Türkiye'den MOSSAD'a Bilgi Sizdirdiklari Öne Sürülen Saniklar Hakim Karsisinda

Türkiye’de Israil istihbarat servisi MOSSAD ile baglantili olduklari ve Israil için önemli bilgiyle belgeleri elde ettikleri iddia edilen 16 sanik, 20 yila kadar hapis istemiyle yargilandiklari davada hakim karsisina çikti.

Türkiye’de Israil istihbarat servisi MOSSAD ile baglantili olduklari ve Israil için önemli bilgiyle belgeleri elde ettikleri iddia edilen 16 tutuklu sanigin ‘devletin gizli kalmasi gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amaciyla temin etme’ suçundan 20 yila kadar hapisleri istenen davada yargilanmasina baslandi. Istanbul 22. Agir Ceza Mahkemesindeki durusmada 14 tutuklu sanik ile avukatlari hazir bulunurken, 2 tutuklu sanik durusmaya SEGBIS araciligiyla baglandi.

“Ek gelir olacagini düsünerek kabul ettim”

Israil gizli servisinin saha sorumlusu Ahmed Zaid ile görüsmeleri sonucunda Türkiye’deki casusluk sebekesinin para transferine yön verdigi ve ‘canli kurye’ oldugu öne sürülen Abdülkadir Barakat’in tercüman araciligiyla alinan ifadesinde, “Ahmed Zaid isimli sahsi eski is arkadasim Ilhan Kardus’un kiz kardesi Mümine Kardus araciligi ile tanidim. Almanya’ya iltica ettiginde kendisine çok yardimci oldugunu, sahsin Almanya’da oteli ve havale ofisi oldugunu söyledi.

Bu sahsin Türkiye’de de havale islerini yapacak birisine ihtiyaci oldugunu anlatti. Koronadan dolayi isler azalmisti, kazancim düsmüstü. Ailede sadece ben çalisiyorum. Bana söylenince ek gelir olacagini düsünerek kabul ettim. Ailelerin ailelere para gönderdigini düsündügüm için kabul ettim. Havaleleri, paralari gönderdigi kisilere teslim edecektim. Onunla aramdaki is tamamen bunun üzerineydi. Ahmet Zaid’le tüm görüsmem sadece havale üzerineydi, onun disinda baska bir görüsmem yoktur, ne fazla ne eksik” dedi.



“Çok büyük bir hataya düstüm, bu hatadan dolayi pismanim”

Ahmed Zaid’in havale oldugu zaman kendisiyle görüstügünü söyleyen sanik Barakat, “Türk emniyeti beni yakaladiginda bu havale islerinin ihtimal bir casusluk sebekesinin isi olabilecegini söylediler. Sahislarla herhangi bir tanisikligim yoktur. Türk güçleri beni yakaladiginda tüm bilgileri, kimlere gönderdigimi söyledim. Eger böyle bir seyin içinde olsam 10 ay önce gönderdigim seylerin dekontu telefonumda olur muydu. 2015’den beri Türkiye’deyim. Türk Devletine ve milletine zarar verecek bir sey yapmadim. Türkiye Cumhuriyeti’ne tesekkür ediyorum bizi buraya kabul ettigi ve himaye ettigi için. Daha önce hiçbir davada adim geçmedi. Böyle bir davada adim geçtigi için çok büyük sikinti yasiyorum. Çok büyük bir hataya düstüm bu hatadan dolayi pismanim. Ailemde benden baska çalisan yok. Türkçe bilmiyorlar. Yardima ihtiyaçlari var. Tahliyemi istiyorum” seklinde konustu.



“Böyle bir olay varsa gerçek hainlerin yakalanmasi için elimden geleni yaparim”

Durusmada savunma yapan Abdelrahman Abunawah, “Kimseyi zarara düsürecek bir sey yapmadim. Gerçekten, samimi olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin adaletine güveniyorum. Filistin’deyken Hamas ile çalistim. Hamas, Israil’den gelen tehlikeler için kurulmustu. Hayatimda sabikam yok. Paraya ya da baska bir seye ihtiyacim yok. Ölecek olsam bile onlarla çalismazdim. Onlar biliyorlar ki benim gibi kisiler ölse de bu isi yapmaz. Eger gerçekten böyle bir sey yaptiysam Filistin için Hamas için yapmisimdir. Ahmad Zaid ile Filistin’de tanistim. Orada yasiyordu. 2020’nin sonunda görüstügümüzde de Filistin’den gelmisti. Orada Hamas ile iliskisi disinda tekstil magazasi vardi. Ahmad Zaid, ne Filistin ne Türkiye hakkinda benden bir sey istemedim. Kamerali gözlügü Karaköy’den 100 ile 200 TL arasi bir ücrete almistim. Ahmad Zaid benden istedigi seyleri rica usulüyle istedi. Benden Findikzade’de bir dükkanin fotografini çekmemi istedi. Istedigi seyleri Hamas için, kardeslerim için yaptim. Görüntüsünü çektirdigi insanlarin Hamas’in iç güvenliginden oldugunu biliyorum ama kim oldugunu bilmiyorum. Benim bu sorusturmaya itirazim yok. Böyle bir olay varsa gerçek hainlerin yakalanmasi için elimden geleni yaparim” ifadelerini kullandi.

Durusma, diger saniklarin savunmalarinin alinmasiyla devam ediyor.

Iddianameden

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin milletiyle birlikte güvenligi ve bütünlügünü saglamak amaciyla görev yapan kurumlardan olan Milli Istihbarat Teskilatinin baslatmis oldugu çalismalar kapsaminda Israil Devleti Istihbarat Birimine bagli kisi/kisilerin Türkiye’de istihbari faaliyetler yürüterek Siyasi Casusluk suçunu islediklerinin tespit edilmesi üzerine, bu tespitlerin Istanbul Emniyet Müdürlügü, Terörle Mücadele Sube Müdürlügü araciligiyla savciliga bildirildigi ve sonrasinda tespit edilen süphelilerin yakalanmasi için çalismalar baslatildigi aktarildi.

Iddianamede, Türkiye’de ikamet etmekte olan sahis ya da topluluklarin hedef alindigi, bu kisiler üzerinden devletin iç veya dis menfaatlerinin tehlikeye atildigi, gizli yöntemlerle bilgilerin temin edildigi, temin edilen bilgilerin servis edilerek karsiliginda maddi menfaat saglandigi, süphelilerin yurt disi kaynakli kurum ya da kuruluslarca maddi menfaat karsiliginda organizasyonun içine çekildigi, para transferlerinin de olagan olmayan yöntemlerle gerçeklestirildigi, temin edilen bilgilerin de gizli yöntemlerle aktarildigi ve uluslararasi iliskiler dahilinde milli menfaatlerin zarar görebilecegi sekilde faaliyetlerin icra edildigi kaydedildi.

Savcilikça hazirlanan iddianamede, 16 tutuklu süphelinin ‘devletin gizli kalmasi gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amaciyla temin etme’ suçundan 15 yildan 20 yila kadar hapisle cezalandirilmasi talep edildi.
Kaynak: İHA