Hububatta Hedef Yerli Tohumla Üretimin Artirilmasi

Türkiye’nin tahil ambari olarak bilinen Konya Ovasinda yaklasik 10 milyon dekar alanda hububat ekimi yapilirken, tohum kalitesi ve ihtiyacin karsilanmasi için yapilan AR-GE projeleriyle önümüzdeki yillarda yerli tohumla üretimin arttirilmasi hedefleniyor.

Hububatta Hedef Yerli Tohumla Üretimin Artirilmasi
Tarimin baskenti Konya, ovada yapilan hububat üretimiyle ülke ekonomisine büyük katki sagliyor. Konya Ovasinda son yillarda daha kaliteli ve topragin yapisina uygun tohumlarin gelistirilmesi, üretimin artirilmasi için AR-GE çalismalarina da agirlik veriliyor. Çalismalarin ardindan gelistirilen verimli tohumlar ile ithal tohumlarin en aza indirilmesi hedefleniyor.

“Çocuklarimizi gelistirdigimiz gibi tarlalarimiz ve topraklarimiz için de tohumlarimizin gelistirilmesi gerekiyor”

Yerli tohumun önemine vurgu yapan Ziraat Mühendisleri Odasi (ZMO) Konya Sube Baskani Burak Kirkgöz, “Yaklasik 10 milyon dekar alanda Konya’da hububat üretimi yapiliyor. Bunun da yüzde 68’i kiraç dedigimiz kuru alanlarda yapiliyor, yüzde 32 kisimda sulu tarim yapiliyor. Tabii burada Konya için hububat öncelikli bir ürün. Bu tohumlarin gelistirilmesi vatanimiz için, çocuklarimizi gelistirdigimiz gibi tarlalarimiz ve topraklarimiz için de tohumlarimizin gelistirilmesi gerekiyor. Bu tohumlari gelistirirken daha yüksek verim alacagimiz çesitleri elde etmek için gerek devletimizin arastirma enstitüleri, gerek kamu çalismalarinda gerekse özel sektörde bayagi bir çalisma var. Bu konuyla ilgili ciddi anlamda sermayeler harcaniyor. Yurt disi firmalari da Türkiye pazarina girmeye çalisiyor. Bir kismi Türkiye pazarinda hali hazirda satisini da yapiyor. Tabii biz devlet olarak veya özel sektör olarak bu konuda arastirmalara devam ediyoruz” dedi.



“Bu arastirmalarin arttirilmasi gerekiyor”

Hububat ve unun Türkiye ve bütün ülkeler için çok kiymetli oldugunun altini çizen Burak Kirkgöz, “Bunun yaninda katma degeri yüksek ürünlerimiz var. Yag ve seker gibi bu tarz tohumlarin da üretiminin arttirilmasi gerekiyor. Yani bunlar katma degeri yüksek tohumlar. Ayçiçek, yagli ayçiçek tohumu, misir tohumu, tanelik misir tohumu... Bu tarz tohumlarin çalismalarinin gerek devlet arastirma enstitülerinde, gerekse özel sektörde el birligiyle bu arastirmalarin arttirilmasi gerekiyor. Türkiye’de bu çesitlerin çogu yurt disindan getirttiriliyor. Bunlarin çogunu kendimiz üretir, kendi tohumlarimiz haline getirmemiz gerekiyor. Yani bu tohumlarin gelecek nesillerimiz için önemi çok fazla” seklinde konustu.



“Çiftçilerimiz tohum alirken, yerli tohumu tercih ediyor”

Kirkgöz, “Yerli tohumlarin yayginlasmasi hem ülke ekonomisi için hem çiftçimiz için hem de bizim gibi tohumcular için çok degerli bir konu. Çiftçilerimizin tohum alirken, ekerken yerli tohumu tercih edip bu tohumlardan daha yüksek verim aldiklarini diger çiftçi arkadaslarina da önermelerinden anlayabiliyoruz. Bu konuda çiftçilerimiz de gayet memnun. Onlar da istiyorlar yerli tohum olsun, yurt disina bu tohum bagimliligini bitirmek anlaminda onlar da bize destek oluyor. Bu çok zahmetli oldugu için bunun sonucunda belki bin çesitle ugrasiyorsunuz, bir veya iki tane çesidi sahaya sunabiliyorsunuz. Tohumlari sadece kamu degil, özel sektör de ciddi anlamda emek harciyor, zaman harciyor. Ciddi vakitler alan çalismalar. Belki bin çesitle ugrasiyorsunuz daha sonra bu rakam 100’e düsüyor. Daha sonrasinda 50 çeside düsüyor. 10 yil sonunda belki de bakiyorsunuz elinizde 1 tane çesit kalmis. Tabii zahmetli bir is oldugu için de ciddi anlamda yatirim yapilmasi gerekiyor” diye konustu.

Kaynak: İHA