Gölü üzerindeki alg patlamasinin uzun süreli olmasi durumunda bazi zararlara yol açabilecegini dile getiren Gümüshane Üniversitesi Kürtün Meslek Yüksekokulu Çevre Koruma Teknolojileri Bölümü Dr. Ögretim Üyesi Bülent Akar, “Algler önemli bir organizma grubu olarak degerlendiriliyor. Besin zincirinin ilk halkasini olusturuyorlar. Çesitlilik açisindan oldukça fazla bir çesitlilige sahip. 100 binlere yakin türü bulunmakta ve tatli sularda ülkemizde de yeni kayitlar ve yeni türler her geçen gün literatüre eklenmektedir. Sucul alanlarda özellikle azotlu ve fosforlu bilesiklerin fazla miktarda giris yapmasi alglerin yüksek miktarlara çikmasini kaçinilmaz hale getiriyor. Dolayisiyla fitoplankton patlamasi olarak adlandiriliyor. Suyun sicakligi belirli bir dereceye ulasti, yükseldi, dolayisiyla onlar için ideal bir sicaklik haline geldi ve burada da bir azot ve fosfor girisi yüksek miktarda oldugundan dolayi bir patlama meydana geldi. Bu uzun süreli oldugu takdirde bu sucul ekosistemlerde bazi sorunlarin ortaya çikmasina neden oluyor” dedi.
“Bu kirlilik 2-3 hafta kadar sürüyor”
Alg patlamasi nedeniyle suya isik ve oksijen girisinin azaldigini ve canlilarin bundan olumsuz etkilendigini belirten Akar, "Suyun içerisine isigin girisi oldukça azaliyor, oradaki canlilar bundan etkileniyor. Ayrica oksijen girisinde de yine azalma meydana geliyor. Bu da su içerisinde yasayan gerek omurgali gerek omurgasiz gerekse de bitkisel organizmalar için dezavantajli durum olusturuyor. Oradaki asiri patlamaya neden olan alglerin asiri çogalmasi da bazi alg türlerinin toksik madde üretmesine neden olabiliyor, dolayisiyla bunlarda belirli zararlara yol açabiliyor. Bu tür muhtemel olarak Dinoflagellata içerisinde yer alan bir tür. Tabi dedigim gibi hangi türün oldugunu laboratuvar incelemelerinden sonra net olarak söyleyebiliriz. Bunlar ates renkli algler olarak geçiyor. Suya kirmiziya yakin bir renk veriyor dolayisiyla asiri çogalmada bunu artik gözle görebiliyoruz” diye konustu.
Son yillarda özellikle Marmara deniziyle birlikte gündeme gelen Müsilaj olusumunda alglerin payi ve katkisi oldugunu ifade eden Akar, “Buradaki olay geçmis yillardaki deneyimlerden de elde edildigine göre kisa süreli olmasi bekleniyor ama yine de bir suda bir azotlu ve fosforlu bilesiklerin yogun bir sekilde suya girisi söz konusu oldugunda bu kirlilik 2-3 hafta kadar sürüyor” ifadelerini kullandi.
Kaynak: İHA
Birkaç hafta sürmesi beklenen dogal olayla birlikte baraj gölünün rengi bir noktadan itibaren siyah-beyaz gibi bariz sekilde farkli hale dönüstü.
Suyun duraganlasmasi ve sicakliginin artmasiyla gerçeklesen alg patlamasina azot ve fosforun neden oldugunu belirten uzmanlar, alglerin asiri çogalmasinin sorunlara yol açabilecegini dile getirdi.
“Sorunlarin ortaya çikmasina neden oluyor”
Torul Baraj Gölü üzerindeki alg patlamasinin uzun süreli olmasi durumunda bazi zararlara yol açabilecegini dile getiren Gümüshane Üniversitesi Kürtün Meslek Yüksekokulu Çevre Koruma Teknolojileri Bölümü Dr. Ögretim Üyesi Bülent Akar, “Algler önemli bir organizma grubu olarak degerlendiriliyor. Besin zincirinin ilk halkasini olusturuyorlar. Çesitlilik açisindan oldukça fazla bir çesitlilige sahip. 100 binlere yakin türü bulunmakta ve tatli sularda ülkemizde de yeni kayitlar ve yeni türler her geçen gün literatüre eklenmektedir. Sucul alanlarda özellikle azotlu ve fosforlu bilesiklerin fazla miktarda giris yapmasi alglerin yüksek miktarlara çikmasini kaçinilmaz hale getiriyor. Dolayisiyla fitoplankton patlamasi olarak adlandiriliyor. Suyun sicakligi belirli bir dereceye ulasti, yükseldi, dolayisiyla onlar için ideal bir sicaklik haline geldi ve burada da bir azot ve fosfor girisi yüksek miktarda oldugundan dolayi bir patlama meydana geldi. Bu uzun süreli oldugu takdirde bu sucul ekosistemlerde bazi sorunlarin ortaya çikmasina neden oluyor” dedi.
“Bu kirlilik 2-3 hafta kadar sürüyor”
Alg patlamasi nedeniyle suya isik ve oksijen girisinin azaldigini ve canlilarin bundan olumsuz etkilendigini belirten Akar, "Suyun içerisine isigin girisi oldukça azaliyor, oradaki canlilar bundan etkileniyor. Ayrica oksijen girisinde de yine azalma meydana geliyor. Bu da su içerisinde yasayan gerek omurgali gerek omurgasiz gerekse de bitkisel organizmalar için dezavantajli durum olusturuyor. Oradaki asiri patlamaya neden olan alglerin asiri çogalmasi da bazi alg türlerinin toksik madde üretmesine neden olabiliyor, dolayisiyla bunlarda belirli zararlara yol açabiliyor. Bu tür muhtemel olarak Dinoflagellata içerisinde yer alan bir tür. Tabi dedigim gibi hangi türün oldugunu laboratuvar incelemelerinden sonra net olarak söyleyebiliriz. Bunlar ates renkli algler olarak geçiyor. Suya kirmiziya yakin bir renk veriyor dolayisiyla asiri çogalmada bunu artik gözle görebiliyoruz” diye konustu.
Son yillarda özellikle Marmara deniziyle birlikte gündeme gelen Müsilaj olusumunda alglerin payi ve katkisi oldugunu ifade eden Akar, “Buradaki olay geçmis yillardaki deneyimlerden de elde edildigine göre kisa süreli olmasi bekleniyor ama yine de bir suda bir azotlu ve fosforlu bilesiklerin yogun bir sekilde suya girisi söz konusu oldugunda bu kirlilik 2-3 hafta kadar sürüyor” ifadelerini kullandi.