Bilinçli Davranilmazsa, Mide Ameliyatindan Sonra Yeniden Kilo Aliniyor
Obezite cerrahisi son yillarda giderek yayginlasiyor. Doç. Dr. Urkan ameliyat sonrasi yasam tarzini degistirmek gerektigini vurgulayarak “Sadece ilk ameliyati olacaklar degil, ikinci operasyonlarini olacak hastalarin bile sayilari gün ve gün artiyor” dedi.

Operasyonun sadece kilo vermeye “yardimci” olmak için yapildigini ve kesin bir çözüm olmadigina dikkat çeken Doç. Dr. Urkan, “Sonuçta is bizim yasam tarzi degisikligine dayanir” dedi.
Hasta, önce diger yöntemleri denemeli
Operasyonu geçirecek hastanin “obez” tanimina uymasi gerektigini belirten Doç. Dr. Urkan, operasyonun kimlere uygulanabilecegini söyle tarif etti: “Vücut kitle indeksi 40 kg/m2 üzerinde olan ve morbid obezite tanisi almis hastalar ile obez tanisi almis vücut kitle indeksi 35 kg/m2 üzerinde olan ve bu obezitenin sebep oldugu kronik rahatsizliklari (diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi...vb) eslik eden hastalar incelemeye alinir. Bu hastalarin mutlaka diger kilo verme yöntemlerini çok sayida denemis ve kilo verememis olmalari gerekiyor. Hastanin klinik özelliklerine ve performansina bagli olarak degismekle birlikte, 18-65 yas arasi hastalar, klinik takiplerine devam edecek, ameliyat sonrasi önerilere uyum saglayacaklarsa, majör psikiyatrik hastaliklari yoksa, madde bagimlisi degillerse, altta medikal olarak tedavi edilebilecek obezitenin nedeni olan hastaliklari yoksa ameliyat olmaya adaydir.”
Operasyonlarda bir “altin standart” yok
Doç. Dr. Urkan obezite cerrahisinde iki ana yöntem oldugunu açiklayarak “Bunlardan ilki, midenin hacminin azaltildigi kisitlayici tipte olan operasyonlardir. Ikincisi ve daha kompleks olan, hem midenin hacmini azaltip hem besin ve kalori alimini sinirlandirmayi amaçlayan kisitlayici ve emilim azaltici tipte olan operasyonlardir” dedi.
Ancak hangi hastaya hangi operasyonun önerileceginin önemine deginen Doç. Dr. Urkan “Son yillarda tüp mide ameliyati en çok uygulanan yöntem haline gelmistir. Ancak seçenekler arasinda ‘altin standart’ olarak kabul edilen operasyon sekli yoktur. Hangi ameliyatin yapilacagina, hastanin vücut kitle indeksi, ek hastaliklarinin degerlendirilmesi, basari oranlari ve risklerin detayli konusulmasi ile karar verilir” diye konustu.
Ikinci operasyon sayisi bile artiyor
Doç. Dr. Urkan, obezite cerrahisinin yayginlasirken bu tarz operasyonlarin mutlaka deneyimli ekiplerce yapilmasi gerektigini vurgulayarak, hastanin cerrahi sonrasi ne tip bir yasam biçimi sürdürecegi konusunda yeterli bilgiye sahip olmasi gerektigini söyledi.
Ilk cerrahisinin üzerinden süre geçmis ama yasam tarzi degisikligini hayata geçirememis hastalarin giderek arttigina dikkat çeken Doç. Dr. Urkan “Maalesef yasam biçimi konusunda yeterince bilgi sahibi olmayan hastalar, ilk operasyonda sonra yeniden kilo aliyorlar ve ikinci operasyona ihtiyaç duyabiliyorlar” dedi.
Obezite cerrahisi “sihirli degnek” degil
Operasyon sonrasiyla ilgili sürece de deginen Doç. Dr. Urkan, hastalarin ilk dönemlerinde mevcut aliskanliklarindan vazgeçmekte zorlandiklari için zor geçebildigini ancak psikolojik olarak hazir hastalarin daha az sikinti yasadigini anlatti. Bir yilin sonunda 60 kg kaybetmis ve hedefine hemen hemen ulasmis bir hastanin elde ettigi yasam kalitesinin paha biçilmez oldugunu da sözlerine ekledi. Doç Dr. Urkan, “Yasam tarzimizi degistirmez isek operasyon sonrasi balayi dönemi bittikten sonra tekrar geriye dönüs olacaktir. Biz bir sihirli degnek kullanmiyoruz. Is aslinda hastada bitiyor biz sadece araciyiz” sözleriyle hastalari uyardi.
Operasyon, istah kaybina yol açar mi?
Doç. Dr. Urkan, hastalarin en çok merak ettigi sorulardan biri olan “istah azalmasi”na iliskin sorulara ise söyle açiklik getirdi: “Özellikle tüp mide ameliyatinda midenin istah hormonu (Ghrelin hormonu) salgilayan fundus kismi da tam olarak çikarildigi için ameliyat sonrasi istah azalmasi beklenir. Yine mide hacminin küçülmesiyle az miktarda gida alimiyla tokluk hissi olusur. Ayrica mide rezervuar kisim çikarildigi için alinan gidalarin ince bagirsaga geçisi hizlanir ve ince bagirsaktan GLP denilen tokluk hormonu erken salinir ve böylece kisi daha erken doygunluk hissine kavusur.”
